Almanya Roj Kampı’ndaki DEAŞ savaşçılarından 12 kişilik 'son grubu' geri aldı

Alman polisi 13 Kasım 2019'da bir saldırı planlayan şüpheliyle Frankfurt mahkemesine geldi (Reuters)
Alman polisi 13 Kasım 2019'da bir saldırı planlayan şüpheliyle Frankfurt mahkemesine geldi (Reuters)
TT

Almanya Roj Kampı’ndaki DEAŞ savaşçılarından 12 kişilik 'son grubu' geri aldı

Alman polisi 13 Kasım 2019'da bir saldırı planlayan şüpheliyle Frankfurt mahkemesine geldi (Reuters)
Alman polisi 13 Kasım 2019'da bir saldırı planlayan şüpheliyle Frankfurt mahkemesine geldi (Reuters)

Almanya hükümeti, Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kürtlerin yönettiği "Roj Kampı"nda bulunan Alman DEAŞ savaşçılarının ailelerinden "son grubu" ülkeye geri aldığını duyurdu.
Almanya Dışişleri Bakanı Annalina Birobok, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, annesiyle birlikte Suriye'deki DEAŞ bölgelerine gittiğinde 11 yaşında olan 20 yaşındaki bir gencin yanı sıra 7 çocuk ve 4 kadının ülkeye geldiğini duyurdu. Alman makamları, genç adamı ve onlara eşlik eden iki kadını Almanya'ya geldikten sonra tutukladı. Alman Federal Savcılığı, ertesi sabah üç zanlıya yönelik suçlamaları detaylandıran bir bildiri yayınladı.
Birobok, çocukların ve kadınların dönüşüyle birlikte "bilinen tüm davalar kapandı. Onları hiçbir imkân olmadan kuzeydoğu Suriye'deki kamplarda bırakmamalıydık, ancak geri alınan kadın ve genç erkekler eylemlerinin sonuçlarına katlanmalı" diye konuştu.
Almanya, Suriye'nin kuzeyindeki Kürtler tarafından denetlenen kamplardan şimdiye kadar 26 kadın ve bir gencin yanı sıra 76 çocuğu geri aldı. Kadınların çoğu tutuklandı ve terör örgütü üyesi olmakla suçlandı.
Alman savcılara göre, Alman vatandaşları Marcia M, Christine L ve Gabriel A. Çarşamba gecesi Frankfurt Havalimanı'nda gözaltına alındı. Savcılık, Gabriel'in annesiyle birlikte DEAŞ'e katılmak için ayrıldığında 11 yaşında olduğunu belirterek, üç kişiyi yurtdışında terör örgütüne üye olmakla suçladı. Christine, silah taşımak ve bedensel zarar vermeye yardım etmekle suçlanırken, Gabriel hakkında da dava açıldı.
Savcının açıklamasına göre Marcia, eşiyle birlikte Eylül 2015'te Almanya'dan Türkiye'ye gitmiş ve ardından DEAŞ'e katılmak için Suriye'ye geçmişti. Çift sonraki dönemde, "ideolojik eğitim aldıkları ve Marcia'nın silah kullanma eğitimi aldığı" Musul'a taşındı. Marcia, Şubat 2016'da örgüt saflarında savaşa katılan kocasıyla birlikte Suriye'ye döndü ve savcılığa göre patlayıcı kemerler üreten bir kadın birliğine katıldı. Savcılar çifti, 2016 sonbaharında Almanya'da bir konsere terör saldırısı düzenlemeyi planlamak ve saldırıyı gerçekleştirmek üzere Almanya'ya götürmek için asker toplamakla suçladı. Savcı, operasyonun sonunda başarılı olmadığını, ancak Marcia'nın operasyonu gerçekleştirmeleri halinde iki kadına iki erkekle evlenme vadettiğini belirtti.
Savcılık, Christine hakkında ise 2015 yılında Türkiye üzerinden Suriye'ye gittiğini, burada DEAŞ'a katıldığını ve bir DEAŞ militanı ile evlendiğini, örgütün değerlerine göre yetiştirdiği bir kız çocuğu doğurduğunu söyledi.
 Savcılar, Christine'i, Almanya'daki kadınları DEAŞ saflarına katmaya çalışmakla suçladı. Ayrıca 2019'da Kürt savaşçılara teslim olmadan önce silah taşımakla da suçlanıyor. Savcılık, Christine'in Kürt kampında kaldığı süre boyunca diğer kadın tutukluları "kafir" olarak gördükleri kişilere saldırmaya teşvik ettiğini de kaydetti.
Savcılık, Gabriel ile ilgili olarak, 2013 yılının Haziran ayında, DEAŞ saflarında savaşan kocasına katılmayı seçen annesiyle birlikte Suriye'ye gittiğini söyledi. Savcılık, gencin örgütün aşırılıkçı ideolojisiyle büyüdüğünü, askeri eğitim gördüğünü ve örgüte bağlı bir birimde savaştığını belirtti. Gabriel 2016-2017 yılları arasında çatışmalara aktif olarak katıldı.
Savcılık, Gabriel’in Ekim 2019'dan bu yana, "çok sayıda genci şiddet eylemleri gerçekleştirmeye yönlendirdiğini" de iddia etti.



Gazze Şeridi'ndeki eski esirler, serbest bırakılmalarından bir yıl sonra, diğerlerinin de geri dönmesi için çağrıda bulunuyor

Tel Aviv'de Gazze Şeridi'ndeki esirlerin serbest bırakılması talebiyle düzenlenen gösteride bir kadın, ağzını kapatıp ellerini iple bağladı. (Reuters)
Tel Aviv'de Gazze Şeridi'ndeki esirlerin serbest bırakılması talebiyle düzenlenen gösteride bir kadın, ağzını kapatıp ellerini iple bağladı. (Reuters)
TT

Gazze Şeridi'ndeki eski esirler, serbest bırakılmalarından bir yıl sonra, diğerlerinin de geri dönmesi için çağrıda bulunuyor

Tel Aviv'de Gazze Şeridi'ndeki esirlerin serbest bırakılması talebiyle düzenlenen gösteride bir kadın, ağzını kapatıp ellerini iple bağladı. (Reuters)
Tel Aviv'de Gazze Şeridi'ndeki esirlerin serbest bırakılması talebiyle düzenlenen gösteride bir kadın, ağzını kapatıp ellerini iple bağladı. (Reuters)

Gazze Şeridi'ndeki eski esirler, İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes sırasında serbest bırakılmalarından bir yıl sonra dün (Pazar) yaptıkları açıklamada, halen tutulmakta olanların bir an önce serbest bırakılması çağrısında bulundular.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Gabriela Limberg Tel Aviv'de düzenlediği basın toplantısında “Şimdi harekete geçmeliyiz, daha fazla zamanımız yok. 53 gün boyunca tek bir şey beni ayakta tuttu; biz yaşama değer veren ve kimseyi geride bırakmayan Yahudi halkıyız” ifadelerini kullandı.

Hamas'ın 7 Ekim 2023'te başlattığı eşi benzeri görülmemiş saldırı sırasında 251 kişi kaçırılarak Gazze Şeridi'ne götürüldü. İsrail ordusu bunlardan 97'sinin halen Gazze Şeridi'nde olduğunu, 34'ünün ise öldüğünü açıkladı.

Kasım 2023'te bir hafta süren ve savaşın başlangıcından bu yana yapılan tek ateşkes, İsrail hapishanelerindeki Filistinli mahkumların serbest bırakılması karşılığında 100'den fazla esirin serbest bırakılmasına izin verdi. O tarihten bu yana İsrail ordusunun düzenlediği operasyonlarda yedi esir daha sağ olarak kurtarıldı.

Limberg, “Bir yıl önce 104 esirle birlikte sağ olarak geri döndüm ki bu sayı herhangi bir kurtarma operasyonunun geri getirebileceğinden çok daha fazla. Hepsini geri getirebilecek bir anlaşma olmalı” dedi.

csdvfgthy
Tel Aviv'de Gazze Şeridi'ndeki esirlerin iadesini talep eden bir gösteri sırasında yere yatan protestocular (AFP)

Limberg sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben hayatta kaldım ve ailemin yanına döndüm. Aynı şeyi tüm esirler için talep ediyorum ve liderlerden de hepsini geri getirmek için aynı şeyi yapmalarını istiyorum.”

Altı yaşındaki kızı Emilia ile birlikte kaçırılan ve 49 gün sonra serbest bırakılan Danielle Aloni ise esirler için ‘her geçen gün büyüyen tehlikeden’ söz etti.

Aloni, “Her erkek ve kadın geceleri kaderlerini düşünmek zorunda. Acımasız tacizlere maruz kaldıklarından eminiz (...) Fiziksel ve psikolojik olarak yaralanıyorlar, kimlikleri ve onurları her gün ihlal ediliyor” şeklinde konuştu.

Kocası halen esir tutulan Raz Ben Ami ise “Onları bir an önce geri getirmenin zamanı geldi. Çünkü tünellerde kışı kimin atlatacağını kimse bilmiyor” dedi. Kocası Ohad'a hitaben şunları söyledi: “Tatlım, güçlü ol, halen orada olduğun için üzgünüm.”

Rehine Aileleri Forumu tarafından yapılan açıklamada, “Bugün, ilk ve tek esir serbest bırakma anlaşmasının uygulanmasının üzerinden bir yıl geçti (...) O ilk takastan bu yana yeni bir anlaşmaya varılmadı” denildi.

Basın toplantısını düzenleyen forum, halen Gazze Şeridi'nde tutulanların ailelerinin çoğunu bir araya getiriyor.