Libya Parlamentosu’ndan Başağa’ya bir sonraki oturuma katılma çağrısı

Hafter, bir kez daha ‘vatana komplo kuran kurumlara karşı halk ayaklanması’ çağrısı yaptı.

Dibeybe hükümetinde Genelkurmay Başkanı Muhammed el-Haddad, Zaviye’nin ileri gelenleri ile görüştü.
Dibeybe hükümetinde Genelkurmay Başkanı Muhammed el-Haddad, Zaviye’nin ileri gelenleri ile görüştü.
TT

Libya Parlamentosu’ndan Başağa’ya bir sonraki oturuma katılma çağrısı

Dibeybe hükümetinde Genelkurmay Başkanı Muhammed el-Haddad, Zaviye’nin ileri gelenleri ile görüştü.
Dibeybe hükümetinde Genelkurmay Başkanı Muhammed el-Haddad, Zaviye’nin ileri gelenleri ile görüştü.

Libya Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, paralel İstikrar Hükümeti Başkanı Fethi Başağa’nın ‘katılmak istediğini belirtmesi’ sonrasında bir sonraki meclis oturumuna çağrıldığını açıkladı. Aynı şekilde Libya Ulusal Ordusu (LUO) Başkomutanı Mareşal Halife Hafter, geniş ve barışçıl bir ‘halk ayaklanması’ çağrısını yinelerken, ordunun ‘çöküşü sonlandıracak tek garantör’ olduğunu vurguladı.
Meclis Başkanı Salih, 27 Eylül’de ülkenin doğusundaki Bingazi şehrinde bir meclis toplantısı sırasında, kontrol organlarının başkanlarının bir sonraki oturuma çağrılması gerektiğini söyledi. Salih ayrıca Merkez Bankası Yönetim Kurulu’na da döviz kurunu yeniden gözden geçirmesi çağrısı yaptı.
Başsavcı’nın, kontrol organlarının raporlarında adı geçenler hakkında dava açılması gerektiğini söylemesi üzerine Salih, bir adayı ‘sahtecilikle’ suçlaması nedeniyle Temsilciler Meclisi’nin ikinci başkan yardımcısının seçileceği oturumdan uzak durduğunu dile getirdi. Akile Salih, güneyden 15 milletvekilinin seçimlerin ertelenmesini istemesinin ardından konunun bir sonraki oturuma taşınacağını bildirdi.  
Diğer yandan Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri, ertelenen cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin anayasal temeli konusunda Temsilciler Meclisi ile süregelen görüş ayrılıklarına işaret etti. Çifte vatandaşların cumhurbaşkanlığı seçimlerine adaylığının, Temsilciler Meclisi’nde halen bir anlaşmazlık noktası olduğunu belirten Mişri, geçen pazartesi akşamı başkent Trablus’ta düzenlediği bir toplantıda, Meclis Başkanı Akile Salih’in önerilerine rağmen anlaşmazlığı çözmek için hiçbir formül üzerinde anlaşmaya varılmadığını dile getirdi.
Devlet Yüksek Konsey üyeleri de Temsilciler Meclisi’nde görüşülen ‘anayasal kural’ maddelerini oylamaya başlamıştı. Bu çerçevede konsey tarafından yapılan açıklamada görüşmelerin, nihai bir nüsha üzerinde bir anlaşmaya varılıncaya kadar devam edeceği, daha sonra Temsilciler Meclisi’ne havale edileceği belirtildi.
Diğer yandan LUO Komutanı Mareşal Halife Haftergeçen pazartesi akşamı (bölgenin ileri gelenlerinin daveti üzerine) ziyaretini kutlayan Berek eş-Şati bölgesi halkına yaptığı bir konuşmada, ‘vatana komplo kuran kurumlara karşı ayaklanmayı’ desteklediğini vurguladı. Terörü hezimete uğratan ordunun, güvenilmeyi hak ettiğini belirten Hafter, yıllardır ‘uzlaşı, kapsamlı bir anlaşma ve milletin çıkarlarını her şeyin üstünde tutma’ konusunda hiçbir çabadan kaçınmadığını vurguladı.
Mareşal Halife Hafter açıklamasında “Siyasi liderlerin siyasi çıkmaza son vermeyi kabul etmeleri için olanak sağladık ancak başarısız oldular. Bugün siyasi süreçte bir çıkmaza girdik” dedi. Tekrarlanan başarısızlıkların sebeplerine de değinen Hafter, bu durumun halkın yokluğundan ve kendi kaderlerini kendilerinin tayin etmemesinden kaynaklandığını vurguladı. Mareşal Halife Hafter sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu yüzden halkın karşısında alarm zilini çalıyoruz. Halkı işlerini kontrol altına almaya ve sivil bir devlet inşa etmeye çağırıyoruz. Çünkü halk, düşmanını biliyor. Yolsuzluğa ve tiranlığa son vermek için sorunu kararlı bir mücadeleyle, halkla çözmek fayda sağlar.”
Hafter ayrıca Libya’nın ‘halkın yokluğundan ve ulusal rollerini görmezden gelen ve güvene ihanet eden kurumlara bağlılıktan’ mustarip olduğuna dikkat çekti.
Hafter ayrıca siyasi kotalara dayalı fabrikasyon çözümlerin başarısızlıklarını kanıtladığını ve yalnızca üreticilerine hizmet ettiklerini söylerken, ‘halkın iradesini dayatmak için ayağa kalkması ve yolsuzluk ve ihanetin sembollerini sona erdiren, vatanseverleri ve onurlu insanları açığa çıkaran yeni bir gerçeklik yaratması’ gerektiğini vurguladı.
Diğer yandan Abdulhamid Dibeybe hükümetine bağlı ‘Terör ve Organize Suçla Mücadele İçin Caydırıcılık Birimi’, İçişleri Bakanlığı’na bağlı ‘Sifav Grubu’ unsurlarından Muaz Bilal’in teslim olduğunu duyurdu. Bilal, Zaviye şehrinin tanık olduğu çatışmalarda aranan isimlerden biriydi. Söz konusu çatışmalar, beş kişinin ölümüne yol açmış ve şehirdeki durumu daha da kötüleştirmişti.
Birim, geçen pazartesi akşamı yaptığı açıklamada, ‘sürmekte olan anlaşmazlığın nihai şekilde durdurulması için’ adli makamların son sözü söylemesi şartıyla, soruşturmanın ilgili makamlarla koordineli olarak fiilen başladığını açıkladı. Açıklamada, söz konusu adımın çatışmayı çözmek ve mevcut savaşı sona erdirmek için birçok tarafın müdahalesinden sonra (Başkanlık Konseyi, İçişleri Bakanı, Batı Sahili Askeri Bölge Komutanı ve Zaviye Güvenlik Müdürü’nün takibiyle) atıldığına dikkat çekti.
Dibeybe hükümetinde Genelkurmay Başkanı Muhammed el-Haddad, geçen pazartesi günü Zaviye şehrinden bir heyetle bir araya geldi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre görüşme sırasında ‘çatışma taraflarıyla iletişim kurma, toplumsal durumu çözme, zararları en aza indirme, güvenliği sağlamak için ortak gücü harekete geçirme’ amacıyla komiteler oluşturma konusu ele alındı. Haddad’ın ofisinden yapılan açıklamada, aranan bir ismin Başkanlık Konseyi ve İçişleri Bakanlığı ile koordineli olarak, caydırıcılık birimine teslim edildiğini ve şehirde nihai ateşkes anlaşmasına varıldığı duyuruldu.
Yerel kaynaklar, şehirdeki silahlı çatışmaların sona erdiğini ve aranan bir kişinin teslim edilmesi konusunda uzlaşı sağlandıktan sonra iki tarafın güçlerinin de geri çekildiğini doğruladı. Gelişmeyle eş zamanlı olarak Başkanlık Konseyi üyesi Abdullah el-Lafi’nin güvenlik ve askeri yetkililerle bir araya geleceği bilgisi paylaşıldı.



İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
TT

İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)

Lübnan’ın resmî haber ajansı Ulusal Haber Ajansı (NNA), bugün (Cuma) Güney Lübnan’daki Vezzani ve Mecidiye çevresinin İsrail topçuları tarafından hedef alındığını bildirdi.

Ajansa göre, İsrail’e ait bir insansız hava aracı Ras el-Nakura bölgesinde bir balıkçı teknesinin yakınına ses bombası bıraktı; olayda yaralanan olmadı. Aynı bölgede İsrail’e ait bir savaş botu da ülkenin kara sularına doğru makineli tüfekle ateş açtı.


İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
TT

İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)

Filistinli kaynaklar, İsrail’in iki gündür öne sürdüğü, İslami Cihad Hareketi’nin Hamas ile iş birliği yapmayı reddettiği ve ateşkesin ikinci aşamasına geçilmeden önce elindeki son İsrailli esirin cesedini teslim etmediği yönündeki iddiaları yalanladı.

İsrail’in Maariv gazetesinin güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Hamas ile İslami Cihad arasında, Ran Gafeli isimli son esirin cesedinin teslim edilmemesi konusunda gerilim yaşandığı iddia edildi. İsrail, Gafeli’nin kaçırılmasında İslami Cihad mensuplarının doğrudan rol aldığını düşünüyor.

İslami Cihad’ın askeri kanadı Saraya el-Kudüs, günler önce yaptığı açıklamada tüm esirleri teslim ettiklerini ve ateşkes anlaşmasına tamamen uyduklarını belirtti. Hareketten Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Gafeli’nin cesedinin kendi ellerinde bulunmadığını, cesedin Hamas’ın kontrolünde olduğunu ifade etti. Kaynaklar, Hamas ile koordinasyonun “mükemmel seviyede” olduğunu ve İsrail basınında yer alan gerilim iddialarının gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

dsvf
İslami Cihad savaşçıları ve Mısırlı işçiler, Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat'ın kuzeyinde İsrailli rehinelerin cesetlerini arıyor (Arşiv - AP)

Hamas kaynakları da Şarku’l Avsat’a, cesedin Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye ve Zeytun mahallelerinde 3 veya 4 farklı noktada bulunmuş olabileceği yönünde şüpheler olduğunu aktardı. Ancak bu noktalarda yürütülen aramalarda cesede ulaşılamadığı, esir alma ve gömülme süreçlerine dahil olan saha sorumluları ve militanların tamamının çeşitli saldırılarda öldüğü için kesin yer tespiti yapmanın zorlaştığı bildirildi. Kaynaklar ayrıca yoğun bombardıman ve bölgenin tamamen yıkılması nedeniyle tespit çalışmalarının daha da güçleştiğini belirtti.

Yediot Aharonot gazetesine göre İsrail, arabulucular aracılığıyla Hamas’a, cesedin yerinin belirlenmesine yardımcı olabilecek kişilere ilişkin bilgiler ve bölgenin olası konumunu gösteren uydu görüntüleri iletti. Hamas kaynakları, bu dosya ve diğer konularla ilgili arabulucularla temasın sürdüğünü söyledi.

Yeni videonun ortaya çıkardığı soru işaretleri

Bu gelişmeler, İsrailli esir ailelerinin yayımladığı görüntülerle eş zamanlı yaşandı. Videolarda, Ağustos 2024’te Refah’taki bir tünelde cesetleri bulunan altı esirin, tünelde birlikte yaşarken Hanuka’yı kutladıkları, 2024 yeni yılına girdikleri, konuşup saç tıraşı oldukları ve tünel içinde farklı noktalara hareket ettikleri görülüyor.

dfgh
Hamas militanları, 20 Şubat 2025'te Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerinin Kızılhaç'a teslimi sırasında tabutlardan birini taşıyor (DPA)

Görüntüler, İsrail ordusunun söz konusu altı kişinin tünele ulaşımdan iki gün önce Hamas tarafından öldürüldüğü yönündeki açıklamalarına dair soru işaretleri doğurdu. Hamas bu iddiayı reddederek, esirlerin bölgeyi hedef alan İsrail bombardımanında öldüğünü söyledi.

Maariv'den gazeteci Miki Levine, esirlerin “Nisan ayında anlaşma sağlanmış olsaydı hayatta olabileceklerini” belirten bir değerlendirme yayımladı. Levine, Başbakan Netanyahu ile bakanlar Smotrich ve Ben-Gvir’in “tam zafer” stratejisinde ısrar etmelerinin, Refah’a girilmesinin esirleri tehlikeye atacağı yönündeki uyarıları göz ardı ettiklerini yazdı.

İsrail devlet televizyonu da, esirlerin öldürülmesinden birkaç gün önce müzakerelerin tıkanma noktasına gelmesinin, Tel Aviv’in Filadelfi Koridoru’nun kontrolünü şart koşmasından kaynaklandığını; o aşamada anlaşma imzalansaydı altı esirden beşinin serbest bırakılacağını aktardı.

Hamas kaynakları ise Şarku’l Avsat’a, esirlerin topçu ve hava bombardımanında öldüğünü, saldırı sırasında bazı esir gardiyanlarının da yaşamını yitirdiğini teyit etti. Kaynaklar, savaş boyunca İsrail güçleri esirlere yaklaşırsa “tehlike durumunda esirin öldürülmesi” yönünde talimat bulunduğunu da belirtti.7Tünelin Refah’ın batısındaki Tel Sultan’da bulunduğu, İsrail ordusunun sonraki incelemelerinde esirlerin “bölgedeki yoğun askeri baskı nedeniyle hayatını kaybettiğini” kabul ettiği bildirildi.

Ekim 2024’te İsrail, Hamas’ın eski siyasi büro şefi Yahya es-Sinvar’ı, Tel Sultan’daki bir evde, yanında silahlı bir grupla bulunduğu sırada öldürmüştü. Kasım ayında Hamas kaynakları, Muhammed es-Sinvar’ın oğlu İbrahim’in de Refah’taki bir tünelde hava saldırısında öldüğünü açıklamıştı. DNA bulgularının, aynı tünelde Hamas mensuplarının bulunduğuna işaret ettiği belirtildi. Esirlerin, İbrahim es-Sinvar’ın öldüğü saldırıda hayatını kaybetmiş olabileceği değerlendiriliyor.

Hamas kaynakları, İsrailli esirlere ilişkin talimatların çok sıkı olduğunu ve hayatta kalmaları için tüm imkânların seferber edildiğini vurguladı.


Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
TT

Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)

Gazze Şeridi'ni 24 saatten kısa bir süre içinde vuran fırtına ve derin alçak basınç sistemi, birçok evin çökmesi ve bölge genelinde çadırların sular altında kalması sonucu 11 Filistinlinin ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) göre yerel kaynaklar, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'nın Bir el-Naja bölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir evin çökmesi sonucu 5 Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

 Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı kaynaklar, bugün şafak vakti Gazze şehrinin batısındaki el-Rimal mahallesinde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının üzerine büyük bir duvarın çökmesi sonucu 2 vatandaşın öldüğünü, Gazze şehrinde aşırı soğuktan bir çocuğun, el-Şati kampında ise bir bebeğin hayatını kaybettiğini belirtti. Dün de el-Şati kampında bir duvarın çökmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Dün el-Amadi bölgesindeki Ebu Cebel kampında bir çadırın çökmesi sonucu iki çocuk yaralandı; Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki mülteci çadırında ise bir bebek aşırı soğuktan hayatını kaybetti.

Sivil savunma ekipleri, son birkaç saat içinde en az 10 evin çöktüğünü, son olarak da el-Kerame ve Şeyh Rıdvan mahallelerinde 2 evin yıkıldığını bildirdi.

Bu olumsuz hava koşulları ayrıca Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki kampların tamamının sular altında kalmasına, Deyr el-Belah'taki el-Bassa ve el-Baraka'nın geniş alanlarının, Nuseyrat'taki Merkez Pazarı'nın ve Gazze Şehri'ndeki Yermuk ve liman bölgelerinin hasar görmesine yol açtı.

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), dün yaptığı açıklamada, şiddetli yağmur ve ıslak çadırların, aşırı kalabalık Gazze Şeridi'ndeki kötüleşen sağlık ve yaşam koşullarını daha da kötüleştirdiğini belirterek, soğuk hava, yetersiz sanitasyon ve hijyen eksikliğinin salgın hastalık riskini artırdığını vurguladı. UNRWA, insani yardıma erişimin acilen kolaylaştırılması çağrısında bulundu.