ABD, Rusya'nın Ukrayna'da "ilhak" kararını kınayarak yeni yaptırımlar getirdi

ABD Başkanı Joe Biden (EPA)
ABD Başkanı Joe Biden (EPA)
TT

ABD, Rusya'nın Ukrayna'da "ilhak" kararını kınayarak yeni yaptırımlar getirdi

ABD Başkanı Joe Biden (EPA)
ABD Başkanı Joe Biden (EPA)

ABD yönetimi, Rusya'nın Ukrayna'nın bazı bölgelerindeki "ilhak" kararını kınayarak Rus Merkez Bankası Başkanı dahil yüzlerce Rus şahıs ve kuruluşa yaptırım kararı aldı.
ABD Başkanı Joe Biden, yaptığı yazılı açıklamada, "ABD, Rusya'nın bugün egemen Ukrayna topraklarını hileli bir şekilde ilhak etme girişimini kınıyor." ifadesini kullandı.
Rusya'nın uluslararası hukuku ihlal ettiğini ve Birleşmiş Milletler (BM) Sözleşmesini "ayaklar altında ezdiğini" belirten Biden, "Şüphesiz ki bu eylemlerin hiçbir meşruluğu yoktur." ifadesini kullandı.
Biden, ABD'nin her zaman Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne saygı duyacağının ve Ukrayna'ya yardımları sürdüreceğinin altını çizerek, "Bugünkü sahte ilhak iddialarına karşılık olarak, ABD ortak ve müttefikleriyle ortaklaşa yeni yaptırımlar açıklıyor. Bu yaptırımlar, Ukrayna topraklarının gayrimeşru yollarla statüsünün değiştirilmesine yönelik çabalara siyasi ya da ekonomik destek veren, Rusya'nın içinde ya da dışındaki kişi ve kuruluşlara yöneliktir." ifadelerini kullandı.
Ukrayna'ya ek 12 milyar dolar savunma yardımı öngören yasanın Kongreden geçerek imzasına gelmesini sabırsızlıkla beklediğini belirten Biden, "Uluslararası toplumun tüm üyelerini, Rusya'nın gayrimeşru ilhak çabalarını reddetmeye ve sonuna kadar Ukrayna halkının yanında olmaya davet ediyorum." çağrısında bulundu.

Yaptırımların detayları açıklandı
ABD Hazine Bakanlığı, Rusya'nın Ukrayna'nın bazı bölgelerindeki "ilhak" kararının ardından aralarında Rusya Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina ile Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak'ın da bulunduğu yüzlerce kişi ve şirkete uygulanan yaptırımın detaylarını açıkladı.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, 2 uluslararası tedarikçi, Rusya'nın finansal altyapısının 3 kilit lideri ve bazı üst düzey Rus yetkililerin yakın aile üyeleri dahil olmak üzere Rusya'nın askeri-sanayi alanından 14 kişi ile "Rusya'nın sözde referandumlarına olanak sağladığı ve Ukrayna topraklarını ilhak etmeye çalıştığı" gerekçesiyle yasama organının 278 üyesinin yaptırım listesine eklendiği bildirildi.
Açıklamada, Rusya'ya siyasi veya ekonomik destek sağlamaları halinde Rusya dışındaki uluslararası aktörlere yönelik artan yaptırım riskine karşı uyaran yeni bir kılavuzun da yayımlandığı aktarıldı.
Rusya'nın finansal teknokratlarının "Kremlin'in savaşını" desteklediği belirtilen açıklamada, Rusya Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina ve Başkan Yardımcısı Olga Skorobogatova'nın yaptırım listesine alındığı bildirildi.
Açıklamada, yaptırım uygulanan isimler arasında Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak'ın da olduğu kaydedildi.

Çin, Ermenistan ve Belarus'tan şirketler de yaptırım listesinde
Rusya'nın bazı teknoloji ve savunma şirketlerinin de yaptırım listesine eklendiği belirtilen açıklamada, savunma tedarik firması Radioavtomatika'nın Çin ve Ermenistan merkezli tedarikçi firmalarına da yaptırım uygulanacağı aktarıldı.
Açıklamada, Rusya'nın savunma sanayisine kritik malzeme tedariki sağlayan Belarus devletine ait tekstil ve elyaf üreticisi Sohim'in de yaptırım listesine alındığı bildirildi.
ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, konuya ilişkin açıklamasında, Ukrayna'nın bazı bölgelerinin ilhak edilmeye çalışılmasına "seyirci kalmayacaklarını" vurguladı.
Yellen, "Hazine Bakanlığı, ABD hükümeti ve müttefiklerimiz, bu savaşta ve bu sözde referandumlarda suç ortağı olan Rusya içindeki ve dışındaki kişi ve şirketlere karşı hızlı ve sert önlemler almaktan çekinmeyecek." değerlendirmesinde bulundu.
Öte yandan, ABD Dışişleri Bakanlığı da aralarında Rus ve Belarus ordusu mensuplarının da bulunduğu 900'den fazla kişiye vize kısıtlaması getirildiğini açıkladı.
ABD Ticaret Bakanlığı da ülkenin ihracat kara listesine 57 şirketi ekledi.



Tayvan’ın Çin stratejisi: Merkeziyetsiz komuta sistemi

Çin ordusu son dönemde Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını yoğunlaştırdı (AFP)
Çin ordusu son dönemde Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını yoğunlaştırdı (AFP)
TT

Tayvan’ın Çin stratejisi: Merkeziyetsiz komuta sistemi

Çin ordusu son dönemde Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını yoğunlaştırdı (AFP)
Çin ordusu son dönemde Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını yoğunlaştırdı (AFP)

Tayvan ordusu, Çin'in olası saldırılarına "merkeziyetsiz komuta sistemiyle" hızlı yanıt vermeyi planlıyor.

Reuters'ın aktardığına göre Tayvan Savunma Bakanlığı, Meclis'e bu hafta sunduğu raporda, ordunun "üst kademeden emir beklemeden merkezi olmayan bir komuta yapısıyla" hareket etmesi için çalışmalar yürütüldüğünü bildirdi.

Raporda, Çin'in adayı hazırlıksız yakalamak için askeri tatbikatları aniden Tayvan'a yönelik bir işgal operasyonuna dönüştürebileceği uyarısında bulunuluyor.

Savunma yetkilileri, Çin ordusunun neredeyse her gün ada çevresinde çeşitli tatbikatlar düzenlediğini, Tayvan Silahlı Kuvvetleri'ni "sürekli tetikte tutarak yıpratmayı amaçladığını" savunuyor.

Raporda, Tayvan ordusunun Çin'den gelebilecek ani bir saldırıya karşı hazırladığı acil durum planı hakkında şu bilgiler paylaşılıyor:

Düşman aniden bir saldırı başlatırsa, tüm birimler emir beklemeden 'dağıtılmış kontrol' uygulayacak ve 'merkezi olmayan' bir komuta sistemi altında savaş görevlerini yerine getirecek.

Diğer yandan bu prosedürün nasıl koordine edileceğine dair detay verilmiyor.

Savunma Bakanlığı'nın çalışmasında, Çin'in tatbikatlar aracılığıyla muhtemel işgal senaryolarına hazırlık yaptığı iddia ediliyor. Çin'e ait savaş gemilerinin Pasifik'teki alışıldık pozisyonlarının değiştirildiği, bunların Avustralya ve Yeni Zelanda'ya doğru konuşlandırıldığı aktarılıyor.

Çin Savunma Bakanlığı'ndan pazartesi günü yapılan açıklamadaysa Tayvan'ın "savaş çığırtkanlığı" yaptığı savunuldu. Tayvan Devlet Başkanı Lai Ching-te'nin "bağımsızlık için savaş" vurgusuyla halkı paniğe sürüklediği görüşü paylaşıldı.

Pekin, "tek Çin" politikası kapsamında Tayvan'ı kendi toprağı olarak görüyor. Son yıllarda askeri baskıyı artıran Çin, adanın anakarayla yeniden birleşmesi için gerekirse güç kullanabileceğini vurguluyor.

Taipei yönetimiyse Çin tehdidine karşı ABD'nin askeri ve siyasi desteğine güveniyor. ABD'de 1979'da yürürlüğe konan Tayvan İlişkileri Yasası kapsamında Washington, olası bir Çin saldırısına karşı Tayvan'a kendini koruyacak askeri teçhizatı sağlamak zorunda.

Ancak ABD Başkanı Donald Trump, Tayvan'ın kendilerine ödeme yapması gerektiğini savunarak Taipei yönetiminde soru işaretleri yaratmıştı.

Independent Türkçe, Reuters, Taipei Times


Ukraynalıların çoğu Rusya’ya verilecek büyük tavizlere karşı

Rusya, Ukrayna'nın Donbas bölgesinden çekilmesi şartıyla ateşkese yanaşacağını söylüyor (Reuters)
Rusya, Ukrayna'nın Donbas bölgesinden çekilmesi şartıyla ateşkese yanaşacağını söylüyor (Reuters)
TT

Ukraynalıların çoğu Rusya’ya verilecek büyük tavizlere karşı

Rusya, Ukrayna'nın Donbas bölgesinden çekilmesi şartıyla ateşkese yanaşacağını söylüyor (Reuters)
Rusya, Ukrayna'nın Donbas bölgesinden çekilmesi şartıyla ateşkese yanaşacağını söylüyor (Reuters)

Ukraynalıların çoğu barış anlaşması kapsamında Rusya'ya büyük tavizler verilmesine karşı.

Kiev Uluslararası Sosyoloji Enstitüsü'nün (KIIS) 547 kişinin katılımıyla yaptığı ankette, Ukraynalıların yüzde 75'inin Kiev yönetiminin büyük toprak tavizleri vermesine karşı çıktığı belirlendi.

Katılımcılar, ABD ve Avrupa Birliği'nden (AB) net güvenlik garantileri alınmadan anlaşma yapılmaması gerektiğini savunuyor. Ayrıca Rusya'nın Ukrayna ordusunun büyüklüğünün sınırlandırılması talebine de karşı çıkıyorlar.

Diğer yandan yüzde 72'lik kesim, cephedeki mevcut durumun korunduğu bazı tavizler içeren bir anlaşmaya sıcak bakıyor.

Kasım sonuyla aralık ortası arasında gerçekleştirilen ankette, Ukraynalıların yüzde 63'ünün savaşı sürdürmeye hazır olduğu aktarılıyor. Katılımcıların sadece yüzde 9'u savaşın 2026'nın başlarında sona ereceğine inanıyor.

ABD arabuluculuğunda gerçekleştirilen görüşmelerde ateşkese dair somut bir adım henüz atılmadı. Ankete göre Ukraynalıların sadece yüzde 21'i ABD'ye güveniyor. Bu oran geçen yıl aralıkta yüzde 41'di.

NATO'ya duyulan güven de aynı dönemde yüzde 43'ten yüzde 34'e düştü.

KIIS direktörü Anton Hruşetski, sonuçlar hakkında şunları söylüyor:

Güvenlik garantileri net ve bağlayıcı olmazsa Ukraynalılar bunlara güven duymaz. Bu da barış planının onaylanmasına yönelik genel istekliliği etkiler.

Hafta sonu Berlin'de düzenlenen toplantıda ABD'li ve Avrupalı yetkililer, Ukraynalı heyetle bir araya gelmişti.

Almanya, Fransa, Birleşik Krallık, İtalya, Polonya, İskandinav ülkeleriyle AB yönetimi tarafından dün yapılan ortak açıklamada, Avrupa liderliğindeki Gönüllü Ülkeler Koalisyonu çerçevesinde oluşturulacak ve ABD tarafından desteklenen "çok uluslu bir Ukrayna gücü" kurulacağı duyurulmuştu.

Bu güç, Ukrayna savunma kuvvetlerinin yeniden yapılandırılmasına, hava sahasının güvenliğinin sağlanmasına ve denizlerin daha güvenli hale getirilmesine destek verecek.

Ayrıca Ukrayna için NATO'nun 5. maddesine benzer güçlü güvenlik garantileri içeren bir "barış paketi" üzerinde önemli ilerleme sağlandığı bildirilmişi.

ABD Başkanı Donald Trump da dünkü açıklamasında Ukrayna'nın talep ettiği güvenlik garantilerinin Avrupa'yla işbirliği içinde şekillendirildiğini vurgulayarak, "Savaşın yeniden başlamaması için güvenlik garantileri üzerinde çalışıyoruz" demişti.

Cumhuriyetçi lider, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'ye seçim çağrısı da yapmıştı. ABD Başkanı, Kiev'in "seçim düzenlememek için savaşı bahane ettiğini" öne sürmüştü.

Görev süresi geçen yıl sona eren Zelenski ise Batılı müttefiklerin güvenliği sağlaması halinde 90 gün içinde seçime gitmeye hazır olduğunu söylemişti.

Ancak KIIS anketine göre, Ukraynalıların sadece yüzde 9'u çatışmalar sona ermeden seçim yapılmasını istiyor.

Independent Türkçe, Reuters, NBC


Sırbistan'daki protestoların ardından Trump'ın damadı geri adım attı

Öğrencilerin liderliğindeki aktivistler, Kushner'ın projesini protesto etmişti (AFP)
Öğrencilerin liderliğindeki aktivistler, Kushner'ın projesini protesto etmişti (AFP)
TT

Sırbistan'daki protestoların ardından Trump'ın damadı geri adım attı

Öğrencilerin liderliğindeki aktivistler, Kushner'ın projesini protesto etmişti (AFP)
Öğrencilerin liderliğindeki aktivistler, Kushner'ın projesini protesto etmişti (AFP)

Sırbistan yönetimi, ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı Jared Kushner'ın otel yapmasına yeşil ışık yaksa da ardından gelen protestolar ve bir bakana açılan dava, Belgrad'daki projenin iptaline neden oldu.

Pazartesi günü bir özel savcı, aralarında Kültür Bakanı Nikola Selaković'in de olduğu 4 kişi hakkında, Kushner'ın projesiyle bağlantılı olarak düzenlediği iddianameyi açıkladı. 

Organize Suçlardan Sorumlu Kamu Başsavcılığı'nın sitesinde yayımlanan açıklamada bu 4 kişinin görevin kötüye kullanılması ve belgede sahtecilikle suçlandığı bildirildi. 

Bunun üzerine Kushner'ın firması Affinity Partners hızlıca bir açıklama yayımlayarak Belgrad'ın merkezindeki otel ve apartman kompleksi projesinin iptal edildiğini duyurdu:

Anlamlı projeler ayrışmaya değil, birleşmeye neden olmalı. Sırbistan ve Belgrad halkına saygı göstererek başvurumuzu geri çekiyoruz.

Kushner'ın iki yılı aşkın süredir üzerinde çalıştığı projenin 1999'daki Kosova Savaşı sırasında NATO'nun bombaladığı bir bölgede yapılması öngörülüyordu.

Lüks otel Trump markasını taşıyacağı için projede Cumhuriyetçi liderin oğulları Eric ve Donald Jr. tarafından yönetilen Trump Organization da yer alıyordu.

Ancak yarım milyar dolarlık proje, bombalanan Yugoslav Halk Ordusu karargahının yer aldığı anıt bölgesinde inşa edileceğinden ülkede büyük tartışma yaratmıştı. 

Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, bölgenin kültürel koruma statüsünü geçen yıl kaldırmıştı. Ayrıca Kushner'ın firması Affinity Partners'la 99 yıllığına kira sözleşmesi imzalanmıştı. Bunun ardından ülkede büyük protestolar patlak vermişti. 

Vucic'in liderliğindeki Sırp İlerleme Partisi, çoğunluğu elinde bulundurduğu Parlamento'da geçen ay geçirdiği yasayla inşaatın önünü açmıştı. 

Muhalefetten hükümetin kararına sert tepkiler gelmişti. Merkez sol Özgür ve Adalet Parti'den parlamenter Marinika Tepic, Belgrad'ın "Donald Trump'ı memnun etmek uğruna ülkenin tarihini yok ettiğini" söylemişti. 

44 yaşındaki damat, ilk Trump döneminin aksine ABD yönetiminde yer almayacağını açıklasa da Gazze ve Ukrayna savaşlarındaki müzakerelerde önemli roller üstleniyor. 

Diğer yandan da çoğunlukla Ortadoğu yönetimlerinin fonladığı bir özel sermaye şirketi olan Affinity'nin başında. 

Şirket, dünyanın en büyük oyun şirketlerinden Electronic Arts'ın (EA) satışında da gündem oldu. 

Önceki aylarda sağlanan 55 milyar dolarlık anlaşmayla EA'i satın alan konsorsiyumda Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu'yla birlikte Affinity Partners ve bir başka özel sermaye şirketi olan Silver Lake de yer alıyor.

Netflix'in satın alması beklenen Warner Bros. için Paramount'un verdiği teklifte de Affinity'nin adı geçiyor. 

Independent Türkçe, New York Times, Wall Street Journal, AP