Çin, ordusunu ve tüm Pasifik bölgesini yeniden yapılandırdı

Çin Halk Kurtuluş Ordusu, yıllarca etkisiz kabul edildi

Çin birlikleri, Şanghay İşbirliği Örgütü ülkeleriyle 2016 askeri tatbikatları sırasında (AFP)
Çin birlikleri, Şanghay İşbirliği Örgütü ülkeleriyle 2016 askeri tatbikatları sırasında (AFP)
TT

Çin, ordusunu ve tüm Pasifik bölgesini yeniden yapılandırdı

Çin birlikleri, Şanghay İşbirliği Örgütü ülkeleriyle 2016 askeri tatbikatları sırasında (AFP)
Çin birlikleri, Şanghay İşbirliği Örgütü ülkeleriyle 2016 askeri tatbikatları sırasında (AFP)

Şi Cinping yönetiminin on yılı boyunca Çin Halk Cumhuriyeti, dünyanın en büyük deniz filosunu kurdu. Dünyanın en büyük profesyonel ordusunu yeniden yapılandıran Pekin bu süreçte düşmanlarını alarma geçirebilecek nükleer ve balistik bir cephanelik geliştirdi.
Çin’in komşuları, bu yöntemi takip etmeye çalışırken, Şi Cinping’in üçüncü beş yıllık dönemine Asya- Pasifik bölgesindeki silahlanma yarışının hızlanması eşlik edecek gibi görünüyor.
Denizin derinliklerinde deniz donanması geliştiren Güney Kore’den nükleer denizaltı satın alan Avustralya’ya ve diğer ülkelere kadar silah alımları arttı.
Merkezi Londra’da bulunan Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’ne göre Asya - Pasifik bölgesinde geçen yıl savunma harcamaları bir trilyon doları aştı.
Son on yılda Çin, Filipinler ve Vietnam askeri harcamalarını ikiye katladı. Güney Kore, Hindistan ve Pakistan da onlardan pek de uzakta değil.
Japonya bile ‘giderek daha şiddetli’ bir güvenlik ortamına değinirken, bu yıl savunma alanında rekor bir bütçe sunarak çekincelere son verdi.
Şu anda Siyasi Stratejisi Enstitüsü’nde eski bir Avustralya savunma yetkilisi olan Malcolm Davis, “Hint- Pasifik bölgesindeki tüm büyük oyuncular, Çin ordusunun modernizasyonuna mümkün olan en kısa sürede yanıt veriyor” dedi.
çin 2 afp.jpg
2021’deki askeri tatbikatlar sırasında Çin birlikleri (AFP)

Zayıflıktan reformlara
Yıllar boyunca Halk Kurtuluş Ordusu’nun modası geçmiş ve etkisiz olduğu düşünüldü. Ancak bir tarihçi onu ‘dünyanın en büyük askeri müzesi’ olarak nitelendirdi.
Çin ordusu, eski Sovyetler Birliği tarafından yapılan eski askeri teçhizatla donatılmıştı ve yolsuzluklarla doluydu. Öncelikle dışarıda iyi performans göstermeyen piyade birimlerine dayanıyordu.
Kore Savaşı sırasında Halk Kurtuluş Ordusu, Kuzey Kore yanında müdahale etti ve Batı’ya göre 400 bin, Pekin’e göre ise 180 bin kişi hayatını kaybetti. 1979 yılında ise kısa ama kanlı bir savaş sırasında Vietnam ile karşı karşıya kaldı.
Şi Cinping, 2013 yılında silahlı kuvvetlerin başkomutanı olduğunda reformlar başlattı. Bu reformlar, 1990’larda Körfez Savaşı ve Üçüncü Tayvan Boğazı Krizi sırasında ABD’nin askeri becerisine hayran olan Jiang Zemin tarafından müjdelenmişti.
Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre Stratejik Danışman Alexander Neill, “Ancak bu çabalar, Şi Cinping’in gelişiyle birlikte yeteneklere dönüşmeye başladı” dedi. Ayrıca Halk Kurtuluş Ordusu, Ukrayna’dan satın aldığı ilk uçak gemisini ve Sovyet Sukhoi’den ilham alınan J-15 avcı- bombardıman uçaklarını hizmete soktu.
çin 3 afp.jpg
Çin uçak gemisi ‘Liaoning’, Hong Kong açıklarında (AFP)

Dünyanın en büyük deniz gücü
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne göre 27 yıldır Çin’in askeri bütçesi artıyor.
Çin, şu anda hizmette olan 2 uçak gemisine, yüzlerce uzun ve orta menzilli balistik füzeye, binlerce savaş uçağına ve ABD’nin karşısında dünyanın en büyük deniz gücüne sahip.
ABD Yedinci Filosu komutanı Koramiral Karl Thomas, yaptığı açıklamada “Çok büyük bir deniz gücüne sahipler. Eğer korkutmak ve gemileri Tayvan yakınlarına yerleştirmek istiyorlarsa, bunu gerçekten yapabilirler” dedi.
Aynı şekilde Çin’in nükleer cephaneliği katlanarak büyüyor. ABD Savunma Bakanlığı’na göre Çin, bu cephaneliği karadan, denizden ve havadan fırlatabilir.
Bulletin of the Atomic Scientists dergisine göre Çin, şu anda Soğuk Savaş sırasında sahip olduğu miktarın iki katı düzeyinde yaklaşık 350 nükleer savaş başlığına sahip. ABD istihbarat teşkilatları, bu stokun 2027 yılına kadar iki katından fazla şekilde 700’e ulaşabileceğini tahmin ediyor.
Ayrıca ülkenin kuzeybatısında yeni nükleer füze siloları inşa ediliyor.

Yükselen ve tehlikeli bir güç
ABD Savunma Bakanlığı’nın 2021 yılı raporunda Çin’in ‘ekonomik, diplomatik, askeri ve teknolojik gücünü istikrarlı ve açık bir uluslararası düzene uzun vadeli bir meydan okuma oluşturacak şekilde birleştirebilecek tek düşman’ olduğu belirtiliyor.
Raporda ayrıca, Pekin’in ‘otoriter rejimi ve ulusal çıkarları ile daha iyi uyum sağlamak için uluslararası sistemi yeniden şekillendirmeye çalıştığı’ da kaydediliyor.
Bu olasılık, endişeleri artırırken, bölgedeki birçok proje de açıkça caydırıcılığı artırmayı hedefliyor.
Güney Kore, kıyılarında faaliyet gösterebilecek bir deniz gücü geliştirmek istiyor. Avustralya, ‘AUKUS’ anlaşması kapsamında İngiliz ve ABD desteğiyle sekiz nükleer denizaltı satın almayı planlıyor. Kanberra ayrıca, hipersonik silahlar, uzun menzilli balistik füzeler ve hatta tespit edilmeden dünyanın herhangi bir yerini vurabilen gizli bombardıman uçakları satın almaktan bahsediyor.
Malcolm Davis, “Bu projeler, Çin’in bölgeyi kendi iradesine göre tasarlama konusunda artan bir yeteneğe sahip olduğu gerçeğini yansıtıyor” dedi.
ABD Donanmasının Batı Pasifik’teki denizlere hâkim olduğu dönemin sona erdiğini söyleyen Davis, “Şi Cinping olmasaydı, AUKUS’u göremezdik. Bir bakıma bize büyük bir iyilik yaptı” dedi.



İsrail Şifa Hastanesi'nde alıkoyduğu gazetecilerin bir kısmını serbest bıraktı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İsrail Şifa Hastanesi'nde alıkoyduğu gazetecilerin bir kısmını serbest bıraktı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İsrail güçleri, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Şifa Hastanesi'nde alıkoyduğu bazı gazetecileri 12 saatin ardından serbest bıraktı.

Esirler Enformasyon Ofisi'nin sosyal paylaşım sitesinden yapılan yazılı açıklamada konuya ilişkin bilgi verildi.

Al Jazeera muhabiri İsmail El-Gul'un de aralarında olduğu bazı gazetecilerin Şifa Hastanesi'nde 12 saat alıkonulduktan sonra serbest bırakıldığı aktarıldı.

Açıklamada, serbest bırakılan gazetecilerin sayısına ilişkin net bilgi verilmezken, İsrail ordusundan konuya dair henüz açıklama yapılmadı.

Öte yandan Al Jazeera kanalı ise muhabiri İsmail el-Gul'un ve bazı gazetecilerin İsrail tarafından Şifa Hastanesinde 12 saat alıkonulduktan sonra serbest bırakıldığını ifade etti.

Gul, kanala yaptığı açıklamada, "İşgal güçleri Şifa Tıp Hastanesi'nde bizi kelepçeledi, gözlerimizi bağladı, gazetecileri sorguya çekti ve içerikleri yok etti." dedi.

İsrail askerlerinin Şifa Hastanesi'ne baskını sırasında teslim olmak zorunda kaldıklarını aktaran Gul, İsrail güçlerinin telefon, bilgisayarlar ve çekim ekipmanlarına el koyduğunu, elbiseleri olmadan uzun saatler boyunca kelepçeli ve gözleri bağlı olarak tuttuğunu dile getirdi.

- İsrail ordusu: Şifa Hastanesi'ndeki operasyon bu gece de devam edecek

Öte yandan İsrail ordusu, "Gazze'deki Şifa Hastanesi'ndeki operasyonun bu gece de devam edeceğini" açıkladı.

Ordu Sözcüsü Daniel Hagari, basın açıklamasında "İç Güvenlik Teşkilatı Şin-Bet (Şabak) ile Askeri İstihbarat Birimi'nden (Aman) alınan istihbarat bilgilerine göre, saha komutanları da dahil olmak üzere Hamas üyelerinin hastanede saklandığı ve burayı terör operasyonları ve çatışmaları yönetecekleri bir operasyonel karargaha dönüştürdüğü" iddia edildi.

Hagari, ordunun "bu gece de hastanedeki çalışmalara devam edeceğini" belirtti.

İsrail ordu güçleri dün sabah hasta, yaralı ve yerinden edilmiş binlerce kişinin bulunduğu Gazze'deki Şifa Hastanesi'ne insansız hava araçları (İHA) ve ağır silahlarla baskın düzenlemiş, saldırıda ölen ve yaralananlar olduğu bildirilmişti.

Kanal 13 televizyonu, İsrail ordusunun Şifa Hastanesi'ne düzenlediği baskında 80 Filistinliyi alıkoyduğunu aktarmıştı.

İsrail güçleri, Gazze'ye yönelik saldırılara başladığı 7 Ekim 2023'ten bu yana Şifa Hastanesine ikinci kez baskın düzenliyor. İsrail, 16 Kasım'da hastaneye baskın düzenlemiş, 8 gün sonra da avluları, elektrik jeneratörünün yanı sıra binalarının bir kısmı ve tıbbi ekipmanı kullanılmayacak hale getirdikten sonra geri çekilmişti.


İsrail mahkemesinden Doğu Kudüs'te Filistinlilere ait 14 dönümlük araziye el koyma kararı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İsrail mahkemesinden Doğu Kudüs'te Filistinlilere ait 14 dönümlük araziye el koyma kararı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

 İsrail Yüksek Mahkemesinin, işgal altındaki Doğu Kudüs'te üzerinde Filistinlilere ait 3 ev bulunan araziye el koyma kararı aldığı bildirildi.

Doğu Kudüs sakinlerinden Semih Derviş, Filistin resmi haber ajansı WAFA'ya yaptığı açıklamada, İsrail Yüksek Mahkemesi'nin, Doğu Kudüs'te yer alan Gilo Yahudi Yerleşim Birimi sınırlarına girdiği gerekçesiyle arazisine ve evlerine el koyma kararı aldığını söyledi.

İsrail mahkemelerinde yaklaşık 20 yıldan beri verdiği mücadelenin sonunda toprağını ve üzerindeki evlerini kaybettiğini vurgulayan Derviş, "İşgal mahkemesi, bizim 14 dönümden fazla olan araziyi ve yaklaşık 30 kişilik ailemle içinde yaşadığımız 400 metrekarelik 3 evimize el koyma kararı aldı." dedi.

İsrail makamlarının el koyduğu arazide yeni Yahudi yerleşim birimlerini inşa etmeyi ve yol açmayı hedeflediğine dikkati çeken Derviş, söz konusu karardan sonra her an evlerinden zorla çıkarılmayı beklediklerine işaret etti.

Aslında 242 dönüm olan arazilerinin 228 dönümüne 30 Ağustos 1970'te İsrail tarafından el konulduğunu söyleyen Derviş, 242 dönümlük alandan 14 dönümün bugüne kadar ellerinde kaldığını ifade etti.

Derviş, İsrail mahkemesinin ayrıca, kararı kabul etmedikleri gerekçesiyle kendisini 20 bin şekel para cezasına mahkum ettiğini dile getirdi.


İsrail basını: Tel Aviv ile Hamas arasında esir takası müzakereleri Katar'da resmen başladı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İsrail basını: Tel Aviv ile Hamas arasında esir takası müzakereleri Katar'da resmen başladı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İsrail basını, Tel Aviv ile Hamas arasında esir takası anlaşmasına varılmasına yönelik müzakerelerin İsrail heyetinin Katar'a ulaşmasıyla resmen başladığını duyurdu.

Yedioth Ahronoth gazetesinin haberine göre, Mossad Başkanı David Barnea liderliğindeki İsrail heyetinin Doha'ya ulaşmasıyla birlikte Hamas ile Tel Aviv arasında esir takası müzakereleri resmen başladı.

Mossad Başkanı Barnea, bu sabah İsrail'e geri dönecek ve Mossad, Askeri İstihbarat (AMAN) ve İç güvenlik teşkilatı Shin-Bet (Şabak) yetkililerinden oluşan İsrailli üst düzey çalışma ekibi birkaç gün Katar'da kalacak.

Habere göre İsmi açıklanmayan bir İsrailli yetkili, müzakerelerin başladığını ve uzun, zorlu ve karmaşık olacağını, çok fazla sabır gerektiğini dile getirdi.

İsrail'in özel televizyonu Kanal 12'nin haberinde ise müzakerelerin Doha'da özel bir kompleksteki otelde yürütüldüğü duyuruldu.

İsrail temsilcilerinin odasını Hamas temsilcilerinin odasından ayıran bir koridor olduğu ve onların bir araya gelmelerinin beklenmediği belirtilen haberde, görüşmelerde Katarlı ve Mısırlı arabulucuların iki oda arasında hareket edeceği ifade edildi.

Habere göre, adı açıklanmayan İsrailli bir yetkili, müzakerelerin yaklaşık iki hafta sürebileceğini söyledi.

Yetkili, Katar'daki Hamas temsilcilerinin karar vermeyeceğini, kararı verecek kişinin, Hamas'ın Gazze'deki lideri Yahya Sinvar olduğunu ve ilerlemek istenilen her noktanın, Sinvar'ın cevabı gelene kadar 24 ila 36 saat zaman alacağını dile getirdi.

Mossad Başkanı David Barnea liderliğindeki İsrail heyeti, esirlerin serbest bırakılmasına ilişkin müzakerelerin yeni turu için dün Katar'ın başkenti Doha'ya gitmişti.

Haaretz gazetesine göre İsrail heyetinde, İç Güvenlik Teşkilatı Şin-Bet (Şabak) Direktörü Ronen Bar ve İsrail ordusunda kaçırılan ve kayıp kişiler dosyasının sorumlusu Nitzan Alon'un de yer aldığı belirtildi.

Haaretz gazetesi, İsrail'in ateşkes ve esir takasına ilişkin müzakereleri arabulucular olmaksızın doğrudan Hamas'ın Gazze'deki lideri Yahya Sinvar ile yapacağını öne sürmüştü.

Hamas, 14 Mart'ta, İsrail ile ateşkes ve esir değişimi mutabakatına ilişkin teklifi Katar ve Mısır'daki arabuluculara ilettiklerini duyurmuştu.

İsrail Başbakanlık Basın Ofisinden yapılan açıklamada ise Hamas'ın son teklifindeki taleplerinin "akıl dışı" olduğu savunulmuştu.


ABD'nin Teksas sınırında "Hizbullah bombacısı düzensiz bir göçmenin yakalandığı" iddiası

Fotoğraf: AA_Arşiv
Fotoğraf: AA_Arşiv
TT

ABD'nin Teksas sınırında "Hizbullah bombacısı düzensiz bir göçmenin yakalandığı" iddiası

Fotoğraf: AA_Arşiv
Fotoğraf: AA_Arşiv

ABD’nin Teksas eyaletinde, Hizbullah mensubu ve bombacı olduğunu söyleyen Lübnanlı bir kişinin düzensiz göçmen olarak sınırı geçerken yakalandığı ileri sürüldü.

New York Post’un ilk duyurduğu, NBC’nin ABD Gümrük ve Sınır Muhafaza Birimine (CBP) teyit ettirdiğini belirttiği haberde, Hizbullah üyesi bir kişinin gözaltına alındığı belirtildi.

Basel Bassel Ebbadi adlı 22 yaşındaki kişinin 9 Mart’ta Teksas’ın El Paso sınırından geçerken sınır devriyelerince yakalandığı iddia edildi.

Ebbadi’nin ilk ifadesinde, Hizbullah tarafından eğitildiğini, New York’a gitmek ve orada bomba yapmak istediğini söylediği öne sürüldü.

Ebbadi’nin, daha sonra ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) biriminde verdiği ifadede ise Lübnan ve Hizbullah’tan kaçmaya çalıştığını çünkü insanları öldürmek istemediğini söylediği savunuldu.

Lübnan’da faaliyet gösteren Hizbullah, ABD Dışişleri Bakanlığınca yabancı terör örgütü listesinde bulunuyor.


Haiti'de çeteler arasındaki çatışmada 10 kişi öldü

Haiti'de çeteler arasındaki çatışmada 10 kişi öldü
TT

Haiti'de çeteler arasındaki çatışmada 10 kişi öldü

Haiti'de çeteler arasındaki çatışmada 10 kişi öldü

Haiti'de çeteler arasında meydana gelen çatışmada 10 kişi hayatını kaybetti.

Yerel basında çıkan habere göre, başkent Port-au-Prince'in güneyindeki Petionville Mahallesi'nde iki çete arasında çatışma çıktı.

Olayda taraflardan 10 çete üyesi yaşamını yitirdi.

Haiti Polis Sözcülüğü'nden konuya ilişkin yapılan açıklamada, güvenlik güçlerinin olayla bir ilgisinin bulunmadığı bildirildi.

Öte yandan Uluslararası Göç Örgütü (IOM) verilerine göre, çetelerin yol açtığı şiddet nedeniyle 8-14 Mart tarihleri arasında, 16 bin 947 kişi başkentteki evlerini terk etmek zorunda kaldı.

- Ne olmuştu?

Haiti Başbakanı Ariel Henry'nin istifasını talep eden silahlı çeteler, Port-au Prince ile Croix des Bouquets bölgesi yakınlarında bulunan iki cezaevine, 2 ve 3 Mart'ta silahlı saldırı düzenleyerek güvenlik güçleriyle çatışmıştı. Çatışmalar esnasında yaklaşık 4 bin mahkum hapishaneden firar etmiş, 12 kişi yaşamını yitirmişti.

Hükümet, 4 Mart'ta hapishaneden kaçanların yakalanması için 72 saatlik olağanüstü hal ilan edildiğini ve belirli saatlerde sokağa çıkma yasağı uygulanacağını duyurmuştu.

Haiti'de hapishaneden kaçan mahkumların yakalanması için 4 Mart'ta ilan edilen 72 saatlik olağanüstü halin süresi 7 Mart'ta 1 ay uzatılmıştı.

Amerika kıtasının en yoksul ülkelerinden Haiti, çetelerin yol açtığı şiddet sarmalı ve iktidar boşluğu nedeniyle ekonomik çöküşün eşiğinde bulunuyor. Uzun yıllardır siyasi, ekonomik ve güvenlik krizi gibi temel problemlerle boğuşan Haiti, 11 milyonu aşan nüfusuyla kıtlık tehlikesi yaşıyor.


Nijerya'da askerlerin düzenlediği operasyonda 11 kişi öldürüldü

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Nijerya'da askerlerin düzenlediği operasyonda 11 kişi öldürüldü

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

 Nijerya'nın Delta eyaletinde düzenlenen saldırılarda 16 askerin hayatını kaybetmesinin ardından yapılan operasyonda 11 kişinin öldürüldüğü bildirildi.

Ulusal basında çıkan haberlere göre, ordu, Delta eyaletinin komşusu Bayelsa eyaletine bağlı Güney İjaw bölgesinde askerlerin öldürülmesi olayına karıştığı söylenen bir militan liderinin saklandığı yere operasyon düzenledi.

Operasyonda 11 kişi öldürüldü, çok sayıda yaralı kaçtı.

Nijerya'nın Delta eyaletinde hafta sonu barış koruma görevindeki askerlere yönelik saldırıda aralarında iki binbaşı ve bir yüzbaşının da bulunduğu 16 asker hayatını kaybetmişti.

Devlet Başkanı Bola Ahmed Tinubu, silahlı saldırının faillerinin yakalanması amacıyla talimat vermişti.


Blinken, Gazze’de ateşkes konusunu görüşmek üzere Suudi Arabistan ve Mısır’ı ziyaret edecek

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken (AFP)
TT

Blinken, Gazze’de ateşkes konusunu görüşmek üzere Suudi Arabistan ve Mısır’ı ziyaret edecek

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken (AFP)

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Gazze’de ateşkes anlaşması sağlama ve insani yardım girişini artırma çabalarını görüşmek üzere bu hafta Suudi Arabistan ve Mısır’ı ziyaret edecek.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, Blinken’in Çarşamba günü Cidde’de Suudi liderlerle görüşeceğini, ertesi gün de Mısırlı yetkililerle görüşmek üzere Kahire’ye gideceğini bildirdi.

Öte yandan Beyaz Saray, ABD Başkanı Joe Biden’ın, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya, İsrail’in Refah’ta kara operasyonu düzenleme ihtimaline ilişkin derin endişesini bir kez daha dile getirdiğini bildirdi.

Beyaz Saray tarafından yapılan açıklamaya göre ABD Başkanı, Gazze genelinde, özellikle de kuzeyindeki ihtiyaç sahiplerine yönelik yardım akışının artırılması gerektiğini de vurguladı.


WHO: Gazze Şeridi’nde kıtlık kapıda

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarından kaçan Filistinliler (AFP)
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarından kaçan Filistinliler (AFP)
TT

WHO: Gazze Şeridi’nde kıtlık kapıda

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarından kaçan Filistinliler (AFP)
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarından kaçan Filistinliler (AFP)

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Gazze Şeridi’nde kıtlığın kapıda olduğu konusunda uyararak, Gazze’ye daha fazla gıdanın girmesine izin verilmediği sürece bir milyondan fazla insanın felaket düzeyde bir açlıkla karşı karşıya kalmasının beklendiğini bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Alemu’l Arabi haber ajansından (AWP) aktardığına göre WHO tarafından dün akşam yapılan açıklamada, “Gazze Şeridi’nde insanlar ölüyor ve çok sayıda hasta insan var. Gazze’ye daha fazla gıda girmesine izin verilmediği sürece bir milyondan fazla insanın felaket düzeylerinde açlıkla karşı karşıya kalması bekleniyor” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada ayrıca, “Gıda, su ve diğer temel malzemelerin dağıtımında ciddi ve acil bir artış olmazsa koşullar kötüleşmeye devam edecek. Neredeyse tüm aileler her gün öğün atlıyor ve yetişkinler de çocukların yiyebilmesi için öğünlerini azaltıyor” denildi.

WHO, mevcut durumun Gazze’deki binlerce kişinin yaşamı ve sağlığı üzerinde uzun vadeli etkileri olacağı konusunda uyararak, İsrail’e daha fazla geçiş açması ve Gazze’ye su, gıda ve tıbbi malzeme girişini hızlandırması çağrısında bulundu.

Dünya Gıda Programı (WFP) ise dün yaptığı açıklamada, Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması (IPC) raporuna göre Gazze’nin kuzeyinde kıtlığın kapıda olduğu ve Mayıs ayına kadar kıtlığın beklendiği konusunda uyardı.

WFP, söz konusu rapordan alıntı yaparak, Gazze’de 1,1 milyon insanın gıda stoklarını tamamen tükettiğini ve ‘felaket derecesinde açlık’ çektiğini belirtti.

IPC raporuna göre bu, IPC tarafından şimdiye kadar kaydedilen felaket düzeyinde açlıkla karşı karşıya kalan en fazla insan sayısı.


Atama ve görevden alma kararları Resmi Gazete'de

Fotoğraf: AA_Arşiv
Fotoğraf: AA_Arşiv
TT

Atama ve görevden alma kararları Resmi Gazete'de

Fotoğraf: AA_Arşiv
Fotoğraf: AA_Arşiv

Bazı bakanlık ve kurumlara ilişkin atama ve görevden alma kararları, Resmi Gazete'de yayımlandı.

Buna göre, 3 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 2 ve 3'üncü maddeleri gereğince, Devlet Arşivleri Genel Başkanlığında açık bulunan Başkan Yardımcılığına Murat Yıldız, Milli Saraylar İdaresi Başkanlığında açık bulunan Başkan Yardımcılığına ise Abdülhamit Tüfekçioğlu atandı.

Ayrıca aynı sayılı kararnamenin aynı maddeleri kapsamında;

Milli Eğitim Bakanlığı Rize Milli Eğitim Müdürü Engin Emen görevden alınırken, bu suretle boşala Rize Milli Eğitim Müdürlüğüne Yusuf Tüfekçi getirildi.

Sağlık Bakanlığı Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğüne Şali Yıldırım, Sağlık Yatırımları Genel Müdürlüğüne ise Rıza Uçan atandı.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin ile telefonda görüştü

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin ile telefonda görüştü

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, telefonda görüştüğü Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i seçim zaferinden dolayı tebrik etti.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre Erdoğan, Putin ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

Görüşmede, Putin'i seçim zaferinden dolayı tebrik eden Erdoğan, Türkiye ile Rusya ilişkilerindeki olumlu seyrin yeni dönemde artarak devam edeceğine inandığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Ukrayna'da müzakere masasına dönülmesi konusunda her türlü kolaylaştırıcı rolü oynamaya hazır olduğunu ifade etti.