Tunus’ta yolsuzlukları ihbar edenler tasfiyeden mustarip

Tunus’ta devrik rejim yetkililerinin ‘darbeye teşebbüs’ suçlamasıyla yargılanması ertelendi

Yolsuzlukları ihbar eden bürokratlar, Cumhurbaşkanı Kays Said’i gündeme getirdikleri talepleri görmezden gelmekle suçladı. (Reuters)
Yolsuzlukları ihbar eden bürokratlar, Cumhurbaşkanı Kays Said’i gündeme getirdikleri talepleri görmezden gelmekle suçladı. (Reuters)
TT

Tunus’ta yolsuzlukları ihbar edenler tasfiyeden mustarip

Yolsuzlukları ihbar eden bürokratlar, Cumhurbaşkanı Kays Said’i gündeme getirdikleri talepleri görmezden gelmekle suçladı. (Reuters)
Yolsuzlukları ihbar eden bürokratlar, Cumhurbaşkanı Kays Said’i gündeme getirdikleri talepleri görmezden gelmekle suçladı. (Reuters)

Yolsuzluk olaylarını ihbar eden bir dizi Tunus vatandaşı, çoğunun işten atılması veya iş yerlerinde mobbinge uğramalarının ardından, haklarında adaletin yerine getirilmesi ve işlerine geri dönmelerinin sağlanmasının yanı sıra maddi ve mesleki durumlarını düzeltilmesi ve kariyerlerinin düzeltilmesi çağrısında bulundu. Söz konusu kişiler, dün başkent Tunus’ta, Tunus İnsan Haklarını Savunma Derneği’nin himayesinde düzenlediği basın toplantısında, yetkililerin idari veya mali yolsuzluk vakalarına karıştığını bildirmesiyle başlayan günlük sıkıntılarını anlattılar. İşten kovma ve öldürmeye teşebbüs, disiplin kurullarına sevk etme, mahkemeler önünde kötü niyetli ve dayanağı olmayan davalar uydurma gibi çeşitli yollarla, istismar ve kötüleme adımlarının devam ettiğini vurguladılar.
Şikayetçiler dün, şikayetlerini iletilmesi, Tunus Yolsuzlukla Mücadele Otoritesi’ni yeniden açılması, ihbarcıları koruyan bazı kanunların değiştirilmesi, rapor edilen vakaların soruşturulması için insan gücü sağlanmasının yanı sıra ilgilileri yasal olarak sorumlu tutmak üzere tüm yolsuzluk şüphesi dosyalarının acilen, incelenmesi ve cezasızlık politikasından kaçınarak yolsuzluk yapanlardan hesap sorulması için Cumhurbaşkanı Kays Said ile görüşmek istediler. Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar ve valilerin, durumun çözülmesi için kendilerine gönderilen birçok bildiriye rağmen ‘sağır edici’ sessizliklerini korumalarını kınadılar ve kendi deyimleriyle ‘devletin tüm eklemlerine işleyen’ yolsuzluk dosyalarının ciddiyetle ele alınmasını talep ettiler.
Basın toplantısında, yolsuzluk durumlarını bildiren çok sayıda maruz kaldıkları acı ve tacize ilişkin ifadelerinin yer aldı. Tunus’ta muhasebe alanında uzman olan Saad ez-Zavadi, Tunus’taki yolsuzluğun ‘yıllık ekonomik büyüme oranı üzerinde etkisi olan bir sektör haline geldiğini’ belirtti.
Diğer yandan, geçiş döneminde adalet ile ilgili konularda uzmanlaşmış olan ceza idaresi, devrik Cumhurbaşkanı Zeynel Abidin bin Ali döneminde bazı hükümet yetkililerine yöneltilen suçlamaları değerlendirdi. Bu değerlendirme, 1991 yılında mevcut otoriteyi devirmeye çalışmakla suçlanan bir grup askeri personelin maruz kaldığı insan hakları ihlallerine yönelik iddialar kapsamında geldi. Söz konusu davanın ertelenmesine ve eski İçişleri Bakanı Abdullah el-Kallal ve bir dizi üst düzey güvenlik lideri de dahil olmak üzere sanıkların yargılanmasına devam etmeye karar verildi. Önceki gün gerçekleştirilen duruşmada, önde gelen sanıklar yoktu. Söz konusu sanıklar, Abdullah el-Kallal, Muhammed el-Hadi bin Hüseyin, Muhammed Ali el-Kanzui, İzzeddin Cuneyh, Abdurrahman el-Kasımi, Zuheyr er-Radisi, Hüseyin Ceray, Beşir bin Ömer es-Saidi, Mustafa bin Ali Musa ve Musa el-Halifi ve Fevzi el-Ulevi’den oluşuyordu.
Tunus mahkemesi, 2018’den bu yana, işten atılma, sosyal ve sağlık güvencesinden yoksun bırakma yoluyla zorluk ve istismara maruz kalan 189 mağdurla ilgili ‘Berake es-Sahel’ davasının yürütüleceğine yönelik söz vermişti. O tarihteki eski Cumhurbaşkanı Bin Ali ve dönemin İçişleri Bakanı Abdullah el-Kallal liderliğindeki 15 sanığa insan hakları ihlallerine dayalı suçlamalar yöneltilmişti.
Berake es-Sahel olayları, 1991 yılına kadar uzanıyor. O dönemde Bin Ali rejimi, bir grup askeri devlet güvenliğine karşı komplo kurmak ve rejimi devirmeye çalışmakla suçlamıştı. Bu suçlamalara istinaden söz konusu sıkıntılara maruz bırakılarak işlerinden atıldılar. Ancak 2011 devriminin patlak vermesinden sonra, askeri yargı, dosyayı inceleme taahhüdünde bulundu ve askerlerin savunulmasını üstlenen çok sayıda emekli subayın yer aldığı Eski Askerler Adalet Derneği kuruldu. Aylar sonra yargı, 244’ü asker olmak üzere çok sayıda zanlı hakkında hükmünü verdi. Göstermelik bir yargılama sonucunda 151’i serbest bırakılırken, 93’ü mahkemeye çıkarılarak 3 ila 16 yıl arasında hapis cezasına çarptırıldı.



Avrupa’nın en büyük füze üreticisi, Gazze’de çocukların öldürülmesinden kâr elde ediyor

İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 59 bine yaklaştı (Reuters)
İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 59 bine yaklaştı (Reuters)
TT

Avrupa’nın en büyük füze üreticisi, Gazze’de çocukların öldürülmesinden kâr elde ediyor

İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 59 bine yaklaştı (Reuters)
İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 59 bine yaklaştı (Reuters)

Avrupa'nın en büyük füze üreticisi MBDA, Gazze’de çocukların ölümüne yol açan bombalarda kullanılan parçaları İsrail'e tedarik ediyor.

Guardian ve bağımsız gazetecilik kuruluşu Disclose’la Follow the Money’nin ortak araştırmasında, MBDA’nın ABD’deki fabrikası aracılığıyla İsrail’e GBU-39 bombaları için kanat sistemleri sağladığı tespit edildi. 

MBDA, ABD’nin Alabama eyaletindeki fabrikasında ürettiği “Diamond Back” isimli kanatları, Boeing yapımı GBU-39 bombalarına takılmak üzere temin ediyor. Bu bileşenler, İsrail’e ABD'nin askeri yardımı kapsamında gönderilen binlerce bombada kullanılıyor. 

Fransa merkezli firma, İtalyan Leonardo, Hollandalı Airbus ve Britanyalı BAE Systems’ın ortaklığından oluşuyor. Şirketin gelirleri, Birleşik Krallık’taki MBDA UK aracılığıyla Fransa’daki ana firmaya aktarılıyor. 2024’te MBDA grubu, hissedarlarına toplamda 350 milyon sterlin (yaklaşık 19 trilyon TL) temettü dağıttı.

Analize göre GBU-39 bombaları Gazze’de en az 24 saldırıda kullandı. Bu saldırılarda 100’den fazlası çocuk olmak üzere en az 500 kişi öldürüldü. Saldırıların 16’sında okullar hedef alınırken, diğerlerinde kamplar, evler ve camiler vuruldu. 

Avustralya merkezli Silahlanma Araştırma Hizmetleri’nden (ARES) Trevor Ball, GBU-39 bombalarının okul ve sığınak gibi yerleri vurmak için sıkça kullanıldığını söylüyor. Bunun kanat sistemleri üzerindeki yazılardan ve kuyruk parçalarından tespit edilebildiğini belirtiyor. 

Britanya merkezli Silah Ticaretine Karşı Kampanya (CAAT) grubundan Sam Perlo-Freeman da “MBDA, İsrail’in silahlandırılmasından kâr ediyor” diyor.

MBDA'nın Guardian’a gönderdiği açıklamada, şirketin ABD'deki faaliyetlerini veya İsrail'e satılan ekipmanlara parça tedarikini durdurma planına ilişkin bilgi verilmedi. Açıklamada, “şirketi yasadışı uygulamalara dahil edebilecek faaliyetler yasaktır” dendi.

BAE Systems ve Airbus, MBDA'nın yanıtına ekleme yapmadı. Leonardo, “askeri teçhizat ihracatıyla ilgili ulusal ve uluslararası düzenlemelere her zaman tam olarak uyulduğunu” savundu. Boeing, soruları ABD Dışişleri Bakanlığı’na yönlendirdi, bakanlığın açıklamasında Washington’ın İsrail'in kendini savunma hakkını desteklediği belirtildi. 

Independent Türkçe, Guardian, France 24