Madonna, Quentin Tarantino'nun Rezervuar Köpekleri'ndeki yanılgısını nasıl düzeltti?

Şarkıcı filmi izledikten sonra devreye girmiş

AFP
AFP
TT

Madonna, Quentin Tarantino'nun Rezervuar Köpekleri'ndeki yanılgısını nasıl düzeltti?

AFP
AFP

Rezervuar Köpekleri'nde (Reservoir Dogs) Madonna'nın "Like a Virgin" şarkısıyla ilgili sahne, şarkıcının Quentin Tarantino'yu düzeltmesine yol açmış.
Yönetmenin 30 yıl önce bu hafta ABD'de gösterime giren 1992 yapımı ilk filminin açılış sahnesinde ana karakterler, Madonna'nın 1984'de çıkan şarkısı "Like a Virgin" hakkında bir tartışmaya girer.
The Independent'ın haberine göre, Tarantino'nun canlandırdığı Brown karakteri, şarkının "büyük penisli bir adam isteyen bir kadın hakkında" olduğunu ileri sürer.
"Şarkının tamamı büyük penisler için bir metafor" diye ekler.
Blonde (Michael Madsen), Brown'la aynı fikirde değildir ve şarkının birkaç ilişkiden zarar görmüş ve sonunda iyi bir adam bulmuş bir kadın hakkında olduğunu düşündüğünü söyler.
Filmin gösterime girmesinden iki hafta sonra Madonna 5. albümü Erotica'yı yayımladı. Bu sıralarda Madonna'nın Rezervuar Köpekleri filminin açılış sahnesine verdiği yanıtı, albümün imzalı bir kopyasına yazdığı bir mesajla paylaştığı bildirildi.
Şarkıcının Tarantino'ya albümü, filmin yurtdışında gösterime girmesi için Avrupa'da seyahat ettiği sırada bir partide tanıştıktan sonra verdiği söyleniyor. Mesajında şöyle yazıyordu:
"Quentin'e, mesele penis değil. Aşkla ilgili. Madonna."
1987'de, Rezervuar Köpekleri yayımlanmadan yıllar önce Madonna, Rolling Stone'a verdiği bir röportajda şarkı hakkında şunları söylemişti:
"Bir şeyin beni nasıl belli bir şekilde yepyeni ve taze hissettirdiği hakkında şarkı söylüyordum ve diğer herkes bunu "Artık bakire olmak istemiyorum" şeklinde yorumladı. Beynimi s***im! Söylediğim kesinlikle bu değildi."
Rezervuar Köpekleri, 1,2 milyon dolar bütçeyle 2,9 milyon dolar hasılat elde etti. Filmin başrollerinde Tim Roth ve Steve Buscemi yer alıyor.



Trump yönetimi yarım milyon göçmene sınır dışı bildirimi gönderdi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Trump yönetimi yarım milyon göçmene sınır dışı bildirimi gönderdi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

ABD Yüksek Mahkemesi'nin, Trump yönetiminin Biden dönemindeki insani şartlı tahliye programını sonlandırmasına izin veren kararı onaylamasının ardından İç Güvenlik Bakanlığı (DHS) bu hafta Küba, Haiti, Nikaragua ve Venezuela'dan binlerce göçmene sınır dışı bildirimleri dağıtmaya başladı.

CNN'nin incelediği bildirimlerde, göçmenlere gönüllü olarak ayrılmamaları halinde, "kişisel düzenlemelerini yapıp ülkesine sorunsuz şekilde dönme fırsatı tanınmaksızın" gözaltı ve sınır dışı edilme gibi yaptırımlarla karşı karşıya kalabilecekleri uyarısında bulunuldu.

Biden yönetiminin başlattığı insani şartlı tahliye programı, koşulları sağlayan göçmenlere iki yıllık kalış izniyle Birleşik Devletler'e giriş izni veriyordu. Program kapsamında, söz konusu 4 ülkenin yaklaşık 530 bin yurttaşına ABD’ye giriş izni verilmişti.

Trump yönetimi, "yeterince incelemeden geçirilmemiş" göçmenlerin ülkeye girişine izin verdiği gerekçesiyle programı eleştirmişti. Ancak program zaten başvuru sahiplerinin geçmişlerinin incelenmesini ve kamuya yük olmamaları için bir mali sponsor bulmalarını şart koşuyor.

Görsel kaldırıldı.
Sığınma talebinde bulunan bir göçmen, Trump'ın göreve başlamasının ardından CBP One uygulamasında randevusunun iptal edildiğini gösteriyor (AP)

Yüksek Mahkeme, yönetimin programı durdurma yönündeki acil talebini geçen ay kabul ederek DHS'in program kapsamında ABD'de yaşayanlara sağlanan güvenceleri kaldırmaya başlamasının önünü açtı.

DHS çarşamba günü yayımladığı açıklamada programa kayıtlı kişilerin çalışma izinlerini iptal edeceğini doğrulamıştı.

DHS Halkla İlişkiler Bakan Yardımcısı Tricia McLaughlin yaptığı açıklamada, "Biden yönetimi Amerika'ya yalan söyledi" demişti. 

Küba, Haiti, Nikaragua ve Venezuela'dan gelen, yeterince denetlenmemiş yarım milyondan fazla yabancının ve bunların yakın aile üyelerinin bu feci şartlı tahliye programları aracılığıyla ABD'ye girmesine izin verdiler; onlara Amerikan işlerinde rekabet etme ve Amerikalı işçilerin ücretlerini düşürme fırsatı verdiler; tespit edilen sahteciliğe rağmen, kariyer memurlarına bu programları sürdürmeleri yönünde baskı yaptılar ve ardından ortaya çıkan kaos ve suçlardan Kongre'deki Cumhuriyetçileri sorumlu tuttular.

Biden yönetimi bu programı, sığınma başvurularında sıkça adı geçen ülkelerden gelen göçmenlere yasal ve kontrollü bir yol sunarak güney sınırındaki baskıyı hafifletme yönünde bir strateji olarak tanıtmıştı. 

Programın kaldırılmasıyla birlikte göçmen hakları savunucuları ve hukuk uzmanları, sınır dışı edilme riskiyle karşılaşanlarla ilgili bir dizi hukuki mücadele ve insani endişe dalgasına hazırlanıyor.

Bu gelişme, göçmenlikle ilgili gerginliğin tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştığı bir dönemde yaşanıyor.

Geçen hafta sonu Los Angeles'ta, Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) operasyonlarına karşı protestolar patlak vermiş ve Trump asker göndererek yanıt vermişti.

Bunun yanı sıra ülke çapında ICE karşıtı gösteriler başladı ve cumartesi günü için daha fazlası planlanıyor.

Independent Türkçe