İran’da öfke büyürken, Hamaney polis ve Besic güçlerini savundu

İranlılar Pazar gecesi Şerif Teknoloji Üniversitesi önünde toplandılar (Twitter)
İranlılar Pazar gecesi Şerif Teknoloji Üniversitesi önünde toplandılar (Twitter)
TT

İran’da öfke büyürken, Hamaney polis ve Besic güçlerini savundu

İranlılar Pazar gecesi Şerif Teknoloji Üniversitesi önünde toplandılar (Twitter)
İranlılar Pazar gecesi Şerif Teknoloji Üniversitesi önünde toplandılar (Twitter)

İran’da Mahsa Amini’nin gözaltında ölümüyle başlayan protesto dalgasında çok sayıda kişinin ölmesi ve binlerce kişinin gözaltına alınmasının ardından, ülkenin dini lideri Ali Hamaney sessizliğini bozarak polisin ve Besic güçlerinin performansını savundu.
Hamaney, Amini’nin ölümünden sonra ülke genelinde başlayan protestolardan ABD ve İsrail’i sorumlu tuttu.
Güvenlik güçlerinin Şerif Teknoloji Üniversitesi’ni basarak öğrencilere yaşattığı zor bir gecenin ardından, üniversite öğrencileri dün protestoların üçüncü haftasında başkent Tahran ve birçok İran vilayetinde bulunan üniversitelerde toplanmaya devam etti.
Protestolar, ölü sayısının yüksek olmasına ve güvenlik güçlerinin göz yaşartıcı gaz ve coplarla ve hatta bazen gerçek mermi kullanarak, giderek artan şiddetli baskısına rağmen henüz azalmadı.
İnsan hakları grupları, polis ve gönüllü Besic güçleri de dahil olmak üzere güvenlik güçlerinin, binlerce kişinin gözaltına alındığı, yüzlerce kişinin yaralandığı ve ölü sayısının 130’dan fazla olduğu tahmin edilen protestoları bastırmaya çalıştığını söylüyor.

Üniversitelerde gözaltılar
Yetkililer, sosyal medyadaki paylaşımlar ve videolara göre Şerif Teknoloji Üniversitesi’nde çok sayıda öğrenciyi gözaltına aldı ve birçok öğrenci yaralandı.
Şerif Teknoloji Üniversitesi, İran güçlerinin şiddetli müdahalesinin ardından öğrencilerin yaşadığı anlara dair kısa bir açıklama yayınladı.
Güvenlik güçlerinin gözaltına alınacak olanları taşımak için minibüsler kullandığı belirtilen açıklamada, bunun sivil kıyafetli öğrenciler ve polisler arasındaki ilk ciddi çatışma olduğu ifade edildi.

 İsfahan Endüstri Üniversitesi öğrencileri dün protesto düzenledi (Twitter)
Şerif Teknoloji Üniversitesi’nin sosyal medyadaki görüntüleri diğer İran üniversitelerinde öfkeyi artırırken, Meşhed Firdevsi Üniversitesi öğrencileri üniversitenin avlusunun ortasında dururken, bazı Besic üyeleri de onları zorla dağıtmaya çalıştı.
Tebriz’de ise, güvenlik güçleri protestoculara karşı misket tüfeği ve fişek kullandı.
Tahran Üniversitesi yakınlarındaki Tarbiat Modares Üniversitesi’ndeki onlarca öğrenci, başta üniversite öğrencileri olmak üzere gözaltındakilerin serbest bırakılmasını talep eden sloganlar attı.
Tahran’ın merkezindeki Şeriati Caddesi’nde başörtülerini çıkaran çok sayıda kadın ve onlara destek olan erkek, İran parlamentosuna kısa bir mesafede ‘Diktatöre Ölüm’ sloganı attı.
Liseler de üniversitelerin protestolarına katıldı.
Twitter’da yapılan paylaşımlara göre, lise öğrencileri ‘kadınlara özgürlük’ sloganı attı.
Kerec şehrinde Eğitim Departmanı Müdürünün başörtülerini çıkaran lise öğrencileri tarafından okuldan atıldığı bir video görüldü.
Evin Cezaevi’nin kadınlar bölümünde oturma eylemi düzenlendiğine ilişkin açıklama yapıldı.
Gözaltındakiler tarafından yapılan açıklamada, göstericilerin öldürülmesini, şiddeti, kitlesel gözaltı kampanyasını ve protestoculara yapılan işkenceyi kınadıkları ifade edildi.

 Hamaney dün askeri mezuniyet törenine katıldı (Reuters)
Protestolar yoğunlaşırken, rejimde son sözü söyleyen Hamaney, 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin ölümünü ilk kez yorumlayarak, olayın kendisini üzdüğünü söyledi.
Tahran’daki İmam Hasan Mücteba Subay ve Polis Eğitim Üniversitesi’nde düzenlenen silahlı kuvvetler öğrencilerinin ortak mezuniyet törenine katılan Hamaney şöyle konuştu:
“Bu isyanlar ve güvenlik sorunu meydana getirme ABD ve Siyonist (İsrail) rejiminin bir projesidir. Onlardan maaş alan ve yurt dışındaki bazı İranlı hainler onlara yardım ettiler.”
Hamaney, protestocuların kendisine yönelik sert sloganlarına değinmeden, güvenlik güçlerinin protestolar sırasında ‘haksızlıkla’ karşılaştığını söyledi.
Ülkenin dini lideri, “Silahlı kuvvetler aleyhindeki girişimler ülke güvenliğine yapılmış demektir. Polis karakollarına ve Besic karargahına saldıranlar veya İran Ordusu veya Devrim Muhafızları Ordusu’na sözlü saldırıda bulunanlar ülkenin güvenliğine saldırmışlardır” şeklinde konuştu.
Amini’nin ölümü olmasaydı ülkeyi istikrarsızlaştıracak başka bir ‘mazeret’ bulunacağını söyleyen Hamaney, başörtüsünün asıl mesele olmadığını savundu ve şöyle devam etti:
“Başörtüsü tam olmayanların birçoğu İslam Cumhuriyeti’nin ciddi destekçileri arasında yer alıyor ve çeşitli etkinliklere katılıyor. Mesele, İslami İran’ın bağımsızlığı, dayanıklılığı, güçlendirilmesi ve gücü ile ilgili etkinliklere.”

Protestocuları sorumlu tuttu
Önde gelen sporcular ve sanatçıların protestoları destekleyen yorumlarına değinen Hameney, yüksek sesle konuşanların İran’ın spor ve sanat camiasının sadece bir azınlığını temsil ettiğini söyledi.
Protestoların suç olup olmamasının yargının sorumluluğunda olduğunu vurgulayan Hamaney, “İslam Cumhuriyeti’ni sabote etmek için huzursuzluğu ateşleyenler, ağır yargılamaları ve cezaları hak ediyor” dedi.
Hamaney, sivillerin ölümü ve internetin kesilmesiyle ilgili protestolar hakkında yorum yapmadı.
İran Yargı Erki Başkanı Gulam Hüseyin Muhsini Ejei ise, eylemleri, sözleri veya sosyal ağlardaki hesaplarıyla protesto hareketini yoğunlaştırma tehdidinde bulunanları uyardı.
Güvenlik ve askeri güçler ile Besic güçlerine saldıran ve öldürenlerden hesap soracağına söz veren Gulam Hüseyin, yargı sisteminin ‘isyancıların’ davalarını acilen takip edeceğini söyledi.
Avukat Mustafa Nili, güvenlik güçlerinin Şiraz’daki Baro binasına baskın düzenlediğini ve sendika merkezi önünde oturma eylemi düzenleyen avukatları göz yaşartıcı gaz kullanarak dağıttığını ve çok sayıda avukatı gözaltına aldığını bildirdi.
İran Müzik Evi, yetkilileri, gözaltına alınmadan önce protestocuların tweetlerinden şarkı yapan ve bu şarkısı 40 milyon kişi tarafından görülen şarkıcı Charvin Hajipour’u serbest bırakmaya çağırdı.
400’den fazla yazar, çevirmen ve şair, vatandaşları sivil itaatsizlik ve greve çağıran bir bildiri yayınladı.
Açıklamada, yetkililerin protestoculara karşı uyguladığı şiddet eleştirilirken, “Yeni yetişen ruhlar, ülkenin sokaklarında bu vahşice ve en şiddetli yöntemlerle katlediliyor. Gerçek mühimmatla parçalanmış cesetler, sokak asfaltının her parçasından ve morg buzdolaplarının demirinden akan gerçek bir kan nehri” ifadeleri kullanıldı.
Öğretmenler Sendikası Koordinasyon Komitesi, protestocularla dayanışma göstermek için öğretmenlere ve okul öğrencilerine Salı günü okullara gitmekten kaçınmaları çağrısını ikinci kez yineledi.

Uluslararası yaptırımlar
İngiltere Dışişleri Bakanlığı, protestoların bastırılması nedeniyle Pazartesi günü İran Maslahatgüzarı’nı çağırdı.
İngiltere Dışişleri Bakanı James Cleverly, “İran’da güvenlik güçlerinin protestoculara uyguladığı şiddet gerçekten şok edici. Bugün İranlı yetkililere görüşümüzü açıkça belirttik. Huzursuzluk için dış aktörleri suçlamak yerine, eylemlerinin sorumluluğunu almaları ve halklarının endişelerini dinlemeleri gerekiyor. İranlı yetkililerin bariz insan hakları ihlallerinden hesap sormak için ortaklarımızla birlikte çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
Kanada, insan hakları ihlalleri nedeniyle Pazartesi günü İran’a yeni yaptırımlar uyguladı ve yaptırımlar arasında 25 kişi ve 9 İran kuruluşu yer aldı.
Almanya, Fransa, Danimarka, İspanya, İtalya ve Çekya, kadın haklarına yönelik protestoları bastırması nedeniyle İran’a karşı yeni Avrupa Birliği (AB) yaptırımları uygulanması için önerilerde bulundu.
Der Spiegel dergisi, önerilen yaptırımların, Mahsa Amini’nin gözaltında ölmesiyle başlayan ülke çapındaki protestoları bastırmak sorumlu olan 16 kişi, kuruluş ve kurumu hedef aldığını bildirdi.
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock dün yaptığı açıklamada, Tahran’ın protestoları bastırmasının ‘eğitim korkusu ve özgürlüğün gücünün bir ifadesi’ olduğunu söyledi ve yeni yaptırımlar vaat etti.
Baerbock Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Dış politika seçeneklerimizin sınırlı olmasına katlanmak zor. Ancak sesleri yükseltebilir, suçlamalarda bulunabilir ve yaptırımlar uygulayabiliriz. Bu bizim yaptığımız şey” diye yazdı.
Beyaz Saray Sözcüsü Karine Jean-Pierre ise, ABD Başkanı Joe Biden ile Porto Riko’ya giderken uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Sözcü, “Güvenlik güçlerinin üniversite öğrencilerinin barışçıl protestolarına şiddet ve kitlesel tutuklamalarla yanıt verdiğine dair raporlar karşısında alarma geçtik ve dehşete düştük” diye konuştu.
Jean-Pierre, İran’daki üniversite öğrencilerinin haklı olarak öfkeli olduğunu ve hafta sonu yaşanan baskıların İran’daki gençleri ülkeyi terk etmeye ve başka yerlerde haysiyet ve fırsat aramaya iten türden olaylar olduğunu söyledi.
Sözcü, gerginliğe rağmen, ABD yönetiminin İran’da olup bitenleri nükleer anlaşmayı canlandırma müzakerelerinden ayırdığını açıkça belirterek şu ifadeleri kullandı:
“İran konusunda endişelerimiz var ancak nükleer anlaşma ile ilgili müzakerelerde ilerlemenin ABD’nin ulusal güvenlik çıkarına olduğuna inandığımız sürece yapacağız, bu yüzden İran’ın eylemlerindeki sorunlarla başa çıkmak için başka araçlar kullanmaya devam edeceğiz.”



Lübnan: İsrail'in Nebatiye'de bir eve düzenlediği saldırıda 3 kişi hayatını kaybetti

 İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Tayr Harfa köyüne düzenlediği hava saldırısı sonucu dumanlar yükseliyor. (AFP)
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Tayr Harfa köyüne düzenlediği hava saldırısı sonucu dumanlar yükseliyor. (AFP)
TT

Lübnan: İsrail'in Nebatiye'de bir eve düzenlediği saldırıda 3 kişi hayatını kaybetti

 İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Tayr Harfa köyüne düzenlediği hava saldırısı sonucu dumanlar yükseliyor. (AFP)
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Tayr Harfa köyüne düzenlediği hava saldırısı sonucu dumanlar yükseliyor. (AFP)

Lübnan medyası, İsrail savaş uçaklarının Lübnan'ın güneyindeki Nebatiye vilayetine bağlı Meys el-Cebel kasabasında bir eve düzenlediği saldırıda üç kişinin yaşamını yitirdiğini bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı’ndan (NNA) aktardığı habere göre, İsrail saldırısında aralarında kasabadaki bir sivil savunma çalışanının da bulunduğu çok sayıda sivilin yaralandığı kaydedildi.

İsrail ordusu bu sabah (pazar) erken saatlerde Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, İsrail'in kuzeyinde sirenlerin çaldığını duyurdu.

İsrail savaş uçakları dün gece (cumartesi) ve bugün güney Lübnan'ın batı kesimindeki en-Nakura ve Alma eş-Şaab kasabalarının dış mahalleleri ile el-Lebune, el-Alam ve Balat dağlarına saldırdı.

NNA’ya göre söz konusu saldırı, en-Nakura ve Alma eş-Şaab kasabalarının çevresine yoğun topçu ateşiyle aynı zamana denk geldi. İsrail savaş uçakları Sur bölgesindeki köyler ve deniz kıyısı üzerinde uçtu.

İsrail keşif uçakları, dün gece boyunca ve bu sabaha kadar batı ve orta kesimlerdeki köyler üzerinde uçtu ve Mavi Hat'a bitişik sınır köyleri üzerinde işaret fişekleri attı.

İsrail güçleri, orta kesimdeki Ramiye ve Ayta eş-Şaab kasabalarının bitişiğindeki ormanlara ağır makineli tüfeklerle ateş açtı.

Bir tarafta İsrail ordusu, diğer tarafta Hizbullah ve Lübnan'daki silahlı Filistinli gruplar arasında 7 Ekim'de Gazze Şeridi'ne yönelik İsrail savaşının başlamasından bu yana neredeyse her gün sınır ötesi bombardıman yaşanıyor.


Uluslararası Sergiler Bürosu: Suudi Arabistan’ın Expo 2030 hedefleri küresel bir meydan okuma

Uluslararası Sergiler Bürosu (BIE) Genel Sekreteri Dimitri Kerkentzes, Riyad ziyareti sırasında Şarku'l Avsat’a konuştu. (Fotoğraf: Turki el-Akili)
Uluslararası Sergiler Bürosu (BIE) Genel Sekreteri Dimitri Kerkentzes, Riyad ziyareti sırasında Şarku'l Avsat’a konuştu. (Fotoğraf: Turki el-Akili)
TT

Uluslararası Sergiler Bürosu: Suudi Arabistan’ın Expo 2030 hedefleri küresel bir meydan okuma

Uluslararası Sergiler Bürosu (BIE) Genel Sekreteri Dimitri Kerkentzes, Riyad ziyareti sırasında Şarku'l Avsat’a konuştu. (Fotoğraf: Turki el-Akili)
Uluslararası Sergiler Bürosu (BIE) Genel Sekreteri Dimitri Kerkentzes, Riyad ziyareti sırasında Şarku'l Avsat’a konuştu. (Fotoğraf: Turki el-Akili)

Uluslararası Sergiler Bürosu (BIE) Genel Sekreteri Dimitri Kerkentzes’e göre Suudi Arabistan'ın Riyad Expo 2030 hedefleri, teknoloji ve inovasyon açısından küresel bir meydan okuma oluşturdu. Kerkentzes, ‘Expo planlarını Suudi Arabistan ve BIE'nin arzuladığı gerçekliğe’ dönüştürmek için Riyad'da hazırlıkların başladığını açıkladı.

Şarku'l Avsat’a özel açıklamalarda bulunan Kerkentzes, 28 Kasım'da BIE Genel Kurulu'nda yapılan oylamada Suudi başkentinin Expo 2030'a ev sahipliği yapmak üzere tarihi bir zafer kazanmasından 24 saat sonra Paris'ten Riyad'a giden ve bir sonraki aşamaya hazırlanan Suudi ekiplere duyduğu hayranlığı dile getirdi.

BIE Genel Sekreteri, Expo'nun Vizyon 2030 yılına denk gelmesi nedeniyle Suudi Arabistan’ın rönesansında önemli bir rol oynamasını beklediğini ifade etti.

“Tüm dünya ülkelerinin daha iyi bir gelecek için çalışmak üzere bir araya geldiği rekabetçi olmayan bir etkinlik olan Expo aracılığıyla Suudi Arabistan ve tüm bölge ile birlikte çalışmaya devam etmemiz gerekiyor” diyen Kerkentzes, Riyad'a her geldiğinde yeni bir gelişme gördüğünü belirtti.

Kerkentzes Çarşamba günü, geçtiğimiz Kasım ayında Expo 2030'a ev sahipliği yapma hakkını kazanmasından bu yana Riyad'a ilk ziyaretini gerçekleştirdi. Dört gün süren ziyaret sırasında Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Kerkentzes ile Suudi Arabistan'ın Riyad Expo 2030'a ev sahipliği yapmak üzere yaptığı hazırlıkları görüştü. Kerkentzes ayrıca, bir dizi üst düzey Suudi yetkiliyle teknik toplantılarda bir araya gelerek Expo 2030 planları üzerine konuştu.


Siyasi ve özel hesaplar yapılırken Hamas neden şimdi ateşkes istiyor?

Refah'ta İsrail bombardımanını sonrası meydana gelen hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)
Refah'ta İsrail bombardımanını sonrası meydana gelen hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)
TT

Siyasi ve özel hesaplar yapılırken Hamas neden şimdi ateşkes istiyor?

Refah'ta İsrail bombardımanını sonrası meydana gelen hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)
Refah'ta İsrail bombardımanını sonrası meydana gelen hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)

İsrail ile Hamas Hareketi arasındaki müzakerelerde haftalar süren çıkmazın ardından bu kez hem İsrail hem de Hamas'ın verdiği tavizlerle tünelin ucunda bir ışık belirdi. Mısır’ın başkenti Kahire’deki müzakereler dün yeniden başlarken Hamas'ın Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, Hamas Hareketi’nin görüşmelere olumlu bir ruhla devam edeceğini vurguladı.

xdfvbtr
İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah şehrine düzenlediği saldırıların ardından yükselen dumanlar (AFP)

Heniyye'nin İstanbul ziyareti sırasında diğer Filistinli gruplarla yapılan toplantılarda ilk kez açık bir şekilde gerçekleşen temasların ardından gelişen bu tutumdan Hamas Hareketi’nin bu kez ‘ulusal bir şemsiye’ altında olmasını istediği daha ciddi bir anlaşmaya varmak istediği anlaşılıyor. Ancak bu olumlu dönüşüm, “Bu gerçek mi? Neden şimdi?” gibi Hamas'ın tutumundaki değişikliklerle ilgili bazı soru işaretlerinin ortaya çıkmasına neden oldu.

Değişikliklerin teyit edilmesi

Hamas'a yakın haber ajansları son dakikada söylem değişikliğine giderken, İstanbul’daki toplantılara katılan İslami Cihad Hareketi ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) liderleriyle yapılan röportajları yayınladılar. Direniş güçlerinin sahadaki duruşu ve kararlılığının yanı sıra Gazzelilerin taleplerine ulaşmak için sürdürülen müzakerelerine övgüde bulundular.

cdfb
Gazze’de Filistinli grupların liderlerinin katıldığı bir toplantıya katılan İsmail Heniyye ve Yahya Sinvar (Arşiv - AFP)

Söz konusu yayın organlarından bazılarına göre FHKC’nin siyasi bürosunun bir üyesi, İsrail'in 7 Ekim saldırısından bu yana peşinde olduğu Gazze Şeridi'ndeki Hamas liderinin son toplantılarında Filistinli grupların siyasi liderleriyle temas kurduğunu söyledi. Yakında bir anlaşmaya varılacağına işaret eden medya organları, bunun İslami Cihad Hareketi ve FHKC gibi diğer grupların da katıldığı bir anlaşma olduğunu duyurmaya başladılar.

Anlaşmanın tanıtımı

Şarku’l Avsat’a konuşan Hamas içindeki kaynaklar, yakında bir anlamaya varılmasının beklendiğini söylediler. Hamas'a yakınlığıyla bilinen analistler de anlaşmayı desteklemeye başladılar. Bu analistlerden biri olan ve Sinvar'a yakınlığıyla bilinen İyad İbrahim el-Kara, perşembe günü sosyal medya hesabından, “Yedi aydır devam eden savaşın ve Netanyahu'nun bir anlaşmaya varma konusundaki uzlaşmazlığının ardından, bir tür ateşkese gitmeye daha yakın olabiliriz. Ancak çatışmalar dursa da savaş durmadı” diye yazdı. Kara, dün sabah yaptığı bir başka paylaşımda ise “Belirleyici saatler.. Şimdi top katleden ve yok eden işgalci israil’in sahasında. Ya Mısır kartını kabul edecek ya da savaşı uzatmaya devam edecek” dedi.

csdvr
İsrail iç istihbaratı Şin-Bet, İsrail Başbakanı Netanyahu’ya Gazze’deki Hamas lideri Yahya Sinvar’a suikast için 6 plan sundu (AP)

Peki Hamas neden şimdi değişti? İsrail'in Gazze'de 211 gün süren yıkıcı savaşının ardından Hamas'ın geçici de olsa bir ateşkes için daha da çaresiz hale geldiği açık. İsrail'in Gazze'de 211 gün süren yıkıcı savaşının ardından Hamas'ın istediği ‘zafere’ ulaşmak için geçici de olsa bir ateşkes konusunda umduğundan daha da çaresiz hale geldiği ortada.

Değişimin nedenleri

Hamas'ın gösterdiği esnekliğin aslında birkaç nedeni vardı. Bunlardan ilki, 2007 yılından beri Gazze Şeridi'ni kontrol eden Hamas’ın kendini her zamankinden daha yorgun hissetmeye başlamasıydı. Bu yüzden arabuluculardan ve ABD'den alacağı garantilerin İsrail'i savaşı tamamen durdurmaya ikna etmede başarılı olacağı umuduyla geçici de olsa bir ateşkese varılmasına ihtiyaç duyuyor.

İsrail, savaş sayesinde Hamas’ın ve askeri kanadı İzzettin el-Kassam Tugayları’nın sahip olduğu birçok imkanı yok etti. Bundan dolayı Hamas’ın içinde siyasi ve askeri düzeylerde ateşkes konusunda daha esnek davranılması gerektiği konusunda bir görüş birliği oluştu. İkinci neden, Hamas'ın yaşadığı derin mali kriz. Hükümet çalışanlarına sadece 200 dolar, örgütsel çalışanlarına 250 dolar ve Kassam Tugayları üyelerine 300 dolar gibi sınırlı mali ödemeler yapabiliyor.

Kassam Tugayları'nın üyelerinin bir mola verdirmelerini, yeniden organize olmalarını ve yeniden konuşlanmalarını sağlamak ve kayıp ve hasar durumlarını değerlendirmek istenmesi ise dile getirilmeyen bir başka neden.

sdfvrgb
Gazze Şeridi’nde İsrail ve Hamas arasında 6 ayı aşkın bir süredir devam eden savaşın ardından büyük bir kıtlık baş gösterdi (AP)

Bir diğer nedense Hamas’ın, devam eden bombardımanlar altında bazıları ölen, geriye kalanların ise can güvenliği için birçok kaynağa ihtiyaç duyulan İsrailli rehinelerin yükünden kurtulmak istemesi. Hamas, savaşı sona erdirecek ve daha fazla sayıda Filistinli mahkûmun serbest bırakılmasını sağlayacak bir anlaşmaya varmak için en önemli koz olan İsrailli rehineleri kaybetme riskini almak istemiyor.

Daha da önemlisi, Hamas İsrail ordusunun dokunamadığı tek Kassam Tugayları birliğinin güvenliğini tehlikeye atacağı için Refah’a kara saldırısının gerçekleşmesini istemiyor. Bununla birlikte İsrail ordusunun Refah'a girmesi yaşanması beklenen katliamların yanı sıra Hamas liderlerine ve İsrailli rehinelere ulaşması anlamına da gelebilir.

Refah’a kara saldırısı

Hamas, İsrail’in Refah’a kara saldırısını ateşkesin şartlarından biri olarak öne sürüyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan siyasi analist Mustafa İbrahim, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

“Her iki tarafın da Mısır’ın son ateşkes önerisini kabul etmesinin nedeninin acil insani meseleler olduğu açık. Bununla birlikte ister Hamas ister İsrail tarafından olsun, tutumlardaki bu değişikliğin ardında kesinlikle siyasi hesaplar var. Zira Hamas karşı karşıya olduğu durum karşısında Katar’ın kendisine açtığı kucağı ve Gazze Şeridi'nin önemli bir komşusu olan Mısır'ı ve liderlerinin Gazze Şeridi'ne gidip gelmek için Mısır topraklarından geçiş kolaylığını kaybetmek istemiyor.”

İbrahim, sözlerine şöyle devam etti:

Hamas bunu yaparken de bazı konularda tarafsız da olsa kendisinden yana olan bazı önemli faktörleri kaybetti. Buna karşın İsrail, Binyamin Netanyahu hükümeti sürekli eleştirilirken ve Washington, Refah'ta Gazze Şeridi sakinlerinin acılarını arttırabilecek herhangi bir askeri operasyona karşı çıkarken ABD'nin desteğini daha fazla kaybetmek istemiyor.


Sudan ordusu HDK’nın kaynaklarını kesmek için Hartum'un kuzeyindeki operasyonlarını yoğunlaştırdı

Şemseddin Kebbaşi (sağda), Abdulaziz el-Hilu (solda) ve Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit’in danışmanı Tut Kulvak’ın (ortada) arabuluculuğunda bir araya geldiler (SUNA)
Şemseddin Kebbaşi (sağda), Abdulaziz el-Hilu (solda) ve Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit’in danışmanı Tut Kulvak’ın (ortada) arabuluculuğunda bir araya geldiler (SUNA)
TT

Sudan ordusu HDK’nın kaynaklarını kesmek için Hartum'un kuzeyindeki operasyonlarını yoğunlaştırdı

Şemseddin Kebbaşi (sağda), Abdulaziz el-Hilu (solda) ve Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit’in danışmanı Tut Kulvak’ın (ortada) arabuluculuğunda bir araya geldiler (SUNA)
Şemseddin Kebbaşi (sağda), Abdulaziz el-Hilu (solda) ve Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit’in danışmanı Tut Kulvak’ın (ortada) arabuluculuğunda bir araya geldiler (SUNA)

Sudan ordusundan dün yapılan açıklamada, Hızlı Destek Kuvvvetleri’ne (HDK) giden malzemeleri engellemek için başkent Hartum'un kuzeyindeki el-Kedro Askeri Bölgesi’nde operasyonların yoğunlaştırıldığı bildirildi.

Sudan’daki çeşitli sıcak çatışma cephelerindeki askeri çatışmalar eskisi kadar yoğun değilse de savaşan taraflar yakında yaşanması beklenen çatışmalara hazırlık amacıyla daha önce eşi ve benzeri görülmemiş oranda askeri takviyelere devam ediyorlar. Ancak bazı analistler, bu durumu daha çok müzakere yoluna dönülmeden önce ilan edilmemiş bir ateşkes olarak görüyorlar.

Sudan ordusunun açıklamasında Hartum’un kuzeyinde ‘HDK’ya ait yakıt tankerleri ve askeri araçların imha edildiği ve araçların içindeki herkesin öldürdüğü’ bildirildi.

Sudan ordusu ve ordunun yanında yer alan gruplar, aylardır ülkenin orta kesimlerinde bulunan el-Cezire ilini kontrol eden HDK'nın savunmasını aşmak için çeşitli eksenlerden karşı saldırılar düzenlemeye çalışsalar da fazla ilerleme kaydedemediler.

sdwvrevfe
Geçtiğimiz mart ayında Hartum'da devriye gezen Sudan ordusuna ait askeri bir araç (Reuters)

Yerel kaynaklar ve aktivistlere göre Sudan ordusu ve silahlı hareketlerden oluşan ortak güçler, el-Cezire ilinin doğu girişinde yer alan eş-Şebbaraka beldesi yakınlarındaki el-Fav ekseninde iki gün boyunca HDK ile çatıştı. Ancak HDK, onları püskürtmeyi başardı.

El-Cezire ilinin yönetim şehri Vadi Medeni'nin doğu girişine doğrudan açılan Hantub Köprüsü'ne yaklaşık 40 kilometre mesafede yer alan küçük beldenin ordu tarafından ele geçirilmesi Vadi Medeni’nin geri alınması görevini kolaylaştıracak.

Sudan ordusu sözcüsü Nebil Abdullah, geçtiğimiz hafta, ordu güçlerinin tüm eksenlerde ilerleme kaydettiğini belirtirken, muharebelerin ilerleyişi hakkında daha fazla detay vermekten kaçındı.

El-Cezire ilindeki çatışmalar

Sudan ordusu komutanları, aylardır el-Cezire ilini geri almak için plan yapıyorlar. Bunun için HDK’yı üç taraftan kuşatmak için silahlı hareketlerin üyeleri ve ‘mobilize’ sivil gönüllüler de dahil olmak üzere büyük güçleri seferber ettiler.

Askeri operasyonların yapıldığı bölgenin yakınlarındaki beldelerin sakinleri, Sudan ordusunun bir süredir bölgeye sızmak amacıyla ani baskınlar düzenleyerek sahada askeri olarak ilerleme kaydetmeye çalıştığını, ancak HDK tarafından hızla püskürtüldüğünü ve il dışındaki ilk mevzilerine geri dönmek zorunda kaldığını söylediler.

Aynı kaynaklara göre HDK, Fav bölgesinde kendisine karşı olası tüm saldırılara karşılık verebilecek şekilde ana yol üzerinde ve çevresin savunma yapmaya devam etmesi ordu güçlerinin bu bölgelere derinlemesine girmesini engelliyor.

El-Faşir bölgesin sakinlik hakim

Öte yandan Kuzey Darfur ilinin yönetim şehri el-Faşir’deki kaynaklar, ordu ile HDK arasındaki çatışmaların durmasına rağmen şehrin diken üstünde olduğunu söylediler. Şarku’l Avsat’a konuşan bölge sakinlerinden el-Fazıl İbrahim, son üç gündür büyük bir çatışma yaşanmadığını söyledi. Bölgede sakin bir havanın hakim olduğunu belirten İbrahim, “Ancak şehir sakinleri arasında her an bir çatışma çıkabileceği korkusuyla diken üstünde yaşıyorlar” dedi.

rgnymu
Kuzey Darfur'un yönetim şehri el-Faşir’de daha önce yaşanan çatışmalar sırasında alevler içinde kalan bir pazar yeri (AFP)

Herkesin bir yandan ordunun ve silahlı hareketlerin askeri yığınağını, diğer yandan HDK'nın kenti üç taraftan kuşatmasını ‘büyük bir endişeyle’ izlediğini söyleyen İbrahim, el-Faşir'de herhangi bir askeri çatışmanın binlerce sivilin ölümüne yol açabileceğini söyledi.

Sosyal medya platformlarında HDK'ya yakınlığıyla bilinen hesaplar, uluslararası ve bölgesel taraflarca çatışmaların insani yansımalarıyla ilgili yapılan tüm uyarılara rağmen, Arap kabilelerinden binlerce HDK savaşçısının Kuzey Darfur'a geldiğini ve her an şehre saldırabileceklerini bildirdiler.

Kebbaşi Juba'da

Diğer taraftan Geçici Egemenlik Konseyi üyesi ve Sudan Ordusu Başkomutan Vekili Orgeneral Şemseddin Kebbaşi, Sudan Halk Kurtuluş Hareketi-Kuzey (SPLM-N) Lideri Abdulaziz el-Hilu ile savaştan etkilenenlere insani yardımların ulaştırılmasını kolaylaştırmak üzere anlaştığını bildirdi.

Geçici Egemenlik Konseyi’nden yapılan açıklamada, Güney Sudan'ın başkenti Juba’da yapılan bir toplantıda tarafların Sudan’da ‘hükümetin kontrolündeki ve SPLM-N’nin kontrolündeki bölgelerde insani yardımların derhal ulaştırılmasını kolaylaştırma’ konusunda uzlaştıkları belirtildi.

xsdvbfer
Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit cuma günü Juba'da Kebbaşi’yi kabul etti (SUNA)

Açıklamaya göre toplantıda Sudan krizi ele alınırken taraflar insani yardım dosyasına yönelik çözümler ve krize siyasi çözüm konusunda görüş alışverişinde bulundu. Açıklamada ayrıca insani yardımların nasıl ulaştırılacağına dair bir belgenin onaylanması için bir hafta içinde heyetler arasında bir toplantı yapılması konusunda anlaşmaya varıldığı aktarıldı.

Öte yandan Orgeneral Şemseddin Kebbaşi, cuma günü Juba'ya gelerek Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit ile bir araya geldi. Sudan Geçici Egemenlik Konseyi'nden yapılan açıklamaya göre görüşmede Sudan'da barışın tesisi ve insani yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması konuları ele alındı.


Irak’ta Meclis Başkanlığı’na ilişkin anlaşmaya yönelik işaretler

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani Şubat ayında Kerkük'te siyasi parti liderleriyle bir araya geldi. (Irak hükümet medya ofisi)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani Şubat ayında Kerkük'te siyasi parti liderleriyle bir araya geldi. (Irak hükümet medya ofisi)
TT

Irak’ta Meclis Başkanlığı’na ilişkin anlaşmaya yönelik işaretler

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani Şubat ayında Kerkük'te siyasi parti liderleriyle bir araya geldi. (Irak hükümet medya ofisi)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani Şubat ayında Kerkük'te siyasi parti liderleriyle bir araya geldi. (Irak hükümet medya ofisi)

Iraklı kaynaklar Sünni ve Şii partilerin Meclis Başkanlığı konusundaki anlaşmazlığı çözmeye yakın olduklarını bildirdi.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar “siyasi güçlerin aylarca süren anlaşmazlıkların ardından parlamentonun iç tüzüğünü değiştirerek başkanlık için aday gösterme sürecini yeniden başlatma konusunda anlaştıklarını” söyledi. Kaynaklar ayrıca, “Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin, Sünniler ve Kürtlerle sakinleşme eğiliminde olduğuna, çünkü bunların yaklaşan yasama seçimlerinde potansiyel müttefikler olduğuna” dikkat çekti.

Kaynaklar, Tekaddum dışındaki Sünni güçlerin Koordinasyon Çerçevesi'nin üzerinde anlaştığı bir aday sunamadığını, bunun da Halbusi'nin partisinin ve muhtemel adayının şansını güçlendirdiğini açıkladı.

Geçtiğimiz hafta Tekaddum siyasi süreçten çekilme tehdidinde bulundu.

Kerkük'te ise yerel seçimlerden altı ay sonra yeni vali konusunda bir anlaşmaya varıldığına dair işaretler ortaya çıktı. Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar, Kürt ve Arap güçlerin valinin ikişer yıllığına dönüşümlü olarak atanması konusunda anlaşmaya yakın olduklarını bildirdi.

Bir kaynak, “Türkmenler makamı paylaşmak için üçlü bir formül önerdikten sonra muhtemelen yarıştan çekilecekler. Ancak il meclisinde sadece iki sandalyeleri var ve bu da onların makama ortak olmaları için yeterli değil” ifadelerini kullandı.


Gazze ateşkesi ‘son boşlukların’ giderilmesini bekliyor

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) 15. İslam Zirvesi’ne katılan bakanların aile fotoğrafı (Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) 15. İslam Zirvesi’ne katılan bakanların aile fotoğrafı (Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı)
TT

Gazze ateşkesi ‘son boşlukların’ giderilmesini bekliyor

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) 15. İslam Zirvesi’ne katılan bakanların aile fotoğrafı (Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) 15. İslam Zirvesi’ne katılan bakanların aile fotoğrafı (Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı)

Kahire'deki müzakerelere yakın kaynaklar Şarku’l Avsat'a görüşmelerdeki atmosferin olumlu olduğunu bildirdi. Bu durum, ABD ve arabulucuların İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu ‘savaş politikasından’ vazgeçirmek için baskı yapmaları ve onun ABD’liler ile Hamas üzerinde baskı kurmak için bir kart olarak Refah'ı işgal etmekle tehdit etmesinin ardından bir ateşkese varılması olasılığını akla getiriyor.

Kaynaklar, son on gün içerisinde müzakerelerde gerçek bir ilerleme kaydedildiğini ve önümüzdeki saatlerde ‘kalan son eksikliklerin’ de giderilmesi halinde ateşkes ilan edilmesi yönünde bir anlaşmaya varılabileceğini bildirdi.

Mısır dün (cumartesi), Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanmasını amaçlayan ve İsrail ile Hamas'ın esirleri takas edeceği yeni tur müzakerelere ‘olumlu atmosfer, kayda değer ilerleme ve farklı sonuçlar’ konuşmaları arasında ev sahipliği yapmaya başladı. ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü William Burns'ün de katıldığı görüşmelerde Kahire uzun süredir beklenen bir anlaşmanın ‘nihai versiyonunu’ elde etmeye çalışıyor. Şarku’l Avsat’a konuşan Mısırlı bir kaynak Mısır güvenlik heyetinin birçok anlaşmazlık noktasında bir ‘uzlaşma formülüne’ vardığını söyledi.

Bu arada Suudi Arabistan, Gazze Şeridi'nde derhal ve kalıcı bir ateşkes sağlanması, güvenli insani yardım koridorları açılması ve Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkı da dâhil olmak üzere tüm meşru haklarını elde etmesine, bağımsız bir devlet kurmasına ve güven içinde yaşamasına imkân verilerek acılarına son verilmesi talebini yineledi.

Gambiya'nın başkenti Banjul'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) 15. İslam Zirvesi'nde ülkesinin heyetine başkanlık eden Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Filistin meselesinin İİT için bir öncelik olmaya devam ettiğini belirtti.


Batı Şeria'da İsrail ordusuyla çıkan çatışmada 3 Kassam üyesi hayatını kaybetti

İzzeddin el-Kassam Tugayları, Gazze Şeridi'nin orta kesiminde sınır yakınlarında düzenlenen bir askeri geçit törenine katıldı. (AFP)
İzzeddin el-Kassam Tugayları, Gazze Şeridi'nin orta kesiminde sınır yakınlarında düzenlenen bir askeri geçit törenine katıldı. (AFP)
TT

Batı Şeria'da İsrail ordusuyla çıkan çatışmada 3 Kassam üyesi hayatını kaybetti

İzzeddin el-Kassam Tugayları, Gazze Şeridi'nin orta kesiminde sınır yakınlarında düzenlenen bir askeri geçit törenine katıldı. (AFP)
İzzeddin el-Kassam Tugayları, Gazze Şeridi'nin orta kesiminde sınır yakınlarında düzenlenen bir askeri geçit törenine katıldı. (AFP)

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, Batı Şeria'nın Deyr el-Ğasun beldesinde İsrail ordusuyla yaşanan çatışmalarda Tulkerim'deki komutanı da dahil olmak üzere üç üyesinin öldürüldüğünü duyurdu.

Telegram üzerinden yapılan açıklamada, savaşçılarının öldürülene kadar ‘aralıksız 15 saatten fazla’ İsrail güçleriyle çatıştığı ifade edildi.

Şarku’l Avsat’ın Filistin resmi haber ajansı WAFA’dan aktardığı habere göre, bir İsrail kuvvetinin Tulkerim'in kuzeyindeki Deyr el-Ğasun beldesine saldırmasının ardından altı Filistinli öldürüldü.

İsrail ordusu dün (Cumartesi) akşam erken saatlerde, İsrail İç İstihbarat Servisi Şin-Bet (Şabak) ve polisle ortak bir operasyon gerçekleştirdiğini ve Tulkerim'deki bir Hamas hücresini ‘etkisiz hale getirdiğini’ bildirdi.

İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada, hücrenin bir İsrail yedek askerinin öldürülmesinden, diğer sivillerin yaralanmasından ve İsrail kasabalarına yönelik yakın saldırılar planlamaktan sorumlu olduğu belirtildi.

Ordu, önleyici olarak nitelediği operasyon sırasında militanların Deyr el-Ğasun beldesinde tespit edildiğini; dördünün öldürüldüğünü, beşincisinin ise gözaltına alınarak sorgulanmak üzere güvenlik birimlerine teslim edildiğini bildirdi.


Hafter, Avrupa Birliği'ne Libya seçimlerinin yapılmasını destekleme çağrısında bulundu

Mareşal Halife Hafter (Ordu Komutanlığı)
Mareşal Halife Hafter (Ordu Komutanlığı)
TT

Hafter, Avrupa Birliği'ne Libya seçimlerinin yapılmasını destekleme çağrısında bulundu

Mareşal Halife Hafter (Ordu Komutanlığı)
Mareşal Halife Hafter (Ordu Komutanlığı)

Arap Dünyası Haber Ajansı'nın haberine göre Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlığı dün (Cumartesi) yaptığı açıklamada, Ordu Komutanı Halife Hafter'in Avrupa Birliği'nin Libya Büyükelçisi Nicola Orlando ile en son yerel ve bölgesel gelişmeleri görüştüğünü duyurdu.

Genel Komutanlıktan yapılan açıklamada, Hafter'in "Avrupa Birliği'nin cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin yapılması ve kalıcı istikrar aşamasına ulaşılması için siyasi süreci desteklemek amacıyla daha fazla çaba sarf etmesi gerektiğini" vurguladığı belirtildi.

Açıklamada ayrıca Avrupa Birliği'nin Libya Büyükelçisi Nicola Orlando’nun, Libya Ulusal Ordusunun "güvenlik ve istikrarı korumadaki ve yasadışı göçü azaltmadaki önemli rolüne" övgüde bulunduğu belirtildi.


“Hızlı Destek”, Sudan ordusunu “Tigray Kurtuluş Cephesi” savaşçılarını kullanmakla suçluyor

Sudan Hızlı Destek Kuvvetleri (AFP)
Sudan Hızlı Destek Kuvvetleri (AFP)
TT

“Hızlı Destek”, Sudan ordusunu “Tigray Kurtuluş Cephesi” savaşçılarını kullanmakla suçluyor

Sudan Hızlı Destek Kuvvetleri (AFP)
Sudan Hızlı Destek Kuvvetleri (AFP)

Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK), dün (Cumartesi) yaptığı açıklamada Sudan ordusunu, ülkede iki taraf arasında devam eden çatışmada Tigray Kurtuluş Cephesi savaşçılarından destek almakla suçladı.

HDK açıklamasında, Sudan ordu güçleriyle birlikte savaşan Tigray Kurtuluş Cephesi güçlerinin varlığını "belgeledikleri" belirtildi.

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetlerini ordu güçlerine entegre etme planları konusundaki anlaşmazlıkların ardından, ordu ile HDK arasında 2023 Nisan ayının ortasında çıkan çatışmalar halen devam ediyor.


Iraklı gruplar İsrail'in Hayfa limanını seyir füzesiyle hedef aldıklarını duyurdu

Hayfa Limanı (Arşiv- Reuters)
Hayfa Limanı (Arşiv- Reuters)
TT

Iraklı gruplar İsrail'in Hayfa limanını seyir füzesiyle hedef aldıklarını duyurdu

Hayfa Limanı (Arşiv- Reuters)
Hayfa Limanı (Arşiv- Reuters)

Iraklı silahlı gruplar, dün İsrail'in Hayfa limanını gelişmiş bir seyir füzesiyle hedef aldıklarını duyurdu.

"Irak'taki İslami Direniş" grupları bugün (Pazar) yaptıkları açıklamada, saldırıyı, İsrail’in, Gazze Şeridi'nde 7 Ekim'de Hamas hareketi ve diğer grupların düzenlediği saldırının ardından çıkan savaşına tepki olarak gerçekleştirdiklerini belirtti.