Avrupa’da bir endüstri ürünü olarak ‘öteki’ korkusu

Halklarını öteki korkusuna iten Avrupa ektiğini biçti, yumuşak güçleri zayıfladı.

Mussolini ve Hitler'in hayaleti aynı sahnede dolaşıyor. (AFP)
Mussolini ve Hitler'in hayaleti aynı sahnede dolaşıyor. (AFP)
TT

Avrupa’da bir endüstri ürünü olarak ‘öteki’ korkusu

Mussolini ve Hitler'in hayaleti aynı sahnede dolaşıyor. (AFP)
Mussolini ve Hitler'in hayaleti aynı sahnede dolaşıyor. (AFP)

Ahmed el-Fituri
Avrupa'da yaşananlardan; ülkem Libya'da olanlardan daha çok korktuğumu kabul ediyorum. Libya’da her şeyden önce, zerre kadar ‘korku dengesi’ yok. Yaşanan iç savaş, kendisi kadar komşularını da ilgilendiriyor. Diğer yandan Bingazi’nin iki bölgesi Müttefik ve Mihver orduları tarafından birden fazla kez işgal edilerek, savaşın sonunda Berlin'e benzer hale geldi.
Avrupa ise dünyanın merkezi ve en az bir buçuk asırdır büyük savaşların kıtasıdır. Rusya'nın Ukrayna'yı işgali, ikinci büyük Avrupa savaşından sonraki ilk çatışmadır. Bu nedenle üçüncü büyük savaşın başlangıcı olarak anılıyor. Özellikle de Putin, ordusunun kontrolü kaybetmesiyle savaşı sona erdirmek için Ukrayna'yı nitel bir nükleer bomba ile vurmakla tehdit ederken... Bu da daha önce yazdığım bir makalemde işaret ettiğim gibi bir korku dengesi olmadığını doğruluyor.
Top ve füze seslerinin yükselmesi, Avrupa seçimlerini aşırı sağ partilerin kazandığı İkinci Dünya Savaşı atmosferini anımsattı. ABD’de ise Trump halen geri dönmek tehdidinde bulunuyor. Bu korku sahnesinde Mussolini ve Hitler'in hayaleti aynı sahnede dolaşıyor. Tehlikeli satranç oyuncuları siber çağdan gelse bile asıl oyuncu diğerinin korkusudur. Bu korkunun ilk veya tek etken olduğunu kimse iddia edemez. Ölümcül Kimlikler adlı kitabında olduğu gibi buna odaklanan ve bu konuyu üzerine yazan romancı düşünür Amin Maalouf bile… Ancak en azından bu milenyumda durumu tersine çeviren faktör olarak kabul edilebilir.
Korku elçileri, ‘tarihin sonuna’ giden kaçınılmaz yol, ‘medeniyetler çatışması’ olduğu için dirilişin artık diğerinin elinde olduğunu müjdelediler. Öteki korkusu teorisinin, Rusya İmparatorluğu'nun rüzgarını ve tehlikesini ortadan kaldıran Sovyetler Birliği'nin yıkılmasından sonra gündeme gelmesi dikkat çekicidir. Küreselleşmeyle birlikte tek kutuplu şemsiye gölgesini yayarak dünyayı gölgeledi. Gölgesi altındakiler, Batı'nın dışındakiler, özellikle de Ortadoğu öteki oldu. Bu bağlamda teoriler geliştirilmiş, kavram ve fikirler ortaya çıkmıştır. Ardından, özellikle ‘İslamofobi’ olarak bilinen alanda romanlar yazdı ve filmler yaptı. O zamanlar Rusya, Sovyet ‘domino’ oyununun yansımalarının ve masadaki kimlik sorununun boyunduruğu altındaydı.
Arap Baharı'ndan sonra ‘öteki’ korkusu, o ‘baharın’ etkilerinden duyulan korkuda kendini göstermiştir. Bu korku, yangın gibi halkları arasında yayıldı. Ardından Arap bölgesine karşı bir korku yayıldı. Bu istisnai anda, iç çekişmelerin yayılması, Arap ve Arap olmayan halkların parçalanması, Afrikalı kardeşlerinin eşlik ettiği Asya'dan emsalsiz bir göçle denizde gemilerinin kaybolması, o baharın ana ürünü korkuydu.
Bu durumda hiç kimse nedenlere bakmadı. Herkes, öteki korkusunun gölgelediği korkunç sonuçlar üzerinde hemfikirdi. Sonra durum, Amin Maalouf'un “İnsanları korkudan felç eden, marjinalleşmeye veya ihanete yol açan bazı ifadeler var. Hangi yöne gitmek istediğimizi ve neyi inşa etmek istediğimizi asla sormaz. Tartışma, demagojik tekliflerin yardımıyla ve rasyonel tartışmayı engelleyen her şeye hâkim olan sloganlar tarafından felce uğratılır” ifadeleriyle tanımladığı gibi bir hal aldı.
Bu durumda karanlık DEAŞ şafağı, uluslararası terörizm şemsiyesi altına girdi. Bu, terörizme karşı yürütülen savaştan kaçanlar kurtuluşu aramak için tıpkı Avrupalı ​​Yahudi mültecilerin Filistin'deki vaat edilmiş topraklara akın ettiği gibi vaat edilmiş Avrupa topraklarına akın etti. Uluslararası terörizm belası nedeniyle yerinden edilenler, iç savaş ve ozon deliğinin kurbanları, yasa dışı göçmenler haline geldiler. Onlarla mücadele etmek için Avrupa'ya yayılan ve halklarının günlük yaşamını silip süpüren öteki korkusu canlandırıldı. Merkel, göçün sağladığı genç ellere ihtiyaç duyan eski Avrupa topraklarının gerçekleriyle, öteki korkusu savaşıyla karşı karşıya kaldı. Bu nedenle Birleşmiş Milletler geçtiğimiz günlerde Merkel’e 'Nansen Mülteci Ödülü' verildi.
Halkını öteki korkusuna iten Avrupa, ne ektiyse onu biçti. Yumuşak güçleri zayıfladı. Korkunun ağırlığı altında tarihi kültürel direkleri çöktü ve demokratik sembolleri sarsıldı. İsveç ve İtalya'da seçimleri ilk kez aşırı sağ ve faşist gruplar kazandı. Avusturya ve Macaristan'da kazandılar, Fransa'da güçlendiler. Bu nedenle Avrupa, Putin'in siber çağda ‘Büyük Peter’ olarak Rus İmparatorluğunu yeniden kurma projesi karşısında gözle görülür bir çatlak ve popülist baş ağrısından muzdarip.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrildi.



Ben-Gvir, itfaiye aracı bağışı ve 17 gencin eğitimiyle Suveyda sakinlerinin gönlünü kazanmaya çalışıyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, çarşamba günü üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (İsrail Hükümeti Basın Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, çarşamba günü üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (İsrail Hükümeti Basın Ofisi)
TT

Ben-Gvir, itfaiye aracı bağışı ve 17 gencin eğitimiyle Suveyda sakinlerinin gönlünü kazanmaya çalışıyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, çarşamba günü üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (İsrail Hükümeti Basın Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, çarşamba günü üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (İsrail Hükümeti Basın Ofisi)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun yaklaşık bir yıldır İsrail’in işgali altında bulunan Suriye’nin güney bölgelerine yaptığı provokatif turdan ve aynı anda Suriye’den yürütülen silah kaçakçılığı ağının ortaya çıkarılmasından bir gün sonra, İsrail makamları dikkat çeken bir açıklama yaptı. Açıklamaya göre İsrail, Suveyda’dan 17 Dürzi gencine profesyonel yangın söndürme eğitimi vermeyi ve vilayete bir itfaiye aracı hediye etmeyi planlıyor.

Bu açıklama, sosyal medyada geniş yankı uyandırdı. Paylaşımların çoğunda, İsrail’in niyetlerine yönelik eleştiriler ve uyarılar öne çıktı. Sosyal medya kullanıcıları, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden bu yana İsrail’in 450 kilometrekareyi aşan Suriye toprağını işgal ettiğine (1967’den beri işgal altında tuttuğu Golan Tepeleri’ne ek olarak) ve Şam’dan ülkenin güney ve güneybatı sınırlarına uzanan bölgede güvenlik kontrolünü dayattığına dikkat çekti.

İsrail güçlerinin Suriye topraklarına ilk adım attığı günden bu yana bölgede gerilim yarattığı, toplumsal çatışmaları körüklemeye çalıştığı, hava saldırıları ve topçu bombardımanları düzenlediği, hatta Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı hedef aldığı belirtildi. Bu adımların, Şam yönetimine baskı kurmak ve onu güvenlik anlaşmalarına zorlamak amacı taşıdığı ifade edildi.

Gelen son bilgilere göre, Arap karşıtı söylemleri, aşırı sağcı tutumu ve ırkçı görüşleriyle bilinen İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir bakanlığına bağlı İtfaiye Kurumu’na Suveyda’ya bir itfaiye aracı gönderilmesi yönünde talimat verdi. Ben-Gvir bu adımı ‘üst düzey insani bir girişim’ olarak tanımladı. Ancak bölge kamuoyu, özellikle Araplarla ilgili politikaları göz önüne alındığında, Ben-Gvir’in bu girişiminin insani amaçlar taşıdığına pek ihtimal vermiyor. Bu nedenle söz konusu adımın gerçekten Suveyda’da çıkabilecek yangınlara destek olmayı mı hedeflediği, yoksa bölgede yeni fitneler ve çatışma alanları yaratmayı mı amaçladığı yönünde soru işaretleri doğmuş durumda.

cdft
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, 28 Ocak 2024 tarihinde Gazze Şeridi ve Batı Şeria'nın kuzeyinde yerleşim yerlerinin yeniden inşası için çağrıda bulunan bir konferansta konuşuyor. (Reuters)

Gelen bilgiler, söz konusu girişimin İsrail’in güney Suriye’deki nüfuzunu ‘insani yardım’ görünümü altında genişletmeyi hedefleyen daha kapsamlı bir planın parçası olabileceği yönünde. Bu çerçevede İsrail’in, Suriye toplumunda ayrışma yaratmak amacıyla Dürzi topluluğu ile ‘özel bağlara’ sahip olduğu iddiasını öne çıkardığı değerlendiriliyor.

Şarku’l Avsat’ın Yediot Aharonot’tan aktardığına göre Dürzi topluluğundan 17 genç, üç hafta sürecek yoğun bir itfaiyeci eğitimine tabi tutulacak. Programın ardından her bir katılımcı, tam teçhizatlı şekilde Suriye’ye dönecek. Ayrıca Suveyda’da yeni bir itfaiye istasyonu kurulacağı ve bölgeye bir itfaiye aracı gönderileceği bildirildi.

Haberde, Ben-Gvir’in “Suriye’deki itfaiye istasyonu acil durumlarda kurtarma kapasitesi sağlayacak” dediği aktarıldı. Haberin devamında, İsrail’in, güney Suriye’deki Dürzilerle ilişkisini ‘derin bir stratejik bağ’ olarak nitelendirdiği ve sınırın ötesinde yaşayan Dürzi aileleri de bu çerçevede değerlendirdiği ifade edildi.

Ben-Gvir’in ayrıca şu sözlerine yer verildi: “İsrail’deki Dürzi topluluğuyla ilişkileri güçlendirmeyi sürdüreceğiz. Bunu hem ulusal güvenlik kurumlarında Dürzi subayların üst görevlere getirilmesiyle hem de ihtiyaç duyulan her alanda destek ve yardım sağlayarak yapacağız.”

xsd
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nden İsrail ile Suriye sınırında kaçakçılık faaliyetlerinin artması, bu bölgeyi ‘Ekim 2023'ten bu yana silah ve uyuşturucu kaçakçılığının aktif bir merkezi’ haline getirdi. (İsrail Ordusu)

Söz konusu haber, çarşamba günü ortaya çıkarılan Suriye kaynaklı silah kaçakçılığı ağına ilişkin polis tarafından yayımlanan yeni detaylarla aynı dönemde gündeme geldi. Tel Aviv tarafından ‘Dürzi ağı’ olarak adlandırılan yapılanmanın tüm üyelerinin (18 kişi) Dürzi kökenli olduğu açıklandı.

Ağda yer aldığı belirtilen bazı isimler kamuoyuyla paylaşıldı. Buna göre Şefa Amr kentinde yaşayan 49 yaşındaki Rami Ebu Şah, yapılanmanın lideri olarak gösteriliyor. Diğer üyeler arasında Suriye’nin Hadr köyünden Yaser Burcas (29), Revad el-Bassar (25) ve Selman Ebu Kays (51) bulunuyor.

İsrail tarafında gözaltına alınanlar arasında ise Rami Ebu Şah’ın yanı sıra Yarka köyünden Emir Selman (25) ve Munir Ebu Davud (26) yer alıyor. Ayrıca İsrail ordusuna mensup askerler arasında İyad Halebi (45), Emel Selim (26), Suheyl Meadi (21) ve Şefa Amr’dan Salih Hanayfis’in (23) tutuklandığı bildirildi. Kimliklerinin açıklanmasına izin verilmeyen sekiz kişinin daha gözaltında olduğu ifade edildi.

xsdf
Suriye'den İsrail'e silah kaçakçılığı… Tel Aviv, düzenli ve yedek askerler dahil olmak üzere beş kişinin olayla ilgisi olduğunu açıkladı. (Polis Sözcüsü)

İsrail basınında yer alan sızıntılara göre, silah kaçakçılığında kullanılan araçların orduya ait kamyon ve askeri taşıtlar olduğu iddia edildi. Silahları ülkeye getirenlerin ise Bedevi aşiretlerin saldırısı sırasında Suveyda’yı savunmak için Suriye’ye geçtiklerini öne süren İsrailli Dürziler olduğu belirtildi. Bu kişilerin bölgede çok büyük miktarda silah buldukları ve bunları son derece düşük fiyatlara satın aldıkları ifade edildi. Aktarılan bilgilere göre bir tabanca bin şekel (yaklaşık 300 dolar), bir makineli tüfek 3 bin şekel, bir RPG roketatar ise 4 bin şekele alınmış; bu silahların İsrail’de beş ila on katı fiyatlarla satıldığı kaydedildi. Ayrıca, Suveyda’ya gönderileceği duyurulan itfaiye aracına ilişkin haberin, silah ticareti skandalının üzerini örtmeye yönelik bir girişim olabileceği ihtimali de gündeme geldi.


Putin, askeri liderlerle bir araya gelerek Ukrayna'da savaş hedeflerine tam anlamıyla ulaşılması çağrısında bulundu

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)
TT

Putin, askeri liderlerle bir araya gelerek Ukrayna'da savaş hedeflerine tam anlamıyla ulaşılması çağrısında bulundu

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)

Kremlin, dün yaptığı açıklamada, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Genelkurmay Başkanı, Harekât Dairesi Başkanı ve Batı ve Güney askeri gruplarının komutanlarıyla bir araya geldiğini duyurdu.

Kremlin açıklamasına göre Putin, Rus askeri liderlerine Ukrayna'daki özel askeri harekâtın hedeflerine tam olarak ulaşılması gerektiğini vurgulayarak, Kupyansk -Oskol civarında yaklaşık 15 Ukrayna silahlı kuvvetleri taburunun kuşatıldığını kaydetti.

Kremlin, Putin'in Ukraynalı askerlerin silahlarını bırakıp teslim olma yetkisine sahip olması gerektiğini ve Ukrayna'daki siyasi liderliğin "iktidarı gasp eden bir suç örgütünden ibaret" olduğunu söylediğini belirtti.

fgth
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kremlin'de Rusya Güvenlik Konseyi toplantısına başkanlık ediyor (AFP)

Putin, "Kiev rejiminin temsilcileri altın saraylarda oturuyor ve Ukrayna ve askerlerinin kaderini düşünmüyorlar" ifadesini kullandı.

Rusya Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov ise Rus güçlerinin Ukrayna'nın kuzeydoğusundaki Kobani şehrinin tam kontrolünü ele geçirdiğini ve Rus silahlı kuvvetlerinin operasyonlarını sürdürdüğünü, neredeyse her yöne doğru ilerlediğini vurguladı. Ayrıca, Harkov bölgesindeki Volçansk şehrinin topraklarının yüzde 80'inden fazlasının kurtarıldığını da kaydetti.

Putin'in askeri liderlerle görüşmesi, ABD Başkanı Donald Trump'ın Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek için hazırladığı 28 maddelik planın onaylandığına dair medya haberlerinin ardından geldi. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ise "bu ABD planının taslağı üzerinde çalışmayı" kabul ettiğini doğruladı.


İsrail, Gazze'deki kontrolünü sağlamlaştırmak için suikastları yoğunlaştırıyor

İki Filistinli kadın, İsrail'in Ams kentine düzenlediği hava saldırısında yakınlarını kaybetmelerinin acısını paylaşıyor (EPA).
İki Filistinli kadın, İsrail'in Ams kentine düzenlediği hava saldırısında yakınlarını kaybetmelerinin acısını paylaşıyor (EPA).
TT

İsrail, Gazze'deki kontrolünü sağlamlaştırmak için suikastları yoğunlaştırıyor

İki Filistinli kadın, İsrail'in Ams kentine düzenlediği hava saldırısında yakınlarını kaybetmelerinin acısını paylaşıyor (EPA).
İki Filistinli kadın, İsrail'in Ams kentine düzenlediği hava saldırısında yakınlarını kaybetmelerinin acısını paylaşıyor (EPA).

İsrail, Gazze Şeridi'ndeki ateşkesten bu yana düzenli aralıklarla gerçekleştirdiği hedefli suikastlar aracılığıyla bölge üzerinde güvenlik kontrolünü sağlamaya çalışıyor. Bu operasyonlar son zamanlarda yoğunlaşarak, sözde geri çekildiği "sarı hattı" bile aştı ve böylece ateşkes anlaşmasının "ikinci aşamasına" geçişi engelledi.

İsrail, iddia edilen güvenlik olaylarını saldırı düzenlemek için defalarca istismar ederken, diğer durumlarda, özel kuvvetlerinin silahlı mensuplarını veya Filistinli işbirlikçilerini kullanarak aktivistlere suikastlar düzenledi.

İsrail, çarşamba akşamı düzenlediği bir dizi hava saldırısında onlarca kişiyi ve en az iki Hamas saha komutanını öldürdü.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Ordu Radyosu'ndan aktardığına göre Şin Bet güvenlik servisi, Gazze Şehri'nin Zeytun semtinde Kassam Tugayları komutanlarının bir toplantısı hakkında kesin istihbarat aldı. Toplantıya saldırı düzenlendi ve komutanlardan en az ikisi öldürüldü.