İran’da ‘kadın ayaklanması’ devam ediyor

İran Cumhurbaşkanı Reisi, gösterilerin komplo olduğunu iddia etti. Genel grev çağrıları artıyor

Bazı Protestocular, geçen hafta Tahran’da bir polis motosikletini ateşe verdi (AP)
Bazı Protestocular, geçen hafta Tahran’da bir polis motosikletini ateşe verdi (AP)
TT

İran’da ‘kadın ayaklanması’ devam ediyor

Bazı Protestocular, geçen hafta Tahran’da bir polis motosikletini ateşe verdi (AP)
Bazı Protestocular, geçen hafta Tahran’da bir polis motosikletini ateşe verdi (AP)

İran polisi, 28 Eylül’de birliklerinin ‘tüm güçleriyle’ yönetim karşıtı yürüyüşlerle mücadele edeceğini açıkladı. Öyle ki İran’da Mahsa Amini adlı genç kadının gözaltında tutulduğu sırada ölümünün yol açtığı protesto dalgasının ardından rejimi devirmek için genel grev çağrıları da artıyor.
Güvenlik güçleri, 28 Eylül sabahı Şiraz Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne baskın düzenleyerek, protesto gösterileri gerçekleştiren çok sayıda öğrenciyi gözaltına aldı. Olay yerinden çekilen bir videoda, çevik kuvvet polisi ile gösteriye katılanlar arasında bir panik atmosferi ve yumruk kavgası yaşandığı görüldü. İsfahan’da ise öğrenciler, “Öğrencileri öldürdünüz ve bize susmamızı söylüyorsunuz” sloganı attı.
Geçen salı günü geç saatlerde sosyal medya organlarında dolaşan videolar, Tahran’ın kuzey, batı ve doğu bölgelerinin üst üste 11. gece yetkililere karşı öfkeli protestolara sahne olduğunu gösterdi. Eylemciler, farklı alanlarda ateşler yakarken, başkent sokaklarında kornalar çaldı.
Yüksek ölü sayısına ve yetkililerin protestolara göz yaşartıcı gaz ve cop kullanarak şiddetli şekilde müdahalede bulunmasına rağmen, Twitter üzerinden yayınlanan videolar, eylemcilerin Meşhed, İsfahan, Tebriz, Kerec, Yezd, Kum ve diğer birçok İran kentinde güvenlik güçleriyle çatışırken iktidarın devrilmesini talep ettiğini gösterdi.
Buşehr şehrinde ise eylemciler, Merg ber Khamenei! (Hamaney’e ölüm!) sloganları atarken, bir başka videoda ise güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucu bir genç kızın yaralandığı görüldü.
Sosyal medya organlarındaki diğer videolar, salı günü gün batımından sonra onlarca şehirde protestoların devam ettiğini gösterdi. Sosyal medya organlarında geniş çaplı bir şekilde yayınlanan bir videoda göstericilerin, İran’ın güneydoğusundaki Çabahar Limanı’nda devlet dairelerini ateşe verdiği ve protestolar sırasında silah seslerinin duyulduğu görüldü. Reuters’ın aktardığına göre videodaki bir sesin, eylemcilerin ‘Mahsa Amini’nin ölümü ve polis memurunun etnik Beluç azınlığından bir genç kıza tecavüz ettiği suçlamaları nedeniyle’ öfkeli olduğunu söylediği duyuldu.
Mahsa Amini’nin ölümüyle ilgili protestoların başlamasından bu yana yetkililer, eski protestolarda şiddetli çatışmalara sahne olan şehirlerde sıkı bir güvenlik ortamı sağladı ve şehirlere geniş çapta güvenlik gücü konuşlandırdı.
Ülkeyi kasıp kavuran halk protestolarından on iki gün sonra internetin ve bilgi akışının kısıtlanmasıyla birlikte protestolara yönelik baskılar tırmandı.

Sert yanıt
İran İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanı İsa Zarepur, WhatsApp ve Instagram uygulamalarının kalıcı olarak engellenmesi gerektiğine dikkati çekti. Hükümet toplantısının oturum aralarında gazetecilere açıklama yapan Zarepur, “Bazı ABD platformları, ayaklanmalar için kuluçka merkezlerine dönüştü ve bunun için bu platformlara kısıtlamalar getirdik” dedi. İsa Zarepur, “Bu platformlar zararlı olduğu sürece kısıtlamalar devam edecek” ifadelerini kullanırken, İranlılara da ticari faaliyetlerini ‘İslam Cumhuriyeti yasalarına uymayan ortamlarda’ gerçekleştirmeme çağrısı yaptı.
Resmi ajansların aktardığına göre İran Cumhurbaşkanı, bugünkü kabine toplantısında “Düşmanlar, rejimin gücünden kaynaklanan tehlike hissi nedeniyle fitne çıkarmaya çalışıyor” dedi.
İran polis komutanlığı ise “Bugün, İran İslam Cumhuriyeti düşmanları ve bazı isyancılar, çeşitli bahanelerle kamu düzenini ve milletin güvenliğini bozmaya çalışıyorlar” açıklamasında bulundu. Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) haberine göre komutanlık, “Polisler, karşı-devrimcilerin ve düşman unsurların komplolarına tüm gücüyle karşı koyacak, ülke genelinde asayiş ve güvenliği bozanlara karşı kararlı bir şekilde hareket edecektir” dedi.
Veliyyi Fâkih konumundaki İran rejimi lideri “Rehber” Ali Hamaney’e bağlı Anayasa Koruma Konseyi, ‘masumları ve güvenlik görevlilerini öldürenler, yaralayanlar ve insanların mallarına sabotaj yapanlar’ karşısında polise ve yargıya desteğini açıkladı.
İran hükümetinin internet sitesini hackleyen bir grup olan ‘Edalaat Ali’, (Hz. Ali’nin Adaleti) Tahran 38. savcılığının 5. şubesinde Başsavcı Ali Omrai’nin başsavcılık ofis başkanlığına gönderdiği bir mesajı yayınladı. Bu bağlamda bazı kişilerin, Mahsa Amini’nin gözaltı sırasında direndiğini ve kafasından darbe aldığını bildirdiği belirtildi. Ayrıca Amini’nin masaya ve devriye aracındaki başka bir kişiye çarptığı ve başının kanadığı bilgisi verildi.

Karmaşık sayılar
İran Devrim Muhafızları’na ait Fars Haber Ajansı’nın geçen salı günü yayınladığı bilançoya göre 16 Eylül’den bu yana yaklaşık 60 kişi hayatını kaybetti. Polis, 10 mensubunun öldüğünü duyurdu. Ancak bu 10 kişinin, ajans tarafından bildirilen ölüm sayısı arasında olup olmadığı net değil.
Söz konusu bilançonun ilanından bir gün önce de Oslo merkezli İran İnsan Hakları Örgütü, güvenlik güçlerinin ateşi sonucu 76 kişinin öldüğünü duyurdu. Uluslararası Af Örgütü, ölenler arasında 4 çocuğun bulunduğunu söyledi.
İran’daki bir insan hakları örgütü olan ‘Hengaw’a göre 10 gün içerisinde binden fazla Kürt eylemci gözaltına alınırken, 18 kişi öldü ve 898 kişi de yaralandı. Grup, gerçek sayıların daha yüksek olabileceğine dikkat çekti. Grup, “Pazartesi gününden cuma gününe kadar İran Kürdistan’ında 70’ten fazla kadın tutuklandı. En az dördü 18 yaşın altında” dedi.
Reuters ise resmi medya organlarından alıntı yaptığı haberinde, İran yargısının ‘isyancıları’ yargılamak için özel mahkemeler kurduğunu bildirdi.
Resmi ölü sayısına rağmen yetkililer, Tahran’da ve protestolara tanık olan diğer birçok şehirde tutuklamalara dair herhangi bir bilanço açıklamadı.
Hükümet medyası ve insan hakları örgütleri tarafından yayınlanan rakamlara göre, bin 800’ü aşkın kişi tutuklandı. Tahran’daki aktivistler, başkentteki hapishanelerin mahkumlarla dolu olduğunu söyledi. İran Başsavcısı Muhammed Cafer Muntazeri, Tahran’daki en büyük hapishane olan Fashapuyeh’i iki saat boyunca denetledi. İran internet siteleri, Muntazeri’nin birkaç tutukluyla konuştuğunu ve gözaltı koşulları hakkında bilgi aldığını belirtti.

Genel grev
Bazı aktivistler, sosyal medya organlarındaki paylaşımlarıyla ülke çapında grev çağrısında bulundu. Üniversite profesörleri, ünlüler ve futbolcular, sosyal medya aracılığıyla Amini’nin ölümüyle ilgili protestolara desteklerini dile getirirken, birçok üniversitedeki öğrenciler de derslere katılmayı reddetti.
İran Öğrenci Birliği Konseyleri, ülkede yaklaşık 80 üniversitenin öğrencilerin ve profesörlerin grevlerine tanık olduğunu açıkladı. Tahran’daki Sanat Üniversitesi’nden profesörler de greve katılacaklarını duyurdular.
BBC Farsça servisi, İran asıllı İngiliz eski mahkûm Nazanin Zaghari-Ratcliffe’in İranlı kadınlarla dayanışma içinde saçını kestiği bir video yayınladı. Videoda Zaghari, saçlarının her bir tutamını keserken, protestolardaki kurbanlardan birinin adını söyledi.
Şah’ın eşi Farah Pehlevi de güvenlik güçlerini silahlarını bırakmaya çağıran bir video mesajı yayınladı. Mesajda, “Ellerinizi daha fazla İranlı gençlerin kanıyla lekelememelisiniz” ifadelerine yer verdi.
Şah’ın oğlu Rıza Pehlevi ise İran’daki gösterilere, ‘kadınların önderliğinde tarihi bir devrim’ olarak övgüde bulunurken, dünyanın dört bir yanındaki ülkeleri de rejime daha fazla baskı yapmaya çağırdı.
Pehlevi, laik ve demokratik bir İran rejimi için daha fazla hazırlık çağrısı yaptı. AFP’ye açıklamada bulunan Rıza Pehlevi, “Bence bu, İranlı erkeklerin, oğulların ve babaların desteğiyle, kadınlar tarafından yönetilen modern çağdaki ilk devrimdir” dedi. Pehlevi ayrıca, “Koşullar, ‘Yeter’ demeye ulaştı” şeklinde konuştu.
Üç kız babası olan Pehlevi, İran toplumunun ‘erkek şovenizmi’ günlerinden bu yana çok yol kat ettiğini söylerken, kadınların tercihlerine saygı duyulması gerektiğini vurguladı. Rıza Pehlevi, “Kadınlar başörtüsü takıp takmamaya karar verebilir. Ama bu bir seçim olmalı, özgür bir seçim olmalı ve ideolojik veya dini nedenlerle dayatılmamış olmalıdır” dedi.
Pehlevi’ye göre Batı ülkeleri, ‘kibar bir çocuk gibi’, rejimin davranışını değiştirmesi için bir teşvik sağlayabilir. Rıza Pehlevi ayrıca, “Bu rejimle bir arada var olmak imkânsız” dedi.-

Yeni nesil
İran içinde ve dışında 22 siyasi ve kültürel aktivist, ülkede genel grev çağrısında bulundu. Aktivistler, öğretmenlere, işçilere ve tüccarlara da ‘demokratik ve laik bir İran inşa etmek’ için grevleri destekleme çağrısı yaptı.
Tahran’da ünlü bir sinema oyuncusu Fatıma Mutamed Arya, aktör Emin Taruh’un cenaze töreninde başörtüsü takmadan bir konuşma yaptı.
Öte yandan diplomatik bir kaynağa göre İspanya, İran’ın Madrid büyükelçisini İran’da onlarca kişinin ölümüne neden olan gösterilerin bastırılmasını protesto etmek için Dışişleri Bakanlığı’na çağırdı. Kaynak, “Dışişleri Bakanlığı, gösterilerin bastırılmasına ve kadın haklarının ihlaline karşı olduğunu ifade etmek için İran’ın Madrid büyükelçisini bakanlığa çağırdı” dedi.
ABD merkezli İranlı gazeteci ve kadın hakları aktivisti Masih Alinecad, protestoların Tahran için bir ‘dönüm noktası’ olduğunu söyledi.
Alinecad, geçen salı günü New York’ta Reuters’a yaptığı açıklamada, “İslam Cumhuriyeti açısından Mahsa Amini’nin öldürülmesi bir dönüm noktası oldu. Çünkü zorunlu başörtüsü sadece küçük bir bez parçası değil, Berlin Duvarı gibi. İranlı kadınlar bu duvarı yıkabilseydi İslam Cumhuriyeti olmazdı” dedi. Masih Alinecad, “Bu hareket, kadınların 40 yıllık mücadelesinin ve kısıtlamalara karşı direnişinin sonucudur” ifadelerini kullandı.
Şarku’l Avsat’ın Reuters’ten aktardığı habere göre Reformist medya mensuplarından Masih Alinecad, 2014 yılında sosyal medya organlarında ‘Beyaz Çarşamba’ ve ‘Gizli Özgürlük’ kampanyasını başlatarak, kadınların ‘başörtü özgürlüklerine’ destek vermişti.
Siyasi analist Abbas Abdi ise resmi IRNA haber ajansına, Amini’nin öldürülmesinin bardağı taşıran son damla olduğunu ifade etti. Analist, İran’daki protestoların ‘benzeri görülmemiş’ olduğunu vurguladı.
1979 İran devrimine atıfta bulunarak “Göstericiler, yaş grupları itibariyle genellikle 2000 yılından sonra doğan gençlerdir ve resmi değerlerden habersizlerdir” dedi. Abdi, İran gençliğinin bugün ‘eğitim ve medya sisteminden tiksindiğini’ dile getirirken, “Kaybedecekleri bir şey yok. Tabii ki, kadınlar daha ciddi. Orta sınıf ve hatta alt ve üst sınıflar da protesto arenasında” şeklinde konuştu.



İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı sektördeki faaliyetlerini sonlandırdığını duyurdu

Filistinliler, 29 Mayıs 2025'te Gazze'nin merkezinde ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan aldıkları yardımı taşıyor (Reuters)
Filistinliler, 29 Mayıs 2025'te Gazze'nin merkezinde ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan aldıkları yardımı taşıyor (Reuters)
TT

İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı sektördeki faaliyetlerini sonlandırdığını duyurdu

Filistinliler, 29 Mayıs 2025'te Gazze'nin merkezinde ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan aldıkları yardımı taşıyor (Reuters)
Filistinliler, 29 Mayıs 2025'te Gazze'nin merkezinde ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan aldıkları yardımı taşıyor (Reuters)

ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’ndeki yardım dağıtım operasyonlarını sonlandırdığını duyurdu.

Kuruluş, altı hafta önce Washington’un arabuluculuğunda yürürlüğe giren ateşkesin ardından dağıtım merkezlerini kapatmıştı. Vakıf, yayımladığı son açıklamada görevini “kalıcı olarak” durdurduğunu ve misyonunu tamamladığını belirtti.

Vakıf Direktörü John Acrey, yaptığı yazılı açıklamada, “Gazze halkına yardımların ulaştırılmasında daha iyi bir yöntem olduğunu kanıtlama görevimizi başarıyla yerine getirdik” dedi.

Kısa süre faaliyet gösteren vakfın operasyonları büyük ölçüde gizlilik içinde yürütülmüştü. ABD ve İsrail destekli alternatif bir yapı olarak BM’ye bağlı UNRWA’nın yerine kurulmuş, ancak finansman kaynakları ya da yardım noktalarını yöneten silahlı yüklenicilerin kimlikleri kamuoyuyla hiç paylaşılmamıştı. Vakıf, amacının yardımların Hamas’a aktarılmasını engellemek olduğunu savunuyordu.

Ancak Filistinliler, yardım çalışanları ve sağlık yetkilileri, bu sistemin yardım almak isteyen sivilleri, İsrail askerlerinin bulunduğu kontrol noktalarından geçmek zorunda bırakarak hayatlarını riske attığını belirtiyordu.

Kurumun görevlerini, Gazze’deki ateşkesi denetlemekle sorumlu İsrail’deki ABD merkezli Sivil-Askerî Koordinasyon Merkezine devredeceğini açıklayan Acrey, “Vakıf haftalardır Koordinasyon Merkezi ve uluslararası kuruluşlarla bir sonraki adımlar konusunda temas hâlinde. Açıkça görülüyor ki bizim uyguladığımız modeli benimseyip genişletecekler” dedi.

Gazze İnsani Yardım Vakfı Mayıs ayı sonunda, İsrail’in üç ay boyunca gıda girişini durdurmasının ardından Gazze’de kıtlık eşiğine gelinmesi üzerine faaliyete başlamıştı. İsrail, BM’nin gıda dağıtım sisteminin yerine geçmesi hedeflenen bu özel kuruluşu, Hamas’ın büyük miktarda yardıma el koyduğu iddiasıyla savunmuştu; ancak BM bu iddiaları reddetmişti.

BM, söz konusu vakfın kurulmasına karşı çıkarak sistemin İsrail’e gıda dağıtımı üzerinde tam kontrol sağlayabileceğini ve Filistinlilerin yerinden edilmesine yol açabileceğini belirtmişti. Savaş süresince BM ve insani yardım kuruluşları, yüzlerce merkez üzerinden Gazze’ye gıda, ilaç, yakıt ve diğer ihtiyaçların ulaştırılmasına öncülük etmişti.

Vakıf, açıklamasında Gazze’de 3 milyonun üzerinde gıda paketi dağıttığını, bunun 187 milyon öğüne denk geldiğini duyurdu.


Hamas, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanının devam etmesi üzerine ‘etnik temizlik’ uygulamasını kınadı

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail ordusunun bombaladığı bölgeyi inceleyen Filistinli bir kız çocuğu, 22 Kasım 2025 (Reuters)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail ordusunun bombaladığı bölgeyi inceleyen Filistinli bir kız çocuğu, 22 Kasım 2025 (Reuters)
TT

Hamas, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanının devam etmesi üzerine ‘etnik temizlik’ uygulamasını kınadı

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail ordusunun bombaladığı bölgeyi inceleyen Filistinli bir kız çocuğu, 22 Kasım 2025 (Reuters)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail ordusunun bombaladığı bölgeyi inceleyen Filistinli bir kız çocuğu, 22 Kasım 2025 (Reuters)

Hamas Sözcüsü bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'nin doğu bölgelerinde ve orta kesiminde ‘etnik temizlik’ yaptığını söyledi.

Sözcü Hazım Kasım, “İşgal güçleri, sarı hattın dışındaki sivilleri hedef alıyor. Bu sabahtan itibaren dört vatandaş öldürüldü, yıkım operasyonları yoğunlaştı ve doğu bölgelerinden vatandaşlar yerlerinden edildi” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Filistin resmi haber ajansı WAFA’dan aktardığına göre, bu sabah İsrail'in Gazze ve Han Yunus şehirlerini hedef alan bombardımanında dört Filistinli hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı.

dcgtrhy
Gazze şehrinde İsrail ateşiyle öldürülen Filistinli genç Ahmed el-Hevari'nin cenazesine katılan Filistinliler (Reuters)

Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal, AFP’ye yaptığı açıklamada, “Bu sabah üç kişinin cenazesi hastanelere getirildi; ikisi Han Yunus’un doğusundaki Beni Suheyle kasabasında İsrail’e ait bir insansız hava aracı (İHA) tarafından, bir diğeri ise Gazze kentinin doğusundaki et-Tuffah mahallesinde İsrail tankının açtığı ateş sonucu hayatını kaybetti” dedi.

Han Yunus’taki Nasır Hastanesi, iki ölü ve biri ağır olmak üzere üç yaralıyı kabul ettiğini duyurdu. Gazze kentindeki Şifa Hastanesi’nin Müdürü Dr. Muhammed Ebu Selmiye de et-Tuffah mahallesinde sivillere yönelik tank ateşi nedeniyle bir ölü ve çok sayıda yaralının hastaneye ulaştığını doğruladı.

Gazze'deki bir güvenlik kaynağı AFP'ye, ‘işgal uçaklarının bu sabah Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus ve Refah'ın güneydoğusundaki bölgelere birkaç hava saldırısı düzenlediğini’ söyledi. Kaynak, İsrail ordusunun ‘ez-Zeytun, Şucaiyye ve et-Tuffah (Gazze şehrinin doğusu) mahallelerinde ve Han Yunus ile Refah'ta savaş sırasında hasar gören onlarca binayı ve evi yıkmaya devam ettiğini’ belirtti.

İsrail güçleri, Refah şehrinin büyük bir kısmını ve Han Yunus'un doğu bölgelerini kontrol altında tutuyor. İsrail, 7 Ekim 2023'teki saldırının ardından Gazze Şeridi'ne savaş açtı. O günden bu yana, Birleşmiş Milletler'in (BM) güvenilir bulduğu Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki savaşında en az 69 bin 756 kişi hayatını kaybetti.


Mısır Temsilciler Meclisi seçimlerinin ikinci aşamasında oy verme işlemi başladı

Şarkiyye vilayetine bağlı Fakus şehrinde bir seçim komitesinin girişi (Facebook)
Şarkiyye vilayetine bağlı Fakus şehrinde bir seçim komitesinin girişi (Facebook)
TT

Mısır Temsilciler Meclisi seçimlerinin ikinci aşamasında oy verme işlemi başladı

Şarkiyye vilayetine bağlı Fakus şehrinde bir seçim komitesinin girişi (Facebook)
Şarkiyye vilayetine bağlı Fakus şehrinde bir seçim komitesinin girişi (Facebook)

Mısırlılar bugün, 2025 Temsilciler Meclisi seçimlerinin ikinci aşamasında oy kullanmaya başladı.

İki gün sürecek seçimler, 73 seçim bölgesi ve 5 bin 287 alt komiteden oluşan 13 vilayette gerçekleştiriliyor. Şarku’l Avsat’ın Kahire el-İhbariyye televizyonundan aktardığına göre, bu aşamada bin 316 aday bireysel sistem altında yarışıyor ve Kahire ile Kuzey, Orta ve Güney Delta ve Doğu Delta'nın iki seçim bölgesinde bir liste yer alıyor.

Mısır Ulusal Seçim Komisyonu, vatandaşlara seçimlere katılım çağrısında bulunarak, sürecin bütünlüğünü sağlama ve seçmenlerin iradesini tam şeffaflık içinde sandığa yansıtma konusundaki kararlılığını vurguladı.

Seçimlerin ikinci aşamasına dahil olan vilayetler, Ulusal Seçim Komisyonu’nun verilerine göre Kahire, Kalubiyye, Dakahliye, Garbiye, Menufiye, Kafr eş-Şeyh, Şarkiye, Dimyat, Port Said, İsmailiye, Süveyş, Güney Sina ve Kuzey Sina’dan oluşuyor.

gju
Parlamento seçimlerinin ilk turunda oy verme merkezlerinin önünde bekleyen Mısırlı kadınlar (Gençlik Partisi Koordinasyon Komitesi)

Temsilciler Meclisi seçimlerinin ikinci aşaması, ilk turda 19 seçim bölgesindeki sonuçların ‘önemli ihlaller’ gerekçesiyle iptal edilmesinin ardından geliyor. Bu ihlaller arasında sandıkların önünde yapılan usulsüz propaganda ile adaylara oy sayım tutanaklarının nüshalarının verilmemesi gibi durumlar yer aldı. Gözlemciler bu adımı ‘emsalsiz’ olarak nitelendirdi.

Bu seçim bölgelerindeki sonuçların iptal edilmesi, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'nin ‘azami şeffaflık’ sağlanması için yaptığı doğrudan çağrının ardından gerçekleşti.