ABD'nin borcu ilk kez 31 trilyon doları aştı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

ABD'nin borcu ilk kez 31 trilyon doları aştı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

ABD'nin milli borcu ilk kez 31 trilyon doların üzerine çıktı.
ABD Hazine Bakanlığının verilerine göre, ülkenin borcu 31,1 trilyon dolara ulaştı.
Söz konusu borç tutarı endişe kaynağı olurken, ekonomistler, artan faiz oranlarının, ülkenin büyüyen borç sorunlarını şiddetlendirebileceğini belirtti.
ABD Kongresi Bütçe Ofisi (CBO), bu yılın başında yayımladığı bir raporda, ülkenin artan borç yükü konusunda uyarıda bulunmuştu.
CBO'nun temmuz ayında yayımladığı Uzun Vadeli Bütçe Görünümü Raporu'nda da artan borcun ekonomik büyümeyi yavaşlatabileceği, ülkenin faiz ödemelerini artırabileceği, mali kriz riskini yükseltebileceği ve yasa koyucuların politika seçimlerinde kendilerini daha kısıtlı hissetmelerine neden olabileceği vurgulanmıştı.



Starbucks'ın piyasa değeri 20 günde 12 milyar dolardan fazla azaldı

AA
AA
TT

Starbucks'ın piyasa değeri 20 günde 12 milyar dolardan fazla azaldı

AA
AA

Şirketin hisseleri satış rakamlarının ticari büyümede önemli bir yavaşlamaya işaret etmesi nedeniyle bugün TSİ 20.00 itibarıyla yüzde 1'den fazla değer kaybederken hisseler, 12 günle şirketin 1992'de gerçekleşen halka açılmadan bu zamana kadarki en uzun düşüş serisini gördü.

Şirketin hisseleri, müşterilere promosyonlu ürünlerin sunulduğu "Kırmızı Kupa Günü" olarak anılan ve ABD'de binlerce çalışanın iş bıraktığı 16 Kasım'dan beri yüzde 10'dan fazla değer kaybetti.

Starbucks'ın piyasa değeri, 20 günlük süreçte 12 milyar dolardan fazla azalarak 110 milyar doların altına geriledi.

ABD'de Starbucks'ın yüzlerce şubesinin çalışanları, 16 Kasım'da çalışma şartlarının iyileştirilmesi talebiyle greve gitmişti.

Öte yandan, Starbucks'ın, işçi sendikasının X sosyal medya platformunda, "Filistin ile Dayanışma!" paylaşımında bulunmasının ardından sendikayı dava etme kararı tartışmalara neden olmuştu. Şirketin bu kararı, sosyal medya platformlarındaki eylem çağrılarıyla birlikte bir dizi boykota yol açmıştı.

Bu arada, Starbucks İcra Kurulu Başkanı Laxman Narasimhan, Morgan Stanley Küresel Tüketici ve Perakende Konferansı'nda yaptığı sunumda, Çin'de toparlanmanın beklendiği kadar olmadığını belirtmişti.

Analistler, Çin menşeli kahve zinciri Luckin Coffee'nin yoğun taleple hızla büyümesinin Çin'de Starbucks için rekabet baskısı oluşturduğuna işaret ederek, Luckin başarılı olunca diğer kahve zincirlerinin Çin pazarına odaklanmasının ABD'li şirketi zor duruma sokacağını belirtti.


Süveyş Kanalı "bölgedeki gerilime" rağmen kasım ayında geçen yıla göre gelirlerini artırdı

(AA)
(AA)
TT

Süveyş Kanalı "bölgedeki gerilime" rağmen kasım ayında geçen yıla göre gelirlerini artırdı

(AA)
(AA)

ABD merkezli yayın kuruluşu Bloomberg, 25 Kasım'da yayımladığı haberde, Babu'l Mendeb Boğazı'ndaki güvenlikle ilgili gelişmelerin Kızıldeniz ve dolayısıyla Süveyş Kanalı'ndaki nakliye trafiğini etkilediğini öne sürmüştü.

Ancak Süveyş Kanalı İdaresinin paylaştığı verilere göre, iddiaların aksine kanaldaki deniz trafiğine ilişkin rakamlarda artış gözlemleniyor.

Husiler Kızıldeniz'de İsrail gemilerini hedef alıyor

Yemen'deki Husilerin lideri Abdulmelik el-Husi, 14 Kasım'daki televizyon konuşmasında, Kızıldeniz'de İsrail gemilerini hedef alabilecekleri tehdidinde bulunmuştu.

Husilerin askeri sözcüsü Yahya Seri ise19 Kasım'da X sosyal medya hesabından yaptığı yazılı açıklamada, İsrail'in abluka altındaki Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarına tepki olarak, İsrail bandıralı her türlü gemiyi hedef alacaklarını duyurmuştu.

Bunun ardından Husiler, Babu'l Mendeb Boğazı'nda "Unity Explorer" ve "Number Nine" adlı iki İsrail gemisine İHA ve füze saldırısı düzenlemişti.

İsrailli denizcilik şirketi ZIM de 29 Kasım'da yaptığı açıklamada, Umman Denizi ve Kızıldeniz'deki güvenlik durumunu gerekçe göstererek gemilerinin Mısır'daki Süveyş Kanalı'nı kullanmayacağını duyurmuştu.

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) ise 4 Aralık'ta X sosyal medya platformundan, Kızıldeniz'in güneyindeki uluslararası kara sularda 3 ticari gemiye 4 saldırı düzenlendiğini açıklamıştı.

Kızıldeniz'in güneyinde ABD donanmasına bağlı "USS Carney" destroyerinin ticari gemilerin yardım çağrısına yanıt verdiği aktarılan açıklamada, destroyerin gemilere yardım ederken kendisine doğru ilerleyen 3 İHA'yı düşürdüğü ifade edilmişti.

Süveyş Kanalı gelirleri bu yıl yüzde 20,3 arttı

Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırılar ve bölgedeki güvenlik durumunun Süveyş Kanalı'ndaki deniz trafiğini olumsuz etkilemesi beklenirken, Süveyş Kanalı İdaresinin açıkladığı veriler ise tam tersi bir tablo çiziyor.

İdarenin açıklamasına göre, geçen yıl kasım ayında her iki yönde 2 bin 171 geminin geçiş yaptığı Süveyş Kanalı'nı bu yıl aynı dönemde 2 bin 264 gemi kullandı ve yüzde 4,3'lük artış kaydedildi.

Geçen yıl kasım ayında 125,2 milyon ton olan toplam net tonajın bu yılın aynı döneminde yüzde 8,2'lik artışla 135,5 milyon tona ulaştığı paylaşılan açıklamada, Kasım 2022'de 710,3 milyon dolar olan kanal gelirinin, Kasım 2023'te yüzde 20,3 artışla 854,7 milyon dolara yükseldiği kaydedildi.


Fed'in zararı 122,6 milyar dolara ulaştı

(AA)
(AA)
TT

Fed'in zararı 122,6 milyar dolara ulaştı

(AA)
(AA)

Fed'in Eylül 2022'den bu yana zarar etmesi, ABD Hazinesi'ne katkıda bulunamaması, ülkenin kamu borçları üzerindeki faiz yükünün arttığı bir dönemde endişelere neden oluyor.

Fed, sahip olduğu tahvillerden elde ettiği faizler ve bankalara sağladığı hizmetlerden elde ettiği gelirden daha fazla faiz ödüyor.

Fed, Eylül 2022 itibarıyla zarara geçti

Fed'in gelirinin operasyon maliyetini aşmasıyla Banka, fazla kazançlarını ABD Hazinesi'ne aktaramaz hale geliyor.

Fed verilerine göre, Mart 2022'de varlık alım operasyonunu tamamlayarak faiz artırımlarına başlayan Bankanın Eylül 2022 itibarıyla zarara geçtiği görülüyor. Bankanın zararı, faiz artırımlarına paralel olarak artarken, kasım sonu itibarıyla 122,6 milyar dolara ulaştı.

Agresif para politikası duruşu Fed'in finansallarını etkilemesinin yanı sıra faiz giderleri artan ABD Hazinesi üzerinde de baskı oluşturuyor. ABD Hazinesi, 33 trilyon doların üzerindeki kamu borçlarının Ekim 2023 sonu itibarıyla 1 trilyon doları aşan faiz maliyetiyle boğuşuyor.

Para politikası görünümüne ilişkin belirsizlik Fed'in zararını ne zaman telafi edeceğine dair tahminleri zorlaştırıyor

Fed'in St. Louis Şubesi ekonomistleri Miguel Faria e Castro ve Samuel Jordan-Wood tarafından kasım sonunda yayımlanan analizde, Fed'in karşı karşıya olduğu finansal zorluklar ortaya konuldu.

Analizde, Fed'in, son 10 yılın büyük bir bölümünde Hazine'ye her ay 5 ila 10 milyar dolar arasında para aktarırken, Eylül 2022 itibarıyla aktaramadığına işaret edildi.

Para politikası görünümüne ilişkin belirsizlik, zararın nihai boyutunun ne kadar olacağını, ne zaman son bulacağını ve Fed'in zararı ne zaman telafi ederek Hazine'ye aktarmaya başlayacağını tahmin etmeyi zorlaştırırken St. Louis Fed ekonomistleri, Fed'in zararını karşılamak ve ABD Hazinesi'ne tekrar para aktarmaya başlamak için yaklaşık 4 yıla daha ihtiyacı olacağı tahmininde bulundu.

Bu arada, piyasalar, faiz oranlarındaki artışın sonuna gelindiğini fiyatlarken, faiz indirimlerine ne kadar yakın olunduğu konusunda ise belirsizlik devam ediyor.

İstihdam piyasasının hala görülmek istenenden güçlü olması ve istihdam artışlarının en yoğun gözlemlendiği hizmet sektöründe harcamaların canlı olması faizlerin uzun süre yüksek kalacağına işaret ediyor.

New York Fed ise Bankanın 2025'te karlılığa döneceğini ve Hazine'ye yeniden para aktarmaya başlayabileceğini öngörüyor.

Son 10 yılda 1 trilyon dolar kar aktarmıştı

Faaliyetlerini finans sektörüne sağladığı hizmetler ve tahvil getirilerinden finanse eden Fed'in bilançosunun bir tarafı varlıklardan, diğer tarafı ise yükümlülüklerden oluşuyor.

Fed, çok düşük para piyasası faiz oranı ve büyük bir bilançodan elde ettiği gelirin etkisiyle son 10 yılda Hazineye yaklaşık 1 trilyon dolar kar aktarmıştı.

2021'de Hazineye 109 milyar dolar aktaran Fed'in, geçen yıl kar aktarımı 76 milyar dolara gerilemişti.

Salgın önlemleri Fed'in bilançosunu şişirmişti

ABD'de Kovid-19 salgınının Mart 2020'de etkili olmasıyla Fed, salgının ekonomik etkilerini sınırlamak için hızla önlemler almıştı.

Faiz oranlarını sıfıra indiren Banka, sınırsız parasal genişleme başlatmış ve bankacılık sistemine rezerv enjekte ederek büyük miktarlarda ABD Hazine tahvili ve ipoteğe dayalı menkul kıymet (MBS) satın almıştı.

Bu alımların bir sonucu olarak Fed'in salgın öncesinde yaklaşık 4 trilyon dolar olan bilançosunun büyüklüğü, 2 kattan fazla artarak 2022'nin ortalarında yaklaşık 9 trilyon dolara ulaşmıştı.

Fed'in bilançosunun 29 Kasım itibarıyla büyüklüğü ise yaklaşık 7,8 trilyon dolar seviyesinde bulunuyor.


Depremin yaralarını sarmak için sağlanan dış finansman 2,4 milyar doları buldu

Mehmet Şimşek (AA)
Mehmet Şimşek (AA)
TT

Depremin yaralarını sarmak için sağlanan dış finansman 2,4 milyar doları buldu

Mehmet Şimşek (AA)
Mehmet Şimşek (AA)

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin sağladığı dış finansman kaynaklarına ilişkin AA'ya konuştu.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin yol açtığı hasarların giderilmesi ve bölgenin yeniden inşası amacıyla dış finansman temini çalışmalarının devam ettiğini belirten Şimşek, bu kapsamda Asya Altyapı Yatırım Bankasının Türk Eximbank'a 100 milyon dolar finansman sağladığını ifade etti.

Şimşek, söz konusu finansmanla depremden etkilenen illerdeki altyapıların onarımı ve geliştirilmesine yönelik ihracat sektöründe faaliyet gösteren firmalara destek olunmasının amaçlandığına işaret ederek, "Ayrıca İslam Kalkınma Bankasından da Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankasına 100 milyon dolar tutarında finansman sağladık." dedi.

Bu kaynağın, depremden etkilenen bölgede ve bu bölgeyle ilişkide bulunan işletmelere yönelik tarımsal ürünler ve gıda güvenliği projelerinin finansmanı için kullanılacağını dile getiren Şimşek, şunları kaydetti:

Deprem bölgesinin kalkındırılması amacıyla bu yıl Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası, Dünya Bankası, Avrupa Yatırım Bankası, İslam Kalkınma Bankası ve Asya Altyapı Yatırım Bankasından olmak üzere yaklaşık 2,4 milyar dolar tutarında dış finansman sağladık. Hem yıl sonuna kadar hem de önümüzdeki yıl içinde uygun koşullu dış finansman sağlama girişimlerimizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Sağlanan bu finansman imkanlarıyla depremden etkilenen illerdeki ihracatçı firmalar ile bu bölgedeki işletmelerin tarım ve gıda projeleri desteklenecek.

Şimşek, daha önce de Avrupa Yatırım Bankasından deprem yaralarını sarmak ve kentlerin yeniden inşasına katkı sağlamak amacıyla 400 milyon avro finansman sağlandığını açıklamıştı.


S&P, Türk ekonomisindeki yeniden dengelenmeyi "pozitif" değerlendirdi

(AA)
(AA)
TT

S&P, Türk ekonomisindeki yeniden dengelenmeyi "pozitif" değerlendirdi

(AA)
(AA)

Kredi derecelendirme kuruluşu, internet üzerinden "Gelişmekte Olan Piyasalara Bakış: Türkiye 2024 Görünümü" başlıklı bir toplantı düzenledi.

Toplantıda, Türkiye'nin son dönemde ekonomik istikrarın artırılması amacıyla atılan adımların etkilerini değerlendiren Gill, "Türkiye ekonomisinin aslında yeniden dengelendiğine dair artan kanıtları yansıtacak şekilde Türkiye'nin B kredi notunu korurken, kredi notunu olumlu yükselttik." dedi.

Türkiye’nin bu yılın üçüncü çeyrek büyüme verisine ilişkin değerlendirmede bulunan Gill, “Genel olarak, ekonomide özellikle Ortodoks para politikasının yeniden uygulamaya konmasının, ekonominin yeniden dengelenmesi, yurt içi tasarrufların artması, tüketimin yavaşlaması ve dolayısıyla ithalatın da azalması açısından fayda sağlamaya başladığı yönünde işaretler olduğunu düşünüyoruz.” İfadelerini kullandı.

Türkiye ekonomisin genel görünümünü de değerlendiren Gill, "Temel senaryomuz Türk ekonomisinin yumuşak inişten faydalanacağı yönündedir." diye konuştu.

Türkiye’nin ilerleyen dönemde kredi notunun yükseltilebilmesi için aranacak koşullara da değinen Gill, “Ödemeler dengesi sonuçlarının iyileşmesi, yurt içi tasarrufların artması, Türk lirasındaki artış, Türkiye'nin kullanılabilir döviz rezervlerinin yükselmesi durumunda notu da yükseltebiliriz.” değerlendirmesinde bulundu.

Toplantıda Türk bankalarının görünümünü değerlendiren S&P EMEA Finansal Kuruluşları Direktör Yardımcısı Anais Ozyavuz da Türk bankalarının yeterli sermaye tamponlarına sahip olduğunu belirterek, şunları söyledi:

Tabii ki para biriminin daha fazla değer kaybetmesi nedeniyle bankalarda bir miktar sermaye kaybı bekliyoruz. Ama bunun yönetilebilir (koşullar) olacağını düşünüyorum. Ayrıca bankaların çoğunun son iki yıldır ihtiyaç halinde kullanabilecekleri ücretsiz provizyon ayırması da rahatlatıcı bir unsur.


Ekonomiye ilişkin düzenlemeler içeren kanun teklifi TBMM Genel Kurulunda

(AA)
(AA)
TT

Ekonomiye ilişkin düzenlemeler içeren kanun teklifi TBMM Genel Kurulunda

(AA)
(AA)

Teklif üzerine partisi adına söz alan Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez, İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarına değinerek "İsrail işgalcidir, vahşidir, canidir, siyonizmin tetikçisi ve siyonist bir terör örgütüdür. Aksini iddia ve ifade etmek şuur eksikliğidir. Siyonist İsrail, Filistin'de dünden bugüne gözümüzün önünde işgalini sürdürüyor ve terörün şiddetini artırıyor." dedi.

İYİ Parti Antalya Milletvekili Aykut Kaya, torba kanun şeklinde yapılan düzenlemelerin Türkiye'nin sorunlarına çözümler üretmekten uzak bir yöntem olduğunu söyledi.

Kaya, "Türkiye artık bu tür düzenlemelerle yönetilecek bir ülke değildir. Biz kanun hazırlama sürecinde neye izin verildiğini, kime ne çıkar sağlandığını, kime ne mali yükler getirildiğini ve yapılan düzenlemenin devlet bütçesine ne kadar yük getirdiğini tam olarak görmek istiyoruz." ifadelerini kullandı.

MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu ise teklifin bazı vergi, istisna ve indirim uygulamalarının kaldırılması, ülkeye döviz girişinin teşvik edilmesi, vergi işlemlerinin kolaylaştırılması, idari para cezalarının güncellenmesi, Anayasa Mahkemesi kararlarının gereklerinin yerine getirilmesi ve bazı süre uzatımlarına ilişkin düzenlemelerden oluştuğunu kaydetti.

Aksu, "Teklifle bazı uygulamaların elektronik ortama taşınması yönünde düzenlemeler yapılarak vatandaşlarımızın hayatının kolaylaştırılması, hem vergiye uyumun hem de ihalelere katılımın artırılması öngörülmektedir. Bu kapsamda, menkul malların fiili hacizlerinde kullanılan haciz zaptının elektronik ortamda düzenlenerek işlemlerin etkin ve dinamik bir yapıda yürütülmesi, özelleştirme ihalelerinin elektronik ortamda yapılmasına imkan sağlanarak iş ve işlemlerin daha hızlı, geniş katılımlı ve rekabetçi bir ortamda yapılması amaçlanmıştır." diye konuştu.

CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı, teklifte Meclis'in asli yetkisinin cumhurbaşkanına devredilmesine dair düzenlemeler gördüklerini söyledi.

Anayasa'da cumhurbaşkanına bazı yetkilerin verildiğini ancak bunun her vergi düzenlemesi için Anayasa'ya konulmadığını dile getiren Arı, "İhtiyaç halinde 'Cumhurbaşkanı tarafından uygulansın' diye getirilen bir düzenleme artık neredeyse günlük uygulamaların bir parçası oldu. Bu, TBMM'nin saygınlığına gölge düşüren bir uygulamadır." şeklinde konuştu.

AK Parti Antalya Milletvekili Atay Uslu, 6 Şubat depremlerinin toplam ekonomik maliyetinin 120 milyar dolar civarında olduğunu söyledi.

Yaşanan afetin çok büyük olduğuna işaret eden Uslu, "Ülkemiz ekonomisi bir yandan yüzyılın felaketi denebilecek depremlerin diğer yandan da dünyada ciddi kırılmalar ve krizler yaşandığı bu süreçte ciddi bir dayanıklılık göstermiştir. Bu süreçte gerçekleştirdiğimiz atılımlar, aldığımız tedbirler, ekonomiyi büyüten adımlarla kırılmaların vatandaşımıza etkisini minimize etmeye çalıştık. Görüştüğümüz kanun teklifini de bu bakış açısıyla hazırladık." dedi.

Meclis Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, teklifin birinci bölümünün tümü üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasının ardından birleşime ara verdi. Karaca, aranın ardından komisyonun yerinde olmaması üzerine birleşimi saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.


Suudi Arabistan, COP28’de petrol kullanımının kademeli olarak azaltılması konusunda anlaşmaya varılamayacağını açıkladı

Suudi Arabistan, küresel iklim hedeflerine ulaşmak için Afrika ülkelerine 50 milyar dolar ayırdı (Reuters)
Suudi Arabistan, küresel iklim hedeflerine ulaşmak için Afrika ülkelerine 50 milyar dolar ayırdı (Reuters)
TT

Suudi Arabistan, COP28’de petrol kullanımının kademeli olarak azaltılması konusunda anlaşmaya varılamayacağını açıkladı

Suudi Arabistan, küresel iklim hedeflerine ulaşmak için Afrika ülkelerine 50 milyar dolar ayırdı (Reuters)
Suudi Arabistan, küresel iklim hedeflerine ulaşmak için Afrika ülkelerine 50 milyar dolar ayırdı (Reuters)

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28. Taraflar Konferansı (COP28) sırasındaki iklim görüşmelerinde, petrol gibi fosil yakıtların kullanımının kademeli olarak azaltılması konusunda anlaşmaya varılamayacağını söyledi.

Suudi Bakan, Bloomberg’e verdiği röportajda, Suudi Arabistan ve diğer ülkelerin böyle bir adımı kabul etmeyeceğini dile getirerek, “Kesinlikle hayır. Sizi temin ederim ki hükümetlerden bahsediyorum, tek bir kişi bile buna inanmıyor” dedi.

Bakan ayrıca, Batı’nın yeni bir iklim kaybı ve hasar fonuna yaptığı bağışları ‘küçük bir değişiklik’ olarak nitelendirdi. Ayrıca, Riyad’ın gelişmekte olan ülkelere finansman sağlama yönünde verdiği sözlerin önemine odaklandıklarını vurguladı.

Suudi Bakan, Dubai’de COP28 ile birlikte üçüncüsü düzenlenen 2023 Yeşil Suudi Arabistan Girişim Forumu’nun etkinlikleri sırasında yayınlanan videoda şunları söyledi:

“Gelişmiş ülkelerdeki ortaklarımızdan kayıp ve hasar için teklif edilen küçük paranın aksine Suudi Arabistan, geçen ay Riyad’daki Suudi Arabistan-Afrika Zirvesi’nde 50 milyar dolara kadar tahsisat yapacağını duyurdu. Bu, doğrudan Suudi paydaşlar aracılığıyla Afrika kıtasında dayanıklı bir altyapı oluşturmaya, iklim direncini ve adaptasyonu güçlendirmeye yardımcı olacak.”

Prens Abdulaziz, Suudi Arabistan’ın enerji kaynaklarını yenilediğini, yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yaptığını ve ekonomisini 2030 yılına kadar karbondan arındırmaya çalışırken enerji verimliliğini artırdığını da sözlerine ekledi.


Petrolde tavan fiyat uygulaması Rusya'ya 34 milyar avroya mal oldu

(AA)
(AA)
TT

Petrolde tavan fiyat uygulaması Rusya'ya 34 milyar avroya mal oldu

(AA)
(AA)

Enerji ve Temiz Hava Araştırma Merkezi, G7 ve Avrupa Birliği (AB) üyeleri olmak üzere bazı Batı ülkelerinin yaptırım ve tavan fiyat uygulamasının Rusya'nın petrol ihracatına etkileri konusunda hazırladığı çalışmayı yayınladı.

Rus ham petrolüne varil başına 60 dolar tavan fiyat uygulaması ve ithalat yasağının 5 Aralık 2022'de yürürlüğe girdiği anımsatılan çalışmada, petrol yaptırımlarının Kremlin'in savaştaki kararlılığını azaltmadığı belirtildi.

Çalışmada, Batı ülkelerinin tavan fiyat ve kısıtlayıcı tedbirlerinin "Rusya'nın petrol ihracat gelirlerini 34 milyar avro azalttığı", AB'nin petrol ithalat yasağının ve G7 tavan fiyatının ülkenin petrolden elde ettiği geliri yüzde 14 düşürdüğü ifade edildi.

Söz konusu etkinin beklentinin altında kaldığı, yaptırımların Rusya'nın petrol ihracat gelirlerini yılın ilk yarısında ciddi ölçüde etkilediği ancak tavan fiyatı uygulama, güçlendirme ve sürekli izleme konusundaki başarısızlığın Rusya'nın yılın ikinci yarısında bu etkiden kurtulmasını sağladığı belirtildi.

Çalışmada, "Petrol tavan fiyat politikasının yeterince izlenmemesi ve uygulanmaması nedeniyle yaptırımların etkinliği azaldı. Bu, Rusya'nın petrolünü belirlenen tavan fiyat seviyesinin üzerinde satmasına olanak sağladı." ifadesi kullanıldı.

Rafine petrol ürünleri açısından da yasal boşluklar olduğu belirtilen çalışmada, Rus ham petrolünden üretilen petrol ürünlerinin yasal olarak yaptırım uygulayan ülkelere girebildiğine işaret edildi.

Çalışmada, petrol tavan fiyatı aşağı çekilerek Rusya'nın ihracat gelirlerinin daha da düşürülebileceği, varil başına 30 dolarlık bir tavan fiyatın Rusya'nın gelirlerini ciddi ölçüde azaltacağı, yaptırım ihlallerine ilişkin cezaların da katılaştırılabileceği vurgulandı.

Rus ürünlerine tavan fiyat uygulaması

AB ülkelerinin Rusya'dan deniz yoluyla taşınan petrole yönelik ithalat yasağı ve varil başına 60 dolar tavan fiyat kararları 5 Aralık'ta uygulamaya girmişti.

Bu kapsamda, Rus petrolünün üçüncü ülkelere belirlenen fiyattan daha yüksek bir seviyede satılması durumunda G7 ve AB ülkelerindeki şirketler, bu petrole nakliye, sigorta ve aracılık gibi çeşitli hizmetleri sunamıyor. Söz konusu hizmetlerin sağlanabilmesi için Rus petrolünün tavan fiyatın altında işlem görmesi gerekiyor.

AB'nin, Rusya'dan deniz yoluyla taşınan dizel ve sıvı yakıt (fuel-oil) gibi çeşitli rafineri petrol ürünlerine yönelik ithalat yasağı ve bu ürünlere tavan fiyat uygulaması ise 5 Şubat'ta başlamıştı.

AB ülkeleri arasında müzakereleri devam eden 12'nci yaptırım paketinde petrol tavan fiyatı uygulamasının sıkılaştırılmasını içeren unsurların da yer alması bekleniyor.


Suudi Arabistan Enerji Bakanı: OPEC Plus kesintileri gerekirse ilk çeyrekten sonra da devam edebilir

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman
Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman
TT

Suudi Arabistan Enerji Bakanı: OPEC Plus kesintileri gerekirse ilk çeyrekten sonra da devam edebilir

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman
Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman, OPEC Plus’taki petrol üretim kesintilerinin gerekirse ilk çeyrekten sonra ‘kesinlikle’ devam edebileceğini söyledi ve bu kesintilerin tamamen uygulanacağının sözünü verdi.

Enerji Bakanı, Bloomberg’e verdiği röportajda, geçen hafta açıklanan günlük iki milyon varilden fazla üretim kesintisinin, sadece piyasa koşulları dikkate alındıktan sonra, kademeli bir şekilde sona erdirileceğini dile getirdi.

Kesintilerin gerçekleşeceği konusunda şüpheci olanlara yanıt veren Prens Abdulaziz, bu şüphecilerin yanılacağını söyleyerek, 2,2 milyon varillik bir azalma sağlanacağına gerçekten inandığını ekledi.

Rusya’daki azalmanın üretimden değil ihracattan kaynaklandığını ifade eden Prens Abdulaziz, üretimde azalma görmeyi tercih edeceğini söyledi.

Suudi Bakan, “Rusya’nın kışın üretimi azaltmasının son derece zor olduğunu da biliyoruz” diyerek, Riyad ile Moskova arasındaki güven düzeyine vurgu yaptı.

Prens Abdulaziz, Rusya’nın üretimde kesintiye gitmese de ihracat kısıtlamaları uygulayacağını sözlerine ekledi.


Moody's, Çin'in kredi notu görünümünü negatife çevirdi

(AA)
(AA)
TT

Moody's, Çin'in kredi notu görünümünü negatife çevirdi

(AA)
(AA)

Kredi derecelendirme kuruluşunun açıklamasında, Çin’in “A1” seviyesinde olan yerel ve döviz cinsinden uzun vadeli kredi notlarının teyit edildiği, ülkenin kredi notu görünümünün ise durağandan negatife düşürüldüğü belirtildi.

Moody’s açıklamasında, “Not görünümündeki değişiklik, mali açıdan stres altındaki bölgesel ve yerel yönetimlere ve Kamu İktisadi Teşebbüslerine hükümet ve kamu sektörü tarafından mali destek sağlanacağına dair artan bulguları yansıtmaktadır.” ifadesi yer aldı.

Çin’in kredi notu görünümündeki aşağı yönlü revizyonun, aynı zamanda orta vadede yapısal ve kalıcı olarak düşük büyümeye ilişkin riskleri ülkenin emlak sektöründe devam eden daralmaya ilişkin yükselen riskleri yansıtmakta olduğu kaydedildi.

Açıklamada, "Görünüm değişikliği aynı zamanda yapısal ve kalıcı olarak düşük orta vadeli ekonomik büyüme ve emlak sektöründe devam eden daralmayla ilgili artan riskleri de yansıtıyor." değerlendirmesine yer verildi. Açıklamada, “(Ülkede yaşanan) son gelişmeler, Moody's'in, ülkenin mali gücü üzerinde olumsuz etkiler yaratacak şekilde koşullu yükümlülük risklerinin arttığı yönündeki değerlendirmesiyle tutarlıdır.” yorumuna yer verildi.

Çin ekonomisinde gelecek yıl ve 2025'te yüzde 4 seviyesinde büyüme beklendiğinin belirtildiği açıklamada, ülkede ekonomik büyümenin 2026 ve 2030 yılları arasında ise ortalama yüzde 3,8 seviyesinde kaydedilmesinin öngörüldüğüne vurgu yapıldı.

Açıklamada, ülkede zayıflayan demografiyi de içeren yapısal unsurların, Çin’in ekonomik büyümesinin potansiyel olarak 2030 yılında yüzde 3,5 seviyesine kadar gerilemesine neden olabileceğine dikkat çekildi.