Ukrayna’nın doğu ve güneydeki zaferleri ‘kontrolsüz çatışma’ senaryosunu gündeme getirdi

İki Rus askeri Donetsk’te Ukrayna mevzisine doğru atış yapıyor (AP)
İki Rus askeri Donetsk’te Ukrayna mevzisine doğru atış yapıyor (AP)
TT

Ukrayna’nın doğu ve güneydeki zaferleri ‘kontrolsüz çatışma’ senaryosunu gündeme getirdi

İki Rus askeri Donetsk’te Ukrayna mevzisine doğru atış yapıyor (AP)
İki Rus askeri Donetsk’te Ukrayna mevzisine doğru atış yapıyor (AP)

Ukrayna’nın doğu ve güney bölgelerinde kapsamlı ilerleme kaydetmeye devam ettiğine ilişkin Kiev’den gelen haberler, savaşın kapsamını genişletmek ve Rus yetkililerin son günlerde uyardığı ‘kontrolsüz çatışma’ senaryosunu gündeme getirmek için bir sebep oldu.
Moskova, son birkaç gün içinde, çatışmayı genişletmeme tercihine göndermeler yapan ve sadece Ukrayna bölgelerini ilhak etme kararının dayattığı ‘yeni gerçekliği’ teyit eden birden fazla mesaj gönderdi.
Bu, Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Rusya’nın Avrupa’ya enerji arzının istikrarını sağlama arzusuna yaptığı göndermeler ve Rusya Ulusal Güvenlik Konseyi’nin, Moskova’nın savaşın başlamasından önce Batı’dan talep ettiği, ‘güvenlik garantileri belgesinin hala masada’ olduğuna dair açıklamalarla kanıtlandı.
Ancak bununla birlikte, özellikle Kiev’e askeri yardımın yoğunlaşması hakkında Batılı haberler artarken, görünüşe göre Ukrayna’nın Putin tarafından yakın zamanda ilhak edilen bölgelerde geri alınan alanı genişletmeye devam etmesi, Kremlin’in önüne sınırlı seçenekler koyuyor.
Burada dikkat çekici olan, ‘daha avantajlı konumları’ işgal etmek için stratejik Lyman kentinden askerlerin çekildiğini duyurmak gibi nadir durumlar dışında, Rus askeri raporlarının Ukrayna’nın ilerlediği bölgelerin ayrıntılarını açıklamaması ve Ukrayna’nın ilerleyişinin hızını kabul etmekten kaçınması oldu.
Bunun yerine, Rusya’dan gelen askeri açıklamalar, Ukrayna’daki sivil bölgelerin hedef alındığından bahsetmeye devam ediyor.
Ancak aynı zamanda, sahadaki gelişmeler, Moskova’nın Donbas bölgesinde gönüllü birlikler konuşlandırıldığının duyurulması ve Moskova neredeyse tüm Ukrayna şehirlerini hedef alan yoğun ve büyük saldırılar başlatmadan önce Belarus’tan gelen ağır bombardıman uçaklarının saha hattına girdiğine dair raporlar da dahil olmak üzere, geniş çaplı bir tersine operasyon hazırladığına dair işaretler taşıyor.
Son olarak, General Sergey Surovikin’in Ukrayna’daki operasyonları komuta etmek üzere atanması, ihtilafın yeni aşaması için devam eden hazırlıkların güçlü bir göstergesi oldu.
General Surovikin’in atanması, ‘belirleyici savaşın’ temposunu hızlandırmak ve taktik nükleer silah kullanma olasılığı da dahil olmak üzere bunu başarmak için mümkün olan tüm askeri araçları kullanmak için çağrıda bulunan ‘şahinler’ kampı arasında bir rahatlama sağladı.
Bunlardan biri olan Çeçenistan lideri Ramazan Kadirov, Surovikin’in savaştaki liderliğinin belirleyici sonuçlar getireceğine olan güvenini ifade etti.
Bu arka plana karşı, Ukrayna Geçici İşgal Altındaki Toprakların Yeniden Entegrasyonu Bakanlığı, Ukrayna ordusunun geçtiğimiz ay 75’i son derece stratejik Herson bölgesinde olmak üzere, 600’den fazla bölgeyi Rus işgalinden kurtardığını bildirdi.
Bakanlık dün geç saatlerde yaptığı açıklamada, Ukrayna kuvvetlerinin geçen ay Rus hatlarının derinliklerine ilerlediği Harkov bölgesinde yaklaşık 502 yerleşim yerini kurtarıldığı bilgisini verdi.
Açıklamada, Donetsk bölgesinde 43, Luhansk bölgesinde 7 yerleşim bölgesinin kurtarıldığı belirtilerek, “Kurtarılan Ukrayna toprakları önemli ölçüde arttı” denildi.
Bu haberlerin ciddiyetini artıran şey, Rusya’nın Ukrayna ile olan sınır şeridindeki güvenlik durumunun son haftalarda büyük bir ölçüde bozulması oldu.
Rusya’nın Ukrayna sınırındaki Belgorod Bölgesi Valisi Vyacheslav Gladkov, füze parçalarının demiryolu hattının yakınına düşmesi nedeniyle Novyi Oskol kasabası yakınlarındaki tren faaliyetlerinin bugün erken saatlerde askıya alındığını bildirdi.
Vali Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, Ukrayna sınırının 90 kilometre kuzeyinde yer alan, yaklaşık 18 bin nüfusa sahip Novyi Oskol yakınlarında uçaksavar füze sistemlerinin söz konusu füzeleri vurduğunu belirtti.
Gladkov, “Elektrik hatları hasar gördü. Trenler geçici olarak durduruldu” diyerek, can kaybı olmadığını ekledi.
Herson’un Kırım ile ana kara bağlantısı olarak stratejik önemine ek olarak, Putin’in Rusya’ya ‘sonsuza dek’ katılan iki bölgeyi savunma vaadi karşısında, Donetsk ve Herson bölgelerine sürekli saldırılar Rusya için en tehlikeli durum olabilir.
Bu, Ukrayna kuvvetlerinin kendi bölgelerindeki kontrolü genişletmesinin, Moskova’nın yarımadadaki kuvvetlerini tehdit edeceği ve burayı kuşatma altına alacağı anlamına geliyor. Ayrıca bu, bölgeye Rus askeri tedarikini durdurmakla tehdit ediyor.
Bu gerçek karşısında, askeri tırmanış olasılıkları ve savaş alanını genişletme çabaları, Ukrayna’nın ilerleyişini durdurmanın ve büyük çaplı geri dönüşler düzenlemenin tek yolu gibi görünüyor.
Ukrayna’nın güneyindeki çatışmalarda güçleri kilit rol oynayan Kadirov’a göre, Moskova’nın Herson’da büyük savaşın başlamasına hazırlık olarak bölge sakinlerinin tahliyesi de dahil olmak üzere üzerinde çalıştığı düzenlemelere ek olarak ‘belirleyici an’ yaklaşıyor.
Birkaç gün önce Moskova, çocuklar, refakatçileri ve yaşlı grupların Rusya’nın derinliklerindeki tatil yerlerine transferinin başladığını duyurdu.
Bunu, bölgedeki ayrılıkçı yetkililerin ‘güçlerin görevlerini kolaylaştırmak’ için tüm sakinlere Rus bölgelerine taşınmaları yönündeki çağrısı izledi.
Ancak savaş alanını genişletmek, iki olası gelişmeyle karşı karşıya.
Bunlardan ilki Batılı tarafların, özellikle NATO’nun çatışmaya artan katılımı, ikincisi ise Belarus’un askeri operasyonlara resmi olarak katılmasıdır.
Ukrayna’nın ilerleyişini konvansiyonel silahlarla durduramaması, Kremlin’in askeri ve diplomatik kurumlardaki ‘şahinlerin’ savaşı taktik nükleer silahlar kullanarak çözme çağrılarına yanıt verme riskini artırıyor.
Avrupa Birliği (AB) Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Josep Borrell dün Moskova'yı uyararak, Putin’in Ukrayna’ya karşı nükleer silah kullanması durumunda Rus ordusunun imha edileceği güçlü bir askeri yanıt verileceğini söyledi ve bu konudaki tartışmaları alevlendirdi.
Belçika’da AB Diplomasi Akademisi’nin açılışında konuşan Borrell şunları söyledi;
“Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, blöf yapmadığını söylüyor. Putin, blöf yapmayı göze alamaz. Ukrayna’yı destekleyenler, AB, AB ülkeleri, ABD ve NATO da blöf yapmıyor. Ukrayna’ya karşı herhangi bir nükleer saldırının bir yanıtı olacaktır. Nükleer bir yanıt olmayacak ancak Rus ordusunun imha edileceği güçlü bir askeri yanıtı olacak. Putin, blöf yapıyor olmamalı.”
Moskova’nın her zamanki gibi Borrell’in tehdidi hakkında yorum yapmak için acele etmemesi de dikkat çekiciydi.
Şarku'l Avsat'ın  DPA’dan aktardığı habere göre diplomatlar, AB büyükelçilerinin bugün oybirliğiyle Ukrayna silahlı kuvvetlerinden yaklaşık 15 bin asker için bir askeri eğitim misyonunu onayladıklarını söyledi.
Borrell, Ağustos ayında Ukraynalı askerleri eğitmek için yeni bir girişim fikrini ortaya attı.
DPA’nın bildirdiğine göre, bu misyon lojistik ve nükleer, biyolojik ve kimyasal silahlara karşı koruma gibi alanlarda eğitim içerebilir.
ABD’ye üye 27 ülkenin büyükelçilerinin bugün aldığı bu kararın, Pazartesi günü Lüksemburg’da AB diplomasisi başkanları tarafından resmen onaylanması gerekiyor.
Bu çatışmada Kremlin’in en yakın ve tek müttefiki haline gelen Belarus ise, savaşın bir sonraki aşamasına hazırlanıyor gibi görünüyor.
Belarus Dışişleri Bakanı Vladimir Makei, ülkede terörle mücadele operasyon rejimi ilan edildiğini bildirerek, silahlı kuvvetler ve özel servislerinin komşu ülkelerden gelecek her türlü provokasyona yanıt vermeye hazır olduğunu söyledi.
Makei Izvestia gazetesine yaptığı açıklamada şunları söyledi;
“Devlet Başkanımız güvenlik güçleriyle bir dizi görüşme yaptı ve bir terörle mücadele operasyon rejimi ilan edildi. Bazı komşu ülkelerin Belarus’un belirli bölgelerinin ele geçirilmesini de içeren provokasyonlar planladığı bilgisi elimize geçti.”
Belarus Devlet Başkanı Alexander Lukaşenko ise, Polonya, Litvanya ve Ukrayna’nın radikal Belaruslular arasındaki militanları sabotaj, terör saldırıları ve askeri isyan organize etmek için eğitilmeye başladığını öne sürdü.
Belarus Devlet Güvenlik Komitesi (KGB) Başkanı İvan Tertel de, “Batı, Rusya’nın kaynaklarını ara sıra ortaya çıkan görevleri çözmeye yönlendirmek için ‘ikinci bir cephe’ açmaya çalışıyor. Bölgedeki durumun kötüleşmesini bekliyoruz” dedi.
Bu koşullar altında rakiplerinin kullanacağı araçlardan birinin muhalifler olduğuna vurgu yapan Tertel, “Yurt dışına kaçan bu insanları, onları kimin ve hangi amaçla tuttuğunu çok iyi biliyoruz. Bu nedenle, şimdi her şey Belarus’a yönelik müdahaleye hazırlanmaya odaklandı. Ukrayna topraklarında, çeşitli nedenlerle ülkeden kaçanların katıldığı bir dizi yasadışı silahlı grup kuruldu” diye konuştu.



Magen Oz: İsrail'in Gazze Şeridi’ni bölme sopası

Güney Gazze Şeridi'ndeki Refah yakınlarında, ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım malzemeleri almak için toplanan Filistinliler, 24 Temmuz 2025
Güney Gazze Şeridi'ndeki Refah yakınlarında, ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım malzemeleri almak için toplanan Filistinliler, 24 Temmuz 2025
TT

Magen Oz: İsrail'in Gazze Şeridi’ni bölme sopası

Güney Gazze Şeridi'ndeki Refah yakınlarında, ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım malzemeleri almak için toplanan Filistinliler, 24 Temmuz 2025
Güney Gazze Şeridi'ndeki Refah yakınlarında, ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım malzemeleri almak için toplanan Filistinliler, 24 Temmuz 2025

Salim er-Rayes

Hamas, temmuz ayının ikinci haftasında, iki taraf arasında bu ayın başından beri ABD, Katar ve Mısır'ın arabuluculuğunda doğrudan yürütülen geçici ateşkes ve rehine takası müzakereleri kapsamında, İsrail'in Gazze Şeridi'nden ne kadar çekileceği ile ilgili haritaları reddettiğini duyurdu. Haritalara göre İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin yüzde 40'ından fazlasını, yani 365 kilometrekareyi ele geçirmesi sebebiyle bunu reddettiğini ve İsrail'in, geçen ocak ayında üzerinde anlaşmaya varılan haritadaki toplanma noktalarına çekilmesini talep ettiğini açıkladı. Hamas’tan bu açıklama gelirken İsrail ordusu, Han Yunus şehrini doğu ve batı olarak ikiye bölen yeni bir koridorun inşası üzerinde çalışıyordu.

İsrail ordusu, 16 Temmuz'da 15 kilometrelik “Magen Oz” Koridoru’nun inşasının tamamlandığını duyurdu. Koridor, doğu sınırındaki Deyr el-Belah ve Han Yunus şehirleri arasındaki Kissufim Sınır Kapısı’ndan başlıyor ve Han Yunus'un merkezinden geçerek Morag Koridoruna kadar uzanıyor. Nisan ayında kurulan Morag Koridoru, o tarihten beri tamamen İsrail’in askeri kontrolü altında olan Han Yunus ve Refah şehirlerini ayırıyor. Bu koridor, müzakerelerde başlıca anlaşmazlık noktalarından biri. Zira Hamas, ABD Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un uygulanmasına ilişkin teknik detaylar üzerinde hâlâ mutabakata varılmaya çalışılan önerisine göre, ateşkes döneminde ordunun burada konuşlanmaya devam etmesine karşı çıkıyor.

Siyasi açıdan, Hamas liderlerinden Dr. Basem Naim, İsrail'in yeni koridorla ilgili son duyurusu hakkında, koridor ve inşası duyurusunun bir değeri olmadığı yorumunu yaptı. Sebep olarak da İsrail’in tüm Gazze Şeridi’ni tamamen kontrol etmesini, Hamas ile İsrail arasında özellikle haritaların, ateşkes döneminde ordunun konuşlanacağı noktaların, Gazze Şeridi'nin kuzey, doğu ve güney sınır bölgelerinde askerilerin konuşlanacağı bölgenin boyutunun belirlenmesi ile ilgili müzakerelerin, şüphesiz ateşkes döneminde bile ordunun sahada gerçekleştirdiği değişiklikleri, gelişmeleri ve genişlemeleri içerecek olmasını gösterdi. Başka bir deyişle, Naim’e göre Magen Oz, mevcut müzakere sürecinde bir engel teşkil etmeyecek.

En büyük sorun, ordunun sahada dayattığı jeopolitik ve demografik değişimlerdir. Bu değişimlerden, öncelikle yaşadıkları bölgelerden zorla çıkarılan ve geri dönüşleri engellenen sakinler etkilenmektedir

Ancak en büyük sorun, ordunun sahada dayattığı jeopolitik ve demografik değişimlerdir. Bu değişimlerden, öncelikle yaşadıkları bölgelerden zorla çıkarılan ve geri dönüşleri engellenen sakinler etkilenmektedir. Bu arada ordu, savaş boyunca uyguladığı “hobilerini” sürdürmeye devam ediyor. Yerleşim alanlarını yıkıyor, evleri ve tarım arazilerini yerle bir ediyor, yollar, elektrik, su ve iletişim ağları dahil olmak üzere altyapıyı yok ediyor, bölgeyi daha önce güneydeki Refah, kuzeydeki Cibaliye, Beyt Lahiye ve Beyt Hanun beldelerine yaptığı gibi yaşanmaz ve çorak bir toprağa dönüştürüyor. Buna ilaveten, Gazze Şehri'nin doğu mahallelerini buldozerlerle yerle bir ediyor.

Gazze Şehri'ndeki açlık krizinde bir yardım kuruluşundan gıda yardımı almak için toplanan Filistinliler, 24 Temmuz 2025 (Reuters)Gazze Şehri'ndeki açlık krizinde bir yardım kuruluşundan gıda yardımı almak için toplanan Filistinliler, 24 Temmuz 2025 (Reuters)

Filistin Merkez İstatistik Bürosu'nun 2023 yılı tahminlerine göre, Ekim 2023'te başlayan İsrail soykırım savaşından önce Han Yunus yaklaşık 54 kilometrekarelik bir alana ve 438 bin nüfusa sahipti. Nüfusunun yarısından fazlası, merkezi ile doğusundaki yerleşim bölgelerinde yoğunlaşmıştı ama burası son operasyonlardan sonra İsrail’in kontrolüne geçti. Han Yunus’un durumu, 18 Mart'ta savaşın yeniden başlamasının ardından sakinlerinin tahliye edilmesi ve İsrail askeri kontrolünün dayatılmasının ardından Refah'ta yaşananlara çok benziyor.

İsrail ordusu, Han Yunus’un doğusundaki el-Fahari, Büyük Abasan, Yeni Abasan, Huza’a ve Beni Suheyla mahallelerini ilhak etti. Bu mahallelerin sakinleri, son iki ayda ordunun verdiği tahliye emirleri ve işlediği katliamlar sonrasında zorla göç ettirildiler. Bu katliamlar onlarca kişinin ölümüne, binlerce ailenin şehrin batısındaki el-Mevasi bölgesine kaçmasına neden oldu. Daha önce Mevasi’de sınırlı sayıda aile yaşar ve bölge en önemli tarım alanlarından biri olup, ana gıda deposu olarak kabul edilirken, son zamanlarda yerinden edilenler seralarda ikamet etmek zorunda kaldılar.

Yeni koridor, ordunun savaş sırasında kurduğu dördüncü koridordur. Öncelikle Gazze Şeridi'nin kuzeyini merkezden ve güneyden ayıran Netzarim Koridoru açıldı, ardından İsrail ordusu, Gazze’nin Mısır ile güney sınırı boyunca uzanan Philadelphia Koridoru’nun (Selahaddin Koridoru) kontrolünü ele geçirdi. Daha sonra da Refah ve Han Yunus şehirlerini ayıran Morag Koridoru’nun kontrolünü ele geçirdi. Son olarak da askeri durumu daha karmaşık hale getirmek, sakinlerin koşullarını daha da zorlaştırmak için bir baskı aracı haline gelen Magen Oz Koridoru ilan edildi.

Doğu Han Yunus sakinlerinden olan ve Mevasi bölgesine sığınmak zorunda kalan 42 yaşındaki Mahmud Ebu Rida, al-Majalla'ya İsrail'in son duyurusunun ardından evini ve doğup büyüdüğü mahalleyi kaybettiğini hissetmeye başladığını söyledi. “Magen Oz öncesinde, her an ateşkes deklare edilebileceğini ve evlerimize dönebileceğimizi söylerdik. Ancak bugün korkularımız var. Ordunun kontrolü devam ediyor ve geri dönemeyebiliriz. İşler kolay değil. Uzun süredir sokaklarda yaşıyoruz ve müzakerelerde gerileme yerine herhangi bir ilerleme bekliyoruz.”

38 yaşındaki Abdullah Ebu Cezer de Ebu Rida'nın evlerine dönmelerine izin verilmeyeceği yönündeki endişelerini paylaşıyor. Majalla'ya konuşan Abdullah, son haftalarda zorla yerinden edilmeyi reddettikleri için evinin yakınında doğrudan bombardımana maruz kalan ve öldürülen çok sayıda akrabası ve arkadaşı olduğunu belirtti. Kendisinin ve diğerlerinin, akrabalarını ve komşularını gömmek için geri dönmeyi umduklarını, ancak, yerinden edilenler arasında umutları yeşerten müzakerelerin bu kritik döneminde, Magen Oz Koridoru’nun kuruluşunun ilan edilmesinin onlarda hayal kırıklığına yol açtığını söyledi.  

İsrail ordusu, bölgeleri askeri olarak ayırmaya ve bölge sakinlerinin geri dönmesini engellemeye yardımcı olması için Gazze Şeridi'ni koridorlar ile ayrılmış askeri bloklara bölmeyi hedefliyor

İsrail ordusu, bölgeleri askeri olarak ayırmaya ve bölge sakinlerinin geri dönmesini engellemeye yardımcı olması için Gazze Şeridi'ni koridorlar ile ayrılmış askeri bloklara bölmeyi hedefliyor. Bunun için de bölgeleri, Filistinli fraksiyonlardan askeri olarak temizlemeyi, yer altındaki tünel ağları ve fraksiyonlara ait silah depoları dahil olmak üzere altyapıyı yok etmeyi, üyelerini yıkılmış binalar arasında takip etmeyi hedeflediğini açıklıyor. Yine ordu düzenli olarak kontrolü altındaki bölgelerde tünel ağları keşfettiğini ve imha ettiğini duyuruyor.

Ordu, askeri operasyonlarının bir parçası olarak, İsrail'in Gazze'den tek taraflı olarak çekildiği 2005 yılından önce Gazze Şeridi'ni ayıran askeri koridorları yeniden tesis etmeye çalışıyor olabilir.Şarku’l Avsat’ın al Majalla’dan aktardığı analize göre o dönemde bu askeri koridorlar, İsrail yerleşim yerleri arasında uzanırken, Gazzelilerin hayatını zorlaştırıyor ve binlerce dönüm araziyi yutuyordu. Ordunun çekilmesinin ardından tüm bunlar yerleşim yerlerine ve tarım alanlarına dönüştüler.

 Ancak tüm bunlardan daha tehlikelisi, Hamas ve İsrail arasında devam eden müzakerelerin başarısız olması halinde ne olacağıdır? Keza sözde “temizlik” operasyonlarının ardından ordunun askeri kontrolü altındaki bölgelerin geleceğinin ne olacağıdır?

Herkes, iki taraf arasında bir ateşkes anlaşmasına varılması ve şartlarının bu ayın sonundan önce açıklanması konusunda iyimser görünüyor olabilir. Bu iyimserlik, ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya Hamas ile ateşkes amacıyla bir anlaşma yapması yönündeki baskısından kaynaklanıyor. Ne var ki bu anlaşmada ateşkesten daha önemli olan, Hamas'ın Gazze'deki askeri kanadı İzzeddin Kassam Tugayları’nın elindeki İsrailli rehinelerin yarısının iadesidir. Bunların on canlı rehine olduğu tahmin ediliyor. Ancak İsrail ordusu bu iyimserlikle hareket etmiyor.

Operasyon, Deyr el Belah ve Han Yunus şehirlerini ayıracak beşinci bir koridor oluşturmak için yer üstündeki ve altındaki her şeyi yok etmeyi amaçlıyor

İsrail ordusu, askeri operasyonlarını yayılmacı bir şekilde sürdürüyor ve ateşkes ilan edilene kadar da bu şekilde devam edecek. Askeri birlikler tüm senaryolara hazır bir şekilde beklemeye devam edecekler. Böylece siyasi ve arabuluculuk çabaları geçici ateşkes hedefine ulaşamazsa, İsrail yayılmacı askeri operasyonlarını sürdürecek. Bu operasyonlar, hükümetin bu ay duyurduğu Gazze sakinlerini Refah şehri içinde kontrolü altındaki bölgelere nakletme planını hayata geçirmesi için önünde ilave ufuklar ve seçenekler açılmasına katkıda bulunabilir. Hamas ise bu planı reddediyor ve İsrail'i Gazze beldeleri içindeki bölgelerden çekilmeye zorlayarak planı engellemeye çalışıyor. Ancak ateşkesin ardından savaş yeniden başlarsa bunun uygulanmayacağını kim garanti edebilir?

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta gıda malzemesi taşıyan bir kamyona baskın düzenlendikten sonra un çuvallarını taşıyan adamlar, 22 Temmuz 2025 (AFP)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta gıda malzemesi taşıyan bir kamyona baskın düzenlendikten sonra un çuvallarını taşıyan adamlar, 22 Temmuz 2025 (AFP)

Magen Oz Koridoru, büyük olasılıkla İsrail'in sopası, hükümetin gelecekte tüm Gazze Şeridi'ni kontrol etme yönündeki yayılmacı planlarını uygulamaya devam etmesini sağlayacak bir güç noktası oluşturacak. Birkaç gün önce, savaşın iki tarafı arasında bir anlaşmaya varılamaması ve yanıtlarda yaşanan gecikmeler nedeniyle İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el Belah beldesinin güneybatısındaki bölgeler için büyük çaplı tahliye emri yayınladı. Ardından da bir kara harekâtı, tarım arazilerine ve evlere yönelik topçu ateşi ve buldozerlerle bir saldırı gerçekleştirildi. Bu, savaşın başlangıcından bu yana ordunun kara kuvvetleriyle bölgeye yönelik ilk kara harekâtıydı.

Harekâtın dikkat çekici yanı, ordunun Deyr el Belah'ın güney bölgelerine yakın yeni dördüncü koridoru bir hareket ve ikmal noktası olarak kullanmasıydı. Haaretz'in ismini açıklamadığı askeri bir kaynağa dayandırdığı haberine göre, harekât, bölgeyi temizlemeyi, yer üstündeki ve altındaki her şeyi yok ederek Deyr el Belah ve Han Yunus’u birbirinden ayıran beşinci bir koridor oluşturmayı amaçlıyor. Bu durum, İsrail'in Gazze Şeridi'ni küçük kantonlara bölmeye devam ederek kademeli olarak kontrolü ele geçirmeyi amaçlayan yayılmacı niyetlerini teyit ediyor.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli al Majalla dergisinden çevrilmiştir.