Yaşlıların yüzleri hatırlama yeteneğini geliştiren oyun tasarlandı

Oyun Denemelerine Katılan Katılımcılardan Biri (Kaliforniya Üniversitesi)
Oyun Denemelerine Katılan Katılımcılardan Biri (Kaliforniya Üniversitesi)
TT

Yaşlıların yüzleri hatırlama yeteneğini geliştiren oyun tasarlandı

Oyun Denemelerine Katılan Katılımcılardan Biri (Kaliforniya Üniversitesi)
Oyun Denemelerine Katılan Katılımcılardan Biri (Kaliforniya Üniversitesi)

On yıllık bir çalışmanın ardından, nörobilim alanında araştırma yapan San Francisco Neuroscape Center’da, California Üniversitesi'nden bilim insanları, yaşlı yetişkinlerde bilişin önemli yönlerini iyileştiren bir video oyunu geliştirdiler.
Şarku’l Avsat’ın PNAS dergisinden aktardığı habere göre yayınlanan çalışmada araştırmacılar, baterist Mickey Hart'a danışılarak geliştirilen ve "müzikal ritim oyunu" olarak adlandırılan yeni oyunun 60 ile 79 yaş arasındaki katılımcılara sadece davul çalmayı öğretmediğini ortaya koydu. Oyun aynı zamanda yaşlıların, yüzleri hatırlama yeteneklerini de geliştirdi.
Oyunun arkasındaki algoritmalar, birisinin oyunu ne kadar iyi oynadığına bağlı olarak zorluğu otomatik olarak artırarak veya azaltarak ticari oyunlardan daha iyi sonuçlar elde eder. Bu şekilde oyun, daha az yetenekli oyuncuların yorulmasını engellerken, daha büyük yeteneklere sahip olanlara meydan okumaya devam eder.
Sekiz hafta boyunca süren oyunun temelindeki program, insanlara elektronik bir tablette nasıl ritim çalınacağını öğretmek için görsel ipuçları kullandı. Zamanla, ipuçları kayboldu ve oyuncuları ritmi ezberlemeye zorladı.
Katılımcılar nihayet tanıdık olmayan yüzleri tanıma yetenekleri açısından test edildiğinde, EEG verileri, beynin sağ taraftaki (üst parietal lob) müzik okumayla ilgili kısımda ve kısa süreli görsel hafızada görevlerini yerine getirmek için hareketliliğin arttığını gösterdi. Bu da, alıştırma yapmanın, insanların bir şeyi hafızaya alma ve daha sonra ihtiyaç duyduklarında geri getirme şeklini geliştirdiğini gösteriyor.
Neuroscape Center Nöroloji Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Theodore Zanto, California Üniversitesi web sitesinde, çalışmanın yayınlanmasıyla birlikte yayınlanan raporda şunları söyledi: “Oyunda eğitilen yaşlıların hafıza gelişimi inanılmazdı. Sonuçlar, dijital eğitimin, yaşlılarda azalan bilişsel yetileri geliştirmedeki önemini gösteriyor ve bu da bu tür oyunları yeni bir deneysel tıp biçimi haline getiriyor.”



Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)
TT

Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)

Andrew Griffin 

Evrenin erken dönemlerinden gelen bir radyo sinyali, çevremizdeki her şeyin nasıl başladığını anlamamızı sağlayabilir.

21 santimetre sinyali diye bilinen bu sinyal, ilk yıldızların ve galaksilerin nasıl yanmaya başladığını ve evreni karanlıktan ışığa nasıl çıkardığını nihayet anlamamızı mümkün kılabilir.

Cambridge Üniversitesi'nden makalenin ortak yazarı Anastasia Fialkov yaptığı açıklamada, "Bu, karanlık evrendeki ilk ışığın nasıl ortaya çıktığını öğrenmek için eşsiz bir fırsat" diyor. 

Soğuk, karanlık bir evrenden yıldızlarla dolu bir evrene geçiş hikayesini yeni yeni anlamaya başlıyoruz.

Sinyal, 13 milyar yıldan fazla bir süre önceden, Büyük Patlama'nın sadece 100 milyon yıl sonrasından bize ulaşıyor. Zayıf parıltı, yıldızların oluştuğu uzay bölgeleri arasındaki boşluğu dolduran hidrojen atomları tarafından yaratılıyor.

Bilim insanları artık bu sinyalin doğasını kullanarak erken evreni daha iyi anlayabileceklerine inanıyor. Bunu, evrenin başlangıcıyla ilgili verileri ortaya çıkarmak için radyo sinyallerini yakalamaya çalışacak REACH (Radio Experiment for the Analysis of Cosmic Hydrogen / Kozmik Hidrojen Analizi için Radyo Deneyi) adlı radyo anteniyle yapacaklar.

Araştırmacılar bu projenin nasıl işleyeceğini daha iyi anlamak için REACH ve Kilometre Kare Dizisi adlı başka bir projenin, ilk yıldızların kütleleri ve diğer ayrıntıları hakkında nasıl bilgi sağlayabileceğini öngören bir model oluşturdu.

Profesör Fialkov, "İlk yıldızların kütlelerinin 21 santimetre sinyaline bağımlılığını ve ilk yıldızlar öldüğünde üretilen, X ışını ikililerinden gelen ultraviyole yıldız ışığı ve X ışını emisyonlarının etkisi de dahil olmak üzere tutarlı bir şekilde modelleyen ilk grubuz" diyor.

Bu bilgiler, Büyük Patlama'nın ürettiği hidrojen-helyum bileşimi gibi, evrenin ilkel koşullarını birleştiren simülasyonlardan elde edildi.

REACH teleskobunun baş araştırmacısı ve çalışmanın ortak yazarı Eloy de Lera Acedo, "Bildirdiğimiz tahminler, evrendeki ilk yıldızların doğasını anlamamız açısından muazzam önem taşıyor" ifadelerini kullanıyor.

Radyo teleskoplarımızın, ilk yıldızların kütlesi ve ilk ışıkların bugünkü yıldızlardan ne kadar farklı olabileceği hakkında ayrıntılı bilgiler verebileceğine dair kanıt sunuyoruz.

REACH gibi radyo teleskopları, evrenin bebeklik döneminin gizemlerini çözme yolunda umut vaat ediyor ve bu tahminler, Güney Afrika'daki Karoo'dan yaptığımız radyo gözlemlerine rehberlik etmesi açısından hayati önemde.

Çalışma, hakemli dergi Nature Astronomy'de yayımlanan "Determination of the mass distribution of the first stars from the 21-cm signal" (21 santimetre sinyalinden ilk yıldızların kütle dağılımının belirlenmesi) başlıklı yeni bir makalede anlatılıyor.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/space