Kate Middleton'ın elini sıkan protestocu, 'İrlanda, İrlandalılara aittir' dedi

Galler Prensi ve Prensesi, perşembe günü Kuzey İrlanda'yı ziyaret etti

Galler Prensesi, karşılaşma boyunca gülümsemeye devam etti (AFP)
Galler Prensesi, karşılaşma boyunca gülümsemeye devam etti (AFP)
TT

Kate Middleton'ın elini sıkan protestocu, 'İrlanda, İrlandalılara aittir' dedi

Galler Prensesi, karşılaşma boyunca gülümsemeye devam etti (AFP)
Galler Prensesi, karşılaşma boyunca gülümsemeye devam etti (AFP)

The Independent'ta yer alan habere göre Galler Prensesi, Kuzey İrlanda'da yaptığı bir gezinti sırasında kendisine "İrlanda, İrlandalılara aittir" diyen bir protestocuyla karşılaştı.
Olay, perşembe günü Kate Middleton ve eşi Prens William'ın Belfast'ın kuzeyine yaptıkları bir ziyarette kalabalığı selamladıkları sırada meydana geldi ve sosyal medyada paylaşılan bir videoda İrlandalı kadının kraliyet ailesiyle karşı karşıya geldiği görüldü.
Kate'in elini sıkan ve bu konuşmayı telefonuyla kaydettiği anlaşılan kadının "Sizinle tanıştığıma memnun oldum ama sizinle kendi ülkenizde tanışsam daha iyi olurdu" dediği duyuldu.
Bu sözler, kadının elini bırakmadan önce şok içinde gülüyor gibi görünen Kate'in devam eden gülümsemesiyle karşılandı.
Kate kalabalıktaki diğer kişileri selamlamak için döndüğünde, hâlâ çekim yapan kadın, "İrlanda, İrlandalılara aittir" diye ekledi.
Söz konusu konuşma, William ve Kate'in Kraliçe II. Elizabeth'in ölümünden bu yana ülkeye yaptıkları ilk ziyaret olan ve gün boyu süren gezileri sırasında intiharı önleme yardım kuruluşu olan İntihar ve Kendine Zararı Önleme Kamu Girişimi'ni (PIPS) ziyaret etmelerinin ardından kentin Antrim Yolu üzerinde gerçekleşti.
Hayır kurumunu ziyaret eden çift, intihar ve kendine zarar verme riski taşıyan kişilere yardım çalışmaları hakkında personelle konuştu ve bir sanat terapisi seansına katıldı.
Prens ve prenses, hayır kurumunun önünde kısa bir tanışma toplantısının ardından Belfast şehir merkezinde gıda ve perakende işletmeleri için kurulmuş bir açık hava pazarı olan Trademarket'a gitti. Ziyaret sırasında çift, en hızlı kokteyli kimin yapabileceğini görmek için birbiriyle yarıştı.
Gezinin son durağı olarak Carrickfergus'a giden çift, burada sosyal ya da duygusal zorluklarla karşılaşan gençlere yardım etmeye adanmış bir hayır kurumu olan Carrick Connect'i ziyaret etti. Oraya vardıklarında tezahürat yapan kalabalık tarafından karşılandılar.
Kate ve William'ın Kuzey İrlanda ziyareti, Kral III. Charles'ın geçen ay hükümdar olarak ilk kez Belfast'ı ziyaret etmesinden sonra gerçekleşti. Ziyaret sırasında eşi Konsort Kraliçe Camilla'nın eşlik ettiği Charles, Royal Hillsborough'ya giderek burada kendilerini karşılamak için sıraya giren kalabalığı selamlamıştı. Çift daha sonra müteveffa Kraliçe'nin onuruna Hillsborough Kalesi'nin dışına bırakılan çiçekleri incelemişti.



Trump’tan Küba radyosuna yayın yasağı: Castro kardeşlerin yapamadığını gerçekleştirdi

Trump ilk döneminde de radyonun fonunda kesintiye gitmişti (Reuters)
Trump ilk döneminde de radyonun fonunda kesintiye gitmişti (Reuters)
TT

Trump’tan Küba radyosuna yayın yasağı: Castro kardeşlerin yapamadığını gerçekleştirdi

Trump ilk döneminde de radyonun fonunda kesintiye gitmişti (Reuters)
Trump ilk döneminde de radyonun fonunda kesintiye gitmişti (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Florida’dan Küba'ya İspanyolca haber akışı sağlayan Radyo Marti’nin faaliyetlerine son verdi.  

New York Times (NYT), Trump yönetiminin cumartesi günü gönderdiği bir e-postayla 40 yıllık Radyo Marti’nin faaliyetlerinin sonlandırılacağını duyurduğunu aktarıyor.

ABD’de yaşayan ve 2021’de Küba’da patlak veren protestoları destekleyen Ramon Saul Sanchez, bu haberin radyo çalışanlarının kendisiyle söyleşi yapmayı planladığı sırada geldiğini belirtiyor:

Kafaları çok karışmıştı. Bana ‘İşimize son verildiğini öğrendik. Gitmemiz gerekiyor’ dediler.

Trump, başta Amerika’nın Sesi (VOA) olmak üzere federal hükümet tarafından finanse edilen bazı medya kuruluşlarında bütçe ve personel sayısının azaltılması kararını vermişti.

Kararda, VOA, Özgür Avrupa ve Asya Radyosu’yla Küba'ya İspanyolca haber akışı sağlayan Radyo Marti'ye ev sahipliği yapan ABD Küresel Medya Ajansı'nın fonksiyonlarının minimum seviyeye çekilmesi yönünde talimatlar yer almıştı.

VOA çalışanları ve bazı medya örgütleri, “hukuka aykırı” olduğu gerekçesiyle kararı mahkemeye taşımıştı.

ABD Kongresi’ndeki Küba kökenli üç siyasetçiden biri olan Mario Diaz-Balart, Trump’la görüşerek radyonun faaliyetlerinin yeniden başlamasını talep edeceğini belirtiyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı ise “durumun karmaşık ve değişken olduğunu” bildiriyor. Trump’ın atadığı Dışişleri Bakanı Marco Rubio da Küba kökenli. Cumhuriyetçi liderin Latin Amerika Özel Temsilcisi Mauricio Claver-Carone sınırlı da olsa radyonun faaliyetlerini sürdüreceğini düşündüğünü ifade ediyor.

Radyo, 1983’te dönemin ABD Başkanı Ronald Reagan tarafından kurulmuştu. Fidel Castro ve Küba Komünist Partisi karşıtı lobicilik faaliyetleriyle tanınan Küba kökenli iş insanı Jorge Mas Canosa’nın talebiyle hayata geçirilen radyo, Soğuk Savaş’ta adaya sansürsüz yayın yapmayı hedefliyordu.

NYT, Trump’ın bu kararla “Castro kardeşlerin 40 yıldır yapamadığını tek hamlede gerçekleştirdiğini” yazıyor.

Diğer yandan Radyo Marti, Soğuk Savaş'tan kalma modası geçmiş bir yayın kuruluşu olarak da görülüyordu. Radyoyu eleştirenler, Küba’daki komünist yönetim hakkında tek taraflı yayınlar yapıldığına dikkat çekiyor. Radyo, defalarca Kongre raporlarına konu olan yolsuzluk skandallarına da karışmıştı. Kuruluşa bağlı televizyon kanalı TV Marti ise Küba’da o kadar sık engellendi ki adada “Görünmeyen TV” diye adlandırılıyor.

ABD'nin Küba'ya yönelik ambargoları ilk kez 1960'da başlatıldı ve ilerleyen yıllarda kapsamı daha da genişletildi. Öte yandan ABD'nin Küba'ya yönelik ambargosunu kaldırmasına dair karar tasarısı 2012'den bu yana her yıl Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda (BMGK) kabul ediliyor. Fakat bağlayıcılığı bulunmayan BMGK kararı sadece tavsiye niteliği taşıyor ve uluslararası toplumun tutumunu gösteriyor.

Independent Türkçe, New York Times, El Pais