Jurassic World'ün yönetmeni Trevorrow: Muhtemelen sadece bir Jurassic Park yapılmalıydı

Colin Trevorrow, "Serinin DNA'sını değiştirmek için özellikle diğer filmlerden farklı bir şey yaptım" dedi

Fotoğraf: Jurassic World
Fotoğraf: Jurassic World
TT

Jurassic World'ün yönetmeni Trevorrow: Muhtemelen sadece bir Jurassic Park yapılmalıydı

Fotoğraf: Jurassic World
Fotoğraf: Jurassic World

The Independent'ta yer alan habere göre yönetmen Colin Trevorrow, her ne kadar en son spin-off devam filmi Jurassic World: Hakimiyet'i (Jurassic World: Dominion) yönetmiş olsa da Jurassic Park serisinin Steven Spielberg'ün 1993 yapımı filmiyle sona ermesi gerektiğini öne sürdü.
Dünya çapında gişelerde 1 milyar doların üzerinde hasılat elde etmesine rağmen Hakimiyet, kendisinden önce gelen iki Jurassic World filmi gibi eleştirmenlerin beğenisini kazanamadı.
Trevorrow, Empire dergisine verdiği yakın tarihli röportajda Dominion hakkında şunları söyledi:
"Serinin DNA'sını değiştirmek için özellikle diğer filmlerden farklı bir şey yaptım. Önceki 5 film dinozorlarla ilgili olay örgülerinden oluşuyordu. Bu film ise karakterlerin dinozorlarla bir arada yaşadıkları bir dünyada geçen bir hikaye."
Trevorrow daha sonra Jurassic dünyasını "doğası gereği seri haline getirilemez" diye niteledi ve sonrasında "Muhtemelen sadece bir Jurassic Park yapılmalıydı ama eğer bu işe girişiyorsak dinozorların var olduğu bir dünyada hikayeler anlatmalarını nasıl sağlayabilirdim? Diğer ihtimal de adaya gitmek için başka bir neden daha sunmaktı" itirafında bulundu.
Daha sonra Jurassic World'ün "para kazanmakla" ilgili olduğunu da ekledi.
Bu yıl The Independent için yazan Louis Chilton da aynı duyguları paylaştı:
"Jurassic Park özünde mükemmel bir şekilde kendine yeten bir hikayeydi; Tanrı'yı oynamanın aptallığı hakkında bir ahlak masalı. Ancak filmin senaryosunda bir dizi başka anlatı da yer alıyordu: Kapitalizm eleştirisi; baba figürünün uyanışı; felaket karşısında insan davranışlarının incelenmesi. Sonraki 5 filmde bu temalar ne genişletildi ne de yenileriyle değiştirildi; tek gördüğümüz körü körüne yapılan tekrarlardı."



150 yıldır görülmeyen freskleri bir elektrikçi gün yüzüne çıkardı

Pompei Salonu'nun üstünden uzun süredir görülmeyen freskler çıktı (AFP)
Pompei Salonu'nun üstünden uzun süredir görülmeyen freskler çıktı (AFP)
TT

150 yıldır görülmeyen freskleri bir elektrikçi gün yüzüne çıkardı

Pompei Salonu'nun üstünden uzun süredir görülmeyen freskler çıktı (AFP)
Pompei Salonu'nun üstünden uzun süredir görülmeyen freskler çıktı (AFP)

İtalya'nın başkenti Roma'da elektrikçilik yapan Davide Renzoni geçen sene rutin kontrol için çağrıldığı bir müzenin en üst katına çıktığında tavanın üstünde daha eski bir çatı buldu. 

16. yüzyılın başlarında inşa edilen Villa Farnesina'daki unutulmuş freskler böylece keşfedildi.

Bu bina, Rafael'in Eros ve Psihe freskleriyle biliniyor. Ancak yeni bulunan fresklerin klasik barok döneminin son ustalarından Carlo Maratta tarafından yapıldığı tahmin ediliyor.

1713'te ölen İtalyan ressamın, 17. yüzyılın sonlarında Eros ve Psihe'nin restorasyonu sırasında öğrencileri Girolamo Troppa ve Francois Simonot'yla birlikte bu freskleri yaptığı bildiriliyor. 

Renzoni, neredeyse 200 yıl boyunca unutulan bu eserleri bulmasıyla ilgili "İlk hissim şaşıp kalmak oldu" diyor. 

Elektrikçinin çatıya çıkardığı Villa Farnesina'nın küratörü Virginia Lapenta da benzer bir şaşkınlık yaşamış. 

Lapenta'nın dikkatini, binaya adını veren Farnese ailesinin arması çekmiş.

gthyujı
Alanın darlığından dolayı freskler halkın ziyaretine açılamadı (AFP)

Banker Agostino Chigi için 1506-1510'da inşa edilen binanın, 1579'da Farnese ailesinin eline geçtiği biliniyor. 

Papalar ve prenslere hizmet veren banker, binaya Rafael gibi meşhur sanatçıların fresko yapmasını sağlamış.

1735'te Elisabetta Farnese binayı İki Sicilya Kraliyeti'nden Kral IV. Carlo'ya bırakmış. 

Villa Farnesina'nın 1861'de İspanyol soylu Salvador Bermúdez de Castro'ya 99 yıllığına kiralanmasından sonra yapılan değişikliklerle birlikte Maratta'nın freskleri de göz önünden kaybolmuş.

1927'de Benito Mussolini ve partisinin kontrolündeki devlet, binayı İspanyol dükün mirasçılarından alıp İtalya Kraliyet Akademisi'nin kullanımına sunmuş. 

Dünyanın en saygın akademik kurumlarından biri olan Accademia dei Lincei (Vaşaklar Akademisi) 1944'ten beri Villa Farnesina'ya sahip. 

Independent Türkçe, New York Times, Euronews