Yatırıma dönüştürülemeyen ve potansiyelinden tam olarak yararlanılamayan zenginlik: Irak’ın madenleri

Bu kanunlardan yararlanmaya katkı sağlayacak kanunların çıkarılması ve yabancı şirketlerin bunları çıkarmaya ve ihraç etmeye teşvik edilmesinin gerekliliği konusunda çağrılar

Irak petrol zenginliğine ek olarak muazzam maden zenginliğine sahip (AFP)
Irak petrol zenginliğine ek olarak muazzam maden zenginliğine sahip (AFP)
TT

Yatırıma dönüştürülemeyen ve potansiyelinden tam olarak yararlanılamayan zenginlik: Irak’ın madenleri

Irak petrol zenginliğine ek olarak muazzam maden zenginliğine sahip (AFP)
Irak petrol zenginliğine ek olarak muazzam maden zenginliğine sahip (AFP)

Irak, Mezopotamya'nın genel bütçesinin büyük bir bölümünü karşılayan petrol zenginliğinin yanı sıra birçok maden zenginliğine de sahip. Bu zenginlik, madencilik ve inşaat sektörleri için yatırım fırsatları oluşturuyor. Ancak birçok engelle karşılaşıyor.
Bugün Irak'ın bu servete yatırım yapması ve ulusal ekonominin önemli bir kolu olmak için gelecek planları geliştirmesi gerekiyor. Ekonomi, Sanayi ve Ticaret Komitesi geçtiğimiz Perşembe günü Yatırım ve Kalkınma Komitesi ile Sanayi ve Maden Bakanlığı'nın üst düzey kadrosunun da katılımı ile yaptığı ortak toplantıda maden yatırım kanunu taslağını ele aldı.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia kaynaklı haberine göre, Temsilciler Meclisi'ndeki Medya Departmanı tarafından yapılan açıklamada, "Oturum Başkanı Milletvekili Muhammed Abdu Rabbu, komite merkezinde gerçekleştirilen toplantıda, Irak'ta sanayi gerçekliğine uygun bir şekilde yasanın düzenlenmesini ve sanayiyi geliştirecek değişiklikleri gündeme getirdiklerini vurguladı. Toplantıda kanun taslağının en önemli maddeleri görüşüldü. Sanayi Bakanlığı'nın temsil ettiği hükümet tarafının yanı sıra sanayiciler ve fabrika sahipleri de dahil olmak üzere özel sektörün önerilerinin alınması kararlaştırıldı. Toplantı sırasında, ilk okuma için yasanın bazı paragraflarında değişiklik yapıldı” dedi.  
Açıklamada, katılımcıların, taş ocakları ve madenler de dahil olmak üzere maden yatırımlarının geliştirilmesine katkıda bulunmak ve yabancı ve Iraklı şirketleri bu hayati sektöre yatırım yapmaya teşvik etmek için bu tür yasaların çıkarılması gerektiğini vurguladığına işaret edildi.

Henüz yatırım yapılmadı
Uluslararası İktisat Profesörü Nevvar es-Saadi konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Irak, petrol zenginliğine ek olarak muazzam bir maden zenginliğine sahip. Ancak bu zenginlik henüz yatırıma dönüştürülmedi ve potansiyelinden tam olarak yararlanılmadı. Irak için 1981 yılında hazırlanan gelecek planına göre ülkedeki tüm maden ve gaz kaynaklarının yatırımı 2050'den sonraki kuşağa ait olacak. Bu karara karşı çıkan pek çok ekonomist var fakat bana göre bu servete geçmişte yatırım yapılmış olsaydı, tıpkı son 20 yılda petrol gelirlerinin çarçur edilmesi gibi şimdiye çarçur edilmiş olurdu” ifadelerini kullandı.
Saadi, Irak'taki bu madenlerin petrolün tükenmesinden sonra önemli bir kaynak olabileceğini, ancak bunları çıkarmak ve ihraç etmek için uluslararası şirketlere ihtiyaç duyulduğunu düşünüyor. Ayrıca bu madenlerin ülke geneline dağılmış olması nedeniyle petrolden daha adil gelir sağlayacağını ifade ediyor. Irak Jeoloji Araştırmaları Kurumu'nun Tikrit, Babil ve Anbar üniversiteleri ile işbirliği içinde yaptığı son araştırma, Irak'ın doğusundan batısına kuzeyinden güneyine yayılmış durumda uranyum, altın, gümüş, kırmızı cıva ve serbest kükürt gibi bazı nadir minerallerin yanı sıra demir, bakır, kalay, krom, nikel, alüminyum ve diğer mineraller de dahil olmak üzere büyük miktarlarda birçok madene sahip olduğunu ortaya koydu.
Saadi, son araştırmanın o zamanlar Irak'taki en büyük arama kampanyasının İngiliz şirketlerine verildiği 1966 yılındaki verilere dayandığını ve o sırada Bağdat'ın ‘petrolün tükenmesinden sonra nesillerin geleceğini güvence altına almak’ şiarı ile şirketlerin yatırıma başlama tekliflerini reddettiğini açıkladı. Ayrıca, altın, cıva, uranyum ve bakır gibi ülkenin minerallerinin yaklaşık yüzde 80'ine yatırım yapılmadığına da dikkati çeken Saadi, Irak'ın güneyinde çeteler tarafından gerçekleştirilen ve komşu bir ülkeye kaçırılan cıva hırsızlığı operasyonlarından bahsetti.
Irak’ın şu an gelecek planlarını geliştirmeye ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Uluslararası İktisat Profesörü, “Bu nedenle devlet, 1988 tarihli 91 sayılı Maden Yatırım Kanunu’nun değiştirilmesini denetlemeli ve bu alanda düşüncenin gelişimi ve ülkenin ekonomik yönelimi doğrultusunda maden ve madenciliği canlandırmaya imkân verecek şekilde yeni bir kanun hazırlamalıdır. Sektör gelecekte ülke ekonomisinin önemli bir kolu haline gelecektir” dedi. Ayrıca Sanayi ve Maden Bakanlığı'na bağlı laboratuvarların kurulması ve mevcut laboratuvarların korunması için çalışmalar yürütülmesinin gerekliliğine işaret etti. Saadi, Irak'taki bazı vilayetlerde özel sektörü dahil etmenin ve ofisler açmanın önemine ek olarak, bu ofislerin, yatırımlarını nasıl ele alacakları konusunda onlara rehberlik etmenin yanı sıra, her ildeki yerel yönetimlere danışmanlık hizmeti de vermenin önemli olduğuna inanıyor.
Irak'taki çeşitli maden zenginliklerine, ülke için büyük mali kaynaklara ulaşılmasını garanti edecek şekilde yatırım yapılmadığını düşünen Saadi, “Ancak mali ve idari yolsuzluğun yaygınlaşması, kota yaklaşımının benimsenmesi, ekonomik bir stratejinin olmaması, siyasi ve güvenlik istikrarsızlığı; maden arama ve maden zenginliği yatırımını engelleyen faktörlerdir. Bununla birlikte kükürt, fosfat ve yüksek saflıkta silika yatırımı, devlet hazinesine yılda 4 ila 6 milyar dolar arasında gelir sağlayabilir. Bu nedenle, Irak'taki ilgili makamların maden yatırımı için bir yol haritası çıkarması, bu konuda bilgi vermesi ve maden yatırımı konusunda saygın uluslararası şirketlere yatırım fırsatları sunması gerekmektedir. Ulusal ekonomik sektörleri yabancı sermayenin egemenliğinden korurken, devletin ülkenin stratejik madencilik politikalarını belirlemesi, devlet ve özel sektör tarafından uygun şekilde uygulanmasını izlemesi ile ulusal servetin kontrol edilmesini engelleyen, her iki tarafın da çıkarlarını garanti eden yatırım yasasına göre bu bağlamda birçok şirket bulunuyor” şeklinde konuştu.
Irak'taki madenlerin birçoğunun hala yerinde olduğunu ve iyi yatırım yapılmadığını kaydeden Saadi, ayrıca maden yatırımı için paraya ve entegre bir yasaya ihtiyaç olduğunu söyledi. Ancak bahsedilenlerin tümünün, siyasi istikrar, devletin ve hukukun gücünü ister yatırımcılara ister yerel ve uluslararası şirketlere kontrol edip dayatabilecek güçlü bir hükümet olduğunda uygulanabileceğine dikkati çekti.

Yatırım fırsatları
Öte yandan Ekonomi Araştırmacısı Bessam Raad, Irak'ın topraklarının farklı bölgelerinde fosfat, serbest kükürt, silis kumu ve diğerleri gibi endüstriyel metalik ve metalik olmayan birçok mineral cevherine sahip olduğunu ve bunların madencilik ve inşaat sektörleri için yatırım fırsatları oluşturduklarını söyledi. Ancak mevzuat eskiliği ve buna yatırım yapma konusundaki ilgisizliği, bu alanda çıkarılan son yasanın 1988 tarihli 91 Sayılı kanun olması nedeniyle çeşitli engellerle karşı karşıya olduğuna işaret etti. Bu yasanın, maden sektöründeki yatırımların genel hatlarını ve kurallarını tanımladığını söyleyen Raad, söz konusu yasanın, ham minerallerin ihracatına izin vermediğini ancak imalat sanayileri alanındaki fabrikaların bunlara dayanmasına ve mamul maddelerin yurtdışına ihraç edilmesine olanak sağladığını ifade etti.
Raad, geçtiğimiz dönemde finansal yatırımların bu kaynakları en iyi şekilde kullanmaya yönelik yapılmadığını, bu nedenle de bu servetin yatırımıyla uyumlu bir kanunun çıkarılmasının gerekliliğinin altını çizdi. “Yeni mevzuat, üretim ve geliştirme felsefesine dayanmalı” diyen Raad, madencilik sektörü ve ilgili imalat sanayilerinin ekonomik çeşitlendirme için en önemli seçeneklerden birini temsil ettiğinden devletin kalkınma planlarında bu sektöre odaklanmasının zaruri olduğunu savundu.



ABD'de tarım krizi: İşçilerin yüzde 70'i gitti

On milyarlarca dolarlık meyve ve sebze, Kaliforniya'daki göçmenler tarafından elle toplanıyor (Reuters)
On milyarlarca dolarlık meyve ve sebze, Kaliforniya'daki göçmenler tarafından elle toplanıyor (Reuters)
TT

ABD'de tarım krizi: İşçilerin yüzde 70'i gitti

On milyarlarca dolarlık meyve ve sebze, Kaliforniya'daki göçmenler tarafından elle toplanıyor (Reuters)
On milyarlarca dolarlık meyve ve sebze, Kaliforniya'daki göçmenler tarafından elle toplanıyor (Reuters)

ABD'de Donald Trump yönetiminin göçmenlere yönelik sınır dışı ve gözaltı uygulamalarını artırması bir yandan protesto gösterilerine yol açarken diğer yandan da ekonomiyi olumsuz etkiliyor. 

Reuters, Kaliforniya tarlalarındaki mahsulün toplanmadan kaldığını bildiriyor. 

Birleşik Krallık merkezli haber ajansına konuşan çiftçi Lisa Tate, Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi'nin (ICE) düzenlediği baskınların etkilerinin sahada hissedildiğini vurguluyor. 

6 nesildir bu işi yaptıklarını belirterek şöyle diyor:

Tarlalarda çalışan işçilerin yaklaşık yüzde 70'i gitti. Eğer işgücünüzün yüzde 70'i yok olduysa mahsulün de yüzde 70'i toplanmaz ve bir günde çürüyüp gidebilir. Amerikalıların çoğu bu işi yapmak istemiyor. Buradaki çoğu çiftçi zar zor geçiniyor. Bunun bardağı taşıran son damla olmasından, pek çok kişinin batmasından korkuyorum.

Adını vermek istemeyen Meksikalı bir tarımcı geçen hafta çilek ektiklerini anlatırken eskiden 300 kişiyle bu işi yaptıklarını ancak bu sene işçi sayısında 80'de kaldıklarını aktardı. 

Bir başkası da önceden tarlada 80 kişiyle çalıştıklarını ama artık sayının 17'ye kadar indiğini vurguladı. 

csdfgthy
Endişeli tarım işçileri, marketlere ABD pasaportuna sahip olan çocukları gönderdiğini söylüyor (Reuters)

İşçiler tarlalarda yakalanırlarsa ailelerini bir daha görememekten korkuyor. Bir tanesi durumlarını şöyle anlattı:

Sabah korkarak uyanıyoruz. Güneş bizi endişelendiriyor, sıcak bizi endişelendiriyor ve artık daha da büyük bir sorunumuz var: Pek çok kişi eve dönemiyor. Sokakta herhangi bir belaya karışmak istemiyorum. Hangi sebeple olursa olsun gözaltına alınanlar sınır dışı ediliyor.

Kongre Bütçe Ofisi'nin eski direktörlerinden Douglas Holtz-Eakin, tarım çalışanlarının yaklaşık yüzde 80'inin ABD dışında doğduğunun, bunların da yarısının kaçak olarak ülkede yaşadığının tahmin edildiğini bildirdi.

Cumhuriyetçi ekonomist, kaçak işçilerin kaybının fiyatları yükselteceğine işaret etti. 

ABD'de sebze hasadının üçte birinden fazlası, meyve ve kabuklu yemiş üretimininse dörtte üçünden fazlası Kaliforniya'da yapılıyor. Eyaletin 2023'te tarımdan elde ettiği gelir 60 milyar doları aştı.

Merkez sol eğilimli Brookings Enstitüsü'nden Wendy Edelberg ve Tara Watson'la muhafazakar Amerika Girişim Enstitüsü'nden (American Enterprise Institute/AEI) Stan Veuger, bir makale hazırlayarak en az 50 yıldır ilk kez görülebilecek bir değişime işaret etmişti: Bu yıl ABD'ye giden göçmen sayısı, ülkeden ayrılanlardan az olabilir. 

Washington Post'un haberinde, ABD dışında doğmuş işçilerin sayısının marttan beri bir milyondan fazla düştüğü aktarılmıştı.

Independent Türkçe, Reuters, Washington Post