Tunus’ta Cumhurbaşkanı Kays Said’in destekçileri ‘Halkın Kazanması İçin’ girişimini başlattı

Dün Tunus’un başkentinde bir akaryakıt istasyonunun önünde biriken araçlar (EPA)
Dün Tunus’un başkentinde bir akaryakıt istasyonunun önünde biriken araçlar (EPA)
TT

Tunus’ta Cumhurbaşkanı Kays Said’in destekçileri ‘Halkın Kazanması İçin’ girişimini başlattı

Dün Tunus’un başkentinde bir akaryakıt istasyonunun önünde biriken araçlar (EPA)
Dün Tunus’un başkentinde bir akaryakıt istasyonunun önünde biriken araçlar (EPA)

Tunuslu bir grup siyasetçi ve insan hakları savunucusu, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said tarafından 25 Temmuz 2021 tarihinde açıklanan ıslah sürecini desteklemek için siyasi bir girişim başlattılar. ‘Halkın Kazanması İçin’ adını taşıyan girişimin başlatıcılarına göre girişim, bir seçim aracı olarak değil, çok önemli bir ara göreve dayalı bir mücadele birleşimi olarak sunuldu.
Pazar günü duyurulan girişimde İslami çizgideki Nahda Hareketi liderliğindeki eski siyasi koalisyona yönelik düşmanca tutumlarını ifade eden birkaç siyasetçi de yer alıyor. Girişimde ayrıca 2013 yılında uğradığı suikast sonucu hayatını kaybeden milletvekili Muhammed Brahmi’nin eşi ve eski milletvekili Mubareke Brahmi, eski Baro Başkanı İbrahim Buderbale, Rıza Şehab el-Mekki (Kays Said’in seçim kampanyasının bir üyesi), Abdulmecid Beliyd (siyasi aktivist ve 2013 yılında suikaste uğrayan solcu lider Şükri Beliyd’in kardeşi) eski Tunus Halk Cephesi Milletvekili Heykel Bilkasım, Halk Hareketi üyesi Zuheyr Hamidi, Tunus Genel İşçi Sendikası (TGİS) eski Genel Sekreter Yardımcısı Muhamed Ali Bugadeyri, bir diğer TGİS eski Genel Sekreter Yardımcısı Muhammed Saad ve Cumhurbaşkanı Said’in siyasi projesinin en sesli savunucularından biri olan Ahmed Şefter yer aldı.
Girişimi başlatanlara göre bu girişim aynı zamanda Tunus halkının yanı sıra 17 Aralık-25 Temmuz 2021 sürecinin derinliğine inanan tüm güçler için derin siyasi, sosyal ve ekonomik değişimi sağlamak, yeni Tunus’u inşa etmeye devam etmek ve bu egemen ulusal çizginin tüm mücadelecilerini desteklemek, birleştirmek ve yakınlaştırmak için 2010 ve 2021 öncesi sistemden tamamen ayrılarak milli, halkçı ve açık bir çerçeve oluşturuyor.
Tunuslu siyaset analisti Cemal Jamal el-Arfavi, Şarku'l Avsat'a yaptığı değerlendirmede, girişimin, Cumhurbaşkanı Said’in kararlarına karşı çıkan Nahda Hareketi’nin 15 Ekim'de başkentte sokağa çıkıp oturma eylemi düzenleme çağrısıyla aynı döneme denk geldiğinden Said’i rakipleri karşısında destekleyici bir pozisyon olarak görülebileceğini söyledi. Afravi, girişimin,  Cumhurbaşkanı tarafından hazırlanan yeni seçim yasasının içeriğiyle ilgili attığı geri adımın bir sonucu olarak iktidarın otoritesinde bir zayıflamanın yaşandığı bir dönemde hayata geçirildiğinin de altını çizdi.
Öte yandan sol eğilimli kesimden bir grubun yer aldığı Sumud Koalisyonu, ‘Cumhurbaşkanı tarafından tek taraflı olarak dayatılan hibrit bir başkanlık sistemi kurma yoluna her türlü destekten uzaklaştığını açıklayarak Tunuslulara seçimleri boykot etme çağrısında bulundu.
Devrim sonrası oluşturulan Sumud Koalisyonu Genel Koordinatörü Husam el-Hami, yaptığı açıklamada, “Sumud Koalisyonu liderleri, Tunus'taki demokratik geçiş sürecini kurtarmak amacıyla barışçıl bir protesto hareketinin başlatılması için ciddi bir koordinasyon çağrısında bulunuyorlar” dedi.
Sumud Koalisyonu’nun ‘çoğulculuğu ve iktidarın barışçıl şekilde aktarımını garanti eden, hak ve özgürlükleri koruyan hukukun üstünlüğünü tesis etmek için yolsuzluk ve terör suçlarına karışanlara hesap verdirileceği ve siyaset ve seçim sisteminde reform yapma’ taahhüdünü bir kez daha yineleyen Hami, ‘yeni seçim yasasının 2022 anayasasının devletin seçilmiş konseylerde eşitlik sağlamaya çalıştığını belirten 51’inci maddesiyle çeliştiğinden anayasaya aykırı olduğunu’ söyledi. Hami, bu yasa çerçevesinde yapılacak seçimlerin ‘yasa dışı’ olacağını ve sonucunda yasa dışı bir meclisin kurulacağını öne sürdü.
Diğer taraftan Cumhurbaşkanı Said'in başlattığı siyasi sürecin en önde gelen muhaliflerinden biri olan Nahda Hareketi, siyaset sahnesini bozan ve ekonomik krizi insanların geçim imkanlarını tehdit eden bir felakete dönüştüren iktidara karşı darbeye karşı çıkmakla birlikte barışçıl protestoları artırma çağrısında bulundu. Nahda Hareketi, demokratik yolu yeniden kurulması ve devrimin özgürlük, demokrasi ve ulusal onur gibi kazanımlarının korunması’ gerektiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Said’in projesinin ‘devlet ve toplum üzerindeki tehlikesine’ dikkati çeken Nahda Hareketi, bu projenin vatandaşlar arasında fırsat eşitliği ilkesinin ihlal edilmesine yol açtığını ve bireylerin, partilerin, kadınların ve gençlerin kasıtlı olarak dışlandığı bir oylama sistemine dayandığını öne sürdü. Bu proje çerçevesinde düzenlenecek seçimlerin ‘yarım, dağınık, istikrarsız ve yetkileri olduğu kadar birçok yetkisi de olmayan bir parlamento’ ile sonuçlanacağını düşünen Nahda Hareketi’nin açıklamasında, “Seçim bölgelerinin keyfi olarak bölünmesi, bölgesel, klan ve aile fanatizmini kışkırtmaya ve siyasi paranın ve yozlaşmış lobilerin gücüne kapı açıyor” denildi.

Akaryakıt krizi
Bu arada Tunus'un başkentindeki akaryakıt istasyonlarının çoğu, büyük akaryakıt kıtlığı nedeniyle dün büyük bir kalabalığa tanık oldu.
Pazar gününden bu yana, başkent ve çevre illerde akaryakıt istasyonlarının önünde uzun araç kuyrukları oluşurken, bazı istasyonlardaki akaryakıt stoku tamamen tükendi.
Tunus Sanayi, Maden ve Enerji Bakanı Naile Nuriye Gonji dün, akaryakıt arzındaki krizin küresel piyasalardaki çalkantılardan kaynaklandığını açıkladı.
TGİS’e bağlı Petrol ve Gaz Sendikasından bir yetkili ise özel bir radyoya yaptığı açıklamada, mevcut akaryakıt stokunun sadece bir hafta yeteceğini söyledi.



Beşinci kol faaliyetleri, Beyrut'un güneyindeki Filistin kamplarında güvenliği tehdit ediyor

Lübnan ordusu ve İstihbarat Müdürlüğü mensupları Burc el-Baracne Mülteci Kampı’nın girişine konuşlandırıldı. (EPA)
Lübnan ordusu ve İstihbarat Müdürlüğü mensupları Burc el-Baracne Mülteci Kampı’nın girişine konuşlandırıldı. (EPA)
TT

Beşinci kol faaliyetleri, Beyrut'un güneyindeki Filistin kamplarında güvenliği tehdit ediyor

Lübnan ordusu ve İstihbarat Müdürlüğü mensupları Burc el-Baracne Mülteci Kampı’nın girişine konuşlandırıldı. (EPA)
Lübnan ordusu ve İstihbarat Müdürlüğü mensupları Burc el-Baracne Mülteci Kampı’nın girişine konuşlandırıldı. (EPA)

Filistinli liderler, Fetih Hareketi’nin yakın zamanda başlattığı ve tüm kampları kapsayacağını iddia ettiği silah teslim sürecini engellemeye çalışan beşinci kol faaliyetlerinin Beyrut'ta bulunan Filistin kamplarındaki güvenlik durumunu karıştırdığından endişe ediyor.

Son iki gün içinde, Beyrut'un güneyinde bulunan Burc el-Baracne ve Şatilla kamplarında silahlı çatışmalar yaşandı. Çatışmalarda yaralananlar oldu, yıkımlar meydana geldi ve birçok aile yerinden edildi. İki kampın çevresindeki sokaklara da kurşun yağdı.

Lübnan güvenlik kaynakları ve Filistin liderliği kaynakları, Burc el-Baracne'deki çatışmaların devam eden bir aile anlaşmazlığından, Şatilla'daki çatışmaların ise uyuşturucu satıcıları ve kanun kaçakları arasındaki anlaşmazlıklardan kaynaklandığı konusunda hemfikir.

Çatışmaların yayılmasının önlenmesi

Lübnanlı bir güvenlik kaynağı, ‘çatışmalar sırasında ordunun çatışmaların kamp dışına yayılmasını önlemek için güvenlik önlemleri aldığını’ belirterek, ‘şu anda bu tür çatışmalarla başa çıkmak için kamplara girme planı bulunmadığını’ vurguladı.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynak, sorunun, Burc el-Baracne'de silahlarını teslim eden tek grubun El Fetih olması, diğer grupların, çetelerin ve ailelerin ise silahlarını halen ellerinde tutması ve tereddüt etmeden kullanması’ olduğunu söyledi.

Beşinci kol faaliyetleri

Filistin liderliğinden bir kaynak ise ‘kontrolsüz silahların tüm Lübnan için tehdit oluşturduğunu ve kamplar içindeki kanunsuzluğa son verecek caydırıcı bir güç bulunmadığını’ belirtti.

Kaynak Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, Lübnan ordusundan ‘Filistin güçlerinin iç anlaşmazlıklar nedeniyle şu anda durumu kontrol edemediği göz önüne alındığında, durumun daha da gerilmesini önlemek için üzerine düşen görevi yerine getirmesini’ istedi.

Kaynak, “Ordunun Burc el-Baracne'de yaşananlara son vermek için müdahale edeceği tehdidi, çatışmaların durmasına yol açtı” dedi.

Filistin güvenlik güçleri Beyrut'un güneyindeki Burc el-Baracne Mülteci Kampı’nda konuşlandırıldı. (AFP)Filistin güvenlik güçleri Beyrut'un güneyindeki Burc el-Baracne Mülteci Kampı’nda konuşlandırıldı. (AFP)

Kaynak, ‘kamplardaki çatışmaları alevlendirmek için beşinci kol faaliyetlerinde bulunulacağı’ endişesini dile getirerek, ‘Şatilla kampı sakinlerinin kampa giren, savaşan grupların evlerine ateş açan ve ardından ayrılan bir yabancıyı gördüklerini’ belirtti.

Kaynak, ‘silahların teslim süreci başlamadan önce, kamplardaki güvenliği kontrol etmek için tüm gruplardan ortak bir Filistin güvenlik komitesi oluşturmak üzere ileri düzeyde istişareler yapıldığını, ancak silahların teslimi konusundaki anlaşmazlıklar nedeniyle bu istişarelerin dondurulduğunu’ ifade etti.

Silahların tesliminden etkilenenler

Konuya yakın kaynaklar Şarku’l Avsat'a yaptıkları açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Silahların teslim edilmesinin devam etmesinden zarar gören birçok kişi var. Bunlar, diğer grupların silahlarını teslim etmeyi reddettiği bir dönemde bu sürece ikna olmayan liderler ya da silahlarını teslim etmemeleri için kendisine yakın gruplara baskı uygulayan Hizbullah'ın kendisi olabilir. Bu durum, silahların devletin elinde toplanması kararına boyun eğmeyi reddetmesi nedeniyle Hizbullah'ı zor durumda bırakacaktır. Söz konusu gruplardan herhangi biri, silah teslim sürecini dondurmak için kamplardaki güvenlik durumunu kışkırtmaya çalışabilir.”

 Beyrut'un güneyindeki Burc el-Baracne Mülteci Kampı’nın girişinde zırhlı bir araçta bulunan Lübnan askerleri (EPA)Beyrut'un güneyindeki Burc el-Baracne Mülteci Kampı’nın girişinde zırhlı bir araçta bulunan Lübnan askerleri (EPA)

Devletin otoritesi

Milletvekili Ziyad el-Havat, X hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, “Filistinlilerin silah tesliminin ikinci aşamasının tamamlanmasının ardından Burc el-Baracne Mülteci Kampı’nda meydana gelen silahlı çatışmalar, şimdiye kadar uygulananların gözden geçirilmesini gerektiriyor. Diyalog ve koordinasyon, devletin elinde ciddi bir silah tekeline yol açmayacak adımlar ve tedbirlerle eş anlamlı olmamalıdır. Aksi takdirde, bu silahlar toplandıkları ve imha edildikleri sırada nasıl ortaya çıktılar?” diye vurguladı.

El-Havat sözlerini şöyle sürdürdü: “Silahların devletin elinde toplanması için kararlar ve sloganlardan daha fazlası olması gerekiyor. Devletin her şeyden önce bir ‘otorite’ olduğu söyleniyor ve biz uzun bir bekleyişin ardından devleti istiyoruz. Hizbullah'ın silahlarının teslim edilmesiyle bizi bekleyen süreç daha karmaşık olacak. Lübnan genelinde güçlü ve yetkin bir devlet arzumuzdan taviz vermeyeceğiz.”

Silah teslim süreci devam edecek

Burc el-Baracne ve Şatilla kamplarındaki güvenlik gelişmeleri, Fetih Hareketi’nin Beyrut'un güney banliyölerindeki Burc el-Baracne kampı ile Litani Nehri'nin güneyinde bulunan er-Reşidiye, el-Bas ve Burc eş-Şemali kamplarında Filistinlilerin silahlarını teslim almaya başlamasından iki hafta sonra gerçekleşti. Bu adım, 21 Mayıs'ta Cumhurbaşkanı Joseph Avn ve Mahmud Abbas arasında yapılan Lübnan-Filistin zirvesinde alınan, Lübnan'ın tüm toprakları üzerindeki egemenliğini, devlet otoritesinin güçlendirilmesini ve silahların devletin elinde toplanmasını teyit eden kararlarla uyumlu.

Şarku’l Avsat'ın elde ettiği bilgilere göre, Fetih Hareketi’nin silahlarını teslim etme süreci el-Bedavi ve el-Celil kamplarında yakında tamamlanacak ve son aşamalar Ayn el-Hilve ve el-Miyye ve Miyye'de gerçekleşecek.


Hizbullah: Silahların devletin elinde toplanması planına ilişkin kabine toplantısı, akıl ve sağduyuya dönüş için bir fırsat

Lübnan hükümeti, Cumhurbaşkanı Joseph Avn başkanlığında Baabda Sarayı'nda toplandı. Toplantıda, silahların devletin elinde toplanması planı görüşüldü,(EPA)
Lübnan hükümeti, Cumhurbaşkanı Joseph Avn başkanlığında Baabda Sarayı'nda toplandı. Toplantıda, silahların devletin elinde toplanması planı görüşüldü,(EPA)
TT

Hizbullah: Silahların devletin elinde toplanması planına ilişkin kabine toplantısı, akıl ve sağduyuya dönüş için bir fırsat

Lübnan hükümeti, Cumhurbaşkanı Joseph Avn başkanlığında Baabda Sarayı'nda toplandı. Toplantıda, silahların devletin elinde toplanması planı görüşüldü,(EPA)
Lübnan hükümeti, Cumhurbaşkanı Joseph Avn başkanlığında Baabda Sarayı'nda toplandı. Toplantıda, silahların devletin elinde toplanması planı görüşüldü,(EPA)

Hizbullah yetkilisi Mahmud Kamati bugün Reuters'a yaptığı açıklamada, Hizbullah’ın dün yapılan ve silahların devletin elinde toplanması planını ele alan kabine toplantısını ‘ülkenin bilinmeyene sürüklenmesini önlemek için akıl ve sağduyuya dönme fırsatı’ olarak gördüğünü söyledi.

Lübnan kabinesi dün, ordunun silahların devletin elinde toplanması planını memnuniyetle karşıladı ve ordunun planı uygulamaya başlayacağını belirtti. Kabine bir zaman çizelgesi belirtmedi ve ordunun bu alandaki yeteneklerinin sınırlı olduğunu kaydetti. Ancak, İsrail'in Lübnan'daki askeri operasyonlarının devam etmesinin ordunun ilerlemesini engelleyeceğini de bildirdi. Kabine toplantısının ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Lübnan Enformasyon Bakanı Paul Morcos, kabinenin planı resmi olarak onayladığını söylemedi.

Kamati Reuters'a verdiği demeçte, Hizbullah'ın, hükümetin dün açıkladığı, bu konudaki ABD yol haritasının uygulanmasının İsrail'in taahhüdüne bağlı olduğu açıklamasına dayanarak değerlendirme yaptığını belirtti.

Kamati, İsrail'in saldırılarını durdurup Güney Lübnan'dan çekilmediği sürece planın uygulanmasının bir sonraki duyuruya kadar askıya alınması gerektiğini vurguladı.

Kamati, “Hükümetin, ABD'nin yol haritasının uygulanmasında herhangi bir ilerlemenin İsrail'in taahhüdüne bağlı olduğunu açıklaması, planın bir sonraki duyuruya kadar askıya alındığı anlamına geliyor” dedi.

Lübnan kabinesi geçtiğimiz ay, tüm silahların devletin elinde toplanması için bir plan geliştirme görevini orduya verdi ve İsrail'in Lübnan'daki askeri operasyonlarını durdurması karşılığında Hizbullah'ın silahsızlandırılmasını amaçlayan ABD yol haritasını onayladı.

Kamati, “Hizbullah bu iki kararı kategorik olarak reddetti. Lübnan hükümetinin ulusal güvenlik stratejisi hazırlamayı taahhüt etmesi bekleniyor” ifadelerini kullandı.

İsrail geçen hafta, Lübnan ordusu Hizbullah'ı silahsızlandırmak için adımlar atarsa Güney Lübnan'daki askeri varlığını azaltacağını ima etti. Ancak son olarak çarşamba günü dört kişiyi öldürdüğü bir saldırı gerçekleştirdi.

Lübnan, geçen yıl İsrail ile yaşanan savaştan bu yana Hizbullah'ın silahsızlandırılması konusunda bölünmüş durumda.

Lübnan, ABD ve Hizbullah'ın yerel muhaliflerinin örgütü silahsızlandırması yönündeki baskısı altında. Ancak Hizbullah, silahsızlandırmayı tartışmanın bile büyük bir hata olacağını söyleyerek bunu reddediyor. İsrail ise Lübnan'a hava saldırılarını sürdürüyor ve güneydeki geniş toprakları işgal ediyor.

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım geçen ay iç savaş ihtimalini gündeme getirerek, hükümeti örgüte karşı çıkmaya çalışmaması konusunda uyardı ve sokaklarda protestoların patlak verebileceğini söyledi.


Lübnan, ordunun planına göre ‘silahları devletin elinde toplama’ faaliyetine devam ediyor

Lübnan hükümeti, Cumhurbaşkanı Joseph Avn başkanlığında Baabda Sarayı'nda toplandı. (DPA)
Lübnan hükümeti, Cumhurbaşkanı Joseph Avn başkanlığında Baabda Sarayı'nda toplandı. (DPA)
TT

Lübnan, ordunun planına göre ‘silahları devletin elinde toplama’ faaliyetine devam ediyor

Lübnan hükümeti, Cumhurbaşkanı Joseph Avn başkanlığında Baabda Sarayı'nda toplandı. (DPA)
Lübnan hükümeti, Cumhurbaşkanı Joseph Avn başkanlığında Baabda Sarayı'nda toplandı. (DPA)

Lübnan hükümeti, ordunun, silahların devletin elinde toplanmasını beş aşamada uygulamak için geliştirdiği planı kabul ederek bu meseleyi çözdü. Söz konusu planın ilk aşaması yıl sonuna kadar tamamlanacak. Bu, hükümetin geçen ayın başında aldığı kararlarda belirlediği son tarihi aşıyor.

Hükümetin kararı Şii İkilisi’ni memnun etti. Meclis Başkanı Nebih Berri Şarku’l Avsat'a, “Ortam iyi, zehirli rüzgarlar dinmeye başlıyor. Ordunun planı sivil barışı koruyor” dedi. Berri ayrıca, çatışmayı önlemenin önemini vurguladı.

Öte yandan Başbakan Nevvaf Selam Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, kararların açık olduğunu ve yoruma yer bırakmadığını belirterek, bu adımın Hizbullah'ın silahsızlandırılmasına ilişkin kararların geri alınmasına yol açmadığını ifade etti.

Selam, silahların devletin elinde toplanması konusunda geri dönüşün olmayacağını ve hükümetin 5 Ağustos'ta yapılan toplantının kararlarına uygun olarak kendi güçleri aracılığıyla devletin otoritesini genişletmeye devam edeceğini belirtti. Selam, ‘Lübnan'ın Amerikalılarla mutabık kalarak değiştirdiği ve hedefleri hükümet tarafından onaylanan ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın planının, her iki tarafça karşılıklı olarak uygulanması gerektiğini, ancak İsrail'in henüz bu konuda taahhütte bulunmadığını’ kaydetti.