Libya federalizm için 1951 anayasasına mı dönecek?

Libya federalizm için 1951 anayasasına mı dönecek?
TT

Libya federalizm için 1951 anayasasına mı dönecek?

Libya federalizm için 1951 anayasasına mı dönecek?

Libya’daki siyasi bölünmüşlük atmosferi ve Temsilciler Meclisi ile Devlet Yüksek Konseyi arasındaki ‘anayasal süreç’ aksaklığı, birçok parlamenter ve akademisyeni, üç tarihi bölge uyarınca federal sisteme dönüşün önünü açan 1951 anayasasının kabul edilmesi çağrısı yapmaya itti.
Eski Devlet Başkanı Muammer Kaddafi rejiminin yaklaşık 11 yıl önce devrilmesinden bu yana Libya, ne federal sisteme ne de başkanlık sistemine dönüş çağrısında bulundu.
Ancak büyük bir dikkatle, Libya’nın doğusunda Sirenayka bölgesini temsil eden 30 milletvekilinin, Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih’e ‘değiştirilmemiş’ 1951 anayasasının federal sisteme geri dönüş niyetiyle görüşülmek üzere meclise sunulması yönünde bir çağrı yapmasının ardından bu durum gündeme geldi.
Önerinin desteklenmesi ve reddedilmesi arasında bazı politikacılar, Libya’nın içinde bulunduğu bölünmüşlük durumu ortasında 1951 anayasasına dönerek geçmişe dönme olasılığını sorgulamaya başladı. Öyle ki politikacılar, federal sisteme dönüşün ülkenin daha fazla bölünmesine ve dolayısıyla başkent Trablus ile ilişkilerin kopmasına yol açacağından korkuyor. Federal sistemin savunucuları, bu sistemi ‘bölünmeye yol açmayacak bir siyasi sistem’ olarak görüyorlar. Ancak Libya Temsilciler Meclisi üyesi Rabia Ebu Ras, 1951 anayasasının yürürlüğe girmesinin, meşruiyet krizini artıran yeni bir senaryodan başka bir şey olmadığını dile getirdi. Rabia Ebu Ras, “Bu senaryo ayrıca, Libya kurumlarının meşruiyetini genel seçimler yoluyla yenilemenin önemine ilişkin siyasi uzlaşıyı tehdit ediyor” dedi.
Ebu Ras, yaptığı açıklamada “Hepimizin tüm vatandaşlar, şehirler ve bölgeler için adaletin sağlanmasına katkıda bulunan federal bir sisteme ihtiyacı var. Ancak üç bölgenin hapsedilmesini ve merkezileştirilmesini kabul etmeyeceğiz. Ama herkesin istikrarı, sürdürülebilir kalkınmayı ve toplumsal adaleti elde etmeyi arzuladığı değişim hedeflerine ulaşan yeni bir yol ve şekilde federalizme ulaşmaya çalışmalıyız” ifadelerini kullandı. Rabia Ebu Ras ayrıca, “1951 anayasasının zayıf ve güçlü şehirlerin varlığı ortasında uygulanması, halkın iradesinden uzak bir şekilde bireyleri ve aileleri iktidardan uzaklaştırmak için Libyalıları daha şiddetli bir şekilde etkileyen yeni bir adaletsizliktir. Birçok bölge ve şehir, büyük şehirlerin egemenliğine, kendi topraklarındaki silahlı kamplara esir olmayı kabul etmeyecektir” dedi.
Aynı şekilde Ebu Ras, yerel, ekonomik, güvenlik, mali, sosyal, politik ve yasal işleri yönetmek için daha ayrıntılı ve adil sistemler bulunması gerektiği çağrısı yaptı. Konuya ilişkin olarak ise “Libyalıların kendi kaderini tayin hakkının kısıtlanmasını ve devletimizin kimliğini ve şeklini belirleyen ve onu kimin yönettiğini belirleyen sözleşmeyi seçme hakkımızın engellemesini kabul etmeyeceğiz” şeklinde konuştu. Öte yandan milletvekillerinin ve analistlerin tepkileri farklıydı. Öyle ki bazıları Ebu Ras’ın reddiyeci tavrına destek verirken, bazıları ise anayasal monarşiye dönüşün ‘ülkenin yaşadığı siyasi çıkmaza bir çözüm olduğunu’ savundu. Ancak aynı zamanda, bu seçeneği talep edenlerin sayısı hala azınlıkta. Güneydeki şehirler de dahil olmak üzere ülkedeki birçok bölge, dışlanma ve ayrımcılıktan şikâyet ediyor.
Diğer taraftan Temsilciler Meclisi üyesi Cibril Avhide, ‘Libya el-Ahrar’ kanalına yaptığı açıklamada, “Sirenayka milletvekilleri ve aktivistleri, 1951 anayasası konusunda mutabık. Önümüzdeki günlerde buna yönelik talepte sürekli bir artış olacak ve onlar da Trablus’tan ayrılmayı talep edebilirler” dedi.
Libyalı gazeteci yazar Abdullah el-Kebir de aynı kaynağa “1951 anayasasına ve monarşiye geri dönüş için, bu konuda bir halk referandumuna ve onu destekleyen ve onaylayan bir meclis üretecek olan parlamento seçimlerine ihtiyaç var” şeklinde konuştu.
Aynı şekilde Temsilciler Meclisi üyesi Said Amgayb, Sirenayka bölgesinden Temsilciler Meclisi üyelerinin 51 anayasasının görüşülmek üzere meclise sunulmasına ilişkin talebinin, ‘diğer iki bölgenin üyeleri tarafından sunulması ve desteklenmesi halinde’ yanıt bulacağını vurguladı. “Onaylanırsa halk oylamasına sunulacak. Sirenayka ve Fizan vilayetlerinin halkı tarafından kesinlikle büyük memnuniyet ve kabulle karşılanacaktır” diyen yetkili, “Önceki merkezi hükümetler, petrol ve servet açısından zengin iki bölgeyi sistematik ve kasıtlı olarak marjinalleştirme yoluyla, bu anayasayı onaylamak için bir oylamanın yolunu açtı” ifadelerini kullandı.
Libya’nın doğu ve güney bölgelerinin sakinleri, her zaman petrol gelirlerinin adaletsiz dağılımından şikâyet ederken, bunların üç bölge arasında adil bir şekilde paylaştırılması çağrısı yapıyor.



Suriye "Sezar yaptırımlarından" kurtulmaya hazırlanıyor

ABD Başkanı Donald Trump ve Ahmed eş-Şara Beyaz Saray'da, (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Ahmed eş-Şara Beyaz Saray'da, (AFP)
TT

Suriye "Sezar yaptırımlarından" kurtulmaya hazırlanıyor

ABD Başkanı Donald Trump ve Ahmed eş-Şara Beyaz Saray'da, (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Ahmed eş-Şara Beyaz Saray'da, (AFP)

Suriye, şahinlerden Cumhuriyetçi bir kongre üyesinin, devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed döneminde uygulanan "Sezar Yasası" yaptırımlarının ekonomisi üzerindeki etkilerini ortadan kaldırma yönünde yeni bir adım attı. Bu yasayı yürürlükten kaldırmayı reddeden şahin partili bir kongre üyesinin, bu kararı şartlı olarak geri çektiğini açıklamasının ardından, yaptırımların ülke ekonomisi üzerindeki etkilerini ortadan kaldırma yönünde yeni bir durum ortaya çıktı.

Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi Başkanı Cumhuriyetçi Temsilci Brian Mast'ın, Washington'da Suriye Geçici Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ile görüşmesine rağmen "Sezar Yasası"nı yürürlükten kaldırmayı reddetme tutumundan vazgeçmemesinin yol açtığı bir beklenti ve hayal kırıklığı döneminin ardından, Mast pazartesi akşamı tutumunda köklü bir değişiklik duyurdu. Şam'a yönelik kapsamlı yaptırımların kaldırılmasına desteğini teyit etti, ancak Suriye Geçici Hükümeti'nin Mast'ın "bölgenin istikrarı için elzem" olarak gördüğü taahhütleri yerine getirmemesi halinde yaptırımların yeniden uygulanmasına olanak tanıyan "belirli koşullar" dahilinde.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Kongre perde arkasında, aralık ayı başında yaptırımların tamamen kaldırılmasına yönelik oylamanın hazırlıkları kapsamında, Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası'nı sonuçlandırmak için Temsilciler Meclisi ve Senato arasında yoğun görüşmeler yürütülüyor.


Lübnan Cumhurbaşkanı, İsrail ile gerginliği sona erdirme girişimini duyurdu

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)
TT

Lübnan Cumhurbaşkanı, İsrail ile gerginliği sona erdirme girişimini duyurdu

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, İsrail ile yaşanan güvenlik gerginliğini çözmek için "kapsamlı bir girişim" sundu. Girişim, Lübnan ordusunun Litani Nehri'nin güneyindeki bölgeye tam olarak konuşlandırılması ve sınır bölgesinde istikrarın tam olarak sağlanması için müzakerelerin başlatılmasına dayanıyor.

Avn, Bağımsızlık Günü konuşmasında, Lübnan ordusunun İsrail tarafından işgal edilen noktaların kontrolünü "tüm ihlal ve saldırıların durdurulması ve İsrail ordusunun tüm noktalardan çekilmesinin hemen ardından" ele geçireceği beş maddelik bir girişim duyurdu. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre ayrıca beş üyeli bir komiteye, "Litani Nehri'nin güneyindeki bölgenin Lübnan silahlı kuvvetlerinin tek kontrolü altında olmasını ve kendi kuvvetleri aracılığıyla yetkilerini genişletmelerini" sağlama görevini verdi.

Dördüncü maddesinde, Lübnan devletinin "BM, ABD veya (İsrail ile) ortak uluslararası himaye altında, sınır ötesi saldırıların kalıcı olarak durdurulması formülünü içeren herhangi bir anlaşmayı müzakere etmeye hazır olduğunu" belirtirken, "Lübnan'ın kardeş ve dost ülkeleri, Lübnan ordusunu destekleyecek ve yeniden yapılanmaya yardımcı olacak uluslararası bir mekanizma için net ve kesin tarihler belirleyerek bu süreci denetleyeceğini" belirtti. "Bu girişime hazırız ve kararlıyız" diye vurguladı.


Batı Şeria'da yerleşimci terörü artıyor

İsrail ordusunun açtığı ateş sonucu Ramallah yakınlarındaki el-Emari mülteci kampında hayatını kaybeden Filistinli genç için dün büyük bir cenaze töreni düzenlendi (AFP)
İsrail ordusunun açtığı ateş sonucu Ramallah yakınlarındaki el-Emari mülteci kampında hayatını kaybeden Filistinli genç için dün büyük bir cenaze töreni düzenlendi (AFP)
TT

Batı Şeria'da yerleşimci terörü artıyor

İsrail ordusunun açtığı ateş sonucu Ramallah yakınlarındaki el-Emari mülteci kampında hayatını kaybeden Filistinli genç için dün büyük bir cenaze töreni düzenlendi (AFP)
İsrail ordusunun açtığı ateş sonucu Ramallah yakınlarındaki el-Emari mülteci kampında hayatını kaybeden Filistinli genç için dün büyük bir cenaze töreni düzenlendi (AFP)

"Tepe Gençliği" olarak bilinen silahlı yerleşimci milisler, dün Batı Şeria'daki terör saldırılarını tırmandırdı, çok sayıda evi, Beytüllahim yakınlarındaki bir çiftliği ve Kudüs, Ramallah, Nablus ve el Halil bölgelerindeki birkaç evi yaktı. İsrail askerleri ise işgal altındaki Kudüs'ün kuzeydoğusundaki bir kasabada iki genci vurarak öldürdü.

Resmi Kan radyo istasyonu, Tel Aviv'deki bir siyasi kaynağa dayanarak, bu milislerin çok sayıda bakan, yerleşimci lideri ve hatta bazı ordu komutanlarının desteğiyle faaliyet gösterdiği yönündeki yaygın izlenimi aktardı.

İsrail hükümetinin güvenlik kabinesi, yerleşimcilerin faaliyetlerinin ciddiyetini görüşmek üzere perşembe akşamı toplandı. Savunma Bakanı Yisrael Katz, yerleşimcilerin "iyi vatandaşlık" konusunda eğitim kurslarına kaydedilmesini önerdi.