Margot Robbie ve Cara Delevingne'in fotoğraflarını çeken paparazzi hastanelik oldu

Fotoğrafçının kafasından yaralandığı ve dirseğinin kırıldığı belirtildi

Margot Robbie ve Cara Delevingne 2016'da Suicide Squad'da birlikte rol aldıklarından beri yakın arkadaşlar (Instagram / Cara Delevingne)
Margot Robbie ve Cara Delevingne 2016'da Suicide Squad'da birlikte rol aldıklarından beri yakın arkadaşlar (Instagram / Cara Delevingne)
TT

Margot Robbie ve Cara Delevingne'in fotoğraflarını çeken paparazzi hastanelik oldu

Margot Robbie ve Cara Delevingne 2016'da Suicide Squad'da birlikte rol aldıklarından beri yakın arkadaşlar (Instagram / Cara Delevingne)
Margot Robbie ve Cara Delevingne 2016'da Suicide Squad'da birlikte rol aldıklarından beri yakın arkadaşlar (Instagram / Cara Delevingne)

Arjantin'in başkenti Buenos Aires'te tatil yapan oyuncu Margot Robbie ve model Cara Delevingne, fotoğraflarını çekmeye çalışan bir paparazziyle sonu hastanede biten bir olaya karıştı.
TMZ'nin aktardığına göre Robbie ve Delevingne, dün (2 Ekim) lüks bir restoranda yemek yedikten sonra kendilerini almaya gelen araca binmeye çalışırken bir paparazzi "agresif şekilde" fotoğraflarını çekmeye başladı.
Robbie telaşla paparazziden kaçarken şoför, ünlü oyuncu tam binmeden arabayı hareket ettirdi.
Bunun üstüne Robbie daha ciddi bir zarar görmemek için arabadan atladı ve paparazzi ünlü oyuncu yerdeyken fotoğraflarını çekmeye devam etti.
Bu duruma çok sert tepki veren Robbie ve Delevingne'in arkadaşları Josey McNamara ve Jac Hopkins, fotoğrafları çeken gazeteciye şiddet uygulamaya başladı.
McNamara'nın fim yapımcısı, Hopkins'in de set amiri olduğu öğrenildi.
Olay yerine gelen polis ekipleri kavgayı ayırırken, adının Pedro Alberto Orquera olduğu öğrenilen gazeteci sedyeyle hastaneye kaldırıldı.
Orquera'nın kafasından yaralandığı ve dirseğinde kırık olduğu bildirildi.

The Sun'a konuşan fotoğrafçı, McNamara ve Hopkins'in kendisine "acımasızca" saldırdığını dile getirdi ve dava açacağını söyledi.
Olayın ardından karakola götürülen Robbie, Delevingne ve arkadaşlarının nasıl bir yasal aksiyonla karşılaşacağı henüz bilinmiyor.
Independent Türkçe, The Sun, TMZ



Trump yönetimi yarım milyon göçmene sınır dışı bildirimi gönderdi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Trump yönetimi yarım milyon göçmene sınır dışı bildirimi gönderdi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

ABD Yüksek Mahkemesi'nin, Trump yönetiminin Biden dönemindeki insani şartlı tahliye programını sonlandırmasına izin veren kararı onaylamasının ardından İç Güvenlik Bakanlığı (DHS) bu hafta Küba, Haiti, Nikaragua ve Venezuela'dan binlerce göçmene sınır dışı bildirimleri dağıtmaya başladı.

CNN'nin incelediği bildirimlerde, göçmenlere gönüllü olarak ayrılmamaları halinde, "kişisel düzenlemelerini yapıp ülkesine sorunsuz şekilde dönme fırsatı tanınmaksızın" gözaltı ve sınır dışı edilme gibi yaptırımlarla karşı karşıya kalabilecekleri uyarısında bulunuldu.

Biden yönetiminin başlattığı insani şartlı tahliye programı, koşulları sağlayan göçmenlere iki yıllık kalış izniyle Birleşik Devletler'e giriş izni veriyordu. Program kapsamında, söz konusu 4 ülkenin yaklaşık 530 bin yurttaşına ABD’ye giriş izni verilmişti.

Trump yönetimi, "yeterince incelemeden geçirilmemiş" göçmenlerin ülkeye girişine izin verdiği gerekçesiyle programı eleştirmişti. Ancak program zaten başvuru sahiplerinin geçmişlerinin incelenmesini ve kamuya yük olmamaları için bir mali sponsor bulmalarını şart koşuyor.

Görsel kaldırıldı.
Sığınma talebinde bulunan bir göçmen, Trump'ın göreve başlamasının ardından CBP One uygulamasında randevusunun iptal edildiğini gösteriyor (AP)

Yüksek Mahkeme, yönetimin programı durdurma yönündeki acil talebini geçen ay kabul ederek DHS'in program kapsamında ABD'de yaşayanlara sağlanan güvenceleri kaldırmaya başlamasının önünü açtı.

DHS çarşamba günü yayımladığı açıklamada programa kayıtlı kişilerin çalışma izinlerini iptal edeceğini doğrulamıştı.

DHS Halkla İlişkiler Bakan Yardımcısı Tricia McLaughlin yaptığı açıklamada, "Biden yönetimi Amerika'ya yalan söyledi" demişti. 

Küba, Haiti, Nikaragua ve Venezuela'dan gelen, yeterince denetlenmemiş yarım milyondan fazla yabancının ve bunların yakın aile üyelerinin bu feci şartlı tahliye programları aracılığıyla ABD'ye girmesine izin verdiler; onlara Amerikan işlerinde rekabet etme ve Amerikalı işçilerin ücretlerini düşürme fırsatı verdiler; tespit edilen sahteciliğe rağmen, kariyer memurlarına bu programları sürdürmeleri yönünde baskı yaptılar ve ardından ortaya çıkan kaos ve suçlardan Kongre'deki Cumhuriyetçileri sorumlu tuttular.

Biden yönetimi bu programı, sığınma başvurularında sıkça adı geçen ülkelerden gelen göçmenlere yasal ve kontrollü bir yol sunarak güney sınırındaki baskıyı hafifletme yönünde bir strateji olarak tanıtmıştı. 

Programın kaldırılmasıyla birlikte göçmen hakları savunucuları ve hukuk uzmanları, sınır dışı edilme riskiyle karşılaşanlarla ilgili bir dizi hukuki mücadele ve insani endişe dalgasına hazırlanıyor.

Bu gelişme, göçmenlikle ilgili gerginliğin tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştığı bir dönemde yaşanıyor.

Geçen hafta sonu Los Angeles'ta, Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) operasyonlarına karşı protestolar patlak vermiş ve Trump asker göndererek yanıt vermişti.

Bunun yanı sıra ülke çapında ICE karşıtı gösteriler başladı ve cumartesi günü için daha fazlası planlanıyor.

Independent Türkçe