Filistin Başbakanı, İsrail’in Şuafat’taki kuşatmasına karşı uluslararası topluma çağrı yaptı

Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye (AA)
Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye (AA)
TT

Filistin Başbakanı, İsrail’in Şuafat’taki kuşatmasına karşı uluslararası topluma çağrı yaptı

Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye (AA)
Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye (AA)

Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye, İsrail'in Doğu Kudüs'te on binlerce Filistinlinin yaşadığı Şuafat Mülteci Kampı’na yönelik kuşatmasının sona erdirilmesi için uluslararası topluma çağrı yaptı.
Filistin Başbakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Iştiyye, 8 Ekim'de İsrail ordusuna ait bir kontrol noktasına düzenlenen silahlı saldırıda bir polisin öldürülmesi üzerine İsrail’in dört gündür Şuafat Mülteci Kampı’na uyguladığı kuşatmaya karşı uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırdı.
Iştiyye, "(İsrail) İşgal yönetiminin, işgal altındaki Kudüs'teki Şuafat Kampı’nda halkımıza yönelik günlerdir uyguladığı ablukaya son verilmesi için uluslararası toplumdan çabalarını seferber etmesini istiyoruz" ifadelerini kullandı.
Iştiyye, Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Kızılhaç Örgütüne kampa girme çağrısı yaparak “Filistinlilerin yaşadığı sıkıntıların boyutunu gözlemlemelerini ve kamptan giriş-çıkışların özgürce devam etmesi için çalışmalarını” istedi.

İsrail ordusundan Şuafat’ta toplu cezalandırma
İsrail polisi, 8 Ekim Cumartesi akşam saatlerinde Şuafat Mülteci Kampı'ndaki kontrol noktasında görevli güvenlik güçlerine hareket halindeki bir araçtan ateş açıldığını ve saldırıda yaralanan 3 polisten birinin yaşamını yitirdiğini duyurmuştu.
Filistinli direniş grupları ise işgal altındaki Doğu Kudüs'te İsrail güçlerine ateş açılmasının, İsrail'in işlediği suçlara ve Mescid-i Aksa'ya yönelik baskınlarına verilen "doğal bir tepki" olduğunu belirtmişti.
Saldırganı arama çalışmalarını dört gündür sürdüren İsrail askerleri, kampı kuşatma altına alarak giriş çıkışlara yasak getirdi.
İsrail ordusunun on binlerce Filistinlinin yaşadığı kampa uyguladığı kuşatma günlük hayatı felç ederken, kamp sakinleri "toplu cezalandırma" olarak niteledikleri kuşatmaya karşı protestolar düzenliyor.
Dün “insanlık onuru adına” süresiz sivil itaatsizlik eylemi başlatan kamp sakinleri, bu kapsamda, kamptaki tüm okullarda eğitimin askıya alınacağını, çarşamba günü iş yerlerinin kapatılacağını ve işçilerin greve gideceğini duyurdu.
Tel Aviv yönetimi, mart ayında başlattığı "Dalgakıran" isimli operasyon kapsamında, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te sık sık baskınlar düzenliyor. Bu baskınlarda aralarında çocukların da bulunduğu 100'den fazla Filistinlinin hayatını kaybettiği belirtiliyor.



İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
TT

İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)

İsrail, Gazze’de internete erişim sağlayan kafeye düzenlediği saldırıda 230 kilogramlık bombalar kullandı.

Guardian’ın haberinde, İsrail ordusunun pazartesi günü düzenlediği saldırıda Amerikan yapımı MK-82 bombalarından kullandığı yazılıyor. Bu bombalar büyük bir krater oluşturuyor ve şarapnelin geniş bir alana yayılmasına yol açıyor.

El Beka adlı kafeye yapılan saldırıda en az 41 Filistinli öldürülmüş, 75 kişi yaralanmıştı. Hayatını kaybedenler arasında 4, 12 ve 14 yaşlarındaki çocuklar da vardı.

Gazetenin bombanın parçalarına dair elde ettiği fotoğrafları inceleyen uzmanlar, sivillerin böyle bir mühimmatla kasten vurulmasının savaş suçu teşkil edebileceğine dikkat çekiyor.

Kopenhag Üniversitesi'nde uluslararası hukuk alanında çalışan Marc Schack şunları söylüyor:

Bu tür bir mühimmatın kullanımını gerekçelendirmek neredeyse imkansız. Eğer 20, 30, 40 ya da daha fazla sivil kayıptan bahsediyorsanız, bu genellikle çok büyük öneme sahip bir hedef olmalıdır. Afganistan ve Irak'taki koalisyon güçleri açısından çok üst düzey bir hedef için kabul edilen rakam 30'dan az sivilin öldürülmesiydi, o zaman da istisnai koşullar söz konusuydu.

Diğer yandan saldırının ardından İsrail Savunma Kuvvetleri’nden (IDF) yapılan açıklamada “asla sivillerin hedef alınmadığı” ileri sürüldü. Ayrıca saldırıdan önce sivil kaybın azaltılması için adımlar atıldığı savunuldu. Analistler, İsrail ordusunun drone’larla kafe etrafındaki sivilleri görmesine rağmen saldırı düzenlediğini söylüyor.

Filistinli bir aile tarafından 40 yıl önce kurulan kafe, hızlı internet bağlantısıyla öğrenciler, gazeteciler ve uzaktan çalışanların sık uğradığı bir mekandı.

İsrail ordusu Gazze’yi her gün bombalarken bölgede ateşkes sağlanması için yürütülen çalışmalar da hızlandı.

İsrail medyasındaki haberlerde, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun 7 Temmuz’da yapacağı ABD ziyareti öncesinde ateşkes anlaşmasının imzalanmasının hedeflendiği yazılıyor.

Ayrıca ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail tarafından kabul edildiğini savunduğu 60 günlük ateşkes teklifine Hamas’ın da sıcak baktığı ileri sürülüyor. Anlaşmaya dair detaylar resmi kanallardan paylaşılmadı. Ancak haberlerde Hamas’tan kalan 50 rehinenin tamamını serbest bırakmasının isteneceği aktarılıyor.

Hamas’ın buna yanıtını cuma akşamına kadar arabuluculara sunması bekleniyor. Filistinli örgütün, Gazze’ye yardım girişine izin verilmesi ve İsrail ordusunun bölgedeki işgalini sonlandırması taleplerinden geri adım atmayacağı belirtiliyor. Anlaşma kapsamında IDF’nin Gazze’deki bazı bölgelerden çekilebileceği savunuluyor.

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel, Haaretz