Hafter'in Libyalılara sık sık ‘sokağa çıkmaları’ çağrısında bulunması ne anlama geliyor?

Bazıları bunun ‘balon bir söylem’ olduğunu düşünürken bazıları da ‘Dibeybe’yi hedef aldığını’ düşünüyor

Libya Ulusal Ordusu Başkomutanı Mareşal Halife Hafter (LUO Genel Komutanlığı)
Libya Ulusal Ordusu Başkomutanı Mareşal Halife Hafter (LUO Genel Komutanlığı)
TT

Hafter'in Libyalılara sık sık ‘sokağa çıkmaları’ çağrısında bulunması ne anlama geliyor?

Libya Ulusal Ordusu Başkomutanı Mareşal Halife Hafter (LUO Genel Komutanlığı)
Libya Ulusal Ordusu Başkomutanı Mareşal Halife Hafter (LUO Genel Komutanlığı)

Libyalı politikacılar ve analistler, ülkenin içinde bulunduğu duruma karşı Libyalılara sık sık sokağa çıkmaları çağrısında bulunan Libya Ulusal Ordusu (LUO) Başkomutanı Mareşal Halife Hafter hakkında farklı görüşlere sahipler. Bazıları, ülkedeki mevcut durumla ilgili yurttaşların öfkesinin artmasının aslında onları sokaklara çıkmaya itebileceğini düşünürken bazıları bu çağrıları sadece ‘balon bir söylem ve verilen bir takım mesajlar’ olarak nitelendirdi.
Libya Temsilciler Meclisi (TM) üyesi Ali et-Tekbali, “Hafter'in sokağa çıkma çağrısı, Libya'yı içinde bulunduğu krizden çıkarmak için önerilen tüm girişimlerin ve çözümlerin başarısız olmasının ardından ortaya çıkan siyasi çıkmazın yanı sıra Libyalıların yaşam koşullarından duydukları hoşnutsuzlukta onların yanında olduğunu ilan ettiği bir mesajdır” değerlendirmesinde bulundu.
Şarku’l Avsat’a konuşan Tekbali, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hafter, özetle şekline ve zamanlamasına karar verme özgürlüğüne sahip olan halk tarafından başlatılacak herhangi bir protesto hareketini korumaya hazır olduğunu, ancak bunun artık uluslararası ve bölgesel olarak kabul edilebilir olmadığını bildiğinden askeri bir adımdan bahsetmediğini söylüyor.”
Halkın bu çağrıya vereceği yanıtla ilgili beklentilere değinen Tekbali, “Şu ana kadar herhangi bir yanıt belirtisi olmasa da durum hiçbir iyileştirme olmadan bu şekilde devam ederse ya da gençlerin öfkesi kontrol altına alınmazsa, Libyalılar kendi kararlarını alabilir ve böylece LUO bu ivmeyi ülkeye hizmet etmek için kullanmaya çoktan hak kazanmış olabilir” ifadelerini kullandı. Türkiye'nin mutabakatı görev süresi dolan bir hükümetle imzalamasından ötürü Türkiye ile yapılan son mutabakatın tüm yurtseverleri kızdırdığını söyleyen Tekbali,  söz konusu mutabakatın Türkiye’nin Tobruk'tan el-Hums'a kadar olan bölgenin tamamını elde edeceğini ve petrol ve gaz arama çalışmalarının üretimden pazarlamaya kadar tüm aşamalarına katılmasını sağlayacağını da sözlerine ekledi.
Öte yandan Libya Siyasi Diyalog Forumu (LSDF) üyesi Ahmed eş-Şarkasi, Hafter'in sokağa çıkma çağrısı yaptığı siyasi sınıfın, özellikle başkent Trablus’ta para ve karar verme gücüne sahip oldukları için Abdulhamid ed-Dibeybe’nin başbakanı olduğu Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) yetkilileri ve destekçileri olduğunu belirtti.
Şarkasi, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih’in desteklediği Fethi Başağa’nın başbakanı olduğu İstikrar Hükümeti’nin düşmesinin Hafter'e ‘Libya sahnesinde yeni bir statü kazandırmayacağını’ söyledi. Bu arada Hafter’in çağrılarının ciddiyetini kanıtlamak ve Libya genelinde onlar karşısında daha fazla halk desteği çekmek amacıyla ülkenin doğusunda adı yolsuzluğa karışan ‘ensesi kalınlara’ karşı bir kampanya başlatması bekleniyor.
Hafter'i UBH’ye karşı sokağa çıkma çağrısı yapmaya iten nedenlere değinen Şarkasi, bunun Dibeybe ve eski rejimin destekçileri tarafından desteklenen ve Libya'nın güneyinde LUO’nun kontrolü altındaki bölgelerde gerilimi artırmayı amaçlayan bir takım planların olduğu iddialarından kaynaklandığını söyledi.
 'Global Initiatives' kuruluşundan araştırmacı Celal el-Harşavi, Hafter'in sokağa çıkma çağrısının sadece Dibeybe’yi hedef aldığı değerlendirmesinde bulundu. Bu çağrının aynı zamanda Türkiye'ye Dibeybe’nin ülkenin çok küçük bir bölümünü kontrol ettiği yönünde bir mesaj olduğunu da söyleyen Harşavi, “Hafter’in bundan sonraki konuşmalarında Dibeybe ile Ankara arasında imzalanan mutabakat muhtırasını kullanacağı tahmin ediliyor. Ancak bu ülkenin doğusunun Dibeybe hükümetini kabul etmemesi nedeniyle pek önem taşımıyor” şeklinde konuştu.
Şarku’l Avsat’a değerlendirmede bulunan Harşavi, “Önemli olan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı’nın kısa bir süre içinde Libya'nın doğusunu ziyaret edeceğini açıklaması ve bu ziyaret sırasında Türk şirketlerin ticari faaliyetlerinin ele alınacak olmasıdır” dedi.
Diğer taraftan Libya Devlet Yüksek Konseyi (DYK) üyesi Muhammed Mazeb, Hafter’in sokağa çıkma çağrılarının ‘balon bir söylemden’ ibaret olduğunu söyledi. Mazeb, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Bunlar, özellikle ülkenin doğusunda, halen varlığını koruduğu ve etkili olduğu anlamına gelen, içeriden ziyade dışarıya verilen mesajlardır. Hafter’in hedefi cumhurbaşkanlığı. Fakat şansının zayıf olduğunu biliyor ve umutsuzluk hüküm sürmeye devam ederse, özellikle kendisiyle Akile Salih arasındaki görüş ayrılığı çerçevesinde yeniden sınırlı bir askeri maceraya atılabileceğinden korkuyor” ifadelerini kullandı.  Mazeb, Salih’in ülkenin batısındaki iktidarı ele geçirmek isteyenlerle dilediği zaman anlaşma yapabileceği siyasi kartlara zaten sahip olduğunun da altını çizdi.
Libyalı siyasi analist Ahmed Cuma Ebu Arkub ise Hafter'in açıklamalarını seçimler için propaganda kampanyasının başlangıcı olarak nitelendirdi. Ebu Arkub’a göre Hafter, başkent Trablus’a yönelik askeri operasyondan sonra popülaritesindeki düşüşü hissettiği için erken bir adım attı.
Hafter’in çağrılarına ilişkin TM ve Başağa hükümetinden herhangi bir yorum ya da resmi bir açıklama gelmemesine rağmen Ebu Arkub, Hafter'in müttefiklerinden, özellikle de büyük aşiret desteğine sahip olduğu için halen doğunun liderliği için rakibi olarak görülen Salih'ten ayrı ve tek taraflı olarak hareket ettiğinin görülmeye başlandığını da sözlerine ekledi.



Birleşik Krallık: Filistin devletinin tanınması Hamas için bir ödül değil

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer (Reuters)
Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer (Reuters)
TT

Birleşik Krallık: Filistin devletinin tanınması Hamas için bir ödül değil

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer (Reuters)
Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer (Reuters)

 

Birleşik Krallık bugün, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki durumu iyileştirmek ve barışı sağlamak için adımlar atmadığı takdirde Filistin devletini tanıma planları yaparak Hamas'ı ödüllendirdiği yönündeki eleştirileri reddetti.

Gazze Şeridi'nde son günlerde zayıf düşmüş çocukların görüntüsü dünyayı şok etti. Bir küresel açlık gözlemevi dün, Gazze Şeridi'nde kıtlığın ortaya çıktığı ve yaygın ölümleri önlemek için acil önlemlerin alınması gerektiği konusunda uyarıda bulundu.

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer'ın İsrail'e eylül ayı için son tarih belirleyerek verdiği uyarı, İsrailli mevkidaşı tarafından hemen kınandı. İsrailli mevkidaşı, Starmer'ın Hamas’ı ödüllendirdiğini ve 2023'teki sınır ötesi saldırısında ölen ve yaralananları cezalandırdığını söyledi.

Öte yandan ABD Başkanı Donald Trump, Hamas'ın bağımsız bir Filistin devletini tanıyarak ödüllendirilmemesi gerektiğine inandığını söyledi.

Bu eleştiriye yanıt olarak, hükümet tarafından bir dizi medya röportajında soruları yanıtlamakla görevlendirilen Birleşik Krallık Ulaştırma Bakanı Heidi Alexander bugün yaptığı açıklamada, bunun Birleşik Krallık'ın planını tanımlamak için doğru bir yol olmadığını ifade etti.

LBC radyosuna konuşan Alexander, “Bu Hamas için bir ödül değil, çünkü Hamas korkunç zulümler işleyen aşağılık bir terör örgütü. Mesele Filistin halkıyla ilgili. Mesele Gazze'de açlıktan ölen çocuklarla ilgili” ifadelerini kullandı.

Alexander, “İsrail hükümetine, Gazze Şeridi'ne yardım girişine getirilen kısıtlamaları kaldırması için baskı yapmalıyız” dedi.

Fransa geçen hafta, eylül ayında Filistin devletini tanıyacağını duyurdu.

Ardışık İngiliz hükümetleri, bu kararın en etkili olduğu zamanda Filistin devletini tanıyacaklarını açıklamıştı.

Dün televizyonda yayınlanan bir konuşmasında Starmer, bu zamanın geldiğini belirterek Gazze Şeridi'ndeki acıları vurguladı ve iki devletli çözümün, yani Filistin devletinin İsrail ile barış içinde bir arada yaşamasının tehdit altında olduğunu belirtti.

Starmer, İsrail'in Gazze Şeridi'ne daha fazla yardımın girmesine izin vermek için somut adımlar atmaması, Batı Şeria'yı ilhak etmeyeceğini açıkça ilan etmemesi ve iki devletli çözüme yol açacak uzun vadeli bir barış sürecine bağlı kalmaması halinde, Birleşik Krallık'ın eylül ayında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda bu adımı atacağını bildirdi.