Liz Truss 'Kral Charles'a iklim zirvesinde konuşma yapmamasını tavsiye etti'

Buckingham Sarayı, Kral'ın COP27'ye katılmayacağını doğruladı

Charles önde gelen bir iklim savunucusu (AFP)
Charles önde gelen bir iklim savunucusu (AFP)
TT

Liz Truss 'Kral Charles'a iklim zirvesinde konuşma yapmamasını tavsiye etti'

Charles önde gelen bir iklim savunucusu (AFP)
Charles önde gelen bir iklim savunucusu (AFP)

Liz Truss'un Kral Charles'a gelecek ay yapılacak COP27 iklim zirvesine katılma planlarından vazgeçmesini söylediği bildirildi.
The Sunday Times'ın haberine göre Charles, Mısır'daki konferansta bir konuşma yapmak istese de Truss'ın müdahalesinin ardından planlarını durdurmak zorunda kaldı.
Truss'ın geçen ay Kral'la yaptığı resmi birebir görüşme sırasında konuşmaya engel olduğu anlaşıldı.
Buckingham Sarayı, Charles'ın konferansa katılmayacağını cumartesi gecesi doğruladı.
Önde gelen bir iklim savunucusu olan Charles, COP27 zirvesine davet edilmişti.
The Sunday Times'a konuşan bir kraliyet kaynağı, "İlk yurtdışı turu için atması gereken adımlar hakkında çok dikkatli düşünmesi gerekiyordu ve COP'a katılmayacak" dedi.
Karar "tamamen, hükümetin tavsiyesi doğrultusunda hareket etme konusunu her zaman önemseyen bir Kral olma ruhuyla" alındı.
Gazetenin haberine göre Charles'ı tanıyan bir kaynak, onun "gitmeye tamamen hazır" olduğunu söyledi.
"Ona seçim hakkı tanınmıyor gibi görünüyor. Bu, hükümet açısından bir muhakeme hatası" dedi.
The Independent'a konuşan bir kraliyet kaynağı, Charles'ın zirveye katılım konusunda Truss'la anlaşmazlık yaşadığı iddialarının doğru olmadığını vurgulayarak, Charles'ın COP27'ye gidip gitmemeye dair Truss'tan yönlendirme almasının normal bir uygulama olduğunu söyledi.

Truss'un COP27'ye katılma olasılığının düşük olduğu bildirildi (AP)

Başbakanlık Ofisi 10 Numara'dan bir kaynaksa "Başbakan'ın Kral'a emirler vermesi fikrinin saçma olduğunu" Sky News'e söyledi.
The Independent'ta yer alan habere göre Truss'un kendisinin iklim konferansına katılma olasılığının düşük görüldüğü ve bu durumun Charles'ın ziyareti konusundaki hükümet yaklaşımını etkilemiş olabileceği bildiriliyor.
Önde gelen iklim savunucularından Charles'ın ilgi alanları tropikal ormanlardan, sürdürülebilir tarım uygulamalarına ve su güvenliğine kadar uzanıyor. Düzenli olarak iklim sorunlarıyla ilgili konuşmalar yapan Charles, Glasgow'daki COP26'nın açılış töreninde de bir konuşma yapmıştı.

Charles, Kral olduktan sonra yaptığı ilk konuşmada William'ın "ulusal tartışmalarımıza liderlik edeceğini" söyledi (Reuters)​​​​​​

Charles, Kral olarak ilk konuşmasında, iklim savunuculuğunu oğlu Prens William'a devredeceği sinyalini vermişti.
Charles "Biliyorum ki, yanında Catherine'le beraber yeni Galler Prensi ve Prensesimiz ulusal tartışmalarımıza ilham verip liderlik etmeye devam edecek ve kenarda kalanları hayati yardımın sağlanabileceği merkeze çekmeyi sağlayacak" dedi.
COP27, 6-18 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek.
Yorum için 10 Numara'yla irtibata geçilse de henüz yanıt alınamadı.



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.


Starmer ve Macron Gazze ve Ukrayna'daki durumu görüştü

Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)
Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)
TT

Starmer ve Macron Gazze ve Ukrayna'daki durumu görüştü

Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)
Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)

Downing Street sözcüsü dün akşam yaptığı açıklamada, İngiltere Başbakanı Keir Starmer'ın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile görüştüğünü söyledi.

Açıklamada, “Gazze'deki durumu değerlendiren iki lider, son gelişmelerden duydukları derin endişeyi dile getirdiler ve barış sürecinin yeniden başlatılması gerektiği konusunda mutabık kaldılar” ifadeleri yer aldı.

İki lider, Ukrayna'daki durumla ilgili olarak anlamlı barış görüşmelerinin sağlanması için Rusya'nın 30 günlük ateşkese uyması gerektiğini vurguladı.

df
Ukrayna'nın Sumi bölgesinde Rusya sınırında askeri bir aracın yanında duran Ukraynalı askerler,  16 Ağustos 2024 (Reuters)

 


Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
TT

Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)

Polonya Başbakanı Donald Tusk, Ukrayna'daki çatışmanın Avrupa için oluşturduğu tehdit konusunda uyarıda bulunarak, kıtanın İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana ilk kez "savaş öncesi döneme" girdiğini söyledi.

Tusk, Avrupa gazetelerinin en büyük ittifakını içeren “LENA” medya ağına verdiği röportajda şunları söyledi:

 “Savaş artık geçmişte kalan bir kavram değil. Bu gerçek ve iki yıldan fazla bir süre önce başladı. Şu anda en endişe verici olan şey, herhangi bir senaryonun mümkün olmasıdır. 1945'ten beri böyle bir durum görmedik."

Tusk sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun özellikle genç nesil için kulağa yıkıcı geldiğini biliyorum, ancak yeni bir dönemin başladığı gerçeğine alışmamız gerekiyor: savaş öncesi dönem. Abartmıyorum, bu, her geçen gün daha da netleşiyor."

Rusya'nın iki yıldan fazla bir süre önce Ukrayna'yı işgal etmesi Avrupalı ​​liderlerin savaş sonrasındaki istikrarlı barış duygusunu sarstı ve birçok Avrupa ülkesini Kiev'e ve güçleri için ihtiyaç duyduğu silahları sağlamak için üretimlerini hızlandırmaya yöneltti.

Ülkesi komşu Ukrayna'nın en önde gelen destekçilerinden biri olan eski Avrupa Konseyi başkanı Cuma günü, Kiev'in savaşı kaybetmesi halinde Avrupa'da kimsenin kendini güvende hissetmeyeceğini belirtti.

Kıtanın endişelerinin başında, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın, özellikle NATO'ya yönelik bilinen şüpheci duruşunun ardından Beyaz Saray'a dönme olasılığı da etkili oluyor.

Tusk verdiği röportajda, "Misyonumuz, Amerikan başkanının kim olduğuna bakılmaksızın transatlantik ilişkilerini güçlendirmektir" ifadelerini kullandı.