Konya Ovası'nda sadece bu yıl 16 obruk oluştu

Konya Ovası'nda, yer altında zamanla çözünen kireç taşlarının boşluk oluşturması ve zeminin çökmesiyle bu yılın ilk 9 ayında 16 obruk meydana geldi.

Fotoğraflar: AA
Fotoğraflar: AA
TT

Konya Ovası'nda sadece bu yıl 16 obruk oluştu

Fotoğraflar: AA
Fotoğraflar: AA

Konya Teknik Üniversitesi (KTÜN) Obruk Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, Anadolu Ajansı (AA) muhabirine, yıllara göre obruk oluşumu sayısının değişkenlik gösterdiğini söyledi.
Geçen yıla göre Konya Ovası'nda obruk sayısının azaldığına işaret eden Arık, "Bunların bir bölümü Karapınar bölgesinde bir bölümü de daha kuzeyde, Cihanbeyli, Sarayönü, Kulu ve Yunak ilçelerinde oluştu. Bu yıl 16 obruk oluştu. AFAD ile yürüttüğümüz çalışma kapsamında daha önce oluşmuş ve envantere girmemiş olan obrukları da kayıt altına alıyoruz. Obruk sayısının 2 bin 600 civarı olduğunu söyleyebiliriz" diye konuştu.

Yer altı su seviyesi düştükçe obruklar artıyor
Arık, obruk oluşumunun temel nedenlerinin önlenemeyeceğine dikkati çekerek, jeolojik faktörler ve yer altı sularının azalması ile kuraklığın da obruk oluşumunda etkili olduğunu dile getirdi.

Obrukların sıklıkla görüldüğü Karapınar'da yoğun şekilde yer altı su kullanımı olduğunu vurgulayan Arık, şöyle konuştu:
"İklimsel afet yaşıyoruz. Burada çok su tüketen bitkilerin üretimi devam ediyor. Suya talep çok fazla. Hem yağış azlığı hem de suyun fazlaca kullanılmış olması yer altı su seviyesindeki oynamaları artırıyor. Geçtiğimiz yılla bu yıl arasında yer altı sularında asgari 10 metrelik bir düşüm var. Havza içerisinde yer altı su seviyesi düşmeye devam ediyor. Bu da tabi ki obruk oluşumunu tetikliyor."

"İnsan hayatı ve canlı yaşamı için tehdit"
Arık, obrukların 2000'li yıllardan önce daha yüksek kotlarda oluştuğunu belirterek, "O zaman yer altı seviyesi daha yüksekti. Tarımsal alanlarda, yerleşim yerlerinde, önemli kara ve demir yollarının yanında, enerji nakil hatlarının olduğu bölgede obruklar oluşuyor. Artık yerleşim alanlarının içinde de oluşmaya başladı. Evlere, yapılara zarar verebiliyor. Hatta Karapınar bölgesinde bir camiye de zarar verdi. Dolayısıyla artık insan hayatı ve canlı yaşamı için tehdit haline geldi" ifadelerini kullandı.

"Tarlaya endişeli geliyoruz"
Bölgede çiftçilik yapan Kadir Gümüşsoy da tarım arazilerinde oluşan obrukların korkuttuğunu söyledi.
Bölgede yer altı su kaynağıyla tarımsal üretim yaptıklarına değinen Gümüşsoy, şöyle konuştu:
"Ne zaman olacağını bilemediğimiz için tarlaya endişeli geliyoruz. Kapalı havzada su kaynağı yok. Yer altı suyu da azalıyor. Bu yıl kuyuda su 8 metre daha çekildi. Teşviklerle az su tüketen bitkiler yetiştirmek isteriz."



Şarku’l Avsat kaynakları: Hamas Türkiye'den anlaşmayı Trump'a iletmesini istedi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan pazar günü Hamas liderleriyle bir araya geldi (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan pazar günü Hamas liderleriyle bir araya geldi (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
TT

Şarku’l Avsat kaynakları: Hamas Türkiye'den anlaşmayı Trump'a iletmesini istedi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan pazar günü Hamas liderleriyle bir araya geldi (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan pazar günü Hamas liderleriyle bir araya geldi (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Şarku’l Avsat’a konuşan iki kaynak, Hamas’ın Gazze Şeridi'nde yeni bir ateşkes için girişimde bulunmaya çalıştığını ve ateşkes önerisini ABD Başkanı Donald Trump yönetimine iletmek için Türkiye'den destek talep ettiğini söyledi.

Kimliklerinin gizli kalması koşuluyla ayrı ayrı konuşan iki kaynak, Hamas yönetiminin, Hamas Hareketi tarafından önerilen ‘kapsamlı anlaşma’ ya da diğer adıyla ‘paket anlaşmasının’ Türkiye ile ABD arasındaki ’iyi ilişkilerden’ dolayı Türk yetkililer tarafından Trump yönetimine iletilebileceğine inandığını söyledi.

Hamas'ın önerisi, üzerinde mutabık kalınan sayıda Filistinli mahkûmun salıverilmesi karşılığında tüm İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasını, savaşın durdurulmasını ve İsrail'in Gazze Şeridi'nin tüm bölgelerinden çekilmesini öngörüyor.

Hamas Liderlik Konseyi Başkanı Muhammed Derviş başkanlığındaki heyet, pazar günü Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüştü. Derviş, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın ile de bir araya gelerek savaşın durdurulmasıyla ilgili görüşün yanı sıra, Filistin'in iç durumuna ve diğer konulara değindi.

Kaynaklardan biri Hamas'ın Türkiye'nin desteğini istemesiyle ilgili tutumunu, Hamas'ın tüm İsrailli rehineleri teslim etmesi halinde savaşın durmasını garanti edeceğini söyleyen ABD Rehine İşleri Özel Temsilcisi Adam Boehler’in açıklamalarına dayandırdığını, ancak İsrail'in bu girişimi reddettiğini açıkladı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve hükümetindeki bazı bakanlar tarafından yapılan açıklamalar da bu tutumu teyit ediyor.

Kaynaklardan diğeri ise şunları söyledi:

“Türkiye'deki görüşmeler, Türk yetkililere, Hamas’ın vizyonunu Washington'a iletmek için mevcut ABD yönetimiyle olan iyi ilişkilerini kullanmaları gerektiği mesajını vermeyi amaçlıyordu.”

İki kaynak da ABD'nin bu öneriyi kabul etmesi için İsrail'e baskı yapılmasında daha büyük bir rol oynaması amacıyla, arabulucu Katar da dahil olmak üzere Donald Trump yönetimindeki yetkililere mesajın iletilmesi için şimdiye kadar başka araçların da kullanıldığı konusunda hemfikir.

Kaynakların aktardıklarına göre Hamas, Gazze'deki savaş devam ederken gerçekleşmesini istediği anlaşılan Trump'ın bölgeye yapacağı ziyaret öncesinde bir anlaşmaya varılması için ABD’nin tutumuna güveniyor. Kaynaklardan biri Trump'ın İran ile nükleer programı konusunda geçici de olsa bir çözüme ulaşmayı istediğini söyledi.

Hamas’tan kaynakların birkaç gün önce Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamaya göre Hamas’ın vizyonu ‘bölgesel ve uluslararası garantilerle beş yıl sürecek uzun bir ateşkese’ hazır ve açık olmasına dayanıyor.

Hamas, herhangi bir ateşkes anlaşmasının İsrail güçlerinin Gazze'den çekilmesini ve belirli bir insani protokol uyarınca insani yardımların Gazze Şeridi’ne girişini de kapsamasını istiyor. Hamas ayrıca Arap, Müslüman ve Avrupa ülkelerinin desteğini alan Mısır'ın önerisi doğrultusunda, Gazze'yi tam yetki ile yönetecek, bağımsız ve fraksiyona bağlı olmayan kişilerden oluşan bir Filistin komitesinin kurulmasını kabul ettiğini de açıkladı.