Geleceğe Dönüş'ün yıldızları Comic Con'da hayranlarına duygusal anlar yaşattı

Büyük bir nostalji yaşayan hayranlardan bazıları gözyaşlarını tutamadı

İkili en son 2020'de bir hayır kurumunun düzenlediği poker turnuvasında bir araya gelmişti (Universal Studios)
İkili en son 2020'de bir hayır kurumunun düzenlediği poker turnuvasında bir araya gelmişti (Universal Studios)
TT

Geleceğe Dönüş'ün yıldızları Comic Con'da hayranlarına duygusal anlar yaşattı

İkili en son 2020'de bir hayır kurumunun düzenlediği poker turnuvasında bir araya gelmişti (Universal Studios)
İkili en son 2020'de bir hayır kurumunun düzenlediği poker turnuvasında bir araya gelmişti (Universal Studios)

1980'lerin meşhur bilimkurgu serisi Geleceğe Dönüş'ün (Back to the Future) yıldızları Michael J. Fox ve Christopher Lloyd, New York Comic Con'daki panelde bir araya geldi.
Seride Marty McFly'ı canlandıran 61 yaşındaki Fox ve Dr. Emmett Brown'ı canlandıran 83 yaşındaki Lloyd, ilk filmin vizyona girmesinden 37 yıl sonra bu etkinlikte buluşan rol arkadaşları, birbirlerinden övgüyle bahsetti.
Fox, "Geleceğe Dönüş'te oynamanın en iyi yanı Chris'le çalışmaktı" dedi.
Lloyd ise çekimlere başlamadan önce Fox'la tanışmadıklarını ama karşılaştıkları anda "kimyalarının uyduğunu" söyledi.
İkilinin buluşması, filmi çocukluklarında izleyen panel katılımcıları için büyük bir nostalji yaşattı.
Bir Twitter kullanıcısı, panel deneyimi hakkında şöyle yazdı:
"1985'te bir ergendiyseniz Michael J. Fox sizin adamınızdı. Geleceğe Dönüş'teki Marty McFly sinema tarihindeki en havalı ergendi. Onun Christopher Lloyd'a sarıldığını görmek çok güzel…"
1991'de henüz 29 yaşındayken vücut hareketlerini kontrol etmede sorunlara sebep olan Parkinson teşhisi konan Fox'un Lloyd'la bir araya gelmesi karşısında duygulanan katılımcılardan bazıları gözyaşlarını tutamadı.
O anların videosunu paylaşan bir kullanıcı, "NYCC'deki Geleceğe Dönüş panelinde ağladım" diye yazdı.

Başka birisi de "Bu ikiliyi çok seviyorum, Michael J. Fox bir savaşçı" yazarken, bir diğer kullanıcı da "Bu çok güzel. İkisini birlikte görmek harika. Michael J. Fox cesaret ve nezaketin canlı bir örneği" ifadelerini kullandı.
Fox, Parkinson teşhisi konduktan sonra hastalık hakkında farkındalık yaratmak ve yeni tedavi yöntemlerini desteklemek amacıyla Michael J. Fox Vakfı'nı kurmuştu.
1985, 1989 ve 1990'da gösterime giren Geleceğe Dönüş'ün üç filmi, dünya çapında ün kazanmıştı.
Sinema tarihinin en sevilen ve tanınan bilimkurgu filmleri arasında yer alan film, popüler kültürde referans gösterilmeye devam ediyor.
Independent Türkçe, Rolling Stone, Metro



Uzmanlar sadece tek bir aşırı işlenmiş gıdayı önerdi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Uzmanlar sadece tek bir aşırı işlenmiş gıdayı önerdi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Araştırmacılar, sosisli sandviç ve patates kızartması gibi aşırı işlenmiş gıdalarla beslenmenin Parkinson hastalığı, kardiyovasküler hastalıklar, kanser ve erken ölümle bağlantılı olduğunu daha önce göstermişti. Ancak bazı aşırı işlenmiş gıdaların sağlığımız için o kadar da kötü olmayabileceği ortaya çıktı.

Good Food Institute ve PAN International'ın aşırı işlenmiş bitki bazlı etler üzerine hazırladığı yeni rapor, son zamanlarda popülaritesindeki düşüşe rağmen bu gıda ürünlerine yönelmenin faydalarını ortaya koyuyor.

PAN International Beslenme Rehberi Girişimi Direktörü olan beslenme bilimci Roberta Alessandrini, yakın zamanda CNN'e, "Doktorlar ve diyetisyenler hastalarına beslenme tavsiyeleri verirken alternatif proteinleri dikkate almıyor çünkü bu gıdaları aşırı işlenmiş olarak görüyorlar" diye konuştu.

Ancak dikkatle seçildiği takdirde bu gıdalar, insanlar ve gezegenin iyiliği için daha bitkisel diyetlere geçişte uygun ve yararlı bir yol olabilir.

Harvard T.H. Chan Halk Sağlığı Okulu'nda beslenme ve epidemiyoloji profesörü olan Dr. Frank B. Hu, bu yıl The New York Times'a, "etsiz" et ürünleri etin tadını ve dokusunu taklit etmek için tasarlanırken (ve hatta bazı burger köfteleri "kanlıyken" ) sahte etin genellikle kırmızı etten daha iyi bir besin profiline sahip olduğunu söyledi.

Okulda epidemiyoloji ve beslenme profesörü olan Dr. Walter Willett, CNN'e, "Sığır etinin yağ bileşimi sağlık açısından o kadar istenmeyen bir durum ki, bundan daha iyisini yapmak çok kolay" diye konuştu. Willett, sığır etinde bulunan ve bitkilerde eksik olan önemli besin maddelerinin et alternatiflerine eklenebileceğini belirtti.

Hayvansal ürünler sadece çok fazla doymuş yağ içermekle kalmaz, aynı zamanda çoklu doymamış yağ, lif ve bitkilerde bulunan mineral ve vitaminlerin çoğundan yoksundur.

Ancak olumsuz yanlar da var. Avustralya George Enstitüsü 2023'te, bitki bazlı et ürünlerinin genellikle gerçek etlerden daha sağlıklı olmasına rağmen, şeker oranlarının daha yüksek olabileceğini tespit etmişti.

Bir başka sorun da yüksek sodyum içeriği. Kırmızı etin tuzu daha az ancak 2020'de yapılan rastgele klinik araştırmaya göre, çoğu kişi yemeden önce bifteği terbiye ediyor ve bazen daha yüksek sodyumlu ürünler yiyen insanlarla aynı miktarda tuz tüketiyor.

Bitki bazlı etlerin yüksek maliyeti tüketicilerin hâlâ büyük ölçüde gerçek ete yönelmesine neden olsa da bu etin beraberinde getirdiği ağır bir maliyeti daha var.

Biyolojik Çeşitlilik Merkezi'ne göre, et endüstrisi her yıl küresel olarak gezegeni ısıtan sera gazı emisyonlarının yüzde 16,5'ine sebep oluyor. Et ürünleri tüketmeyi kesmek, toplumlara her yıl ekstrem hava koşullarına bağlı felaketler nedeniyle trilyonlarca dolara mal olan bu küresel felaketin önlenmesinde önemli bir etkiye sahip olacaktır.

Willett, "İklim değişikliği, çevresel bozulma ve halk sağlığıyla ilgili o kadar büyük bir aciliyet var ki, insanlara bitki bazlı et alternatifleri de dahil mümkün olduğunca çok seçenek sunmamız gerekiyor" dedi.

Amerikan Kalp Derneği, et yerine yüksek oranda işlenmiş ikame etler tüketilmemesini ve bunun yerine "yüksek kaliteli, besin değeri yüksek bitki bazlı gıdaların" terchil edilmesini öneriyor.

Independent Türkçe