Astronot Cristoforetti, kız çocuklarına uzay deneyimlerini anlattı

 Samantha Cristoforetti soruları yerçekimsiz ortamda, oyuncak bebeği ile cevapladı. (Reuters)
Samantha Cristoforetti soruları yerçekimsiz ortamda, oyuncak bebeği ile cevapladı. (Reuters)
TT

Astronot Cristoforetti, kız çocuklarına uzay deneyimlerini anlattı

 Samantha Cristoforetti soruları yerçekimsiz ortamda, oyuncak bebeği ile cevapladı. (Reuters)
Samantha Cristoforetti soruları yerçekimsiz ortamda, oyuncak bebeği ile cevapladı. (Reuters)

Uluslararası Uzay İstasyonu'nu komutan eden ilk Avrupalı olan İtalyan astronot Samantha Cristoforetti, kız çocukların uzayla ilgili sorularına oyuncak bebek eşliğinde cevap verdi.
Reuters haber ajansının aktardığına göre Cristoforetti, Avrupa'nın farklı yerlerinden 8-11 yaşları arasındaki 5 kız çocuğunun Uluslararası Uzay İstasyonu’nda gerçekleştirilen deneylere ilişkin sorularını yanıtladı.
Cristoforetti soruları yanıtlarken kendisi ve astronot kıyafetleri giydirilmiş oyuncak bebek, yer çekimsiz ortamdaydı.
45 yaşındaki Cristoforetti, çocukların ‘neden astronot olduğu’ sorusuna şu yanıtı verdi:
"Büyüdüğümde gece gökyüzüne, uzaya uçma fikrine, macera ve keşif duygusuna hayran kaldım. Sonra bilim ve teknoloji ile ilgilenmeye başladım ve ondan sonra uçmayı çok sevdim. Arkasından havacılık mesleğine başladım. Astronot olmak, tüm bu duygu ve ilgileri bir araya getiriyor.”
Pazartesi günü yayınlanan video röportaj, kız çocuklarına bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik alanlarında kariyerlerine başlamaları için ilham vermeyi amaçlayan bir proje kapsamında gerçekleştirildi. Röportaj ayrıca Dünya Uzay Haftası'na da denk geldi.
Etkinlik, genç kızları ve çocukları uluslararası çapta rol modelleriyle buluşturan bir yardım kuruluşu olan Inspiring Girls International tarafından düzenleniyor.
"Mattel" şirketi, 2019 yılında astronot Cristoforetti’nin Barbie bebeğini tasarladı ve 2021'de de satışa çıkardı. Şirket kârının bir kısmını yardım kuruluşlarına bağışladı.
Astronot kostümü giydirilmiş ilk oyuncak bebek 1965'te yapıldı. Proje, 1960'larda ilk Amerikalı erkek astronotları yörüngeye yerleştiren ve gelecekteki uzay görevlerinin yolunu açan Mercury programı kapsamında gerçekleştirildi.



Tazmanya kaplanını "diriltme" çalışmalarında büyük gelişme: "Bugüne kadarki en eksiksiz genom"

Bilinen son Tasmanya kaplanı, 1936'da Hobart Hayvanat Bahçesi'nde hayatını kaybetti (NFSA)
Bilinen son Tasmanya kaplanı, 1936'da Hobart Hayvanat Bahçesi'nde hayatını kaybetti (NFSA)
TT

Tazmanya kaplanını "diriltme" çalışmalarında büyük gelişme: "Bugüne kadarki en eksiksiz genom"

Bilinen son Tasmanya kaplanı, 1936'da Hobart Hayvanat Bahçesi'nde hayatını kaybetti (NFSA)
Bilinen son Tasmanya kaplanı, 1936'da Hobart Hayvanat Bahçesi'nde hayatını kaybetti (NFSA)

Soyu tükenen Tazmanya kaplanını geri getirmeye çalışan şirket, bugüne kadarki en eksiksiz genomu elde ettiklerini öne sürerek önemli bir adıma imza attıklarını duyurdu. 

İnsanların avlaması sonucu popülasyonu gittikçe azalan Tazmanya kaplanlarının son üyesi, 1936'da Avustralya'daki bir hayvanat bahçesinde ölmüştü. 

Son yıllarda hız kazanan "türdiriltimi" çalışmalarında geri getirilmeye çalışılan türlerden biri de bu etçil hayvan.

Türdiriltimi çalışmaları, soyu tükenmiş türlerin birebir aynısından ziyade onlara benzer canlıları getirmeyi amaçlıyor.

ABD merkezli biyoteknoloji şirketi Colossal Biosciences, Tazmanya kaplanlarını geri getirmek için 2022'de Avustralya'daki Melbourne Üniversitesi'yle işbirliğine başlamıştı.

Australian Broadcasting Corporation'ın haberine göre ekip, soyu tükenmiş bir canlıya ait "bugüne kadarki en eksiksiz" genomu elde etti.

Bugün (17 Ekim) Sidney'de yapılacak bir etkinlik öncesinde gelişmeleri duyuran araştırmacılar, "yüzde 99,9'dan daha doğru" bir Tazmanya kaplanı genomuna ulaştıklarını iddia ediyor.

Bilim insanları derisi yüzülerek etanol içinde 110 yıl boyunca muhafaza edilen bir kafa örneğini kullanarak hayvanın DNA diziliminin büyük bir kısmının yanı sıra RNA'sını da elde ettiklerini öne sürüyor.

RNA parçalarının Tazmanya kaplanı hayattayken farklı dokularda devreye giren genleri tespit etmeye katkı sağlaması bekleniyor. Bilim insanları bu sayede hayvanın neyi tadabildiği, koklayabildiği, görebildiği ve beyninin nasıl çalıştığını anlamayı umuyor.

Çalışmaya liderlik eden Dr. Andrew Pask, zaman içinde bozulmaya epey yatkın olan RNA'nın korunması sayesinde hayvanın "biyolojisini hayal edemedikleri seviyede anlamayı" umuyor.

Öte yandan çalışmada yer almayan bazı uzmanlar bulguların hakem onayından geçmesini beklemeyi tercih ediyor. 

Avustralya Müzesi Araştırma Enstitüsü Baş Bilim İnsanı Prof. Kris Helgen soyu tükenmiş bir türde böyle bir sonuca ulaşılmasını takdir ederken, genomun yapbozun sadece bir parçası olduğunu belirtiyor. 

Prof. Helgen ayrıca Tazmanya kaplanının geri getirilme ihtimali olmadığını düşünüyor. 

Daha önce yünlü mamutları diriltme projesinde Colossal Biosciences'la çalışan biyoteknoloji uzmanı Dr. Parwinder Kaur da hakemli dergilerdeki yayınları beklediğini ifade ediyor.

Fakat Dr. Kaur özellikle yapay üreme alanındaki gelişmeden dolayı heyecan duyduğunu söylüyor. 

Colossal Biosciences son duyurusunda, Tazmanya kaplanlarının yaşayan en yakın akrabası olan keseli türü Sminthopsis crassicaudata'da yumurtlamayı tetiklediklerini öne sürdü. 

Şirket, Tazmanya kaplanlarının genomu tamamlandığında bunu, üretilen yumurtalara enjekte etmeyi planlıyor. Ayrıca bu canlıların, geri getirilmeye çalışılan hayvanlara taşıyıcı annelik yapması planlanıyor. 

Yapay bir rahim cihazı üzerine de çalışan araştırmacılar, hamileliğin başından ortasında kadar embriyoların burada gelişebildiğini iddia ediyor.

Dr. Pask bütün bu gelişmelerin, 2025 başlarından itibaren hakemli dergilerdeki çalışmalarla destekleneceğini söylüyor. 

Diğer yandan türdiriltimi çalışmaları etik kaygılara da sebep oluyor. Geri getirilen hayvanların ve taşıyıcı annelerin yaşayabileceği sağlık sorunları, itirazların merkezinde yer alıyor. Ayrıca yünlü mamut gibi hayvanların yalnızlık çekeceğinden endişe duyanlar da var.

2000'de nesli tükenen Capra pyrenaica pyrenaica, 2003'te geri getirilmiş ancak akciğerlerindeki sorunlar nedeniyle sadece birkaç dakika yaşayabilmişti. 

Independent Türkçe, Australian Broadcasting Corporation, Live Science