Menfi Doğu Libya’nın ileri gelenleriyle siyasi krize çözüm arıyor

Libya’nın güneydoğusundaki silahlı çatışmalarda ölü ve yaralılar var

Libya Başkanlık Konseyi tarafından Menfi’nin Sirenayka heyetiyle gerçekleştirdiği toplantı (Libya Haber Ajansı)
Libya Başkanlık Konseyi tarafından Menfi’nin Sirenayka heyetiyle gerçekleştirdiği toplantı (Libya Haber Ajansı)
TT

Menfi Doğu Libya’nın ileri gelenleriyle siyasi krize çözüm arıyor

Libya Başkanlık Konseyi tarafından Menfi’nin Sirenayka heyetiyle gerçekleştirdiği toplantı (Libya Haber Ajansı)
Libya Başkanlık Konseyi tarafından Menfi’nin Sirenayka heyetiyle gerçekleştirdiği toplantı (Libya Haber Ajansı)

Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Doğu Libya (Sirenayka) bölgesinin ileri gelenlerinden oluşan bir heyet ile ‘ülkedeki mevcut krizi sona erdirmek için bir çözüme ulaşma ve siyasi süreçte ilgili tüm taraflar arasında görüşlerin yakınlaşmasına katkıda bulunma’ meselelerini ele aldı. Öte yandan geçici Birlik Hükümeti Başkanı Abdulhamid Dibeybe, bir kez da enerji alanında Türkiye ile yakın zamanda imzaladığı anlaşmayı savundu.
Başkanlık Konseyi Başkanı’nın medya ofisi, 6 Ekim’de yaptığı açıklamada Sirenayka ileri gelenlerinin ve elitlerinin yarığı iyileştirme çabalarına destek verdiklerini dile getirdi. Açıklamada, “İleri gelenler ve elitler, tüm Libyalılar arasında barışı sağlamak ve mevcut krizin üstesinden gelmek için ulusal uzlaşı projesinin ayrılmaz bir parçasıdır” denildi.
Görüşme sırasında ileri gelenler ve elitler, Menfi’ye ‘ülkeyi bölünme hayaletinden kurtarmak ve seçim kazanımlarına ulaşmak için tüm taraflarla iletişim kurma’ ihtiyacından söz etti. Ayrıca Başkanlık Konseyi’nin ülkenin istikrarını korumaya yönelik çabalarına tam desteklerini dile getirdiler.
Öte yandan Dibeybe, petrol ve gaz arama alanında Ankara ile imzaladığı mutabakat muhtırasını savundu. Abdulhamid Dibeybe, Ukrayna savaşından sonra dünyanın petrol ve gaz talebindeki artışın ‘değerlendirilmesi gereken altın bir fırsat’ olduğunu söyledi. Libya’nın petrol ve gaz kaynakları açısından çok zengin bir ülke olduğuna ve bu nedenle Libya topraklarında gaz ve petrol keşfetmek, üretmek ve satmak için şirketlerle sözleşmeler yapılması ve projeler yürütülmesi gerektiğine dikkati çeken Dibeybe, petrol şirketinin ‘iki tarafın da çalışmayı tercih ettiği kara ve deniz sahalarında sondaj ve üretim dahil olmak üzere petrol faaliyetleri gerçekleştirmek’ için Türk şirketleriyle gerekli anlaşmaları imzalayacağını vurguladı.
Dibeybe, İmad es-Sayeh başkanlığındaki Yüksek Seçim Komisyonu’nu da ‘tüm tarafları harekete geçirmek, ülke tarihindeki bu ulusal olayın tamamlanmasını hızlandırmak, geçici aşamadan seçim meşruiyetine dayalı kalıcı aşamaya geçmek’ amacıyla’ verilere itiraz etmek için seçmen kaydını açmaya çağırdı.
Seçim listelerinin açıklanmasından önce yasama ve cumhurbaşkanlığı seçimleri aday kayıtlarının kontrol edilmesi sürecinin devam etmesi çağrısında bulunan Dibeybe, ‘bu konudaki gelişmeler hakkında yerel kamuoyunu bilgilendirmek, Halkın Güvenliğinin Dönüşü Komisyonu tarafından hazırlanan seçim kanunu teklifini dikkate almak, seçim yasasında belirtilenlere göre lojistik ve organizasyonel hazırlıklara başlamak ve yasalar uyarınca değişme beklenen noktaları daha sonraya, hükümetin buna tam olarak hazır olduğu vakte ertelemek’ gerektiğini vurguladı.
Öte yandan İmad es-Sayeh, 6 Ekim’de Almanya'nın Trablus Büyükelçisi Michael Unmacht’ın da katılımıyla Almanya’nın Libya Özel Elçisi Christian Bock ile bir araya geldi. Sayeh’e göre Bock ‘ülkesinin seçimleri tamamlamaya çalışan komisyonun çabalarını takdir ettiğini’ belirtti. Christian Bock ayrıca, ülkeyi geçiş aşamalarını sona erdirecek seçimlere götüren bir anayasal taslak hazırlığındaki ulusal çabalara övgüde bulundu.
Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, el-Kubba şehrinde Almanya heyetle görüşmesi sırasında cumhurbaşkanlığı ve yasama seçimlerinin bir an önce yapılması için gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiğini ele aldı.
Şarku’l Avsat’ın Libya Haber Ajansı’ndan aktardığı habere göre ajans, Devlet Yüksek Konseyi kaynaklarından alıntı yaptığı haberinde, anayasal kuralın yasama ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin maddelerinin tartışılmasının ve bir sonraki oturuma kadar oylanmasının ertelendiği belirtildi. Kaynaklar ayrıca, birden fazla uyruklu adaylar üzerindeki çekişme konusunun henüz çözülmediğine dikkati çekti.
Dibeybe hükümetinde Dışişleri Bakanı Necla el-Menkuş ise geçen çarşamba günü İngiltere Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Gillian Keegan ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşme sırasında Keegan, İngiltere’nin Birlik Hükümeti’nin doğru bir yol haritasına ve anayasal kurala göre cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerini gerçekleştirmesine destek verdiğini belirtti. Gillian Keegan ayrıca, en zamanda Libya’ya ziyarette bulunmayı düşündüğünü söyledi.
Öte yandan Libya’nın güneydoğusundaki Rebiana şehrinde güvenlik müdürlüğüne saldıran silahlılarla çıkan çatışmalarda güvenlik müdürlüğünden 1 kişi ölürken, 7 kişi de yaralandı.



Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
TT

Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Gazze’deki ateşkes anlaşmasının “ikinci aşamasının değiştirileceği” yönündeki kısa ve belirsiz açıklaması, bu değişikliğin ne anlama geldiğine ilişkin soruları gündeme taşıdı.

Uzmanlara göre Trump’ın işaret ettiği değişiklik, anlaşmanın uygulanma biçiminde bir revizyon anlamına geliyor. Buna göre, İsrail’in hâlihazırda yüzde 55’ini kontrol ettiği Gazze’den çekilmesi ve Hamas’ın silahsızlandırılmasına geçilmesi yerine, 17. maddenin devreye alınması söz konusu olabilir. Bu madde, barış planının taraflardan biri kabul etmese bile tek taraflı olarak ilerletilmesine imkân tanıyor.

10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasındaki 17. madde, Hamas’ın öneriyi geciktirmesi veya reddetmesi halinde, “yardımların genişletilmesi dahil, planın belirtilen unsurlarının, İsrail ordusunun terörden arındırılmış olarak uluslararası istikrar gücüne devrettiği bölgelerde uygulanacağını” düzenliyor.

Geçen ekim ayında Hamas ile İsrail arasında imzalanan “barış belgesi” sadece birinci aşamayla ilgili maddeleri içeriyordu. Bu aşama; ilk ateşkes, İsrail güçlerinin geri çekilmesi, esir takası ve insani yardım girişlerinin kolaylaştırılmasını kapsıyor. Ancak savaş sonrası Gazze’nin yönetimine ilişkin “ikinci aşama” konusunda resmî bir mutabakat sağlanmış değil.

Perşembe günü yaptığı açıklamada Trump, planın ikinci aşamasının “çok yakında değiştirileceğini” söyledi. Açıklama, sürecin tıkanması ve sahadaki ilerlemenin sınırlı kalması nedeniyle endişelerin arttığı bir döneme denk geldi; ancak Trump değişikliğin içeriğine dair ayrıntı vermedi.

Görsel kaldırıldı.
Filistinli bir kadın, İsrail'in Han Yunus'ta düzenlediği bir baskın sonucu akrabalarından birinin öldürülmesine tepki gösteriyor (AFP)

Ahram Siyaset ve Strateji Merkezi İsrail Çalışmaları uzmanı Dr. Said Okaşa, (Saeed Okasha) Trump’ın sözünü ettiği değişikliğin büyük olasılıkla 17. maddeye dayanacağını belirtiyor. Okaşa’ya göre bu adım, “eski Gazze” ve “yeni Gazze” ayrımını güçlendirecek bir fiili bölünmeye kapı aralayabilir. Bu yaklaşımı geçen ay ABD’nin bölge özel temsilcisi Steve Witkoff’un da çeşitli görüşmelerde dile getirdiğini hatırlattı.

Okkaşa, anlaşmanın geçen ay Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından onaylandığını anımsatarak, Hamas’ın silahsızlanma sürecine yanıt vermemesi gibi gerekçelerle 17. maddenin yeniden devreye sokulmasının mümkün olduğunu söyledi. Uzman, böyle bir senaryonun Gazze’de “ne savaş ne barış” şeklinde sürecek bir çıkmaz yaratabileceğini ifade etti.

Görsel kaldırıldı.
Filistinliler, Cebaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında sokaklara kurulmuş çadırların yanından geçiyor (AFP)

Filistinli siyaset analisti Dr. Ayman el-Rakkab da, Trump’ın değişiklik açıklamasının içeriğinin belirsizliğine işaret ederek, “İsrail’in bölgede kalma isteğiyle birleştiğinde, Gazze’nin fiilen ikiye bölünmesi ihtimali güçleniyor” değerlendirmesinde bulundu.

Bu belirsizlik sürerken, Axios haber sitesi Trump’ın 25 Aralık’tan önce Gazze’de barış sürecinin ikinci aşamasına geçileceğini açıklamayı planladığını duyurdu. Habere göre Washington, Gazze’de oluşturulacak yeni yönetim yapısı ve uluslararası istikrar gücünün son hazırlıklarını tamamlıyor. ABD Başkanı’nın, bu adımları görüşmek üzere İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ay sonundan önce bir araya gelmesi bekleniyor.

İkinci aşamanın önünde ciddi engellerin olduğunu ifade eden Rakkab: “Barış Konseyi ile teknokrat hükümet henüz kurulmadı. Güvenliği devralacak polis gücü ve uluslararası istikrar kuvveti oluşturulmadı. Bu nedenle somut bir hareketin en erken ocak ayında mümkün olabileceğini düşünüyorum” dedi.

Okaşa, yakın vadede İsrail’in kontrolde tuttuğu bölgeyi yüzde 60 seviyesine çıkarmaya çalışabileceğini, ancak anlaşmanın genel çerçevesinde büyük bir tırmanış beklemediğini belirtti.

Geçtiğimiz günlerde Yedioth Ahronoth, İsrail’in yaklaşık iki milyon Filistinliyi sarı çizginin doğusunda İsrail kontrolündeki yeni bölgelere yeniden yerleştirmeyi, Hamas kontrolündeki bölgeleri tamamen sivillerden boşaltmayı ve Hamas unsurlarını bu bölgelerde aşamalı şekilde takip etmeyi içeren bir plan hazırladığını yazmıştı. Şarku’l Avsat’ın  Telegraph gazetesinin Batılı diplomatlara dayandırdığı haberinden aktardığı bilgilere göre ABD planının Gazze’nin kalıcı biçimde ikiye ayrılması riskini barındırdığını bildirmişti.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ise geçtiğimiz günlerde Barselona’da AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile yaptığı görüşmede, Gazze ile Batı Şeria’nın birliğinin korunması gerektiğini vurgulayarak, ayrıntıları tartışılan hiçbir adımın “bölünmeyi pekiştirmesine” izin verilemeyeceğini söyledi. Abdulati, çarşamba günü yaptığı başka bir açıklamada da, “Gazze’nin bölünmesini konuşmak dahi mümkün değildir. Gazze, Doğu Kudüs dâhil olmak üzere, kurulacak Filistin devletinin ayrılmaz bir parçasıdır” dedi.

Uzman Okaşa’ya göre Mısır, hem Gazze’nin bölünmesini hem de anlaşmayı zayıflatacak her türlü değişikliği engellemek için diplomatik çabalarını sürdürecek. Buna karşın, Trump’ın planı etrafındaki belirsizlik nedeniyle önümüzdeki döneme ilişkin tüm senaryolar hâlâ masada.


Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
TT

Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)

Lübnan Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın bugün ülkede bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle bir araya geldiğini açıkladı. Görüşmede Avn, Lübnan ordusunun görevini tamamlaması için destek çağrısında bulunarak, İsrail’in Güney Lübnan’dan çekilmesi için baskı yapılmasını talep etti.

Cumhurbaşkanlığı, heyetin ‘uluslararası kararların uygulanması yoluyla Lübnan’da istikrarı destekleme ve ülkelerin Lübnan ordusuna yardım ederek birliklerini tamamlamaya ve silah tekelini sağlamaya hazır olduklarını’ belirttiğini duyurdu.

Açıklamada Avn’ın, Lübnan’ın uluslararası kararları uygulama taahhüdünü yinelediği ve “İsrail tarafını ateşkesi uygulamaya ve çekilmeye zorlamamız gerekiyor; bu konuda sizden destek bekliyoruz” ifadelerini kullandığı kaydedildi.

Geçen yıl kasım ayında, ABD arabuluculuğunda İsrail ile Hizbullah arasında bir ateşkes sağlanmıştı. Bu ateşkese rağmen, İsrail hâlâ Güney Lübnan’daki bazı noktalarda kontrolünü sürdürüyor ve ülkenin doğusu ile güneyine yönelik saldırılarını devam ettiriyor.


Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.