3 il 'en lezzetli ciğer kebabı'nı yaptıkları iddiasında

Diyarbakır, Şanlıurfa ve Adana, kahvaltılarda dahi tüketilen ciğer kebabına sahip çıkıyor.

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

3 il 'en lezzetli ciğer kebabı'nı yaptıkları iddiasında

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Her 3 ilde de lokantacılar, ustalar ve sivil toplum kuruluşları, günün her saatinde tüketilen, yerli ve yabancı turistlerin de rağbet gösterdiği ciğer kebabının "en lezzetlisi"nin kendi illerinde yapıldığı görüşünde.
"Urfa ciğer kebabı" 12 Ocak 2018'de, "Diyarbakır ciğer kebabı" ise 31 Mayıs 2022'de Türk Patent ve Marka Kurumunca tescillendi.
Şanlıurfa ve Adana'da küçük, Diyarbakır'da ise iri doğranan ciğerle kebap hazırlanıyor.

Diyarbakır
Diyarbakır'da kuzu ciğeri, kırmızı toz biber, tuz, kurutulmuş kekik ve dövülmüş sumakla marine edilerek, bir ciğer, bir kuyruk yağı, iki ciğer, bir kuyruk yağı ve bir ciğer şeklinde şişe dizilerek ateşte pişiriliyor.
İşletmeci Kemal Tarhan, Anadolu Ajansı (AA) muhabirine, baba mesleği olan ciğer kebabı işini 45 yıldır sürdürdüklerini söyledi.
Daha önce seyyar tezgahta hazırladıkları kebap hazırlama işini geliştirdiklerini ve şu an 3 şubelerinin bulunduğunu ifade eden Tarhan, saat 06.00'da başladıkları işi gece 03.00'e kadar sürdürdüklerini belirtti.
Ciğer kebabı konusunda özellikle Şanlıurfa ile rekabet halinde olduklarını anlatan Tarhan, "Ciğer kebabı, artık Diyarbakır'ındır, tescillendi. Artık hiçbir il bizim ciğere sahip çıkamayacak" dedi.

Fotoğraf: AA

Ciğer kebabının tescillenmesinin mutluluğunu yaşadıklarını belirten Tarhan, herkesi Diyarbakır'da ciğer kebabı yemeye davet etti.
Tarhan, "Kebabı, 4 adet ciğer, 2 adet kuyruk yağı şişe takılacak şekilde hazırlıyoruz. Gelen müşteriler de 'Birçok yerde ciğer yedik ama hiçbiri Diyarbakır ciğerinin yerini tutmuyor.' diyorlar. Ciğer kebabının geçmişi Diyarbakır'da daha eskidir" ifadelerini kullandı.
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya da yaptıkları başvuruyla Türk Patent ve Marka Kurumunca ciğer kebabının tescillendiğini, kentte 300'ü aşkın işletmede aynı tat ve şekilde kebabın hazırlandığını söyledi.

Türkiye'nin birçok kentinde aynı özellikte Diyarbakır ciğer kebabını yapan işletmelerin bulunduğunu anlatan Kaya, Diyarbakır ciğer kebabının kendine özgü yapısıyla tescillenmiş bir ürün olduğunu dile getirdi.
Kaya, şöyle devam etti:
"Diğer illerde de var ama ciğerin yapım şekilleri var. Onlar da tescilliyorlar. Her ilin kendi yapım özelliğiyle tescilleniyor ama ulusal ve uluslararası kullanımına baktığınızda daha çok Diyarbakır ciğer kebabının yapıldığını görürsünüz çünkü Diyarbakır ciğer kebabı geçmişten gelen bir özelliğe sahip. Diyarbakır'da ciğerle ilgili bir yemek kültürü var. Şimdi böyle bir durumda başka illerin sahiplenmesini Diyarbakır öyle çok dikkate almıyor çünkü 'Zaten ben ciğerle yaşayan bir kenttim.' diyor. Ciğerin en fazla tüketildiği kent, yine Diyarbakır'dır. Diyarbakır olarak biz kendimize güveniyoruz."

Adana
Adana'nın tarihi Kazancılar Çarşısı'ndaki "Ciğerciler Sokağı"nda kurulan tezgahlarda, sabah saatlerinden itibaren dumanların yükseldiğini ve güzel kokuların yayıldığını gören müşteriler bol baharatlı ciğer kebabı yiyor.
Yaklaşık 25 yıldır tarihi Kazancılar Çarşısı'nda ciğer ustası Musa Akar, ciğer kebabı işinin kendisinde ve ailesinde bir tutku olduğunu belirtti.

Fotoğraf: AA
Akar, "Bence, ciğer kebabı bize özgü ve bizimki daha iyi, Diyarbakır olsun, Şanlıurfa olsun oralardan müşterilerimiz geliyor, memnun kalıp gidiyorlar ve 'Sizin ciğeriniz daha güzelmiş.' diyorlar" ifadelerini kullandı.
Esnaf Ömer Yıldırım ise tarihi Kazancılar Çarşısı'nda ciğer kebabı yemenin daha lezzetli olduğunu, yurt içi ve dışından birçok müşterilerinin olduğunu kaydetti.
Ciğer kebabını şişlerde, yanında soğanı, tablacı salatası, acılı ezmesi ve Adana'ya özgü acılı şalgamla servis ettiklerini anlatan Yıldırım, "Diyarbakır'ın kendine özgü bir ciğeri var, tikeleri daha büyük, bizimki daha küçük ama baharatlı ve lezzetli yapıyoruz" ifadelerini kullandı. 
Müşterilerden Ahmet Buğur da ciğer kebabının vazgeçilmezleri arasında olduğunu söyledi.
Buğur, "Buranın atmosferinden midir, havasından mıdır, burada yediğimiz ciğerin tadını başka yerde alamıyoruz. Şanlıurfa'da da yedim başka yerlerde de yedim ama özellikle Kazancılar'ın atmosferinde yediğim lezzeti alamadım" diye konuştu.

Şanlıurfa
Şanlıurfa ile Diyarbakır arasında uzun yıllardır süren ciğer kebabı rekabeti, Diyarbakır ciğerinin de tescillenmesiyle arttı.
Şanlıurfa Lokantacılar, Köfteci ve Tatlıcılar Odası Başkanı Mehmet Şakak, Şanlıurfa'da ciğer kebabının sabahtan akşama kadar tüketildiğini söyledi.
Şanlıurfa ciğer kebabının dürüm şeklinde ve kente özgü biberle servis edildiğini dile getiren Şakak, şöyle konuştu:
"Şanlıurfa'da ciğer kebabı kuzu ciğerinden taze olarak yapılır ve taze olarak tüketilir. Başka kentlerde ciğer derin dondurucularda 1 gün bekletildikten sonra tüketilir, böyle olunca da lezzetli olmuyor. Şanlıurfa ciğeri ile Diyarbakır ciğerinin lezzeti farklıdır. Diyarbakır'da son yıllarda ciğer kebabı duyulmaya başlandı ama ciğerin anavatanı Şanlıurfa'dır. Ciğerimiz Şanlıurfa biberiyle tüketilir ve ne kadar acı olursa olsun insanı rahatsız etmez."
Ciğer kebabı ustası Bekir Yüksekyayla ise Şanlıurfa'da ciğerin yüzyıllardır tüketildiğini söyledi.
Yüksekyayla, "Şanlıurfalıların milli yiyeceği ciğer sabah kahvaltısında başlar geceye kadar devam eder" diye konuştu.

Fotoğraf: AA

Ciğerin en zahmetlisinin, en lezzetlisi olduğunu belirten Yüksekyayla, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Küçük doğranan ciğer ile büyük doğranan ciğer bir olur mu? Biz ciğeri küçük doğruyoruz ve böylelikle daha lezzetli oluyor. Büyük doğranan ciğerin dışı pişer, içi pişmez ama küçük doğranan ciğerin içi dışı bir pişer. Şanlıurfa'nın ciğer kültürüyle Diyarbakır'ın ciğer kültürü farklıdır. Diyarbakır'ın 3-4 şişi, bizim ise 11-12 şişimiz 1 porsiyondur."
Şanlıurfa ciğerine Şanlıurfa isotunun da lezzet kattığını dile getiren Yüksekyayla, "Sev biberi, ye ciğeri. Türkiye'deki yemek yazarlarını, jüri üyelerini ve sanatçılarımızı Şanlıurfa'ya davet ediyorum, gelip karar versinler. Ciğer kebabımıza güveniyoruz" dedi.
Vatandaşlardan Nihat Dirlik de Diyarbakırlı olduğunu belirterek, Diyarbakır ciğer kebabına göre Şanlıurfa'nın kebabının daha güzel olduğunu savundu.
Hatay'dan Şanlıurfa'ya gelen Bülent Öz ise Şanlıurfa ciğerinin çok lezzetli olduğunu söyledi.
Suat Dirlik de birçok kenti gezdiğini ve ciğer yediğini belirterek, "Kimse demesin ciğer Diyarbakır veya başka bir ilindir, ciğer Şanlıurfa'nındır. Ciğerin merkezi Şanlıurfa'dır" ifadelerini kullandı.



Gene Hackman ve eşi, mahremiyetleri için "dehşete kapılmıştı"

Betsy Arakawa ve Gene Hackman, 2003'teki Altın Küre Ödülleri'ne katılmıştı (AP/Mark J. Terrill/Arşiv)
Betsy Arakawa ve Gene Hackman, 2003'teki Altın Küre Ödülleri'ne katılmıştı (AP/Mark J. Terrill/Arşiv)
TT

Gene Hackman ve eşi, mahremiyetleri için "dehşete kapılmıştı"

Betsy Arakawa ve Gene Hackman, 2003'teki Altın Küre Ödülleri'ne katılmıştı (AP/Mark J. Terrill/Arşiv)
Betsy Arakawa ve Gene Hackman, 2003'teki Altın Küre Ödülleri'ne katılmıştı (AP/Mark J. Terrill/Arşiv)

Gene Hackman'ın uzun süredir halkla ilişkiler sorumlusu olan Susan Madore, Oscar ödüllü yıldız ve eşi Betsy Arakawa'nın hayatlarının sonuna doğru mahremiyetlerini korumak için büyük çaba sarf ettiğini söyledi.

Hackman'la 27 yıl çalışan The Gutman Associates yöneticisi, çiftin ölümleriyle ilgili soruşturma sırasında çekilen fotoğraf ve videoların kamuoyuna açıklanıp açıklanmayacağını belirlemek üzere New Mexico'nun Santa Fe kentinde yapılan bir duruşmada konuştu.

Santa Fe Yargıcı Matthew Wilson nihayetinde, çiftin cesetlerinin görüntüsünün izlenememesi koşuluyla, sansürlenmiş polis kamerası görüntülerinin ve diğer belgelerin yayımlanmasına karar verdi.

Rolling Stone'un haberine göre duruşma sırasında Madore, Hackman'ın bir keresinde bisiklet sürebileceği bir yer istediği için çöplüğün yanında bir arsa satın aldığını anlattı.

Madore, "Kimse onu takip etmeden ya da gözlemlemeden bisiklet sürme mahremiyetine sahip olmak istiyordu" dedi.

Halkla ilişkiler uzmanı, Arakawa'nın emlak alımından sonra kendisini aradığını çünkü "biri arayıp Hackman'ın neden çöplükte yaşadığını sorarsa haberdar olmasını istediğini" de sözlerine ekledi.

Madore, ölümünden önceki aylarda CBS'in Hackman'la röportaj yapmak istediğini ancak aktörün bunu geri çevirdiğini belirterek sözlerini sürdürdü.

Yayın kuruluşu daha sonra yine de haberi yapabileceklerini belirtmiş. "Gene ve Betsy'ye söylediğimde dehşete kapıldılar" diyen Madore, CBS'ten haberin peşini bırakmasını istediğini ve nihayetinde bunu yaptıklarını sözlerine ekledi.

Halkla ilişkiler sorumlusu, Hackman'ın üç yetişkin çocuğu Christopher Hackman, Elizabeth Hackman ve Leslie Allen'la Arakawa'nın annesi Yoshie Feaster'ı desteklemek için konuşuyordu ve bu isimler, polis memurlarının çiftin evinde çektiği videonun yayımlanmaması gerektiğini savunuyordu.

People'ın elde ettiği mahkeme belgelerine göre Feaster şöyle dedi:

Bu mahkemenin huzur içinde yas tutma hakkıma saygı duymasını ve kızımın evinin, cesedinin, kocasının cesedinin ve köpeklerinin cesedinin görüntülerini görmekten kaçınmanın anayasal bir hak olduğuna karar vermesini talep etmek için tevazu içinde bu mahkemenin huzuruna çıkıyorum.

"Kızımın ölümünün kamuya açık bir şekilde gösterilmesi hiçbir ebeveynin yaşamak zorunda kalmaması gereken bir durum" diye ekledi.

Hackman ve Arakawa şubat sonunda evlerinde ölü bulunmuştu.

New Mexico Adli Tıp Kurumu Baştabibi Dr. Heather Jarrell, 7 Mart'ta düzenlediği basın toplantısında çiftin doğal nedenlerle öldüğünü açıklamıştı.

Jarrell, Arakawa'nın ölüm nedeninin, fare ve sıçan gibi kemirgenlerle temas yoluyla bulaşan ve nadir bir hastalık olan hantavirüs olduğunu duyurmuştu.

Diğer yandan Hackman'ın ölümü, Alzheimer hastalığının da katkıda bulunduğu kalp hastalığına bağlanmıştı. Jarrell "Sağlık durumu çok kötüydü. Ciddi bir kalp hastalığı vardı ve sanırım ölümüne yol açan da bu oldu" demişti.

Independent Türkçe