Yemen, Husilerin şantajını reddediyor ve "uluslararası önlem" çağrısı yapıyor

Husiler sağlık sektöründe 5 binden fazla hukuki ihlal yapmakla suçlanıyor

Yemen Başkanlık Konseyi üyesi Aydarus ez-Zubeydi'nin Pazartesi günü Riyad'da Hindistan Büyükelçisi (Saba) Maslahatgüzarı ile yaptığı toplantıdan bir kare
Yemen Başkanlık Konseyi üyesi Aydarus ez-Zubeydi'nin Pazartesi günü Riyad'da Hindistan Büyükelçisi (Saba) Maslahatgüzarı ile yaptığı toplantıdan bir kare
TT

Yemen, Husilerin şantajını reddediyor ve "uluslararası önlem" çağrısı yapıyor

Yemen Başkanlık Konseyi üyesi Aydarus ez-Zubeydi'nin Pazartesi günü Riyad'da Hindistan Büyükelçisi (Saba) Maslahatgüzarı ile yaptığı toplantıdan bir kare
Yemen Başkanlık Konseyi üyesi Aydarus ez-Zubeydi'nin Pazartesi günü Riyad'da Hindistan Büyükelçisi (Saba) Maslahatgüzarı ile yaptığı toplantıdan bir kare

Yemenli insan hakları savunucuları, Husi milislerinin son dört yıl içinde kontrol ettikleri bölgelerindeki sağlık sektörüyle ilgili beş binden fazla hukuki ihlal gerçekleştirdiğini belgelerken, Başkanlık  Konseyi üyeleri, darbecilerin şantajını reddettiklerini yinelerken, Husileri barışa zorlamak için uluslararası tedbir çağrısında bulundular.
Yemen Başkanlık Konseyi’nin açıklamaları, Komuta Konseyi'nin tüm Husi düşmanlıklarına karşı koyacağını teyit ettiği önceki açıklamaların devamı niteliğinde.
Resmi kaynaklara göre, Başkanlık Konseyi Üyesi Aydarus ez-Zubeydi, Hindistan Büyükelçi Vekili ile yaptığı görüşmede, “İran destekli Husi milislerinin yeni askeri hamlesini, uzlaşmazlığını ve ateşkesi uzatmaya yönelik tüm uluslararası çabaları reddetmesini tartıştı".
Şarku’l Avsat’ın SABA haber ajansından aktardığı habere göre Zubeydi şu ifadeleri kullandı: “Husi milisleri, uzlaşmamak ve İran'a hizmet etmek için Yemenlilere karşı saldırgan savaşını sürdürmekteki ısrarı nedeniyle ülkeyi uçuruma sürüklüyor".
Bu arada resmi kaynaklar, Yemen Başkanlık Konseyi üyesi Osman Mecli'nin Riyad'da Japon Büyükelçisi’nin Maslahatgüzarı ile bir araya geldiğini ve görüşmede Husi darbe milislerinin uzlaşmazlığının ve ateşkesi uzatmak için uluslararası çabalara olumlu cevap vermemesinin sonucu olarak Yemen'deki siyasi gelişmelerin tartışıldığını bildirdi.
Mecli, “İran destekli Husiler, ateşkesi reddederek askeri yola başvurup Yemen halkının daha fazla kanını akıtarak kazanımlar elde edeceği konusunda kendi kendini kandırıyor" dedi.
Mecli, "Bu düşmanca tavrı reddediyoruz, baskı ve şantajı kabul etmeyeceğiz ve Yemen'i devlete ve uluslararası kararlara karşı isyancı milislerin otoritesi altında rehin tutan hiçbir dayatmayı kabul etmeyeceğiz" diyerek uluslararası toplumu "terörist" olarak nitelendirdiği Husi grubuyla "sert" bir şekilde ilgilenmeye çağırdı.
Yemen Başkanlık Konseyi üyesi Osman Mecli, Husi milisleri, binlerce hukuki ihlal yapmakla suçlayarak ateşkesin sahada olmadığına dikkat çekti ve "Husiler son dönemde çeşitli silah türlerini kullanarak binlerce suç işledi, askeri gerginliği tırmandırmaya devam etti ve ihlallerini temas hatları boyunca tırmandırdı” dedi ve ekledi: "Husilerin yaptığı her şey İran'ın emriyledir ve Yemenlileri terörize etmek için kullandığı silahlar, Hizbullah ve İran'dan uzmanlar tarafından denetlenen İran silahlarıdır".
Öte yandan Yemen Haklar ve Özgürlükler Ağı, yakın tarihli bir raporda, Husi milislerinin Ocak 2018'den Mart'a kadar Yemen'deki sağlık tesislerini, hastaneleri ve sağlık çalışanlarını etkileyen yaklaşık 5  bin 119 suç işlediğini belgelediğini söyledi.
İnsan hakları ağı, suçların sağlık personeli ve sağlık görevlilerinin doğrudan öldürülmesi, yaralama, tutuklama ve doktor ve hemşirelerin zorla kaçırılması, saha infazları, fiziksel saldırılar, sağlık tesislerinin ve hastanelerin kapatılması, havan topları, Hozers ve Katyuşalar ile doğrudan hedef alma vb. olduğunu söyledi. Ayrıca sağlık tesislerini bombalamak ve bubi tuzağı kurmak, tıbbi yardıma el koymak, hastaneleri yağmalamak, karaborsada ilaç satmak ve sivilleri bundan mahrum etmek de Husilerin yaptığı zorbalıklar arasında sayıldı.
İnsan Hakları Ağı'nın saha ekibinin edindiği bilgilere göre, 39'u doktor, 24'ü hemşire ve 29'u ambulans şoförü olmak üzere 92 ölüm vakası belgelenirken, cinayetler 24 doğrudan silahla ateş sonucu, 28 vaka mayın yerleştirme sonucu, 21 vaka doğrudan keskin nişancılık sonucu ve 17 vaka da ayrım gözetmeksizin ateş açılması ve sağlık merkezleri ile hastanelerin doğrudan hedef alınması sonucu hayatını kaybetti.
İnsan hakları ekibi ayrıca 52 doktor, 49 hemşire ve 56 ambulans şoförü de dahil olmak üzere 159 yaralanmayı belgeledi.
İnsan hakları ağı, Husi darbe milislerinin suç ve ihlallerinin sadece öldürme ve yaralama ile sınırlı olmadığını, aynı zamanda onlarca doktor ve sağlık görevlisinin tutuklandığını, kaçırıldığını, zorla kaybedildiğini ve bazılarının canlı kalkan olarak kullanıldığını belirtti. İnsan hakları ağı, ayrıca "216 tutuklama ve kaçırma vakasının çoğu hastanelerde, tıp merkezlerinde veya özel kliniklerde gerçekleşti" dedi.
İnsan hakları ağı raporu, adam kaçırma ve yasadışı tutuklamalara ek olarak, Husi milislerinin bazı doktor ve hemşireleri zorla tutukladıkları, gözaltı yerlerini açıklamayı reddettikleri ve onları özgürlüklerinden yoksun bıraktıklarını reddettikleri için zorla alıkoyma suçunu işlediğini belirtti. İnsan hakları ekibi 39 zorla alıkoyma vakası olduğunu açıkladı.
Aynı bağlamda, İnsan Hakları Ağı saha ekibi, sağlık tesislerini ve hastaneleri etkileyen 2 bin 69 zorbalık vakasını belgelediğini doğruladı. Bunun 932’si sağlık ocakları, hastaneler, özel klinikler ve eczanelerin kapatılıp basılması, 429'u gelişigüzel bombardıman sonucu kısmi yıkım olarak tespit edilirken 237 el koyma; füze, topçu ve tank bombardımanı sonucu 136 imha vakası, 165 yağma ve kurcalama vakası, 41 el yapımı patlayıcı cihaz vakası, 129 doğrudan ambulans hedef alma vakası belirlendi.
Yemenli insan hakları ağı, Husi milislerini, askerlerini ve askeri teçhizatını taşımak ve cepheler arasında hareket etmek için ambulans kullanmak ve tıbbi yardımı bir savaş aracına dönüştürmekle suçladı.



Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?
TT

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Colin P. Clarke

Lübnan ve Suriye’nin bazı bölgelerinde salı günü gerçekleştirilen eş zamanlı bir saldırıda, Lübnan’daki Hizbullah Hareketi tarafından kullanılan yüzlerce çağrı cihazı peş peşe patladı. Saldırıda en az 10 kişi öldü, binlerce kişi yaralandı.

Birçok kişi saldırının neden şimdi düzenlendiğini ve saldırının zamanlamasının daha geniş bir anlamı olup olmadığını merak ediyor.

İsrail, ABD'nin daha geniş çaplı bir operasyonun, bölgede topyekûn bir savaşa yol açabileceği yönündeki uyarılarına rağmen, Hizbullah’ın saldırılarını önlemenin savaştaki hedeflerinden biri olduğunu açıkladı. Çağrı cihazı saldırısı İsrail'in Lübnan'da Hizbullah'a karşı yürüteceği uzun vadeli bir askeri harekatın başlangıcı olabileceği gibi, İsrail ile İran'ın vekilleri arasında uzun süredir devam eden gölge savaşının son gizli operasyonu da olabilir. İsrail, saldırıyı fark edilmeden gerçekleştirilebileceği zaman aralığı sınırlı olduğu için de böyle bir saldırı düzenlemiş olabilir.

İsrail'in istihbarat servisi Mossad için bu saldırı, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırısında yaşanan başarısızlıklar nedeniyle ciddi şekilde zedelenen itibarını iyileştirme yolunda atılan sağlam bir adım olabilir. Saldırı aynı zamanda bir casus romanından fırlamış gibi görünüyor. Mossad'ın böylesine büyük ve dramatik bir operasyonu nasıl gerçekleştirebildiğine dair çok sayıda hipotez ortaya atıldı. Patlayıcıların çağrı cihazlarına üretim aşamasında mı yoksa tedarik süreci sırasında mı yerleştirilmiş olabileceğini henüz bilmiyoruz.

Hizbullah, İsrail'in siber saldırılarına karşı önlem amacıyla çağrı cihazları gibi eski iletişim araçlarını kullanıyordu. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın alternatif iletişim araçları kullanmaya çağırdığı Hizbullah üyeleri 7 Ekim saldırısının ardından cep telefonu kullanmaktan büyük ölçüde kaçındılar.

Bazı kişiler cihazlara sızan kötü amaçlı yazılımın pillerin aşırı ısınmasına ve sonunda patlamasına neden olduğunu düşünüyor. Oysa saldırı titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi. Saldırının anlık etkisi ne olursa olsun, ortaya çıkan tablo Hizbullah'ın paranoyasını arttıracak ve Mossad'ın gelecekte yapabileceklerine karşı daha fazla temkinli olmasına yol açacak. Hizbullah'ın bu saldırının ardından iç güvenlik aygıtında bir revizyona gidebilir, operasyonel güvenliğindeki boşlukları gözden geçirebilir ve üyelerinin yeteneklerini arttırmaya çalışabilir. Tüm bunlar aynı zamanda Hizbullah içinde kan dökülmesine yol açabilir ve içeride bir casus avı başlayabilir. Bu da İsrail istihbaratı için bir başka kazanç olacaktır.

Saldırı, titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi.

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’ye geçtiğimiz temmuz ayı sonlarında Tahran'da düzenlenen suikastta olduğu gibi çağrı cihazı saldırısının arkasındaki nedenlerden biri de Mossad'ın prestijini yeniden kazanma konusundaki kararlılığıydı. İsrail istihbaratı 7 Ekim 2023 saldırısından önce her şeye gücünün yetebileceği yönünde güçlü bir imaja sahipti. Mossad efsaneleri, Steven Spielberg yönettiği Münih ve Netflix yapımı Kaos gibi popüler casusluk filmleriyle ekranlara taşınmıştı.

İsrail'in hedef odaklı suikastlarında, geçtiğimiz ocak ayında Beyrut'ta Hamas'ın Siyasi Büro Başkan Yardımcı Salih el-Aruri, temmuz ayı sonlarında yine Beyrut'ta Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür ve Şükür’den kısa bir süre sonra da İsmail Heniyye öldürüldü.

dfv fdev
Patlayan çağrı cihazlarından birinden geri kalanlar Beyrut'ta sergilendi, 18 Eylül (AFP)

İsrail'in gizli operasyonlarının Mossad'ın imajını iyileştirmenin yanı sıra daha pratik bir etkisi de var. Saldırı büyük olasılıkla Hizbullah'ın komuta ve kontrol merkezini yok etti. Bu da öngörülebilir gelecekte Hizbullah için büyük iletişim sorunlarına yol açacak. Dahası, salı günü gerçekleşen saldırıda yüzlerce Hizbullah üyesi yaralandı. Bazılarının parmaklarının ya da ellerinin koptuğu ya da geçici de olsa sahadan uzaklaşmalarına neden olan başka yaralanmalar gibi fiziksel bozukluklara sebep olduğu şüphesiz.

Yemen'deki Husiler, Irak ve Suriye'deki milisler ve İran'ın diğer vekilleri daha fazla önlem almaya başlayacaktır. Bu durum söz konusu grupların birbirleriyle iletişim kurma şekillerinde değişikliklere yol açarak koordinasyon düzeylerini doğrudan etkileyebilir ve saldırı düzenleme kabiliyetlerini engelleyebilir.