Yerinden edilen Suriyelilere göre Esed rejimiyle yaşamak imkânsız

Babüsselam Kampı’nın 2016 yılında alınan görüntü. (Getty)
Babüsselam Kampı’nın 2016 yılında alınan görüntü. (Getty)
TT

Yerinden edilen Suriyelilere göre Esed rejimiyle yaşamak imkânsız

Babüsselam Kampı’nın 2016 yılında alınan görüntü. (Getty)
Babüsselam Kampı’nın 2016 yılında alınan görüntü. (Getty)

Suriye'nin kuzeybatısında, muhaliflerin kontrolü altındaki bölgelerde yaşayan Suriyeliler, muhalefeti ve Suriye rejimini uzlaştırmaya yönelik her türlü uluslararası veya bölgesel çabaya ‘kuvvetle’ karşı çıkıyorlar. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in başta azınlıkları korumak ve ülkedeki sivil, askeri ve güvenlik kurumlarını kontrol etme yeteneği olmak üzere çeşitli gerekçelerle iktidarda kalmasına yol açan her türlü uluslararası eğilime de tepki gösteriyorlar.
Suriye rejim güçlerinden kaçan ve Özgür Suriye Ordusu'nda Komutan Albay olan Mustafa Bakur açıklamasında şunları söyledi:
“Esed rejiminin kurtarılan bölgelere yakın şehirlerin çeşitli bölgelerinde uzlaşma komiteleri kurması son zamanlarda çok konuşuluyor.  Her ne kadar son yıllarda rejimle uzlaşma deneyimleri başarısızlıkla sonuçlansa da bunların arasında devrimci muhaliflerin kontrolündeki İdlib’in yanı sıra rejimin güvenlik ve resmi kurumlarının karargahı haline gelen ve yerinden edilmişlerin geri dönüşünü kolaylaştırmak için güvenli bir ortamın sağlanmasından söz ettiği Han Şeyhun şehrindeki komite var.”
Bakur, Suriye rejiminin Suriyelileri evlerine dönmeye ikna etme girişimlerinin başlıca nedenlerini şöyle sıraladı:
1-Esed güçlerinin, güvenlik güçlerinin, şebiha çetelerinin, çok uluslu mezhepçi milislerin ve yabancı paralı askerlerin sivillere yönelik binlerce katliam ve toplu mezarın yanı sıra Suriye topraklarındaki her şehir, köy ve sokakta kullandığı kan nehri bir milyondan fazla masum sivilin şehit olmasına yol açtı. Bu, Suriye Araplarının on yıllar sonra bile intikamını alacağını gerçeği demek.
2-  Sayıları bir milyonu aşkın tutuklu ve Esed güçleri ile destekçilerinin elinde bulunan çok sayıda kayıp kişi var. Tüyler ürpertici hikayelere göre çocukların suç, cinayet, işkence korkularına ek olarak infazlar, Suriye toplumunda kurbanların aileleri ile Esed rejiminin yanında yer alanlar, eylemlerini ve suçlarını haklı çıkaranlar veya bunlara sessiz kalanlar arasındaki çatlağı derinleştiriyor.
3- Esed rejiminin kontrolü altındaki bölgelerde genel olarak aralarında kadınların bulunduğu adam kaçırma olayları yaygın. Kaçırılan kadınların Esed güçleri, güvenlik güçleri, şebiha çeteleri ve paralı milisler tarafından tecavüz edilip öldürüldüğüne dair sızdırılan haberler insanlık suçu olarak değerlendirilirken Esed rejiminin tüm unsurlarına karşı kin ve nefretler artıyor. Ayrıca intikam ruhunu besliyor.
Bakur, kurtarılan bölgelerdeki özgür Suriyelilerin, uzlaşma veya siyasi çözüm şekli ne olursa olsun, Esed rejimi veya onu destekleyen toplum bileşenleri ile hiçbir şekilde bir arada yaşayamayacağına işaret etti. Esed rejiminin devrilmesi, tutukluların serbest bırakılması, yerinden edilenlerin geri dönüşü ve suçluların yargılanmasının Suriye topraklarının ve halkının istikrar, güvenlik ve yönetim ortamında birliğini garanti eden tek çözüm olduğunu vurguladı.
Diğer yandan Suriye’nin merkezindeki Hama Valiliği’nden muhalefet aktivisti Bakar Hamidi şu açıklamada bulundu:
“Bazı partilerle Esed rejimi arasındaki yakınlaşma görüşmeleri sıklaştı ve bazıları sözde bu yakınlaşma bağlamında Suriyeli devrimcileri entegre etmeye çalıştı. Belli pozisyonlar arayan bir muhalefet olmadığımızı teyit ediyoruz. Suriye'de (suçlu) Beşşar Esed iktidarda olduğu sürece bu meselenin kabul edilmeyeceğini, hatta siyasi koridorlarda gündeme getirilmeyeceğini bildiriyoruz. Suriye halkının geri kalanına gelince; biz kendi içinde hiçbir mezhebe karşı değiliz. Daha ziyade insanlarımızı öldüren, yerlerinden eden, mallarını yağmalayan, Suriye'yi ve kaynaklarını Ruslara ve İranlılara satan bu rejimle yakınlaşmaya karşıyız.”
Suriye'nin çeşitli bölgelerinden yaklaşık bir milyon yerinden edilmiş kişiyi barındıran İdlib'in kuzeyi ve Türkiye sınırına yakın Atma kamplarındaki binlerce kişi son zamanlar gösteri düzenleyerek bazı uluslararası ve bölgesel partilerin Suriye rejimi ile muhalefet arasındaki uzlaşma ve yakınlaşma hakkında söylenenleri protesto etti.
Doğu Guta’dan Ebu Hasan gösterilerde Türkiye'ye, siyasi muhalefete ve askeri gruplara Suriye rejimiyle uzlaşmaya zorlamaması için çağrıda bulunulduğu bildirdi.
Şam kırsalındaki İrpin bölgesinde dört yıldır faaliyet gösteren el Emel Kampı’nda ikamet eden 55 yaşındaki Ebu Hasan açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Suriye'nin kuzeyindeki her Suriyelinin, ülkemizi mahveden, çocuklarımızı katleden, gözümüzün önünde kadınlarımıza tecavüz eden Esed rejimi ve onun güvenlik ve askeri kurumlarıyla yeniden bir arada yaşaması mümkün değil. Şam kırsalındaki mahallelerimiz ve şehirlerimiz son altı yılda rejim askerleri tarafından gerçekleştirilen askeri operasyonlar ve baskınlar ile gerçekleştirilen en menfur katliamlara tanık oldu. Elektriksiz, susuz ve yeterli yiyecek olmayan çadırlarda yaşamak, hiçbir Suriye vatandaşına merhamet etmeyen şebiha ve mezhepçi milislerin insafı altında yaşamaktan çok daha iyi. Suriye rejimi ve istihbaratının olduğu bölgelerine dönerek rejimin istihbarat servislerinin bodrumlarında ölmektense açlık ve hastalıktan kamplarda ölmeyi tercih ederiz.
İdlib'in güneyindeki Han Şeyhun şehrinden yerinden edilen ve İdlib'in kuzeyindeki Deir Hasan kampında yaşayan 46 yaşındaki Ümmü Mahmud a şunları söyledi:
“4 Nisan 2017 sabahı Esed güçlerinin İdlib'in güneyindeki Han Şeyhun şehrini bombalamak için kullandığı sarin gazıyla boğularak ölen dokuz yaşındaki çocuğunun görüntüsünü unutmayacağım. O dönem onlarcası çocuk olmak üzere 100’den fazla sivil yaşamını yitirdi. Bu trajedi Esed rejimin yol açtığı sayısız trajedilerden. Esed rejimin ülkede hakim olduğu müddetçe onlarla bir arada yaşamanın mümkün olmadığı kanaatini zihinlerde oluşturmak yeterliydi. Havadan, karadan, şebbiha satırları veya sarin gazıyla çocuklarını kaybeden tüm Suriyeli anneler için rejimin adil yargılanmadan bırakılması uluslararası toplum için utanç kaynağıdır.”



Türkiye, İsrail'in muhalefetine rağmen Gazze'ye destek vermek istiyor

Türkiye, İsrail'in muhalefetine rağmen Gazze'ye destek vermek istiyor
TT

Türkiye, İsrail'in muhalefetine rağmen Gazze'ye destek vermek istiyor

Türkiye, İsrail'in muhalefetine rağmen Gazze'ye destek vermek istiyor

Konuya yakın Türk yetkililere göre, İsrail'in muhalefetine rağmen Türkiye, Gazze Şeridi'ndeki çoğunluğu Müslüman, ABD destekli bir güce binlerce asker göndermeye hazırlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Bloomberg'ten aktardığı habere göre isimlerinin açıklanmasını istemeyen kaynaklar, ABD, Ankara'nın geçen ay Mısır ve Katar ile birlikte Gazze'de ateşkes sağlanması için arabuluculuk yapmasının ardından, ABD tarafından önerilen çok aşamalı bir planın parçası olan uluslararası istikrar gücüne Türkiye'nin katılımını genel olarak desteklediğini belirtti.

Konuşlanmada muharebe ve istihkam birliklerinin yer alması beklenirken, Türkiye, İsrail'in Gazze Şeridi'ne girmesinin ardından Washington'un İsrail'in askeri güç kullanımını sınırlamasını istiyor.

dcfr
Gazze Şeridi'ndeki Cibaliye'de yıkımın ortasında bir sebze tezgahı (AP)

Türkiye'nin, Trump'ın ateşkesin kalıcı bir barışa dönüşmesini sağlama planının önemli bir bileşeni olan uluslararası istikrar gücüne İsrail'in onayı olmadan nasıl katılabileceği henüz belirsizliğini koruyor.

Türk hükümeti, ABD'nin baskı yapması halinde İsrail'in sonunda geri adım atabileceğine inanıyor, ancak şu ana kadar İsrail hükümetinin geri adım atacağına dair bir işaret yok.


Netanyahu'nun ofisi, Gazze'de 5 üst düzey Hamas yetkilisinin ortadan kaldırıldığını duyurdu

Gazze Şehri'nde İsrail hava saldırısının hedefi olan bir ev yanıyor (AFP)
Gazze Şehri'nde İsrail hava saldırısının hedefi olan bir ev yanıyor (AFP)
TT

Netanyahu'nun ofisi, Gazze'de 5 üst düzey Hamas yetkilisinin ortadan kaldırıldığını duyurdu

Gazze Şehri'nde İsrail hava saldırısının hedefi olan bir ev yanıyor (AFP)
Gazze Şehri'nde İsrail hava saldırısının hedefi olan bir ev yanıyor (AFP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi dün yaptığı açıklamada, İsrail'in Filistin hareketinin Yahudi devletiyle vardığı kırılgan ateşkes anlaşmasını ihlal etmesi üzerine, Gazze Şeridi'nde beş üst düzey Hamas yetkilisini öldürdüğünü duyurdu.

Netanyahu'nun ofisi, X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, "Hamas bugün, teröristleri İsrail kontrolündeki bölgelere göndererek ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti. Buna karşılık İsrail, beş üst düzey Hamas teröristini etkisiz hale getirdi" ifadelerini kullandı.

İsrail ordusu, Gazze'nin güneyindeki Refah bölgesinde iki militanı "etkisiz hale getirdiğini" duyurdu.

Ordu sözcüsü Avichay Adraee, "Refah'ın doğusundaki yeraltı altyapı bölgesinde üç saatten kısa bir sürede iki teröristin etkisiz hale getirildiğini" belirtti.

X platformunda yaptığı açıklamada, "Doğu Refah bölgesinde faaliyet gösteren güçler bölgede bir tarama gerçekleştirdi ve iki militan daha tespit etti; güçler ateş açarak onları etkisiz hale getirdi" ifadelerini kullandı.

Bununla birlikte bölgede etkisiz hale getirilen militan sayısının beşe ulaştığını açıkladı.

Adraee, İsrail ordusunun "ateşkes anlaşmasına uygun olarak" bölgede konuşlu kalmaya devam edeceğini ve "herhangi bir acil tehdidi ortadan kaldırmak için çalışmaya devam edeceğini" vurguladı.


Rapor: Washington, Gazze'de Hamas'ın bulunmadığı bir ‘yeşil bölge’ kurulmasını istiyor

Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)
Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)
TT

Rapor: Washington, Gazze'de Hamas'ın bulunmadığı bir ‘yeşil bölge’ kurulmasını istiyor

Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)
Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)

ABD, Gazze Şeridi ile İsrail arasındaki sınır hattının İsrail tarafında Filistinliler için konut inşa etme planlarını ilerletiyor. Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal’dan aktardığına göre, sahaya gönderilen ekipler alan temizliği çalışmalarına başladı. Söz konusu planla, Hamas’ın kontrolündeki bölgelerden sivillerin uzaklaştırılması hedefleniyor.

Bu girişim, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze’ye ilişkin 20 maddelik barış planında öngörüldüğü gibi silahlı grubun etkisiz hale getirilmesi ve yetkilerden uzaklaştırılmasının yakın gelecekte gerçekleşmeyeceğine dair dolaylı bir kabul olarak değerlendiriliyor.

Alternatif güvenli alanlar

ABD, Gazze Şeridi’nin İsrail kontrolündeki bölgelerinde ‘alternatif güvenli alanlar’ oluşturmayı planlıyor. Bu bölgeler, Amerikalı yetkililer tarafından ‘yeşil bölge’ olarak adlandırılıyor.

İsrail’in güneyindeki Sivil-Askeri Koordinasyon Merkezi’nde, ABD ordusunun çok uluslu bir çaba ile savaş sonrası Gazze’de istikrar sağlamayı ve geleceğe yönelik planlar geliştirmeyi yürüttüğü bildirildi. Yetkililer, mühendis ekiplerinin yeni yerleşim yerlerinin planlarını hazırladığını, enkaz ve patlamamış mühimmatların temizlenmesi çalışmalarını yürüttüğünü belirtti. İnşaat süreci henüz başlamadı.

ABD’li yetkililere göre bu yerleşim alanları, savaş nedeniyle yerinden edilmiş Gazze sakinlerine geçici olarak konut, okul ve hastane imkânı sunmayı amaçlıyor. Yetkililer, bu toplulukların gelecekteki yeniden imar projeleri için bir model oluşturmasını ve Gazze halkını Hamas’ın kontrolündeki bölgelerden uzaklaştırmasını hedefliyor.

Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)

Gazze'nin ikiye bölünmesi

İlk konutlar, İsrail saldırıları nedeniyle ağır hasar gören ve mayıs ayından bu yana İsrail'in tam kontrolü altında bulunan, Mısır sınırındaki Refah'ta inşa edilecek. İsrailli ve Amerikalı yetkililer, Refah planının henüz erken aşamalarda olduğunu söylediler.

Gazze Şeridi'nin kontrolü, Trump'ın arabuluculuğunda yapılan ateşkes anlaşması kapsamında ekim ayında kabaca ikiye bölündü. Filistinlilerin çoğu, Hamas'ın kontrolündeki batı yarısında yaşıyor. İsrail ise diğer yarısını kontrol ediyor.

Potansiyel bağışçılar, Hamas'ın kontrolünde bulunan bölgelerdeki yeniden inşa çalışmalarına fon sağlamayacağından, Hamas ortadan kaldırılana kadar yeniden inşa çalışmalarına başlamak için Amerikan önerisi muhtemelen tek yol. Bağışçılar, İsrail tarafındaki çalışmalara da fon sağlamayabilirler.

Ayrıca, yeni konut alanlarına sadece sivillerin girmesini ve Hamas'ın bu alanlara sızmamasını sağlamak için Gazze nüfusunun nasıl taranacağı sorusu da var.

İsrail ve Hamas, hareketin yaklaşık 100 mensubunun Refah'ın altındaki tünellerde saklandığını söylüyor. Bu güçler, ekim ayında ateşkesin başlamasından bu yana İsrail güçleriyle birkaç kez çatışmaya girdiler. Bölgede çatışma riski tamamen ortadan kalkmadan yeniden imar çalışmaları için güvenli bir ortam sağlanamayacak.

ABD ve Hamas, İsrail'e Hamas mensuplarının bölgeden ayrılmasına izin vermesi için baskı yaparken, İsrail onların teslim olmasını talep ediyor.

İsrail ordusu dün, 15 Hamas mensubunun Refah'ın doğusunda yeraltından çıktığını duyurdu. Altısını öldürdüğünü, beşini gözaltına aldığını ve diğer dördünü aradığını bildirdi. İsrail, ‘sarı hat’ olarak adlandırılan ve Gazze’yi bölen hattı asker, tank ve toprak setleriyle güçlendirdi; bu durum, bölgede bir süre kalmayı planladığını gösteriyor. Ordu ayrıca, hattın kendi tarafındaki gelişmeleri desteklemek için elektrik ve su altyapısı inşa ediyor.

Uluslararası güvenlik gücü

ABD ve müttefikleri, Gazze Şeridi’nde güvenliği sağlamak için uluslararası bir güç kurma çalışmalarını sürdürüyor. Bu hafta söz konusu plan, BM Güvenlik Konseyi’nden onay aldı. Ancak gücün görev tanımlarına ilişkin anlaşmazlıklar (silahsızlandırma ve uygulama yetkisi mi yoksa sadece barışı koruma rolü mü üstleneceği) oluşturulmasını zorlaştırıyor.

İsrailli yetkililere göre, gündeme gelen önerilerden biri, Hamas’a karşı olan ve İsrail tarafından desteklenen silahlı grupların yeni yerleşim alanlarının güvenliğini sağlaması. Bu grupların, Gazze’deki ‘yeşil bölge’ içinde yerleşim alanları kurmaya başladığı belirtiliyor. Farklı tahminlere göre, bu bölgede şimdiden yüzlerce, hatta birkaç bin sivil yaşamaya başlamış durumda.

Bu yerleşim yerlerinin ilki, Gazze savaşı sırasında İsrail kontrolündeki Refah'ta ortaya çıktı.

İsrail, Gazze savaşı sırasında Hamas karşıtı gruplarla güçlerini birleştirerek onlara silah ve mühimmat sağladı.Şarku'l Avsat'ın Wall Street Journal'den aktardığına göre, İsrail bu gruplara istihbarat da sağladı ve bazen Hamas saldırılarından korumak için müdahale etti.

Bir Amerikalı yetkiliye göre, ABD bu gruplarla Gazze’de çalışmayı planlamıyor. Yetkililer, Hamas’ın kontrol ettiği bölgelerin zamanla küçülmesini ve nihayetinde ortadan kalkmasını, güvenliğin ise uluslararası istikrar gücü ve Filistin polisi tarafından sağlanmasını umuyor. Trump’a bağlı Barış Konseyi ise sivil yönetim ve yeniden imar sürecini denetleyecek, nihayetinde yetki Filistin hükümetine devredilecek.

Ancak Hamas silah bırakmayı reddediyor ve ABD'nin Gazze vizyonuna karşı olduğunu, bunun Filistinlilerin siyasi haklarını zedelediğini savunuyor.