Rusya ve ABD’nin Sudan polemiği

ABD’nin Hartum Büyükelçisi Godfrey, Ağustos ayında Cumhuriyet Sarayı’nda Burhan’a itimatnamesini sunarken (SUNA)
ABD’nin Hartum Büyükelçisi Godfrey, Ağustos ayında Cumhuriyet Sarayı’nda Burhan’a itimatnamesini sunarken (SUNA)
TT

Rusya ve ABD’nin Sudan polemiği

ABD’nin Hartum Büyükelçisi Godfrey, Ağustos ayında Cumhuriyet Sarayı’nda Burhan’a itimatnamesini sunarken (SUNA)
ABD’nin Hartum Büyükelçisi Godfrey, Ağustos ayında Cumhuriyet Sarayı’nda Burhan’a itimatnamesini sunarken (SUNA)

Rusya’nın Hartum Büyükelçiliği, ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey’nin yerel bir gazeteye verdiği röportaja tepki gösterdi. ABD Büyükelçisi’nin, Rusya’nın izolasyonu hakkındaki ifadelerini ‘saçma’ olarak nitelendirdi.
Rusya’nın Hartum Büyükelçiliği tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Yakın zamanda Hartum’a atanan Godfrey’in Tayyar gazetesine verdiği röportajda, Sudan hakkındaki yüzeysel bilgisini şüpheli ‘kaynaklarla’ tamamlamaya çalıştığı ve Rusya-Sudan ilişkilerine müdahele ettiği” ifade edildi.
ABD Büyükelçisi söz konusu röportajda, Rusya ve Sudan arasındaki ilişkilerin ilerlemesine yanıt olarak “Ukrayna’ya yönelik haksız işgal girişimi nedeniyle Rusya Federasyonu ve Devlet Başkanı Vladimir Putin etrafındaki uluslararası izolasyonun şu anda arttığını söylemek önemlidir” ifadelerini kullanmıştı.
Büyükelçi “Sudan Hükümeti, Rus askeri tesisini kurmaya veya bu konuyu yeniden müzakere etmeye karar verirse, bu Sudan’ın çıkarlarına zarar verir ve çoğu Sudanlının uluslararası topluma daha yakın olmak istediği bir zamanda Sudan’ın daha fazla izole edilmesine yol açar” ifadelerini kullandı. Büyükelçi Godfrey, “Tüm ülkeler, hangi ülkelerle ortak olacağına karar verme konusunda egemen bir hakka sahiptir ancak bu tercihlerin elbette sonuçları olacaktır” ifadelerini de sözlerine ekledi.
Rus Büyükelçiliği yaptığı açıklamada “ABD Büyükelçisi, selefleri gibi, Sudan halkına karşı Hartum’un dış politikasındaki egemenliği ile ilgili olarak tehdit ve ültimatom diliyle konuşmaya çalışıyor. Görünüşe göre, tecrübesinin azlığı ve ABD Dışişleri Bakanlığı’nın kibirli ilişkilerini taklit etmesi nedeniyle, kendisi diplomatik uygunluktan oldukça uzak” ifadelerine yer verildi.
Büyükelçilik röportaj hakkındaki yorumlarında “ABD Büyükelçisi’nin mevcut dünya düzeniyle ilgili argümanları saçma görünüyor. Daha da gülünç olanı, ‘Rusya’nın izolasyonu’ olarak nitelendirdiği durum hakkındaki açıklamalarıdır” ifadelerini kullandı. Rusya Büyükelçiliği, ülkesinin ‘Sudan ile saygı ve karşılıklı fayda ilkeleri üzerinde art arda gelişen iş birliğini, geliştirme kararlılığını dile getirirken bu ilkelerin “Ne yazık ki Washington tarafından sıklıkla unutulduğunu” ifade etti.
Büyükelçilik yorumlarını “ABD Büyükelçisine, yüksek makamında çalıştığı sırada tüm bunları dikkate almasını tavsiye ediyoruz” ifadelerini ile tamamladı.
ABD-Sudan arasında temsilciliğin maslahatgüzar seviyesinde olduğu 25 yıllık uzaklaşmasının ardından, Godfrey ABD’nin Sudan’daki ilk büyükelçisi olarak Ağustos ayında Hartum’a geldi.
2021 yılı Nisan ayında Sudan, ABD’nin yoğun baskısının ardından Rusya ile Kızıldeniz’de askeri üssün kurulmasına ilişkin anlaşmasını dondurdu ve bölge Rus araç ve askerlerinden arındırıldı.
Aynı ay Sudan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Osman Hüseyin, Rusya ile Kızıldeniz’de bir deniz üssü kurulması konusunda tam bir anlaşma olmadığını vurguladı, ancak iki ülke arasında genişletilmiş bir askeri iş birliği olduğunu belirtti.
Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti), Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgal denemesinin başlangıcına denk gelen Mart ayında Moskova’ya yaptığı ziyaretin ardından, “Sudan’ın çıkarınaysa Kızıldeniz’de Rus askeri üsleri kurulmasına bir sorun yok. Kızıldeniz’de 730 kilometrelik alana sahibiz. Herhangi bir ülke askeri üs kurmak isterse, bizim çıkarımıza ise ve ulusal güvenliğimizi tehdit etmiyorsa, Rusya veya diğer ülkeler ile anlaşma da bir sorunumuz yok” ifadelerini kullandı.
Sudan’da devrik Devlet Başkanı Ömer el-Beşir yönetiminde 2017 yılında bir Rus askeri tesisi kurulması konusunda anlaşmaya varılmıştı.



Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
TT

Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)

Filistin haber ajansı Safa’nın haberine göre Sivil savunma ekipleri, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan 13 evin enkazı altında kalan 55 şehidin cesedini aramaya başladı.

Ajans, "Sivil Savunma ekiplerinin, uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde, Gazze şehrinin Rimal mahallesindeki bir evin enkazı altından Filistinli ailenin şehitlerinin cesetlerini çıkardığını" belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Safa’dan aktardığına göre "Gazze Şeridi'nde iki yıldır süren İsrail imha savaşının kurbanı olan 9 binden fazla şehit, halen evlerin enkazı altında gömülü kalmaya devam ediyor."


Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
TT

Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]

Ürdün, Kraliyet Ürdün Hava Kuvvetleri aracılığıyla, dün sabah erken saatlerde Suriye'nin güneyindeki çeşitli DEAŞ mevzilerini hedef alan hassas hava saldırılarına katıldı.

Ürdün devletine ait el-Memleke TV internet sitesine göre, ABD ile iş birliği içinde gerçekleştirilen bu katılım, Suriye hükümetinin yakın zamanda katıldığı DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyon operasyonlarının bir parçasıdır.

Bu operasyon, terörle mücadele çerçevesinde ve özellikle DEAŞ terör örgütünün güney Suriye'de yeniden yapılanıp kapasitesini güçlendirmesinin ardından, aşırılıkçı örgütlerin bu bölgeleri Suriye'nin komşularının ve bölgenin güvenliğini tehdit etmek için birer üs olarak kullanmasını önlemek amacıyla gerçekleştirildi.


El-Hakim, silahların devletle sınırlandırılmasını istiyor

Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
TT

El-Hakim, silahların devletle sınırlandırılmasını istiyor

Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)

Irak'taki "Koordinasyon Çerçevesi" ittifakının liderlerinden Ammar el-Hakim, devletin güç kullanımında tekel sahibi olması gerektiğini belirterek, silahların ülkedeki karar vericiler üzerinde baskı aracı olarak kullanılmaması gerektiğini vurguladı.

El-Hakim dün yaptığı konuşmada, "Silahlar, anayasaya uygun olarak, Irak halkının ve siyasi partilerinin iradesiyle, dışarıdan dayatmalarla değil, devletin elinde olmalıdır" dedi.

Hikmet Hareketi partisinin lideri el-Hakim, karar vericiler üzerinde baskı kurmak için devlet dışında silah kullanılmasına karşı olduğunu ifade etti.

El-Hakim'in partisinin liderlerinden Fahd el-Cuburi, "Washington, yeni hükümette grupların yer alması konusunda çekincelerini dile getirdi" dedi.

Son dönemde parlamentoda birkaç sandalye kazanan ve silahlı bir fraksiyon olan İmam Ali Tugayları ise "devletin elindeki silahların tekelleştirilmesini ve Haşdi Şabi Güçlerinin güçlendirilmesini" savundu. Tugayların genel sekreteri Şibl el-Zaidi, yaptığı açıklamada, "fraksiyonel güçlerin seçimlerdeki önemli zaferi, onları önemli bir sınavın önüne koyuyor" ifadelerini kullandı.