Libya’da Dibeybe’nin Türkiye ile imzaladığı mutabakat zaptı tartışılıyor

Libya Temsilciler Meclisi UMH’nin Türkiye ile imzaladığı mutabakat zaptının geçersiz olduğunu savunuyor

Dibeybe önceki gün Trablus’ta Türkiye heyetini kabul ederken (Ulusal Birlik Hükümeti)
Dibeybe önceki gün Trablus’ta Türkiye heyetini kabul ederken (Ulusal Birlik Hükümeti)
TT

Libya’da Dibeybe’nin Türkiye ile imzaladığı mutabakat zaptı tartışılıyor

Dibeybe önceki gün Trablus’ta Türkiye heyetini kabul ederken (Ulusal Birlik Hükümeti)
Dibeybe önceki gün Trablus’ta Türkiye heyetini kabul ederken (Ulusal Birlik Hükümeti)

Libya’da Trablus merkezli Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH) Türkiye ile enerji alanında mutabakat zaptı imzalaması, “Libya halkının çıkarlarını hedef aldığı ve yasal olmaması sebebiyle” Libya’da ve bazı ülkelerde tepkilere yol açtı.
Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi (TM), Fethi Başağa Başbakanlığındaki İstikrar Hükümeti’nin mutabakat zaptını imzalamaya yetkili olduğunu düşünürken, TM’nin 145 üyesinden 73’ü Türkiye ile petrol ve gaz konusunda UBH ile imzalanan anlaşmanın geçersiz olduğunu savunuyor. Ortak açıklama yapan 73 Milletvekili Libya’daki bölünmüş ve belirsiz bir siyasi ortamda böyle bir muhtıra imzalamanın, “oldu bitti politikasının dayatılması” olduğunu ifade etti.
Açıklamada milletvekilleri muhtıranın imzalanmasını “Türk kardeşlerin siyasi fırsatçılığı” olarak nitelendirerek, bunun gelecekte Libya’nın ulusal çıkarları ile yeniden ulusal devlet kurmaya yönelik bir anlaşmaya varmak için yapılan tüm ciddi girişimleri engelleyebileceğini vurguladılar. Üyeler, Temsilciler Meclisi’nin yanı sıra tüm siyasi ve sosyal güçleri “ulusal kararın daha fazla gasp edilmesine yol açan siyasi saçmalık” olarak tanımladıkları adımlarını reddetmeye çağırdılar.
Aynı bağlamda, Temsilciler Meclisi'nin 90 üyesi, ülke üzerindeki meşru görev süresinin sona ermesi nedeniyle Türkiye ile Abdulhamid Dibeybe hükümeti arasında imzalanan mutabakat zaptının geçersiz olduğunu açıkladı. Türkiye’ye de Libya’nın egemenliğine ve kararlarına saygı çağrısında bulunan milletvekilleri, yaşananların “Libya halkının yeraltı zenginliğine yönelik bir saldırı olduğu ve dolayısıyla geçersiz mutabakat zaptıyla şimdi veya gelecekte Libya halkına herhangi bir sorumluluk yüklenmediğini” bildirdi.
Libya Tecdid (Yenilenme) Partisi Başkanı Süleyman el-Buyudi, Dibeybe’nin, “zor bir durumda olduğunun farkında olduğunu ve bir mutabakat zaptı imzalamasının genişleme ve hayatta kalma yollarını açmaya yönelik umutsuz bir girişim olduğunu” söyledi.  
UBH iddialara cevap verdi
Diğer yandan, UBH Sözcüsü Muhammed Hammuda, mutabakat zaptı ile ilgili tartışmalara yol açan bilgiler hakkındaki iddiaları yalanladı. Hammuda yaptığı açıklamada, mutabakat anlaşmasıyla Libya gazının 50 yıllığına Türkiye’ye tahsis edildiği haberlerinin söylentiden ibaret olduğunu vurguladı.
Hammuda, “Bu mutabakat, iki tarafın bilgi ve deneyim alışverişinde bulunmasına ve iki taraf arasında enerji kaynaklarını keşfetmesine, aramasına ve kullanmasına izin veriyor” ifadelerini kullanarak, bunun aynı zamanda Dibeybe’nin geçtiğimiz yıl Türkiye'ye yaptığı ziyaretten bu yana çabalarının da bir sonucu olduğunu dile getirdi.
TM’nin mutabakat zaptının imzalanmasına yönelik itirazına da yanıt veren Hammuda, “Görüşlerini açıklamalarla değil, tüm üyelerin katıldığı bir oturumla ifade etmesi gerekiyor” diyerek hükümetin, Türkiye ile hidrokarbon enerjisi, medya ve iletişim alanlarında mutabakat zaptı imzaladığını vurguladı.



Esed rejimi döneminde kaybolan mahkûmların çocuklarıyla ilgili davada hayır kuruluşlarının başkanları tutuklandı

Sednaya Cezaevi’nde olduğu düşünülen kayıp mahkûmların fotoğrafları Şam'ın merkezindeki Merce Meydanı’nda asılı (Reuters)
Sednaya Cezaevi’nde olduğu düşünülen kayıp mahkûmların fotoğrafları Şam'ın merkezindeki Merce Meydanı’nda asılı (Reuters)
TT

Esed rejimi döneminde kaybolan mahkûmların çocuklarıyla ilgili davada hayır kuruluşlarının başkanları tutuklandı

Sednaya Cezaevi’nde olduğu düşünülen kayıp mahkûmların fotoğrafları Şam'ın merkezindeki Merce Meydanı’nda asılı (Reuters)
Sednaya Cezaevi’nde olduğu düşünülen kayıp mahkûmların fotoğrafları Şam'ın merkezindeki Merce Meydanı’nda asılı (Reuters)

Suriye Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ile koordinasyon halinde, Nada el-Gabra, Lema es-Savaf, Rana el-Baba ve devrik rejim döneminde gözaltına alınan ve kaybolan muhaliflerin kayıp çocuklarıyla ilgili dosyada yer alan diğer sanıkların tutuklandığını duyurdu. Kayıp Çocuklar Komitesi Sözcüsü, sanıklara yönelik tutuklama emrinin, çocukların aileleri ve yakınlarının kişisel iddiaları ve açılan davalar üzerine Şam Savcılığı tarafından çıkarıldığını bildirdi.

Kayıp Çocuklar Komitesi Sözcüsü Samir el-Kirbi Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Şam'daki Lahn el-Hayat Çocuk Bakım Kompleksi'ni yöneten Nada el-Gabra ve Lema es-Savaf ile Şam'daki el-Mubarrah Yetim Sponsorluk Derneği'ni yöneten Rana Muvaffak el-Baba'nın, ‘Şam Cumhuriyet Savcılığı tarafından çıkarılan bir tutuklama emrine göre, kaybolan çocukların dosyasının saklanmasına karışan diğer sanıklarla birlikte tutuklandığını’ belirtti.

El-Kirbi bu önlemin, önceki dönemlerde mahkûmların çocuklarının kaybolmasıyla ilgili davalara karıştıkları yönündeki suçlamaların arka planında geldiğini söyledi. El-Kirbi, “Resmi ve sivil makamların yanı sıra konuyla ilgili herhangi bir bilgiye sahip olan herkesi, bu çocukların akıbetini aydınlatmak ve haklarını güvence altına almak için soruşturma komitesiyle iş birliği yapmaya çağırıyoruz” dedi.

Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, çocukların dosyasıyla ilgili bir dizi kişi tutuklandı ve bu kişiler, ‘çocukların akıbetiyle ilgili olası suiistimal ve ihlallere karıştıklarından şüphelenildiği için resmi soruşturma altına alındı.’ Söz konusu adımlar, Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı’nın 2025 tarihli ve 1806 sayılı kararı uyarınca, bu dosyayı araştırmak ve çocukların akıbetini takip etmek üzere özel bir komite oluşturulmasını takiben atıldı.

3 bin 700 çocuk yetimhanelere yerleştirildi

İnsan hakları örgütleri ve medya raporları, eski rejime muhalif mahkûmların Şam'daki yetimhanelere veya çocuk esirgeme kurumlarına yönlendirilen 3 bin 700 çocuğu olduğunu gösteriyor. Esed'in devrilmesi ve kaçışından sonra yayınlanan gizli Suriye istihbarat belgelerine göre, yaklaşık 400 çocuk tutukluluk yılları boyunca muhaliflerin ailelerinden ayrılarak Şam'daki Lahn el-Hayat Çocuk Bakım Kompleksi, Daru’r Rahme Yetimhanesi ve Çocuk Köyleri de dahil olmak üzere dört yetimhaneye yerleştirildi.

 Daru’r Rahme Yetimhanesi Müdürü Beraet el-Eyyubi (SANA)

Daru’r Rahme Yetimhanesi Müdürü Beraet el-Eyyubi (SANA)

Daru’r Rahme Yetimhanesi Müdürü Beraet el-Eyyubi bir televizyon röportajında, eski rejimin yıkılmasından önce 2015-2024 yılları arasında 27 çocuğun kendisiyle birlikte yetimhanede kaldığını ve güvenlik güçlerinin bu çocukları gizli notlarla şube mahzenlerinden yetimhaneye gönderdiğini itiraf etti. Güvenlik güçleri bu çocukları gizli emirlerle yetimhaneye gönderiyor, isimlerini değiştiriyor ve Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı'ndan yazılı onay almadıkça kimsenin onları ziyaret etmesine izin vermiyordu.

Esma Esed yetimlerle ilgilenmek üzere Şam kırsalındaki SOS Çocuk Köyleri’ni ziyaret etti. (SANA)Esma Esed yetimlerle ilgilenmek üzere Şam kırsalındaki SOS Çocuk Köyleri’ni ziyaret etti. (SANA)

Lahn el-Hayat Çocuk Bakım Kompleksi Müdürü Meys Acib bir televizyon kanalında yayınlanan açıklamalarında, kompleksin geçmişte özel durumları olan çocukları kabul ettiğini ve devrik Devlet Başkanı’nın eşi Esma Esed'in bu çocukların dosyalarını bizzat takip ettiğini itiraf etti. Öte yandan SOS Çocuk Köyleri yetkilileri de 2014-2018 yılları arasında resmî belge ve kayıtları olmayan 139 çocuğu kabul ettiğini ve bunların çoğunu Esed'in yetkililerine iade ettiğini ve o dönemde bakanlıktan bu tür vakaların gönderilmemesini istediğini kabul etti.

Samir el-Kirbi, çocukların akıbetinin belirlenmesi ve halen hayatta olup olmadıkları ya da toplu mezarlara gömülüp gömülmedikleri konusunda, bu çocuklar için özel toplu mezarların varlığının söz konusu olmadığını vurguladı. El-Kirbi, “Bugüne kadar yaptığımız dikkatli araştırma ve incelemeler sonucunda çocuklar için toplu mezarların varlığına rastlamadık, ancak bu çocukların yetimhanelere ve çocuk derneklerine yönlendirildiğini kanıtlayan belge ve kanıtlara sahibiz. Kayıp Çocuklar Komitesi, gerçeği ortaya çıkarmak ve çocukların ailelerine ve yakınlarına adalet sağlamak amacıyla bu dosyaları ilgili bakanlıklarla paylaşıyor” ifadelerini kullandı.

 Suriye İnsan Hakları Ağı’nın (SNHR) Suriye'de Çocuklara Yönelik İhlallere İlişkin 13’üncü Yıllık Raporu, Kasım 2024Suriye İnsan Hakları Ağı’nın (SNHR) Suriye'de Çocuklara Yönelik İhlallere İlişkin 13’üncü Yıllık Raporu, Kasım 2024

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), Mart 2011'den bu yana Suriye'de Esed rejimi tarafından en az 23 bin çocuğun öldürüldüğünü, bunlardan 190'ının işkence altında hayatını kaybettiğini ve 5 bin 200 çocuğun da zorla kaybedildiğini belgeledi.

Sosyal İşler ve Çalışma Bakanı Hind Kabavat tarafından kurulan Kayıp Çocuklar Komitesi'nde Adalet, İçişleri ve Vakıflar bakanlıklarından birer temsilci ile devrik rejim döneminde kaybolan kişiler ve mahkûmlar konusunda çalışan sivil derneklerin başkanları yer alıyor.