Jennifer Lawrence: Açlık Oyunları'nda oynadıktan sonra kendimi eşya gibi hissettim

Ünlü oyuncu, bir anda gelen şöhretin nasıl hissettirdiği hakkında konuştu

Jennifer Lawrence (Reuters)
Jennifer Lawrence (Reuters)
TT

Jennifer Lawrence: Açlık Oyunları'nda oynadıktan sonra kendimi eşya gibi hissettim

Jennifer Lawrence (Reuters)
Jennifer Lawrence (Reuters)

Jennifer Lawrence, kariyerinin başında bir anda hızla ünlendikten sonra "kontrolünü kaybettiğini hissettiğini" söyledi.
Lawrence, 2012'de Açlık Oyunları'nın (Hunger Games) büyük başarısının ve 2013'te Umut Işığım'la (Silver Linings Playbook) Oscar kazanmasının ardından yaşadıklarını BFI Londra Film Festivali'nde anlattı.
Ünlü oyuncu, Umut Işığım'la En İyi Kadın Oyuncu Oscarı'nı kazandıktan sonraki dönemi "aşırı derecede bunaltıcı" diye tanımladı.
Lawrence şöyle devam etti: 
"Açlık Oyunları'nın gösterime girmesiyle Oscar kazandığım dönem arasında kendimi bir eşya gibi hissettim. Verdiğim her karar, büyük bir grubun kararıymış gibi geliyordu."
Ünlü oyuncu, "Şimdi dönüp baktığımda o yıllar aklıma gelmiyor çünkü resmen kontrolümü kaybetmiştim" yorumunu yaptı.
Lawrence, büyük Hollywood filmlerinde oynadıktan sonra 2018'de kendi yapım şirketi Excellent Cadaver'ı kurdu.
Yapım şirketinin yakın zamanda yayımlanacak ilk filmi Causeway'de aynı zamanda başrolde yer alan Lawrence şunları söyledi:
"Yapım şirketimin ilk işinin bağımsız bir film olması şans eseri denk geldi. Benim de köklerim bağımsız filmlere dayanıyor ve tüm kariyerimi de bunun üstüne kurdum."
Bu filmle kimliğini geri kazandığını belirten ünlü oyuncu, "Uzun süre sonra ilk kez bir rol böyle kişisel hissettirdi" diye açıkladı. 
Lila Neugebauer'ın yönetmenlik yaptığı bu ilk filmde Lawrence, ABD'nin Louisiana eyaletindeki New Orleans şehrine dönen ve buradaki hayata uyum sağlamaya çalışan bir askeri canlandırdı.
Film 4 Kasım'da Apple TV+'ta gösterime girecek.
Independent Türkçe, Variety, Page Six



Yaşlılıkta hastalıklardan koruyan beslenme biçimleri açıklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Yaşlılıkta hastalıklardan koruyan beslenme biçimleri açıklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, yediklerimizin hayatımızın ilerleyen dönemlerinde yakalanacağımız kronik hastalıkların miktarını belirleyebileceği konusunda uyarıyor.

Araştırma sebze-meyve, balık ve doymamış yağlar bakımından zengin Akdeniz diyeti gibi sağlıklı bir beslenme düzeninin yaşlılarda demans da dahil olmak üzere kronik hastalıkların gelişimini yavaşlatabileceğini ortaya koydu. İşlenmiş et ve şeker açısından zengin, iltihabı artıran diyetlerse bu süreci hızlandırabilir.

İsveç'teki Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar, 4 diyetin yaşlılardaki kronik hastalıklar üzerindeki etkilerini inceledi.

İncelenen diyetlerden üçü sağlıklı ve sebze, meyve, tam tahıl, kuruyemiş, baklagiller ve doymamış yağların alımına; şekerli yiyecekler, kırmızı et, işlenmiş et ve tereyağı/margarin tüketimininse azaltılmasına odaklanıyor.

Diğer yandan dördüncü diyet iltihaplanmaya yol açıyor ve daha az sebze, çay ve kahve; daha çok kırmızı ve işlenmiş et, rafine tahıllar ve şekerli içecek tüketimini içeriyor.

Araştırmacılar İsveç'teki 60 yaş ve üstü 2400 yetişkinin beslenmelerini 15 yıl boyunca izleyip kronik hastalıklarını takip etti.

Alınan besinleri, gıda sıklığı anketleri ve şu 4 diyet örüntüsüne bağlılıkla ölçtü: Ampirik Diyet İnflamatuar İndeksi (EDII), AHEI, Alternatif Akdeniz Diyeti (AMED) ve MIND (Nörodejeneratif Gecikme için Akdeniz - Dash Müdahalesi).

Multimorbidite, kronik hastalıkların sayısıyla tanımlanıp organ sistemlerine göre (kas-iskelet, kardiyovasküler ve nöropsikiyatrik) gruplandırıldı.

Nature Aging adlı bilimsel dergide yayımlanan sonuçlar, sağlıklı diyetleri benimseyenlerde kronik hastalıkların daha yavaş geliştiğini ortaya koydu.

Örneğin, başta AMED, AHEI ve MIND olmak üzere sağlıklı beslenme örüntülerine uzun süreli bağlılık, yaşlılarda kronik hastalıkların daha yavaş gelişmesiyle bağlantılı çıktı.

Bu, kardiyovasküler hastalıklar ve demans için geçerli olsa da kas ve kemiklerle ilgili hastalıklarda böyle bir bağlantı görülmedi.

Ancak iltihaplanma oluşturan diyeti benimseyenlerde kronik hastalık riski arttı.

Karolinska Enstitüsü'ndeki Yaşlanma Araştırma Merkezi, Nörobiyoloji, Bakım Bilimleri ve Toplum Bölümü'nde doktora sonrası araştırmacı olan ortak birinci yazar Adrián Carballo-Casla, "Sonuçlarımız, yaşlanan popülasyonlarda multimorbiditenin gelişimini diyetin ne kadar önemli ölçüde etkilediğini gösteriyor" diyor.

Diyetin koruyucu etkileri, yaşlanmaya bağlı hastalıklarda kilit önem taşıyan bir faktör olan iltihaplanmanın azalmasıyla açıklanabilir.

Araştırma makalesinin yazarları, uzun ömür üzerinde en büyük etkiye sahip olabilecek diyet önerilerini ve yaşlarına, cinsiyetlerine, psikososyal geçmişlerine ve kronik hastalıklarına göre bunlardan en fazla yararlanabilecek yaşlı gruplarını belirleyerek araştırmalarını ilerletmek istiyor.

Independent Türkçe