Cubeyr: Suudi Arabistan petrolü siyasallaştırıp ABD’ye karşı bir silah olarak kullanmıyor

Suudi Arabistan Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Adil el-Cubeyr (EPA)
Suudi Arabistan Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Adil el-Cubeyr (EPA)
TT

Cubeyr: Suudi Arabistan petrolü siyasallaştırıp ABD’ye karşı bir silah olarak kullanmıyor

Suudi Arabistan Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Adil el-Cubeyr (EPA)
Suudi Arabistan Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Adil el-Cubeyr (EPA)

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu'nun Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Adil el-Cubeyr, ülkesinin petrolü siyasallaştırmadığını ve ABD'ye karşı bir silah olarak kullanmadığını belirterek, Suudi Arabistan'ın ABD'ye zarar vermek için petrol üretimini azalttığı iddialarını reddetti.
Cubeyr dün Fox News’e verdiği röportajda, “Petrol bir silah değil. Savaş uçağı veya tank değil. Bize göre petrol, büyük bir ilgi duyduğumuz küresel ekonomi için önemli bir emtia. Ancak petrolü veya onunla ilgili kararları siyasallaştırmıyoruz” şeklinde konuştu.
Suudi Bakan, ülkesinin bunu ABD'ye zarar vermek veya siyasi nedenlerle yapabileceği fikrinin doğru olmadığını söyledi.
Geçtiğimiz Çarşamba günü, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve Rusya'nın da dahil olduğu OPEC+ petrol üretiminde günlük 2 milyon varil kesintiye gidilmesi konusunda anlaştı. Bu anlaşma 2023 yılına kadar sürecek. Toplantılar 6 ayda bir yapılıp, OPEC+ izleme komitesi piyasa gelişmelerini takip etmek için iki ayda bir toplanacak.
ABD petrol endüstrisinin zayıflığına dikkati çeken Cubeyr, akaryakıt fiyatlarındaki artışın nedeninin petrol rafinerilerinde 20 yıldır yaşanan kıtlıktan kaynaklandığını bildirdi. Suudi Arabistan, ABD’deki akaryakıt fiyatlarının yüksekliğini Amerikan rafinelerinin üretim eksikliğine bağlıyor.
Cubeyr, Suudi Arabistan ile ABD arasındaki ilişkinin stratejik, ortaklık ve ittifaka dayalı olduğunu vurguladı.
Suudi Arabistan’ın petrol piyasalarında istikrarı sağlama taahhüdüne değinen Cubeyr, “Petrol piyasalarında istikrarı sağlamaya kararlıyız. Enerji piyasalarında herhangi bir çöküşün olmaması için proaktif bir şekilde hareket ediyoruz” dedi.
OPEC+'ın petrol üretimini azaltma kararına Beyaz Saray’dan tepki gecikmedi. Beyaz Saray Ekonomi Danışma Brian Deese, kararın büyük bir sorun oluşturacağına dikkati çekti.
Önceki gün ABD Başkanı Joe Biden, OPEC+ ülkelerinin petrol üretimini azaltma planlarından duyduğu hayal kırıklığını dile getirerek, ABD'nin kendisine sunulan alternatifleri incelemekte olduğunu söyledi.



Katar, İran-İsrail ateşkesinde son dakika arabuluculuğunu açıkladı

TT

Katar, İran-İsrail ateşkesinde son dakika arabuluculuğunu açıkladı

Katar, İran-İsrail ateşkesinde son dakika arabuluculuğunu açıkladı

Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) Katar'ın el-Udeyd Hava Üssü’ne yönelik füze saldırılarına rağmen Katar'ın İran ve İsrail arasında ateşkes anlaşmasına varılması için yoğun çaba sarf ettiğini açıkladı.

Doha'yı ziyaret etmekte olan Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam ile düzenlediği ortak basın toplantısında konuşan Al Sani şu ifadeleri kullandı: “Ateşkes konusuyla ilgili olarak Katar devleti, ateşkesin istikrarını sağlayacak bir anlaşmaya varmak için Katar Emiri Şeyh Temim'in hem ABD tarafı hem de İran Cumhurbaşkanı ile gerçekleştirdiği temaslar aracılığıyla büyük çaba sarf etti… Bu sürecin başarısı nihayetinde ilgili tarafların iradesine ve kararlılığına bağlıdır.”

Al Sani, Katar Emiri'nin İran Cumhurbaşkanı ile yaptığı bir telefon görüşmesini de açıklayarak şunları söyledi: “Sayın Emir, İran Cumhurbaşkanı ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi ve bu görüşmede Katar'ın komşu bir ülke olarak her zaman bölgenin güvenlik ve istikrarını korumaya çalıştığını vurguladı.”

sdfrgt
Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani (DPA)

Al Sani, “Durumu alevlendirmeyi amaçlayan tüm girişimlere rağmen Katar olayları akıllıca ele almaya devam edecektir” dedi.

Bununla birlikte, İran'ın Katar'a yönelik füze saldırısının ülkenin egemenliğinin ihlali olduğunu vurguladı. Al Sani, “Yaşananlar Katar devletinin egemenliğinin ihlalidir ve bu kabul edilemez; ülkenin güvenliğini ve egemenlik haklarını korumak için uluslararası hukuk ve kabul edilen sözleşmeler uyarınca gerekli hukuki ve siyasi tedbirler alınacaktır” şeklinde konuştu.

Al Sani, İran ile İsrail arasındaki ateşkesin önemini vurgulayarak, ABD ve İran'ı müzakere masasına geri dönmeye çağırdı. Al Sani, “Ateşkesin kararlaştırıldığı şekilde devam edeceğini umuyor ve Katar devletinin her zaman istediği kapsamlı bir diplomatik çözüme ulaşmak için ABD ve İran taraflarını müzakere masasına dönmeye çağırıyoruz” ifadesini kullandı.

Al Sani sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm tarafların çıkarlarını garanti altına alan adil bir anlaşma çerçevesinde, nükleer silahlardan arındırılmış, güvenli ve istikrarlı bir bölge için çalışmanın önemine inanıyoruz. İran'ın da komşu bir ülke olarak anlayış ve yapıcı bölgesel iş birliği çerçevesinde güvenlik, istikrar ve büyüme arzusunda olduğunu yineliyoruz.”

Al Sani, “Bölgedeki olayları her zaman sorumluluk ruhu ve bilgelik gözüyle ele almalıyız. İsrail'in bölgeye ve İran'a yönelik tekrarlanan saldırganlığı gerilimin daha da artmasına yol açmakta ve bölgedeki istikrarsızlık durumunu daha da kötüleştirmektedir. Bu düşmanca yaklaşımın devam etmesi bölgeyi daha karmaşık ve tehlikeli yollara sürüklemekte ve bölgesel barış ve güvenliği önemli ölçüde tehdit etmektedir” ifadelerini kullandı.

Katar'ın hava savunma sistemlerinin İran füzelerine karşı gösterdiği başarı konusunda ise Al Sani şunları söyledi: “Katar'ın bugün açıkça teyit ettiği mesaj, güvenliğini korumak, topraklarını ve halkını savunmak için tam kapasiteye sahip olduğudur. Katar Silahlı Kuvvetleri etkinliğini ve yüksek hazırlık düzeyini kanıtlamış ve herkese Katar devletinin kendisini, vatandaşlarını ve topraklarında yaşayanları tam güç ve yeterlilikle savunabileceği yönünde güçlü bir mesaj göndermiştir.”

Katar Silahlı Kuvvetleri’nin ‘söz konusu saldırıya karşı koymada kahramanca bir hareket’ sergilediğini ve düşman füzelerinin biri hariç hepsini durdurup düşürdüğünü belirten Al Sani, “Bu performans silahlı kuvvetlerimizin sahip olduğu yüksek hazırlık ve profesyonellik düzeyini yansıtmakta ve anavatanın güvenlik ve egemenliğini yetkinlikle koruma kabiliyetlerini teyit etmektedir” dedi.

Al Sani ayrıca, İsrail'in Lübnan topraklarına yönelik saldırılarını da kınayarak şunları söyledi: “İsrail'in ateşkesi sürekli ihlal etmesini ve Lübnan'ın egemenliğine yönelik saldırılarını açık ve kesin bir dille kınıyoruz… Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ni sorumluluklarını yerine getirmeye ve İsrail'in bölgenin istikrarını tehdit eden bu sorumsuz hareketlerini durdurmaya çağırıyoruz.”