İsrail Merkezi Seçim Komitesi Arap Balad partisini seçimlerden men etti

İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz’ın seçim kampanyasından bir fotoğraf (AFP)
İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz’ın seçim kampanyasından bir fotoğraf (AFP)
TT

İsrail Merkezi Seçim Komitesi Arap Balad partisini seçimlerden men etti

İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz’ın seçim kampanyasından bir fotoğraf (AFP)
İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz’ın seçim kampanyasından bir fotoğraf (AFP)

İsrail Merkezi Seçim Komitesi, Milletvekili Sami Abu Shehadeh başkanlığındaki Arap Balad Partisi’nin (Ulusal Demokratik İttifak) 1 Kasım’da yapılacak seçimlere katılmasını engellemeye karar verdi.
İroni şu ki, liberal partiler diskalifiye kararını kabul ederken, sağcı Likud partisi ve dini partilerden müttefikleri buna karşı çıktı.
Komite, aşırı sağa yakın ‘Birlikte Yeni Bir Sosyal Düzene Doğru isimli parti tarafından sunulan, Arap Balad Partisi ve Mansur Abbas liderliğindeki İslami Hareket Birleşik Arap Listesi’nin seçimlerden diskalifiye olmasına ilişkin talebi görüşmek üzere toplanmıştı.
Diskalifiye talebi, ‘bir partinin aday listesi İsrail’in Yahudi ve demokratik bir devlet olarak doğasını reddediyorsa veya ırkçılığı kışkırtıyorsa seçimlere katılmaktan men edilebilir’ hükmünü içeren, Knesset temel yasasının 7-A bölümüne dayanıyor.
Komite, İslami Hareket Birleşik Arap Listesi’nin seçim yarışından men edilmesi talebini ise reddetti. 
36 üyeden oluşan Merkez Seçim Komitesi, son yıllarda aday listelerinin seçimden men edilmesine yönelik çeşitli talepleri inceledi.
Aşırı sağ, Arap listelerinin diskalifiye edilmesini ya da Arap listeleri ve radikal sol, aşırı ırkçı Yahudi partilerinin diskalifiye edilmesini talep ediyor.
İsrail yasalarına göre, komitenin kararı nihai değil. Bir parti listesinin diskalifiye edilmesine karar verilirse, konu otomatik olarak Yüksek Mahkeme’ye gidiyor ve mahkeme genellikle diskalifiye etmeyi reddediyor.
Ancak bu kez meselede yeni olan, aşırı sağ partilerin diskalifiye taleplerine katılmamış olması.
Savunma Bakanı Benny Gantz ve Adalet Bakanı Gideon Sa’ar başkanlığındaki koalisyon Arap Balad Partisi’ni diskalifiye etmek için oy kullandı.
Gantz, “Balad Partisi, İsrail devletinin Yahudi ve demokratik karakterine karşı çalışıyor ve bu nedenle Knesset’e aday olmamalı. İsrail’e karşı aşırı tavır alan üyelere İsrail parlamentosunda yer yok” dedi.
Ancak eski Başbakan Binyamin Netanyahu kampındaki partiler ise, Arap listelerini adaylıktan men etmenin Arap seçmenleri kışkırtacağı gerekçesiyle, Balad ve İslami Hareket Birleşik Arap Listesi’ni diskalifiye etmek için yapılan oylamaya katılmama kararı aldı.
Seçmen katılımı, özellikle Arap partileri arasındaki bölünme konusunda hayal kırıklığı olduğu için düşük.
Anketlere göre, seçmen katılımı son seçimlerde yüzde 45 iken, bu kez yüzde 39’a düşecek.
Balad liderlerinden Cemal Zahalka, “Parti, bu kararın çıkarına olduğundan emindir. Genel olarak seçmen katılımını ve özelde partimizin destek oranını yükseltmek için bunu sonuna kadar kullanacağız” dedi.
Parti, 6 Ekim günü diskalifiye hakkında bir duruşma yapması planlanan İsrail Yüksek Mahkemesi’ne itiraz edecek.
İsrail hükümetinin Hukuk Danışmanı Gali Bharav-Miara, Balad’ın seçimlere katılmasını engelleyecek hiçbir yasal mazeret olmadığını söyleyerek, “Sorunlu bir parti olduğu doğrudur, ancak diskalifiyesi için yasal gerekçeler yetersizdir” dedi.



Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
TT

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir askeri ekip, Yemen'in geçici başkenti Aden'e, Güney Geçiş Konseyi'ne bağlı güçlerin Hadramut ve Al-Mahra vilayetlerinden çekilmesi ve meşru yönetimi destekleyen Suudi liderliğindeki koalisyonun doğrudan gözetimi altında önceki konumlarına geri dönmeleri için yürütme mekanizmalarını kurmayı amaçlayan acil bir görevle geldi.

Ekip ayrıca, statüko öncesine dönüşü sağlamak amacıyla koordineli prosedürlere göre, bölgelerin "Vatan Kalkanı" güçlerine devredilmesi için düzenlemeler üzerinde de çalışıyor. Bu adım, Suudi Arabistan'ın Doğu Yemen'deki gerilimi sona erdirmek için yoğun çabalarının ve koalisyon liderliğinin Hadramut'taki Güney Geçiş Konseyi'nin tek taraflı eylemlerini reddetmesinin bir devamı niteliğinde. Koalisyon liderliği bu eylemleri, zorla yeni bir gerçeklik dayatma veya vilayeti barış ve istikrarı tehdit eden iç çatışmalara sürükleme girişimi olarak değerlendirmektedir.

Şarku’l Avsat'a konuşan özel kaynaklara göre askeri birliğin gelişi, Riyad'ın Yemen'deki meşru kurumlar içinde güvensizlik ortamı yaratacak veya bölünmeyi derinleştirecek adımları reddetme tutumunu güçlendiriyor.


Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
TT

Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)

İsrail’in geniş çaplı bir saldırı hazırlığında olduğu yönündeki iddiaların gölgesinde yaşayan Lübnan’da, Mısır gerilimi düşürmek ve ülkenin İsrail kaynaklı herhangi bir askeri tırmanıştan korunmasını sağlamak amacıyla diplomatik girişimlerini yoğunlaştırdı. Bu çerçevede Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli’nin gelecek hafta Beyrut’u ziyaret etmesi öngörülüyor.

Mısır’ın Beyrut Büyükelçisi Ala Musa, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Üzerinde çalıştığımız konu, gerilimin azaltılması ve Lübnan’ın saldırıların şiddetinde herhangi bir artıştan korunmasıdır. Asıl hedef budur. Sürecin, birçok engelin aşılmasında kullanılabilecek bir ivme yaratmak için adım adım ilerlemesi gerekiyor” dedi.

Öte yandan İsrail, diplomatik çabalara sahadaki gerilim ve geniş çaplı savaş tehditleriyle karşılık verdi. İsrail medyası, Lübnan hükümeti ve ordusunun yıl sonuna kadar belirlenen süre içinde Hizbullah’ın silahsızlandırılmasında başarısız olması halinde, İsrail ordusunun Lübnan genelinde Hizbullah hedeflerine yönelik kapsamlı bir saldırı planladığını yazdı.

Aynı zamanda İsrail, Lübnan’ın güneyindeki askeri gerilimi artırdı. İsrail güçleri, sivil müzakerelerin iki hafta önce başlamasından bu yana ilk kez, sınırdan yaklaşık 40 kilometre uzaklıktaki Zahrani bölgesinin de aralarında bulunduğu Litani Nehri’nin kuzeyindeki bölgeleri hedef aldı.


BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
TT

BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)

AFP'nin dün gördüğü BM Genel Sekreteri'nin raporuna göre, İsrail'in işgal altında bulunan Batı Şeria'daki yerleşim genişlemesi, BM'nin 2017'de izlemeye başlamasından bu yana 2025'te rekor seviyeye ulaştı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Güvenlik Konseyi üyelerine gönderdiği belgede, "İşgal altındaki Batı Şeria'da, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere, İsrail yerleşimlerinin devam eden genişlemesini kınıyorum. Bu durum gerilimleri körüklemeye, Filistinlilerin topraklarına erişimini engellemeye ve bağımsız, demokratik, bütünleşik ve tam egemen bir Filistin devletinin kurulma olasılığını tehdit etmeye devam ediyor" ifadelerini kullandı.

İsrail'in 1967'de işgal edip ilhak ettiği Doğu Kudüs'te yaklaşık üç milyon Filistinli yaşıyor; bunların yanı sıra Birleşmiş Milletler'in uluslararası hukuka göre yasadışı saydığı yerleşim yerlerinde de yaklaşık 500 bin İsrailli bulunuyor.

Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri hem sağcı hem de solcu çeşitli İsrail hükümetleri döneminde devam etmiştir.

Bu yerleşim faaliyetleri, özellikle 7 Ekim 2013'te Hamas'ın güney İsrail'de gerçekleştirdiği benzeri görülmemiş saldırının ardından Gazze'de savaşın başlamasından bu yana, mevcut hükümetin döneminde önemli ölçüde yoğunlaştı.