Konumunu güçlendirmek isteyen Rusya, Suriye ‘macerasını’ bir dönüm noktasına dönüştürdü

Rusya’nın Suriye’deki çatışmalara dahil olmasının üzerinden yedi yıl geçti.

Rusya Savunma Bakanlığı, 19 Şubat’ta Suriye’deki Hmeymim Üssü’nden havalanarak Akdeniz üzerinde uçuş gerçekleştiren Tu-22M3 bombardıman uçağının fotoğraflarını dağıttı.  (AP)
Rusya Savunma Bakanlığı, 19 Şubat’ta Suriye’deki Hmeymim Üssü’nden havalanarak Akdeniz üzerinde uçuş gerçekleştiren Tu-22M3 bombardıman uçağının fotoğraflarını dağıttı. (AP)
TT

Konumunu güçlendirmek isteyen Rusya, Suriye ‘macerasını’ bir dönüm noktasına dönüştürdü

Rusya Savunma Bakanlığı, 19 Şubat’ta Suriye’deki Hmeymim Üssü’nden havalanarak Akdeniz üzerinde uçuş gerçekleştiren Tu-22M3 bombardıman uçağının fotoğraflarını dağıttı.  (AP)
Rusya Savunma Bakanlığı, 19 Şubat’ta Suriye’deki Hmeymim Üssü’nden havalanarak Akdeniz üzerinde uçuş gerçekleştiren Tu-22M3 bombardıman uçağının fotoğraflarını dağıttı. (AP)

Rusya bundan yedi yıl önce, 30 Eylül 2015’te Suriye liderliğinin ‘terörle mücadele’ konusundaki yardım talebine olumlu cevp verdiğini resmen ilan etti. Rus çevrelerindeki beklentiler, iki veya üç ay sürebilecek sınırlı bir askeri operasyon etrafında dönüyordu. O dönemdeki tartışma bunun, Kremlin’i yarardan çok zarar getirecek bir bataklığa sürükleyen bir ‘macera’ olduğu etrafında dönüyordu.
Öyle görünüyor ki Ruslar, bu görevin uzun yıllar süreceğini beklemiyordu. Rusların büyük bir kısmının askeri müdahale kararını ilk kez duyduklarında haritada nerede olduğunu dahi tam olarak bilmediği Suriye’nin, yakın zamanda askeri ve diplomatik düzeyde Rus hamlelerinin önceliklerinden biri haline geleceğini de tahmin etmiyordu.
Rus ordu liderleri daha sonra, ‘Moskova kurtarmaya gelmeseydi, Suriye’nin başkenti Şam’ın en fazla iki veya üç hafta içinde teröristlerin eline geçeceği’ konusunda defalarca övündü. Bu durum, yalnızca Batı’ya ve bölgesel çevreye değil, aynı zamanda Moskova’nın geçmiş yıllarda dürtülerini bir kereden fazla dizginlemek için kullandığı Suriye rejiminin kendisine de hitap eden bir mesajdı.
Suriye kapısından bakıldığında ise Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in bir süreliğine iktidarda olmadığı önemli bir geçiş döneminde Moskova, uluslararası ve bölgesel varlığını yeni üslerde yeniden düzenlemeye yöneldi. Bu, Atlantik’in Libya’ya yönelik saldırısını gözden kaçıran eski Başbakan Dmitri Medvedev’in izlediğinden farklı bir yoldu. Libya meselesi tüm yankılarıyla birlikte, daha sonra Rusya’nın ‘Moskova’nın iki kez aldatılmayı kabul etmeyeceğini’ hatırlatacağı kalıcı bir fırsata dönüştü.
Moskova 2015 yılında, önce Hmeymim Hava Üssü ve ardından Tartus Deniz Üssü aracılığıyla Akdeniz’de kalıcı bir askeri varlık sağlayan önemli bir anlaşma sağladıktan sonra Suriye’ye yöneldi. Rusya Devlet Başkanı, Suriye’ye yaptığı nadir ziyaretlerde, ‘askerlerinin ülkeye nasıl yayıldığını ve Rus askeri liderlerin Çarlık günlerinden modern Rus dönemine kadarki anıtlarının (Moskova’nın Ortadoğu’daki ve tüm Akdeniz havzasındaki askeri hareketleri için bir cephe platformuna dönüşen) iki askeri üssün bahçelerinde nasıl çoğaldığını’ memnuniyetle izledi.
Ancak bu Rusların tek başarısı değildi. Çünkü daha sonra Ukrayna savaşı, Suriye’deki askeri varlığın Rusya ile Batı arasındaki mevcut çatışmanın alevlenmesinin arka planında nasıl iki kat daha önemli hale geldiğini gösterdi. Bu durum iki şekilde ortaya çıktı. İlk olarak Rusya, daha sonra Suriye’de çoğalan üslerinin misyonlarının ‘yalnızca Suriye’de devam eden operasyonlarla ilgili değil, aynı zamanda tüm Akdeniz havzasında ve Kızıldeniz’de etkisinin güçlendirilmesini de kapsayacak şekilde’ görev değişikliğinden bahsettiğinde görüldü. İkinci olarak Tartus’taki Rus varlığının iki ay önce Başkan Putin tarafından onaylanan yeni deniz doktrinine dahil edilmesiyle ortaya çıktı. Bu durum, tüm küresel denizlerdeki askeri varlığını geliştirme açısından Rusya’nın büyük stratejik planlarına dair bu varlığın önemini yansıtıyor.
Bu başarılarla Moskova, Suriye’deki güç dengesini radikal bir şekilde değiştirmeyi başardı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre 2015’te rejimin Suriye topraklarının yüzden 20’sinden daha azını kontrol eden Rusya, şu an Suriye topraklarının yaklaşık üçte ikisi üzerinde farklı düzeyde nüfuz dayatıyor. Ancak en önemlisi Moskova, ya doğrudan askeri yollarla ya da diplomatik sapmalarla muhalefeti tamamen baltalamayı başardı. Bu sapmalar, geriye kalan silahlı muhalefetin, Rusya’nın Astana hattındaki ortağı Türkiye’den emir alan bir tabura dönüşmesine neden oldu.
Moskova diplomatik cephede, son yedi yılda ‘Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) Suriye dosyasını 7’ınci kısma  aktarma yeteneklerini felç etmeye ve askeri değil, herhangi bir uluslararası müdahale girişimini önlemeye’ dayalı uluslararası kararları ve mekanizmaları dağıtmayı da başardı.
Müzakere hususunda ise 2254 sayılı kararın dağıtılması, Rus diplomasisinin anayasal reform maddesini gündeme getiren hamlelerinin ana unsuruydu. Tam yürütme yetkilerine sahip bir geçiş organının kurulmasıyla ilgili ana maddedeki tartışmanın da üzerini örttü. Ayrıca Moskova’nın yavaş yavaş muhalefetin siyasi tavanını düşürmeye ve hükümetin müzakere turlarının izlerini manipüle etme fırsatlarını artırmaya çalıştığı kaydedildi.
Bu çerçevede ve birçok kez ortaya çıkan karışıklığa rağmen Rus diplomasisi, anayasal reform sürecini başlatarak ve konuyu ‘Suriye Halkları Kongresi’ndeki Suriyelilerin kararına’ bağlayarak bu boşluklardan yararlanmaya çalıştı.
Rusya’nın son yedi yılda elde ettiği kazanımlar arasında Ankara’yı Astana sürecinde ortak haline getirmek de sayılabilir. Bu ortak birden fazla pozisyonda geçimsiz olsa da Kremlin, en zor anlarda Türk tarafıyla anlaşmaya varma yeteneğini kanıtladı. Hemen hemen aynı durum, ikinci yorgun ortak olan İran için de geçerli. Geçmiş yıllarda yaşanan gelişmeler, İran ve milislerinin güney sınırından 80 km uzağa çekilmesini öngören güney anlaşmasının imzalanmasında olduğu gibi Moskova’nın zaman zaman İran’ın hamlelerini kontrol altına almayı başardığını gösterdi. Bununla birlikte Ruslar, Batı ile müzakere pozisyonlarını güçlendirmek için İran’ın varlık kartını agresif bir şekilde kullandı. Şu anda Moskova’nın, İran’ın Suriye’deki ABD varlığına karşı muhalefet politikası çerçevesinde Suriye’deki genişlemeye geri dönmesine kasıtlı olarak göz yumduğuna dair işaretler var.
Son olarak yedi yıl sonra Moskova’nın bu varlığa dair vizyonunun üzerinde durabiliriz.
Rus diplomatlar, Rusya’nın ‘Şam’ı en az bir milyon sivile uzanabilecek yıkımdan kurtarmayı’ başardığını söyleyerek yedi yıllık süreci özetliyor. Moskova, ‘bu egemenliğin başına gelen mevcut durum ne olursa olsun, uluslararası kabul görmüş Suriye egemenliğini temsil eden Suriye devletini ve kurumlarını korumayı’ da başardı. Bazı diplomatlar, Astana Grubu’nun oluşturulmasının ‘olumlu’ ana sonuçlar arasında yer almasının yanı sıra, 2234 sayılı BMGK kararının yayınlanması konusunda anlaşmaya varılmasını mümkün kılanın Moskova olduğuna dikkat çekiyor. Diplomatlar ayrıca Moskova’nın bir ateşkes rejimine varmayı ve Suriyeliler arasındaki çatışmayı durdurmayı başardığını savunuyor.



İsrailli bakanlar eski Gazze yerleşiminde bayrak töreni düzenlenmesini talep etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
TT

İsrailli bakanlar eski Gazze yerleşiminde bayrak töreni düzenlenmesini talep etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)

Aralarında Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki Likud Partisi’nden sekiz ismin de bulunduğu 11 İsrailli bakan, dün Savunma Bakanı Yisrael Katz’dan Hanuka Bayramı sırasında Gazze Şeridi’nde bayrak töreni düzenlenmesine izin verilmesini talep etti.

Aşırı sağcı ve yerleşim yanlısı Nahala Hareketi tarafından başlatılan girişim kapsamında yayımlanan mesajda, “Gazze’nin İsrail topraklarının bir parçası olduğunu gururla teyit etmenin zamanı geldi. Bu bölge yalnızca Yahudi halkına aittir ve derhal İsrail devletinin bir parçası hâline gelmelidir” ifadeleri yer aldı.

Mesajda ayrıca, etkinliğin temel amacının ‘İsrail’in 2005’te bölgeden çekilirken boşalttığı, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki eski Nisanit yerleşiminin kalıntıları üzerinde İsrail bayrağını göndere çekmek’ olduğu belirtildi.

dfrtg
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (Reuters)

Mesajın imzacıları arasında, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ile aralarında Ulaştırma Bakanı Miri Regev’in de bulunduğu sekiz Likud’lu bakan yer aldı.

Ayrıca, toplam 120 sandalyeli Knesset’ten 21 milletvekili de metne imza attı. İmzacı vekiller Ben-Gvir liderliğindeki Otzma Yehudit (Yahudi Gücü) Partisi ile Likud’a mensup.

Nahala Hareketi, ‘Nisanit’te bayrak töreni’ olarak duyurduğu etkinliğin, Gazze Şeridi’nde hâlen İsrail ordusunun kontrolündeki bölgede yapılacağını açıkladı.

Etkinliğin 18 Aralık’ta, sekiz gün süren Hanuka’nın beşinci gecesinde düzenlenmesi planlanıyor. Bayram bu yıl pazar günü başlayacak.

İsrail Savunma Bakanlığı, konuya ilişkin AFP’nin yorum talebine henüz yanıt vermedi.

jbhj
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)

İsrail ordusu çarşamba akşamı yaptığı açıklamada, ‘İsrail topraklarından Gazze Şeridi’ne geçen birkaç İsrailli sivilin gözaltına alındığını’ duyurdu.

Yerleşimciler ve Filistinlilere yönelik saldırılarla suçlanan aşırılık yanlılarına hukuki destek veren Honenu örgütü ise yaptığı açıklamada, ‘Çarşamba günü onlarca sağcı aktivistin, Nisanit’in kalıntıları üzerinde bir yerleşim kurulmasını talep etmek üzere Gazze sınır çitini aştığını’ belirtti.

10 Ekim’de İsrail ile Hamas arasında yürürlüğe giren kırılgan ateşkes kapsamında, İsrail ordusu Gazze Şeridi’nin yarısından fazlasında kontrol sağlamasına imkân veren bir hatta çekilmişti. Savaşın büyük yıkıma uğrattığı bölgede bu hat fiili kontrol sınırı olarak işliyor.

Geçtiğimiz kasım ayında Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi tarafından da desteklenen ABD’nin Gazze barış planı ise İsrail güçlerinin bölgeden kademeli olarak çekilmesini öngörüyor.


Trump: Ortadoğu'da daha önce hiç yaşanmamış büyük bir barış ortamımız var

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
TT

Trump: Ortadoğu'da daha önce hiç yaşanmamış büyük bir barış ortamımız var

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Ortadoğu'da büyük bir barış sağlandığını söyledi.

Trump dün, "Ortadoğu'da daha önce hiç olmadığı kadar büyük bir barış var. Bence bu barış aslında çok güçlü" ifadelerini kullandı.

ABD Başkanı gazetecilere yaptığı açıklamada, Amerika Birleşik Devletleri'nin bu bölgede çok çalıştığını ve anlaşmanın ikinci aşamasına hazırlandığını belirterek şunları söyledi: "Gazze meselesi üzerinde çok çalışıyoruz, evet, Gazze konusunda yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Ortadoğu'da zaten gerçek bir barış var, 59 ülke bunu destekliyor ve bu daha önce hiç yaşanmamış bir şey."

Şöyle devam etti: “Örneğin, Hamas'la mücadele etmek için müdahale etmek isteyen ülkeler var, bir başka örnek olarak da Lübnan'daki Hizbullah'la mücadele etmek için müdahale etmek isteyen ülkeler var. Ben de onlara diyorum ki: Şu anda buna gerek yok, belki daha sonra ihtiyacınız olabilir, ancak gönüllü olarak müdahale etmeyi ve her şeyi kelimenin tam anlamıyla devralmayı teklif eden ülkeler var.”


İngiliz Donanması, üç gün boyunca kanalda seyreden bir Rus denizaltısını tespit etti

Geçen yıl Pasifik Okyanusu'nda askeri tatbikatlar sırasında bir Rus denizaltısı (Arşiv- Reuters)
Geçen yıl Pasifik Okyanusu'nda askeri tatbikatlar sırasında bir Rus denizaltısı (Arşiv- Reuters)
TT

İngiliz Donanması, üç gün boyunca kanalda seyreden bir Rus denizaltısını tespit etti

Geçen yıl Pasifik Okyanusu'nda askeri tatbikatlar sırasında bir Rus denizaltısı (Arşiv- Reuters)
Geçen yıl Pasifik Okyanusu'nda askeri tatbikatlar sırasında bir Rus denizaltısı (Arşiv- Reuters)

İngiliz Kraliyet Donanması dün yaptığı açıklamada, İngiliz Kanalı'nda bir Rus denizaltısını tespit ettiğini ve üç gündür izlediğini duyurdu. Donanma, bu tür tehditlere karşı İngiliz sularını koruma çabalarını yoğunlaştırıyor.

Donanma açıklamasında, Krasnodar denizaltısı ve Altay römorkörünü izlemek için helikopterle donatılmış bir İngiliz ikmal gemisinin görevlendirildiğini belirtti.

Rus denizaltısı ve römorkörü Kuzey Denizi'nden kanala girdi.

Açıklamada ayrıca, "Krasnodar'ın batması durumunda denizaltı karşıtı operasyonlara geçmek üzere özel bir hava mürettebatının hazırda bekletildiği" ifade edildi.

Olumsuz hava koşullarına rağmen denizaltının yüzeyde seyretmeye devam ettiği belirtildi.

İngiltere, Fransa'nın kuzeybatı kıyısındaki Ouessant Adası yakınlarında bulunan denizaltının izlenmesi görevini, kimliği açıklanmayan bir NATO müttefikine devrettiğini duyurdu.

İngiliz ordusu, Rus denizaltısı Novorossiysk'i kendi karasularında tespit ettikten sonra geçen temmuz ayında benzer bir izleme operasyonu gerçekleştirmişti.

İngiliz Savunma Bakanı John Healey pazartesi günü, "Rus deniz tehditleri" karşısında Kraliyet Donanması'nın yeteneklerini geliştirmek için milyonlarca sterlinlik bir programın başlatıldığını duyurdu.

Londra'ya göre, Rus denizaltılarının İngiliz sularındaki faaliyetleri son iki yılda yaklaşık üçte bir oranında arttı.

Aralık ayı başlarında İngiltere ve Norveç, Kuzey Atlantik'te bu denizaltılara karşı koymayı amaçlayan ortak bir fırkateyn filosu işletmek üzere bir iş birliği anlaşması imzaladı.