Kaptan Kirk: Uzay yolculuğu bir 'cenaze'

Uzay Yolu’nun Kaptan Kirk’ü William Shatner uzay yolculuğunu bir 'cenaze' olarak nitelendirdi

Uzay Yolu’nun Kaptan Kirk’ü Kanadalı aktör William Shatner (EPA)
Uzay Yolu’nun Kaptan Kirk’ü Kanadalı aktör William Shatner (EPA)
TT

Kaptan Kirk: Uzay yolculuğu bir 'cenaze'

Uzay Yolu’nun Kaptan Kirk’ü Kanadalı aktör William Shatner (EPA)
Uzay Yolu’nun Kaptan Kirk’ü Kanadalı aktör William Shatner (EPA)

Özellikle Uzay Yolu  (Star Trek) dizisindeki Kaptan Kirk rolüyle tanınan 91 yaşındaki oyuncu William Shatner, Jeff Bezos'un yeni Shepherd NS-18 roketi ekim ayında fırlatıldığında uzaya ulaşan en yaşlı kişi oldu. Shatner, deneyiminin hayal ettiği kadar "güzel" olmadığını belirtti.
Şarku’l Avsat’ın Tribune Media’dan aktardığı habere göre William Shatner, deneyimiyle ilgili açıklamasında şunları söyledi: “Tüm canlılar arasında aradığım bağlantı için uzaya gitmenin nihai dönüm noktası olacağını ve uzaya ulaşmanın evrenin uyumunu görmede güzel bir adım olacağını düşünmüştüm. Ancak güzelliğin yukarıda değil, aşağıda, hepimizin arasında olduğunu keşfettim. Bu deneyim bittiğinde, küçük gezegenimizle olan bağlantımı daha da derinleştirdim. Bu şimdiye kadar yaşadığım en güçlü üzüntü duygularından biriydi.”
Shatner, açıklamasına şöyle devam etti: “Uzayın yalnız soğukluğu ile aşağıdaki dünyanın sıcak kucaklaması arasındaki karşıtlık beni derinden üzdü. Her gün, Dünya'nın yavaş yavaş yok olduğunu görüyoruz; hayvan türleri, vahşi yaşam ve bitkiler yok oluyor. Beş milyar yıl varlığını sürdüren ve sonra insanlığın müdahalesi nedeniyle yok olacak olan şeyler. Bu duygular beni korku ve dehşetle doldurdu.”
Boston Legal dizisinin yıldızı, uzayda olma hissini “cenazede” olmaya benzetti ve astronotların yaşadığı “genel bakış etkisi" olarak bilinen ortak duyguyu hissettiğini açıkladı.
Yeni otobiyografisi, "Cesaretle İlerlemek: Huşu ve Merak Dolu Bir Yaşam Üzerine Düşünceler"de şu ifadelere yer verdi: "Uzay yolculuğumun bir kutlama olması gerekiyordu ve bunun yerine bir cenazede gibi hissettim. Buna genel bakış etkisi deniyor. Yuri Gagarin, Michael Collins, Sally Ride ve diğer birçok astronotun yaşadığı bir duygu. Esasen, birisi uzaya gittiğinde ve Dünya'ya dış yörüngeden baktığında, gezegenin kırılganlığı hissi ifade edilemez, içgüdüsel bir şekilde oluşuyor."
Yazar Frank M. White, terimi ilk olarak 1987'de ortaya attı: "Gezegenimizde, zihnimizde veya insan davranışlarıyla oluşturduklarımız dışında hiçbir sınırlama veya sınır bulunmaz. Yeryüzündeyken bizi ayıran tüm düşünce ve kavramlar yörüngeden çıkınca ve ayda kaybolmaya başlar. Sonuçta, dünyaya ve öz kimliğimize bakışımız değişir.”



1400 yıllık altın kuzgun başı keşfedildi: İnanılmaz bir şey

(Minelab Metal Detectors/Facebook)
(Minelab Metal Detectors/Facebook)
TT

1400 yıllık altın kuzgun başı keşfedildi: İnanılmaz bir şey

(Minelab Metal Detectors/Facebook)
(Minelab Metal Detectors/Facebook)

İngiltere'nin güneybatısındaki Wiltshire'da metal dedektörü kullanan kişiler, yaklaşık 1400 yıl öncesine ait Anglosakson döneminden kalma altın ve lal taşından nadir bir kuzgun başı buldu.

Ayrıca küçük boncuklar ve üçgen lal taşlarıyla süslenmiş altın bir halka veya yüzük de keşfettiler.

Yaklaşık 60 gram ağırlığındaki kuzgun başı, çarpıcı bir lal taşı göz ve "tüylü" kısımlarının hatlarını çizen minik altın kürelerden oluşuyor.

Eserleri ocak ayında bulan iki dedektörcüden biri Paul Gould, bunların MS 7. yüzyıl Anglosakson dönemine tarihlendirildiğini söylüyor.

Kuzgun başının neyi temsil ettiği net değil ancak daha önceki araştırmalar, Cermen ve Viking çağlarında İskandinav tanrısı Odin'le bağlantılı şekilde karanlığı ve ölümü sembolize ettiğini gösteriyor.

Diğer dedektörcü Chris Phillips "Bu hayatta bir kez yapılacak bir keşif: Paul ve ben Sakson altınını keşfettik" diyor. 

İnanılmaz bir şey. Biraz duygusalım.

Ender nesneler halihazırda British Museum'daki uzmanlar tarafından temizlenip işlemden geçiriliyor.

Kuzgun başının sağ tarafında lal taşı bir gözün eksik olduğu tespit edildi ve içinden çıkarılan pislik, başka bir esere takılmış olabilecek küçük iğneleri gözler önüne serdi.

Phillips, uzmanlara atıfla kuzgun başının bir zamanlar bir boynuzdan yapılmış bir kadehin ucuna takılmış olabileceğini söyleyerek "hiçbir şeyin buna benzemediğini" ekliyor.

"Diğer taraf ya hasar görmüş gibi görünüyor ya da bu şekilde olması gerekiyor" ifadelerini kullanıyor.

Parıltılı, yanardöner görünümünü hâlâ koruyor.

Diğer altın ve lal taşı eserin ayrı bir mücevher mi yoksa daha büyük bir mücevherin parçası mı olduğu sorusu da cevapsız.

"Bunun bir yüzüğün parçası mı yoksa başka bir şeyin parçası mı olduğundan emin değiliz, belki de boynuzdan yapılan kadehe takılıydı" diyen Phillips, tüm lal taşlarının sağlam olduğunu da ekliyor.

Bu eserleri tam olarak kimin yaptığı belirsiz olsa da uzmanlar, Anglosakson ya da İskandinav kökenlerine uyduklarını söylüyor.

Daha önce Sutton Hoo ve Staffordshire istiflerinde de bulunan bunun gibi kuş benzeri mücevher parçalarının üzerinde, belirgin lal taşı kakmalı gözler ve gaga şekilleri vardı.

LiveScience'a göre Phillips, "Bölgede yapılacak sonraki araştırmalarda yer almayı umuyoruz ve tüm doğru prosedürleri uygulayarak keşif yapmaya devam edeceğiz" diyor.

Organizatörlerin alandaki metal dedektör çalışmalarını durdurduğu ve Wiltshire'ın irtibat görevlisini bilgilendirdiği bildirildi.

Independent Türkçe