Suriye muhalefetinin ABD temasları sürüyor

Washington ve New York’ta Suriye muhalefeti için genişletilmiş istişareler sürüyor

Muhalefet heyetinin Guterres ve Pedersen ile yaptığı görüşme (SMDK Basın Ofisi)
Muhalefet heyetinin Guterres ve Pedersen ile yaptığı görüşme (SMDK Basın Ofisi)
TT

Suriye muhalefetinin ABD temasları sürüyor

Muhalefet heyetinin Guterres ve Pedersen ile yaptığı görüşme (SMDK Basın Ofisi)
Muhalefet heyetinin Guterres ve Pedersen ile yaptığı görüşme (SMDK Basın Ofisi)

Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanı Salim el-Muslat ve beraberindeki heyet, New York’ta Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun 77. yıllık oturumu aralarında düzenlenen toplantıların ardından ABD’nin başkenti Washington DC’de görüşmelerde bulundu.
SMDK Başkanı Muslat ve beraberindeki heyet, Washington DC’de, ABD Dışişleri Bakanı Yakındoğu İşlerinden Sorumlu Yardımcısı Barbara Leaf, ABD Dışişleri Bakanı Yardımcısı Ethan Goldric ve ABD Temsilciler Meclisi Irak ve Suriye Dairesi Genel Müdürü Emily Barendt ile görüştü.
Heyet, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, Suriye meselesiyle ilgilenen özel bir ekip ve Batı ülkelerinden ve Orta Doğu’dan bazı temsilciler ile bir araya geldi.
Heyette, Muslat’ın yanı sıra Müzakere Heyeti Başkanı Bedr Camus, Anayasa Komitesi Eşbaşkanı Hadi el-Bahra, Komite üyesi Fadva el-Acili, Suriye Geçici Hükümeti Başkanı Abdurrahman Mustafa ve koalisyondaki siyasi organın bazı üyeleri yer aldı. Heyet, ‘temel hizmetler, ekonomik fırsatlar ve kapsamlı idare’ konularında ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) yetkilileriyle bir toplantı yaptı. Görüşmede ise Suriye’deki ihtiyaç sahiplerine ABD desteğinin ulaştırılmasına ve Suriye’nin kuzeybatı bölgelerindeki istikrarın sağlanmasına yönelik mekanizmalar ele alındı.
Heyet, ABD Dışişleri Bakanlığı Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Barbara Leaf, Dışişleri Bakanlığı’nda Suriye sorumlusu Ethan Goldrich ve Savunma Bakanlığı (Pentagon) temsilcisi ile ‘Suriye konusundaki gelişmeleri’ masaya yatırdı. Ayrıca heyetin Ulusal Güvenlik Konseyi Suriye Ofisi Direktörü Emily Barnes ile de bir araya gelmesi bekleniyor. Heyetin ziyaretini bugün ‘Atlantik Konseyi’ ile yapacağı toplantıyla tamamlaması planlanıyor. Aynı şekilde Suriye muhalefeti, heyetin Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Hasan Murat Mercan ile kapsamlı bir görüşme yaptığını da bildirdi.
ABD Dışişleri Bakanlığı binasında gerçekleşen ve Suriye’deki son askeri ve siyasi gelişmelerin ele alındığı görüşmede, SMDK heyetinde el-Muslat’ın yanı sıra, SMDK Başkan Yardımcıları Abdulhakim Beşşar, Abdulahad Astifo ve Ruba Habbuş ile SMDK Siyasi Kurulu Sekreteri Abdulmecid Bereket ve SMDK Genel Kurul üyesi Dima Musa hazır bulundu.
Taraflar arasında yapılan toplantıda, Suriye’ye ilişkin çözüm sürecinin siyasi bir çıkmaz içine girdiğine dikkat çeken heyet üyeleri, SMDK’nın ABD yönetiminden Suriye meselesine Cenevre bildirgesi ile 2254 sayılı BMGK kararının uygulanması için baskı kurarak yeniden ağırlık vermesini beklediğini vurguladı.
Şarku’l Avsat’ın SMDK’dan aktardığı habere göre toplantıda, Suriye’deki insani durumdan, Esed rejiminin ABD tarafından uygulanan yaptırımlardan kaçış çabalarından ve rejimin Ukrayna krizinde oynadığı rolden bahseden Heyet, Suriye’nin kuzeyindeki özgürleştirilmiş bölgelerdeki saha durumu ile eğitim ve sağlık faaliyetlerini de gündeme getirdi.
PYD’nin Fırat Nehri’nin doğusundaki bölgelerde işlediği ihlallere de dikkat çeken Heyet, PYD kontrolündeki bölgelerden çok sayıda sivilin özgürleştirilmiş bölgelere kaçtığını aktardı.

Rusya krizin müsebbibi
Konuşmalarında, Rusya’nın Suriye’de ihlallerini ve siyasi çözüm sürecini akamete uğratmayı sürdürdüğünü belirten Heyet üyeleri, bu durumun Suriye halkının yaşadığı mağduriyetlerin en büyük sebeplerinden biri olduğunun altını çizdi.
Heyet, toplantıda ayrıca, Esed rejimi hapishanelerindeki tutuklu ve kayıpları da gündeme getirdiği toplantıda, tutukluların serbest bırakılması için yürütülen çabalardan bahsetti.
Toplantıda söz alan SMDK Başkanı Salim el-Muslat ise ABD’nin Suriye’de BMGK kararlarının uygulanmasına yönelik girişimlerde bulunması gerektiğini belirterek, mültecilerin Suriye’ye geri dönmesinin uluslararası kararlar çerçevesindeki siyasi çözüm sürecinin başarısına bağlı olduğunu vurguladı.
ABD tarafından Suriye’ye ilişkin çıkarılan Sezar Yasası da toplantıda gündeme gelirken, konuya ilişkin söz alan SMDK Siyasi Kurulu Sekreteri ve Sezar Yasası’nı Takip Ekibi Koordinatörü Abdulmecid Bereket, Esed rejiminin çok sayıda milis liderini yaptırımlardan muaf tutulmalarına karşılık Ukrayna’ya gitmeye zorladığını ifade etti. Bu militanların bir çoğunun rejim tarafından hapse atılanlardan oluştuğunu kaydetti.
Toplantıda, Esed rejimi ile normalleşme çabaları da gündeme gelirken SMDK Heyeti, normalleşme girişimlerinin engellenmesi ve Suriye’de siyasi çözüme ulaşılarak halkın özgürlük, adalet ve demokrasi talepleri gerçekleştirilmeden yeniden imara destek verilmemesinin büyük önem taşıdığını ifade etti.
Heyet, Suriye’nin güneyinde Suriye-Ürdün-Irak sınır üçgenindeki çöl arazisinde yer alan el-Rekban mülteci kampında Esed rejiminin kuşatması altında yaşayan sivillerin durumuna da işaret ederek, rejimin kamp sakinlerini açlığa mahkum ettiğini aktardı.
Öte yandan, toplantıda söz alan ABD’li yetkililer ise ülkelerinin Suriye’ye ilişkin uluslararası kararların uygulanmasını desteklediğini ve diğer yandan da Esed rejimi ve Rusya’ya baskı kurma yollarını aradığını dile getirdi. ABD yönetiminin siyasi çözüm konusundaki tavrının net olduğunu belirterek, uluslararası kararların uygulanması için gerçek bir uluslararası irade gösterilmesi için çabaladığını kaydetti.
Benzeri toplantıların daha fazla sıklaştırılması için SMDK’nın New York ve Washington’daki varlığının sürekli hale getirilmesi gerektiğine vurgu yapan yetkililer, SMDK ile ABD Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin Suriye meselesinde istişare halinde olması gerektiğini de sözlerine ekledi.



Berri: Barack'ın Lübnan'ı Suriye'ye ilhak etme söylemi "kabul edilemez bir hata"

Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)
Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)
TT

Berri: Barack'ın Lübnan'ı Suriye'ye ilhak etme söylemi "kabul edilemez bir hata"

Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)
Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)

Lübnan Parlamentosu Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Tom Barrack'ın Lübnan'ın Suriye'ye ilhak edilmesi çağrısıyla ilgili zaman zaman yaptığı tehditleri kabul edilemez bir hata olarak nitelendirerek reddetti. Berri, "Hiç kimse Lübnanlıları tehdit edemez. Özellikle diplomatlar ve hele ki Büyükelçi Tom Barrack gibi bir isim tarafından Lübnanlılara bu şekilde hitap etmek, akıl almaz bir durumdur. Lübnan'ın Suriye'ye ilhak edilmesiyle ilgili söyledikleri ciddi ve kesinlikle kabul edilemez bir hatadır." dedi.

Öte yandan Berri, Basın Sendikası'ndan bir heyete, ilgili yasa konusunda yaşanan görüş ayrılıklarına rağmen, gelecek mayıs ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerinin iptal edilmeyeceğini ya da ertelenmeyeceğini vurguladı.

Parlamento başkanlığından yapılan açıklamaya göre Berri'nin ABD'nin Beyrut Büyükelçisi Michel Issa'yı 24 saat içinde ikinci kez kabul etmesi dikkat çekiciydi; zira görüşmede "iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin yanı sıra genel durumdaki gelişmeler ve güncel olaylar" ele alındı.


İsrailli bakanlar eski Gazze yerleşiminde bayrak töreni düzenlenmesini talep etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
TT

İsrailli bakanlar eski Gazze yerleşiminde bayrak töreni düzenlenmesini talep etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)

Aralarında Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki Likud Partisi’nden sekiz ismin de bulunduğu 11 İsrailli bakan, dün Savunma Bakanı Yisrael Katz’dan Hanuka Bayramı sırasında Gazze Şeridi’nde bayrak töreni düzenlenmesine izin verilmesini talep etti.

Aşırı sağcı ve yerleşim yanlısı Nahala Hareketi tarafından başlatılan girişim kapsamında yayımlanan mesajda, “Gazze’nin İsrail topraklarının bir parçası olduğunu gururla teyit etmenin zamanı geldi. Bu bölge yalnızca Yahudi halkına aittir ve derhal İsrail devletinin bir parçası hâline gelmelidir” ifadeleri yer aldı.

Mesajda ayrıca, etkinliğin temel amacının ‘İsrail’in 2005’te bölgeden çekilirken boşalttığı, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki eski Nisanit yerleşiminin kalıntıları üzerinde İsrail bayrağını göndere çekmek’ olduğu belirtildi.

dfrtg
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (Reuters)

Mesajın imzacıları arasında, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ile aralarında Ulaştırma Bakanı Miri Regev’in de bulunduğu sekiz Likud’lu bakan yer aldı.

Ayrıca, toplam 120 sandalyeli Knesset’ten 21 milletvekili de metne imza attı. İmzacı vekiller Ben-Gvir liderliğindeki Otzma Yehudit (Yahudi Gücü) Partisi ile Likud’a mensup.

Nahala Hareketi, ‘Nisanit’te bayrak töreni’ olarak duyurduğu etkinliğin, Gazze Şeridi’nde hâlen İsrail ordusunun kontrolündeki bölgede yapılacağını açıkladı.

Etkinliğin 18 Aralık’ta, sekiz gün süren Hanuka’nın beşinci gecesinde düzenlenmesi planlanıyor. Bayram bu yıl pazar günü başlayacak.

İsrail Savunma Bakanlığı, konuya ilişkin AFP’nin yorum talebine henüz yanıt vermedi.

jbhj
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)

İsrail ordusu çarşamba akşamı yaptığı açıklamada, ‘İsrail topraklarından Gazze Şeridi’ne geçen birkaç İsrailli sivilin gözaltına alındığını’ duyurdu.

Yerleşimciler ve Filistinlilere yönelik saldırılarla suçlanan aşırılık yanlılarına hukuki destek veren Honenu örgütü ise yaptığı açıklamada, ‘Çarşamba günü onlarca sağcı aktivistin, Nisanit’in kalıntıları üzerinde bir yerleşim kurulmasını talep etmek üzere Gazze sınır çitini aştığını’ belirtti.

10 Ekim’de İsrail ile Hamas arasında yürürlüğe giren kırılgan ateşkes kapsamında, İsrail ordusu Gazze Şeridi’nin yarısından fazlasında kontrol sağlamasına imkân veren bir hatta çekilmişti. Savaşın büyük yıkıma uğrattığı bölgede bu hat fiili kontrol sınırı olarak işliyor.

Geçtiğimiz kasım ayında Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi tarafından da desteklenen ABD’nin Gazze barış planı ise İsrail güçlerinin bölgeden kademeli olarak çekilmesini öngörüyor.


Gazze Anlaşması: Temel hükümlerin uygulanması 2026 yılına ertelendi... Anlaşma mı, gerileme mi?

Şiddetli yağmurların ardından ez-Zeytun mahallesindeki yerinden edilmiş Filistinlilerin barındığı derme çatma bir kampta su basmış sokakta yürüyen bir çocuk (AFP)
Şiddetli yağmurların ardından ez-Zeytun mahallesindeki yerinden edilmiş Filistinlilerin barındığı derme çatma bir kampta su basmış sokakta yürüyen bir çocuk (AFP)
TT

Gazze Anlaşması: Temel hükümlerin uygulanması 2026 yılına ertelendi... Anlaşma mı, gerileme mi?

Şiddetli yağmurların ardından ez-Zeytun mahallesindeki yerinden edilmiş Filistinlilerin barındığı derme çatma bir kampta su basmış sokakta yürüyen bir çocuk (AFP)
Şiddetli yağmurların ardından ez-Zeytun mahallesindeki yerinden edilmiş Filistinlilerin barındığı derme çatma bir kampta su basmış sokakta yürüyen bir çocuk (AFP)

Gazze Şeridi’nde yürürlükte olan ateşkes anlaşmasının süreci son derece yavaş ilerliyor. Anlaşmada yer alan istikrar gücünün konuşlandırılması, Barış Konseyi ile Gazze Yönetim Komitesi’nin oluşturulması ve İsrail’in kademeli çekilmesi gibi başlıklar, ilk bakışta takvimin gerisinde kalmış görünüyor.

Bu gecikmeyi pekiştiren unsur ise Washington’ın söz konusu temel maddelerin uygulanmasını 2026’ya erteleme yönündeki resmi tutumu. Bu tarihe yalnızca birkaç hafta uzak olunmasına rağmen, Trump’ın barış planının çok daha hızlı hayata geçmesi bekleniyordu. Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlara göre bunun başlıca nedeni, İsrail’in çıkardığı engeller; bu durum ilk aşamanın henüz tamamlanamamasına ve ikinci aşamaya ilişkin tartışmaların da başlayamamasına yol açtı.

Uzmanlar, ertelemenin hem fırsat hem de risk içerdiğini belirtiyor. Fırsat, arabulucular arasında uzlaşıya varma ya da bu uzlaşıya ulaşmak için daha fazla zaman kazanılması anlamına gelirken, risk ise anlaşmanın tehlikeye girmesi. Süreçte yaşanacak tıkanmaların yalnızca birkaç haftalık gecikmeye değil, aylar sürecek yeni ertelemelere yol açabileceği ifade ediliyor. Bu durumun seyrinin ise büyük ölçüde ABD’nin tutumu ve İsrail üzerindeki baskısına bağlı olacağı vurgulanıyor.

Trump, çarşamba akşamı yaptığı açıklamada, Barış Konseyi’nin gelecek yılın başında ilan edileceğini söyledi ve ‘dünyanın en önemli ülkelerinin liderlerinin bu yapıya katılmak istediğini’ belirtti.

Trump’ın Gazze için hazırladığı 20 maddelik planın temel unsurlarından biri olan ‘konsey’ önerisi, geçtiğimiz kasım ayında Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi tarafından kabul edilen kararda da yer almıştı. Plan uyarınca konsey, iki yıl süreyle Gazze’nin idaresinden sorumlu olacak ve bunu Filistinli teknokratlardan oluşan bir komite üzerinden yürütecek. Bu yapıya uluslararası güçler ile Mısır ve Ürdün tarafından eğitilmiş Filistin polisinin destek vermesi öngörülüyor. Konseyin ayrıca Hamas ve diğer grupların silahsızlandırılmasını denetlemesi planlanıyor.

İstikrar gücü

Barış Konseyi’nin ilanının ertelenmesine, istikrar güçlerinin konuşlandırılmasına ilişkin takvimin ötelenmesi de eşlik ediyor. ABD, İstikrar Gücü’nün Gazze’de konuşlanmasına gelecek yıl ocak ayının ortasında başlanmasını, bölgenin tamamen silahsızlandırılmasının ise nisan ayı sonunda tamamlanmasını hedefliyor. Ancak İsrail Kanal 14 televizyonu, bu takvimin ‘gerçeklikten kopuk bir beklenti’ olduğunu belirterek yeni gecikmelerin gündeme gelebileceğine işaret etti.

Bu ertelemeler, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun birkaç gün önce Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına yaklaşılmakta olduğu yönündeki açıklamalarına rağmen yaşanıyor. Öte yandan İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, Gazze Şeridi’ndeki ‘sarı hattın’ fiilen yeni bir sınır hattı niteliği taşıdığını söyledi.

hyu
El-Bureyc Mülteci Kampı’ndaki çadırların önünden geçen yerinden edilmiş Filistinliler (AFP)

Filistin ve İsrail meseleleri üzerine uzmanlaşan siyaset bilimi profesörü Dr. Tarık Fehmi’ye göre Trump’ın açıklamaları, ‘tarafların hâlâ uzlaşıya varamaması nedeniyle anlaşmanın şeklen aksadığına’ işaret ediyor. Fehmi, tüm aktörlerin zaman kazanmaya, yükümlülükleri ertelemeye ve birbirlerinin hamlelerini beklemeye devam ettiğini belirterek, “Netanyahu ikinci aşamanın yaklaştığını söylüyor ama gerçekte hedefi, Gazze üzerindeki kontrolünü artırmak ve ikinci aşamanın gerekliliklerini geciktirmek” değerlendirmesinde bulundu.

Filistinli siyasi analist Dr. Eymen er-Rakab ise Trump’ın söylemini ‘uzlaşı arayışı değil, oyalama ve aksama’ olarak nitelendirdi. Rakab, istikrar gücü, Gazze Yönetim Komitesi gibi dosyaların hâlâ sonuçlanmadığını ve bunların çözümü için haftalar değil aylar gerektiğini vurguladı. Rakab’a göre gecikmenin arkasında İsrail’in Gazze’de daha fazla toprak kontrolü sağlama çabaları var ve Washington bu süreçte sessiz kalmayı sürdürüyor.

Gazze'nin yeniden inşasının akıbeti ne olacak?

Bu aksamalara rağmen, Gazze Şeridi’nin yeniden inşası, ateşkes anlaşmasının bir diğer maddesi olarak hâlâ ertelenmiş durumda. Kasım sonunda düzenlenmesi planlanan yeniden inşa konferansının gecikmesine yanıt olarak, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, aralık başında Berlin’de Alman mevkidaşı Johann Wadephul ile düzenlediği ortak basın toplantısında, “Yeniden inşa konferansına eş başkanlık yapmak üzere ABD ile istişare halindeyiz. Konferansın tarihini mümkün olan en kısa sürede, ortaklarımızla iş birliği içinde belirlemeyi umuyoruz” dedi.

Tarık Fehmi’ye göre yeniden inşa adımlarını İsrail engelleyecek ve Washington’ın desteğini alarak Gazze Şeridi’ni bölme ve fiili durum stratejisini pekiştirme çabası içinde olacak. Bu durum, anlaşmanın maddelerinin bir kez daha ertelenmesine ve yeniden inşa konferansının gerçekleşmemesine yol açacak.

Arabulucuların açıklamaları, Netanyahu’nun 29 Aralık’ta Washington’a yapacağı ziyareti beklerken, kaygı ve taleplerin net bir şekilde ortaya konduğunu gösteriyor. İsrail Hükümet Sözcüsü Shosh Bedrosian birkaç gün önce düzenlediği basın toplantısında bu duruma dikkat çekti.

Öte yandan Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile Bahreyn Kralı Hamad bin İsa Al Halife, dün yaptıkları telefon görüşmesinde, Gazze’deki savaşın sona ermesini öngören anlaşmanın tam olarak uygulanması ve insani yardımların hızlı ve kesintisiz ulaştırılmasının gerekliliğini vurguladı. Açıklamada, Gazze’nin yeniden inşasına başlama zorunluluğu da belirtildi.

6uı8
Deyr el-Balah dışındaki el-Meğazi Mülteci Kampı’nda yıkılmış bir binanın duvar resminin önünde el arabası çeken Filistinli çocuklar (AFP)

Daha önce arabulucular ve garantörler Washington’ın katılmadığı bir toplantıyı Kahire’de gerçekleştirdi. Toplantıya Mısır Genel İstihbarat Servisi Başkanı Tümgeneral Hasan Reşad, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın katıldı. Görüşmede, Gazze Şeridi’ne yönelik İsrail saldırılarının arttığı geçen ayın ardından, herhangi bir ihlalin önlenmesi ve ateşkesin kalıcı hâle getirilmesi ele alındı.

Ancak arabulucuların açıklamaları, taleplerin yanı sıra endişeleri de yansıtıyor. Katar Başbakanı birkaç gün önce yaptığı açıklamada, “Şu anda kritik bir noktadayız… Ateşkesin sürdüğünü garanti edemeyiz. Ateşkes, ancak İsrail’in tamamen çekilmesi ve Gazze’de istikrarın sağlanmasıyla tamamlanmış olur” dedi. Başbakan, İsrail güçlerinin bölgede kalmaya devam etmesi ve ihlallerin sürmesinin çatışmanın yeniden tırmanmasına yol açabileceğini vurguladı.

Tarık Fehmi’ye göre Mısır’ın girişimleri, anlaşmanın uygulanmasının zorluğunun farkında olmasından kaynaklanıyor ve tarafların süreci geciktirme çabalarını gözlemlemek açısından kritik bir rol oynuyor. Fehmi, Trump ile Netanyahu arasında gerçekleşecek görüşmenin, mevcut aksaklıkları aşacak uzlaşıların sağlanması açısından belirleyici olacağını, örneğin Hamas’ın silahsızlandırılmasının süresinin iki yıla uzatılması gibi düzenlemelerin bu görüşmelerde gündeme gelebileceğini belirtti.

Eymen er-Rakab da aynı görüşte; Trump-Netanyahu görüşmesinin, Gazze anlaşması maddelerinin akıbetini netleştireceğini ve sürecin ya hızlandırılarak uygulanacağını ya da İsrail’in genişleme stratejisi lehine geciktirileceğini ifade etti.