Putin ordunun başarılarıyla övünüyor

Ukrayna, güçlerinin doğu cephesi boyunca, kuzeyden güneye ilerlediğini duyurdu

Herson’daki Vysokopillia köyünde Ukrayna bayrağı asıldı. (AFP)
Herson’daki Vysokopillia köyünde Ukrayna bayrağı asıldı. (AFP)
TT

Putin ordunun başarılarıyla övünüyor

Herson’daki Vysokopillia köyünde Ukrayna bayrağı asıldı. (AFP)
Herson’daki Vysokopillia köyünde Ukrayna bayrağı asıldı. (AFP)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin dün düzenlenen kültürel bir etkinlikte, Rus ordusunun başarılarından övgüyle söz etti. Putin “Ordunun ve askeri güçlerin fedakarlıkları, Rusya'da yeni bölgelerin kurtarılmasıyla sonuçlandı” dedi.
Dört Ukrayna bölgesinin ilhakına ilişkin yasayı imzaladıktan sonra ilk kez kamuoyu önüne çıkan Putin, bir eğitim yarışmasında yaptığı açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Rusya'da yeni bölgelerin kurtuluşu, Rus ordusu ve yeni bölgelerin sakinlerini korumak için hayatlarını feda etmekten kaçınmayan askerler sayesinde mümkün oldu. Donbass ve diğer bölgelerin nüfusunun korunmasında, halkımızın hayatı için bir tehdit olduğunda yapılacakları zaten birçok kez farklı şekillerde konuştuk. Bu Rus ordusu sayesinde mümkün oldu.”
Bununla eş zamanlı olarak Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rus kuvvetlerinin ‘temas hatlarındaki bazı bölgeleri geri almak’ için çalışacağını vurguladı. Rusya'nın son zamanlarda ordunun Lyman kentinden ve Herson’un eteklerindeki bazı bölgelerden çekilmesiyle sonuçlanan başarısızlığına doğrudan değinmeyen Peskov, “Donbas'sta temas hattındaki bazı bölgeler ile aynı şekilde Herson ve Zaporijya bölgelerinin bazı kısımları geri alınacak” dedi.
Sözcü, Putin'in 'kurtarılmış' bölgelerin 'sonsuza kadar Rusya'da kalacağına' ilişkin açıklaması ile ordunun geçtiğimiz günlerde Donetsk bölgesindeki Lyman kentinden çekilme kararı arasında bir çelişki olup olmadığı sorusuna “Burada çelişki yok. Bu topraklar, Rusya ile sonsuza dek olacak. Belirli yerler geri alınacak” cevabını verdi.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Rus ordusu salı günü, askerlerinin geri çekildiğini kabul etti ve kontrol ettiği bölgelerin haritalarını yayınladı. Haritalarda Moskova'nın kuzey Herson bölgesinin ve Oskil Nehri'nin doğu kıyısının tamamından çekildiği görülüyor. Kuzeydoğuda Harkov’dan askerlerin geri çekilmesi, Ukrayna kuvvetlerinin savaşları doğuya doğru, örneğin Luhansk bölgesine, Svatove şehrine doğru ilerletmesine izin verdi.
Dün, daha öncesine kadar Moskova'nın tam kontrolü altında olan Luhansk bölgesindeki Askeri İdare Başkanı Sergei Gaidai yeni bir gelişme duyurdu. Gaidai Telegram'da yayınladığı videoda “Şimdi resmileşti. Luhansk bölgesinin işgalden kurtarılma süreci başladı. Birkaç yerleşim yeri Rus ordusundan çoktan kurtarıldı” ifadelerini kullandı. Ancak daha fazla ayrıntı vermedi.
Ukrayna Devlet Başkanlığı Ofisi Danışmanı Mihail Podolyak dün yaptığı açıklamada, işgal altındaki Ukrayna topraklarındaki tüm Rus hedeflerini meşru olarak niteledi ve Ukrayna’nın karşı saldırısının bir savunma savaşının parçası olduğunu söyledi. Podolyak Twitter aracılığıyla yaptığı açıklamada “İşgal altındaki bölgelerdeki herhangi bir Rus hedefi, Ukrayna silahlı kuvvetlerinin saldırma izni olan askeri hedeflerdir” dedi.
Podolyak sözlerinin devamında “Herhangi bir karşı saldırı ve işgal altındaki bölgelerin geri alınması, savunma savaşı kapsamına girer. Bu hem Ukrayna liderliği hem de müttefiklerimiz için aşikârdır” ifadesini kullandı.
Rusya Savunma Bakanlığı dün, kuvvetlerinin Ukrayna'nın Herson bölgesindeki mevzilerde konuşlandığını belirtti. Güney bölgesindeki savaş alanında ağır kayıplar verdiklerini teyit ettikten bir gün sonra askerlerinin ‘üstün düşman kuvvetlerinin saldırılarını püskürttüğünü’ açıkladı.
Bakanlık günlük açıklamasında, güçlerinin Dudchany ve Davydiv Brid bölgelerine hava saldırıları düzenlediğini belirterek bu hafta mart ayından bu yana kontrol ettikleri iki ana köyü kaybettiklerini doğruladı.
Rus makamları söz konusu başarısızlıklar hakkında çok az bilgi yayınlasa da iktidar yanlısı Rus medyasının savaş muhabirleri bu başarısızlıkların boyutunu ortaya koydular. Kremlin yanlısı bazı yorumcular da Rus ordusunu eleştirdi.
Komsomolskaya Pravda gazetesinden Alexander Kots, Svatove’de Telegram hesabından yaptığı açıklamada “Durum böyle. Yakın gelecekte iyi bir haber gelmeyecek. Ne Herson cephesinden ne de Luhansk cephesinden” dedi.
Dün Ukrayna’nın Kiev Bölge Valisi Oleksiy Kuleba’ya göre İran yapımı ‘kamikaze’ olarak adlandırılan silahlı insansız hava araçları (SİHA) ile başkent Kiev’e yaklaşık 90 kilometre uzaklıktaki Bila Tserkva şehrine düzenlenen saldırıda bir kişi yaralandı.
Kuleba Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, “Düşman gece boyunca Bila Tserkva’yı Shahed-136 tipi kamikaze SİHA’larla hedef aldı. Saldırılarda bir kişi yaralandı ve altyapı hasar gördü” ifadelerini kullandı.
Diğer yandan Rusya'nın Washington'ın Rusya ile doğrudan bir çatışmaya girme olasılığına ilişkin uyarıları arttı. Peskov “Pentagon'un ABD Yüksek Performanslı Topçu Roket Sistemleri’nin (HIMARS) Kırım'daki hedefleri vurabileceğine ilişkin açıklamaları, ABD'nin Rusya ile Ukrayna arasındaki çatışmaya müdahil olduğunu gösteriyor” dedi.
Peskov açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Bu tür açıklamalar doğrudan veya dolaylı olarak, ABD'nin çatışmaya direkt müdahil olduğunun bir göstergesidir. Bu, çok tehlikeli bir durum oluşturuyor.”
Peskov’un bu yorumu, ABD Başkanı Joe Biden'ın salı günü Ukrayna'ya 4 adet HIMARS, 32 adet 155 ve 105 milimetre obüs topları ve 200 zırhlı personel taşıyıcı dahil olmak üzere 625 milyon dolar değerinde yeni bir ABD askeri yardım paketi açıklamasına karşılık olarak geldi.
Rusya'nın ABD Büyükelçisi Anatoly Antonov, Washington'ın Ukrayna'ya daha fazla askeri yardım gönderme kararının, Moskova'nın çıkarlarına bir tehdit oluşturduğunu ve Rusya ile Batı arasında askeri bir çatışma riskini artırdığını vurguladı. Antonov, dün Telegram aracılığıyla yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Bunu ülkemizin stratejik çıkarlarına doğrudan bir tehdit olarak görüyoruz. ABD ve müttefiklerinin Ukrayna'ya askeri malzeme tedariki yapması, yalnızca uzun süreli kan dökülmesine ve yeni kayıplara yol açmakla kalmayıp, aynı zamanda Rusya ile Batı ülkeleri arasında doğrudan bir askeri çatışma riskini de artırmaktadır.”
Halihazırda Avrupa Birliği (AB) dönem başkanlığını yürüten Çek Cumhuriyeti dün üye ülkelerin, Ukrayna'ya karşı saldırganlığı nedeniyle Rusya'ya yeni bir yaptırım paketi uygulamayı kabul ettiklerini bildirdi.
Twitter hesabından yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Moskova'nın Ukrayna topraklarını yasadışı bir şekilde ilhak etmesine karşı AB’nin güçlü tepkisinin bir parçası olarak, büyükelçiler Rusya'ya yeni yaptırımlar uygulanması konusunda siyasi bir anlaşmaya vardı.”
Aynı bağlamda, Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Nikolay Patrushev, ‘Rus özel askeri operasyonu sebebiyle terör tehditlerinin sıklığının arttığını’ açıkladı. Rus güvenlik servislerinin ‘güvenlik boşluklarını derhal kapatma’ gibi bir zorlukla karşı karşıya olduğunu söyledi.
Patrushev, Sivastopol (Kırım) kentinde dün düzenlenen bir güvenlik toplantısında yarımadadaki terörle mücadele operasyonlarının sonuçlarına değindi. Patrushev “Özel güvenlik birimleri ve kolluk kuvvetlerinin aldığı etkin tedbirler sayesinde 12 terör suçu engellenmiştir” dedi. Ukrayna'daki Sağ Sektör ve İslamcı Hizb-ut Tahrir (Kurtuluş Partisi) gibi örgütlerin faaliyetlerinin uzun bir süre kesintisiz bir şekilde devam etmesinin ardından neredeyse durduğunu vurguladı. Ancak aynı zamanda hassas tesislerin tehlikeye maruz kalmasına ilişkin artan risklere de dikkat çekerek tesislerdeki fiziksel koruma ve teknik güvenlik ekipmanlarının yetersiz olduğunu belirtti. Patrushev açıklamasının devamında şunları söyledi:
“Güvenlik açıklarının kapatılmasının önemi, Rusya'nın Ukrayna'daki özel askeri operasyonu sebebiyle sabotaj operasyonlarının ve terör tehditlerinin sıkılığının artmasından kaynaklanıyor. Kırım'da silah, mühimmat ve patlayıcı madde kullanımıyla işlenen suçların sayısı önemli ölçüde arttı. Bu da terör tehdidinin düzeyine ayak uyduran ve bunun için konulan tedbirlerin uygulanmasının etkinliğini artıran terörle mücadele planlarının geliştirilmesini zorunlu kılmaktadır.”



Refah tünellerinin sırrı: Hamas unsurları 8 ay yeraltında nasıl hayatta kaldı?

TT

Refah tünellerinin sırrı: Hamas unsurları 8 ay yeraltında nasıl hayatta kaldı?

Refah tünellerinin sırrı: Hamas unsurları 8 ay yeraltında nasıl hayatta kaldı?

İsrail ordusunun, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah kentindeki tünellerde Kassam Tugayları’na bağlı unsurları öldürdüğüne ve esir aldığına dair ardı ardına yaptığı açıklamalar, bu kişilerin kim olduklarına ve özellikle Mayıs 2024’te İsrail’in kenti işgal etmeye başlamasından, ardından operasyonu genişleterek tam kontrol sağlamasından sonra, tünellerde nasıl bu kadar uzun süre gizlenebildiklerine ilişkin pek çok soruyu beraberinde getirdi.

Bir aydan uzun bir süre boyunca, bu unsurların tünellerden silahsız ve can güvenliklerini sağlayacak bir yöntemle çıkarılmasına yönelik temaslar yürütülüyordu. Bu girişimler, İsrailli subay Hadar Goldin’in naaşının 9 Kasım’da teslim edilmesini hızlandırdı. Ancak İsrail, dosyayı Türkiye ile birlikte takip eden ABD ile yapılan sözlü mutabakatları daha sonra ihlal ederek bu kişilere güvenli çıkış izni tanımadı.

Günler ilerledikçe İsrail, söz konusu unsurları tünellerden veya sığınaklarından çıktıkları anda hava saldırılarıyla ya da doğrudan takip ederek öldürmeye veya esir almaya başladı. Bu durum, Refah’ın doğusundaki Ceninah Mahallesi’nde tünellerin son kalan ceplerinin tamamen kuşatılmasıyla daha da yoğunlaştı.

Tünellerde ve pusu bölgelerinde 8 ay

Şarku’l Avsat’a  konuşan Hamas içindeki sahaya yakın kaynaklar, “Bu direnişçilerin, savaşın büyük kısmını, İsrail ordusunun kentte konuşlanmasına ve çok sayıda tünele girmesine rağmen, çoğu zaman tünellerin içinde geçirdiklerini” söyledi. Kaynaklara göre tüneller, İsrail’in tüm ayrıntılarını hâlâ çözemediği bir yapıda inşa edilmişti.

Aynı kaynaklar, Kasım 2023’teki ilk 7 günlük ateşkes sırasında söz konusu savaşçıların yer üstüne çıktığını, çatışmalar yeniden başlayınca tekrar tünellere döndüğünü aktardı. Bu süreçte zaman zaman yer üstünde hareket ettikleri, pusu noktaları arasında geçiş yaptıkları, ardından yeniden tünellere çekildikleri belirtildi. Komutanlarıyla temas, Ocak 2024’te varılan ikinci ateşkese kadar sürdü. Bu ateşkes 18 Mart’a kadar devam etti.

Kaynaklardan biri, çatışmaların yeniden başlaması öncesinde, İsrail ordusunun Refah’ta konuşlanmasına rağmen bazı savaşçıların yer üstüne çıkarak Han Yunus’a ulaştığını, burada komutanlarıyla buluştuğunu ve bazılarıyla birlikte Şubat 2024’te İsrailli esir Avraham Mengistu’nun teslim sürecine katıldığını söyledi. Mengistu, 2014 savaşından beri Gazze’de tutuluyordu.

Savaş yeniden başlayıp diplomatik girişimler sonuçsuz kaldıktan sonra Kassam unsurları tüneller aracılığıyla tekrar Refah’a döndü ve yer üstündeki pusu bölgelerine geri yerleşti.

rth
İsrailli rehine Avraham Mengistu, Hamas ile İsrail arasında geçen Şubat ayında Refah'ta imzalanan esir değişim anlaşması kapsamında teslim platformunda görülüyor (Reuters)

Mart ayı sonunda itibaren bu kişiler, Ağustos ayına kadar komutanlıklarıyla irtibat hâlinde kaldı. Bu süre zarfında İsrail’in Refah’ı tamamen kontrol altına aldığı yönündeki açıklamalarına rağmen, İsrail güçlerine kayıplar verdiren bir dizi saldırı gerçekleştirdiler.

Bu dönemde Kassam Tugayları “Cehennem Kapıları” adını verdiği operasyonlar dizisini başlattı. Askeri araçların, tuzaklanmış evlerin ve tünel çıkışlarının patlatıldığı saldırılarda yaklaşık 6 İsrail askerinin öldürüldüğü açıklandı. Bu saldırılardan birinde Kassam unsurlarının bir İsrail askerini esir almaya çalıştığı belirtildi.

Hamas, o dönem yürütülen ateşkes müzakerelerinde, Refah Taburu’nun hâlâ sahada aktif olduğuna dair bir mesaj vermeyi hedefliyordu. Buna karşın İsrail’in askeri kaynakları, taburun tümüyle dağıtıldığını savunuyordu.

Doğrulanabilen bilgilere göre, Kassam komutanlarıyla birlikte Refah’ta bulunan savaşçılar yer altı tünellerinde ve yer üstündeki pusu noktalarında toplamda 8 aydan fazla süre geçirdi.

Yiyecek ve suya nasıl ulaştılar?

Ateşkesin ardından İsrail ordusunun kontrolündeki bölgede sıkışan bu savaşçıların iaşesiyle ilgili soruları yanıtlayan saha kaynakları, tünellerde belirli miktarda yiyecek ve suyun önceden stoklanmış olduğunu aktardı.

Kaynaklardan biri, geçmişte benzer şekilde erzakın tükendiği bir savaş deneyimine atıfla, savaşçıların muhtemelen İsrail askerlerinin daha önce kullandığı evlerde bıraktığı yiyeceklerden ya da hasar görmemiş Filistinli evlerindeki malzemelerden faydalanmış olabileceğini söyledi. Sosyal medyada aylar önce paylaşılan, “ev sahiplerinden aldıkları yiyecekler için helallik isteyen Hamas ve İslami Cihad mensuplarının bıraktığı notlar” buna örnek gösterildi.

Kaynaklar, Kassam’ın elit birliklerinin görevleriyle yer altındaki destek gruplarının görevlerinin birbirinden farklı olduğuna da dikkat çekti. Bazılarının lojistik ve ikmal, bazılarının pusu operasyonları yürüttüğü, bazılarının ise farklı gruplar arasında geçiş yaparak doğrudan saha komutanlığı ile temas kurduğu belirtildi.

Öne çıkan komutanlar

İsrail medyasının öldürülmelerinin ardından fotoğraflarını yayımladığı kişiler arasında, Refah’ın doğu tabur komutanı Muhammed el-Bavab, yardımcısı ve aynı zamanda eniştesi İsmail Ebu Lebde, ayrıca elit birlik komutanı Tufik Salim bulunuyor.

Kaynaklara göre Ebu Lebde, Avraham Mengistu’nun teslim edilmesi sürecinde Kızılhaç ekibiyle doğrudan temas kuran isimdi. Bavab ise süreci uzaktan takip etti.

Her iki isim de 2014 savaşında İsrailli subay Hadar Goldin’in kaçırılması operasyonunu yöneten kişiler olarak biliniyor.

df
Kızılhaç araçları, Hadar Goldin'in cenazesini geçtiğimiz kasım ayında Gazze Şeridi'nde taşıyor (Reuters)

İsrail’in öldürdüğü isimler arasında ayrıca, Hamas Siyasi Büro üyesi Gazi Hamad’ın oğlu Abdullah Hamad da bulunuyor. Abdullah Hamad’ın müzakere heyetinin üyesi olduğu, savaş öncesinde Hamas yönetimine bağlı Rubat Askerî Koleji’nden mezun olduğu ve eğitimci olarak görev yaptığı aktarıldı. Abdullah Hamad, kuzeni Ahmed Said Hamad ile birlikte, tünelde Kassam komutanları ve diğer savaşçılarla aynı noktada öldürüldü.

Kaynaklar, Gazi Hamad’ın kardeşi Said Hamad’ın ise 7 Ekim saldırısına katılan damatlarının öldürülmesinin ardından üç kızını İsrail bombardımanında kaybettiğini belirtti.


İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
TT

İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi bugün, İsrail’in Hamas tarafından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla teslim edilen kalıntı örneklerini teslim aldığını duyurdu. Örneklerin adli tıp laboratuvarına gönderilmesi planlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bir Hamas lideri, hareketin bugün Gazze Şeridi'nde kalan iki cesetten birini teslim edeceğini açıklamıştı.

İsrailli rehine Ran Gvili ve Taylandlı rehine Sudthisak Rinthalak'ın cesetleri halen Gazze'de bulunuyor.

Bu gelişme, İsrail güçlerinin bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda bir Filistinliyi öldürmesi ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde evlerin yıkılması ve bombardımanların devam etmesi ile birlikte gerçekleşti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, ‘işgal güçlerinin kuzeydeki Cibaliye Mülteci Kampı’na yoğun hava saldırıları düzenlediğini ve kuzey Gazze’de bazı konut binalarını yıktığını’ bildirdi. Ayrıca İsrail’e ait insansız hava araçları (İHA) et-Tuffah mahallesindeki es-Senafur kavşağı yakınlarında Filistinlilerin evlerine bombalar attı ve eşzamanlı olarak yoğun ateş açıldı.


Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
TT

Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)

Orduyla paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmaların sürdüğü Sudan'daki askeri yönetim, Rusya'yla daha yakın ilişkiler kurmak istiyor.

Wall Street Journal'ın (WSJ) Sudanlı yetkililere dayandırdığı habere göre, Moskova'ya Afrika'daki ilk deniz üssünü kurması teklif edildi.

Ekimde iletilen teklifin, Rusya'nın 25 yıl boyunca 300 askerini ve 4 savaş gemisini barındırabileceği bir üssü içerdiği aktarıldı.

Port Sudan ya da Kızıldeniz kıyısındaki bir başka yerde yapılabileceği bildirilen üs, bölgedeki kritik ticaret yollarına yakın olacak.

Küresel ticaretin yüzde 12'si, Avrupa-Asya alışverişinde önemli bir yere sahip olan Süveyş Kanalı üzerinden gerçekleşiyor.

WSJ, bunun Çin ve Rusya'yı kıtadaki limanlardan uzak tutmaya çalışan ABD için endişe verici bir gelişme olacağını vurguladı. 

Bu iki ülkenin Afrika'daki limanların kontrolü sayesinde buralarda savaş gemilerini tamir edip yeni silahlarla donatabileceği ve kritik denizyollarını kapatabileceği belirtildi.

Çin de denizaşırı ilk deniz üssünü 2017'de Cibuti'de kurmuştu. Kızıldeniz'i Aden Körfezi'ne bağlayan Babülmendep Boğazı'ndaki üs, bir uçak gemisinin demirleyebileceği kadar büyük.

ABD'nin Afrika'daki en büyük üssü Camp Lemonnier, Çin'inkinden yalnızca 10 kilometre uzaklıkta.

ABD'nin ayrıca Somali'de birlikleri var. 

Kremlin'in, Afrika'nın en büyük üçüncü altın üretici Sudan'dan madencilik konusunda imtiyazlar alabileceği de Amerikan gazetesinin haberinde ifade edildi. 

Sudanlı yetkililer tüm bunlar karşılığında hava savunma sistemleri gibi silahları ucuza almak istiyor.

WSJ, Sudan ordusundan bir yetkilinin, bu anlaşmanın AB ve ABD'yle aralarında sorun yaratabileceğinin farkında olduklarını söylediğini aktardı.

Bu hamlenin Moskova'yı kıtada yeniden güçlendirebileceği de haberde vurgulandı.

Paralı asker şirketi Wagner'in kurucusu Yevgeni Prigojin'in 2023'teki ölümünün ardından Rusya'nın Afrika planları sekteye uğradı.

Rusya Savunma Bakanlığı'na bağlı Afrika Kolordusu, Wagner'in operasyonlarını devralsa da kıtadaki yerini doldurmakta zorlandığı bildiriliyor.

General Abdülfettah Burhan'la işbirliği yapan General Muhammed Hamdan Dagalo, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin soykırımla suçladığı Ömer el Beşir'i 2019'da devirmişti. 

Ülkeyi sivil yönetime döndürme ve 100 bin kişilik paramiliter kuvvet HDK'yi ordu bünyesine dahil etme süreci nedeniyle iki general anlaşmazlığa düşmüş, 2023'te yeniden iç savaş patlak vermişti. 

Yeniden başlayan çatışmaların başlarında Moskova, Dagalo'ya bağlı HDK'yi destekliyordu. 

Başkent Hartum'dan HDK güçlerinin atılmasındaysa Ukrayna rol oynamıştı. 

WSJ, Rusların desteğini yetersiz bulan HDK'nin Kiev'e yanaştığını ve bunun üzerine Moskova'nın da Burhan'a bağlı orduyla ittifak kurduğunu aktarıyor.

Amerikan gazetesinin haberinde İran, Mısır ve Türkiye'nin Sudan ordusuna drone sağladığı da öne sürüldü.

Tahran'dan gelen deniz üssü kurma önerisinin, ABD ve İsrail'in tepkisiyle karşılaşmaktan korkan Hartum yönetimi tarafından geçen sene reddedildiği bildirildi. 

Diğer yandan ABD ve BM, Birleşik Arap Emirlikleri'ni (BAE) HDK'yi silahlandırmakla suçluyor. BAE ise bu iddiaları reddediyor.

Independent Türkçe, WSJ, AP