İran’da Mahsa Amini’nin gözaltında ölümüyle başlayan protesto dalgasında çok sayıda kişinin ölmesi ve binlerce kişinin gözaltına alınmasının ardından, ülkenin dini lideri Ali Hamaney sessizliğini bozarak polisin ve Besic güçlerinin performansını savundu.
Hamaney, Amini’nin ölümünden sonra ülke genelinde başlayan protestolardan ABD ve İsrail’i sorumlu tuttu.
Güvenlik güçlerinin Şerif Teknoloji Üniversitesi’ni basarak öğrencilere yaşattığı zor bir gecenin ardından, üniversite öğrencileri dün protestoların üçüncü haftasında başkent Tahran ve birçok İran vilayetinde bulunan üniversitelerde toplanmaya devam etti.
Protestolar, ölü sayısının yüksek olmasına ve güvenlik güçlerinin göz yaşartıcı gaz ve coplarla ve hatta bazen gerçek mermi kullanarak, giderek artan şiddetli baskısına rağmen henüz azalmadı.
İnsan hakları grupları, polis ve gönüllü Besic güçleri de dahil olmak üzere güvenlik güçlerinin, binlerce kişinin gözaltına alındığı, yüzlerce kişinin yaralandığı ve ölü sayısının 130’dan fazla olduğu tahmin edilen protestoları bastırmaya çalıştığını söylüyor.
Üniversitelerde gözaltılar
Yetkililer, sosyal medyadaki paylaşımlar ve videolara göre Şerif Teknoloji Üniversitesi’nde çok sayıda öğrenciyi gözaltına aldı ve birçok öğrenci yaralandı.
Şerif Teknoloji Üniversitesi, İran güçlerinin şiddetli müdahalesinin ardından öğrencilerin yaşadığı anlara dair kısa bir açıklama yayınladı.
Güvenlik güçlerinin gözaltına alınacak olanları taşımak için minibüsler kullandığı belirtilen açıklamada, bunun sivil kıyafetli öğrenciler ve polisler arasındaki ilk ciddi çatışma olduğu ifade edildi.
İsfahan Endüstri Üniversitesi öğrencileri dün protesto düzenledi (Twitter)
Şerif Teknoloji Üniversitesi’nin sosyal medyadaki görüntüleri diğer İran üniversitelerinde öfkeyi artırırken, Meşhed Firdevsi Üniversitesi öğrencileri üniversitenin avlusunun ortasında dururken, bazı Besic üyeleri de onları zorla dağıtmaya çalıştı.
Tebriz’de ise, güvenlik güçleri protestoculara karşı misket tüfeği ve fişek kullandı.
Tahran Üniversitesi yakınlarındaki Tarbiat Modares Üniversitesi’ndeki onlarca öğrenci, başta üniversite öğrencileri olmak üzere gözaltındakilerin serbest bırakılmasını talep eden sloganlar attı.
Tahran’ın merkezindeki Şeriati Caddesi’nde başörtülerini çıkaran çok sayıda kadın ve onlara destek olan erkek, İran parlamentosuna kısa bir mesafede ‘Diktatöre Ölüm’ sloganı attı.
Liseler de üniversitelerin protestolarına katıldı.
Twitter’da yapılan paylaşımlara göre, lise öğrencileri ‘kadınlara özgürlük’ sloganı attı.
Kerec şehrinde Eğitim Departmanı Müdürünün başörtülerini çıkaran lise öğrencileri tarafından okuldan atıldığı bir video görüldü.
Evin Cezaevi’nin kadınlar bölümünde oturma eylemi düzenlendiğine ilişkin açıklama yapıldı.
Gözaltındakiler tarafından yapılan açıklamada, göstericilerin öldürülmesini, şiddeti, kitlesel gözaltı kampanyasını ve protestoculara yapılan işkenceyi kınadıkları ifade edildi.
Hamaney dün askeri mezuniyet törenine katıldı (Reuters)
Protestolar yoğunlaşırken, rejimde son sözü söyleyen Hamaney, 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin ölümünü ilk kez yorumlayarak, olayın kendisini üzdüğünü söyledi.
Tahran’daki İmam Hasan Mücteba Subay ve Polis Eğitim Üniversitesi’nde düzenlenen silahlı kuvvetler öğrencilerinin ortak mezuniyet törenine katılan Hamaney şöyle konuştu:
“Bu isyanlar ve güvenlik sorunu meydana getirme ABD ve Siyonist (İsrail) rejiminin bir projesidir. Onlardan maaş alan ve yurt dışındaki bazı İranlı hainler onlara yardım ettiler.”
Hamaney, protestocuların kendisine yönelik sert sloganlarına değinmeden, güvenlik güçlerinin protestolar sırasında ‘haksızlıkla’ karşılaştığını söyledi.
Ülkenin dini lideri, “Silahlı kuvvetler aleyhindeki girişimler ülke güvenliğine yapılmış demektir. Polis karakollarına ve Besic karargahına saldıranlar veya İran Ordusu veya Devrim Muhafızları Ordusu’na sözlü saldırıda bulunanlar ülkenin güvenliğine saldırmışlardır” şeklinde konuştu.
Amini’nin ölümü olmasaydı ülkeyi istikrarsızlaştıracak başka bir ‘mazeret’ bulunacağını söyleyen Hamaney, başörtüsünün asıl mesele olmadığını savundu ve şöyle devam etti:
“Başörtüsü tam olmayanların birçoğu İslam Cumhuriyeti’nin ciddi destekçileri arasında yer alıyor ve çeşitli etkinliklere katılıyor. Mesele, İslami İran’ın bağımsızlığı, dayanıklılığı, güçlendirilmesi ve gücü ile ilgili etkinliklere.”
Protestocuları sorumlu tuttu
Önde gelen sporcular ve sanatçıların protestoları destekleyen yorumlarına değinen Hameney, yüksek sesle konuşanların İran’ın spor ve sanat camiasının sadece bir azınlığını temsil ettiğini söyledi.
Protestoların suç olup olmamasının yargının sorumluluğunda olduğunu vurgulayan Hamaney, “İslam Cumhuriyeti’ni sabote etmek için huzursuzluğu ateşleyenler, ağır yargılamaları ve cezaları hak ediyor” dedi.
Hamaney, sivillerin ölümü ve internetin kesilmesiyle ilgili protestolar hakkında yorum yapmadı.
İran Yargı Erki Başkanı Gulam Hüseyin Muhsini Ejei ise, eylemleri, sözleri veya sosyal ağlardaki hesaplarıyla protesto hareketini yoğunlaştırma tehdidinde bulunanları uyardı.
Güvenlik ve askeri güçler ile Besic güçlerine saldıran ve öldürenlerden hesap soracağına söz veren Gulam Hüseyin, yargı sisteminin ‘isyancıların’ davalarını acilen takip edeceğini söyledi.
Avukat Mustafa Nili, güvenlik güçlerinin Şiraz’daki Baro binasına baskın düzenlediğini ve sendika merkezi önünde oturma eylemi düzenleyen avukatları göz yaşartıcı gaz kullanarak dağıttığını ve çok sayıda avukatı gözaltına aldığını bildirdi.
İran Müzik Evi, yetkilileri, gözaltına alınmadan önce protestocuların tweetlerinden şarkı yapan ve bu şarkısı 40 milyon kişi tarafından görülen şarkıcı Charvin Hajipour’u serbest bırakmaya çağırdı.
400’den fazla yazar, çevirmen ve şair, vatandaşları sivil itaatsizlik ve greve çağıran bir bildiri yayınladı.
Açıklamada, yetkililerin protestoculara karşı uyguladığı şiddet eleştirilirken, “Yeni yetişen ruhlar, ülkenin sokaklarında bu vahşice ve en şiddetli yöntemlerle katlediliyor. Gerçek mühimmatla parçalanmış cesetler, sokak asfaltının her parçasından ve morg buzdolaplarının demirinden akan gerçek bir kan nehri” ifadeleri kullanıldı.
Öğretmenler Sendikası Koordinasyon Komitesi, protestocularla dayanışma göstermek için öğretmenlere ve okul öğrencilerine Salı günü okullara gitmekten kaçınmaları çağrısını ikinci kez yineledi.
Uluslararası yaptırımlar
İngiltere Dışişleri Bakanlığı, protestoların bastırılması nedeniyle Pazartesi günü İran Maslahatgüzarı’nı çağırdı.
İngiltere Dışişleri Bakanı James Cleverly, “İran’da güvenlik güçlerinin protestoculara uyguladığı şiddet gerçekten şok edici. Bugün İranlı yetkililere görüşümüzü açıkça belirttik. Huzursuzluk için dış aktörleri suçlamak yerine, eylemlerinin sorumluluğunu almaları ve halklarının endişelerini dinlemeleri gerekiyor. İranlı yetkililerin bariz insan hakları ihlallerinden hesap sormak için ortaklarımızla birlikte çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
Kanada, insan hakları ihlalleri nedeniyle Pazartesi günü İran’a yeni yaptırımlar uyguladı ve yaptırımlar arasında 25 kişi ve 9 İran kuruluşu yer aldı.
Almanya, Fransa, Danimarka, İspanya, İtalya ve Çekya, kadın haklarına yönelik protestoları bastırması nedeniyle İran’a karşı yeni Avrupa Birliği (AB) yaptırımları uygulanması için önerilerde bulundu.
Der Spiegel dergisi, önerilen yaptırımların, Mahsa Amini’nin gözaltında ölmesiyle başlayan ülke çapındaki protestoları bastırmak sorumlu olan 16 kişi, kuruluş ve kurumu hedef aldığını bildirdi.
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock dün yaptığı açıklamada, Tahran’ın protestoları bastırmasının ‘eğitim korkusu ve özgürlüğün gücünün bir ifadesi’ olduğunu söyledi ve yeni yaptırımlar vaat etti.
Baerbock Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Dış politika seçeneklerimizin sınırlı olmasına katlanmak zor. Ancak sesleri yükseltebilir, suçlamalarda bulunabilir ve yaptırımlar uygulayabiliriz. Bu bizim yaptığımız şey” diye yazdı.
Beyaz Saray Sözcüsü Karine Jean-Pierre ise, ABD Başkanı Joe Biden ile Porto Riko’ya giderken uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Sözcü, “Güvenlik güçlerinin üniversite öğrencilerinin barışçıl protestolarına şiddet ve kitlesel tutuklamalarla yanıt verdiğine dair raporlar karşısında alarma geçtik ve dehşete düştük” diye konuştu.
Jean-Pierre, İran’daki üniversite öğrencilerinin haklı olarak öfkeli olduğunu ve hafta sonu yaşanan baskıların İran’daki gençleri ülkeyi terk etmeye ve başka yerlerde haysiyet ve fırsat aramaya iten türden olaylar olduğunu söyledi.
Sözcü, gerginliğe rağmen, ABD yönetiminin İran’da olup bitenleri nükleer anlaşmayı canlandırma müzakerelerinden ayırdığını açıkça belirterek şu ifadeleri kullandı:
“İran konusunda endişelerimiz var ancak nükleer anlaşma ile ilgili müzakerelerde ilerlemenin ABD’nin ulusal güvenlik çıkarına olduğuna inandığımız sürece yapacağız, bu yüzden İran’ın eylemlerindeki sorunlarla başa çıkmak için başka araçlar kullanmaya devam edeceğiz.”