Cambridge Üniversitesi'ndeki Maudlin Kütüphanesi’ne İngiltere'nin en prestijli mimarlık ödülü verildi

Çatıya yerleştirilen pencere, gün ışığının mekâna akmasını sağlıyor.
Çatıya yerleştirilen pencere, gün ışığının mekâna akmasını sağlıyor.
TT

Cambridge Üniversitesi'ndeki Maudlin Kütüphanesi’ne İngiltere'nin en prestijli mimarlık ödülü verildi

Çatıya yerleştirilen pencere, gün ışığının mekâna akmasını sağlıyor.
Çatıya yerleştirilen pencere, gün ışığının mekâna akmasını sağlıyor.

Cambridge Üniversitesi bünyesindeki 700 yıllık kolej binasının taşıyıcı taş duvarları, üçgen eğimli çatıları ve tuğla bacaları ile dikkat çeken kütüphane, arşiv ve fotoğraf galerisi ile tamamlanmış daha büyük bir kütüphaneye ev sahipliği yapan yeni bir yapı ile değiştiriliyor. Kütüphane 2021'de açıldı ve Londra merkezli firma Niall McLaughlin Architecture tarafından tasarlandı.
Stirling Ödülü jürisi, kırmızı tuğlalı ilkokul, Londra'da kapalı avlu ve 1980'lerden kalma ticari alana dönüştürülmüş ofis binası da dahil olmak üzere, İngiltere'de altı projeden Magdalen College Library'yi seçti. 2022 Stirling Ödülü jürisi, kazanan projeyi, uzun süre dayanacak şekilde inşa edilmiş sofistike ve zengin mimarisi sebebiyle ödüle layık gördü.

Mekan, aldığı yoğun ışık ile dikkat çekiyor.
26’ıncı baskısında Royal Institute of British Architects'in adını taşıyan ödül, zamana direnebilen ve ilk etapta inşaatlarıyla ilişkili çevresel maliyeti tüketebilen dayanıklı binalar tasarlamaya yönelik büyüyen bir hareketi yansıtıyor. Google'ın sürücüsüz otomobil şirketi Waymo ve Voysys gibi şirketler, tasarım ürünlerinin kullanımında uzun ömürlülüğe odaklanarak planlı eskitme politikalarına meydan okuyor.
Binalar, yalnızca ABD’de yıllık sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 50'sini üretiyor. Bu emisyonların yüzde 11'i yapı malzemelerinin tedarikine ve üretilmesine harcananın yanı sıra bir bina inşa etmek yıkmak için gereken enerjiden geliyor. Bazı uzmanlar, somutlaştırılmış karbon olarak bilinen bu ayak izini inşaat sektörünün bir sonraki büyük zorluğu olarak görüyor.
Magdalene College Kütüphanesi'nde mimarlar, kirişleri çapraz lamine ahşap ile değiştirerek binanın içerdiği karbonu azalttılar. Bu arada binanın içini ısıtmak, soğutmak ve havalandırmak için kullanılan enerji, binanın gelecekte korunmasına yardımcı olan doğal havalandırma sistemi, hava geçirmez kaplaması tarafından azaltılıyor. Temiz hava alt kottan giriyor ve tuğla bacalardan taşınıyor. Dört kubbeli çatı penceresi de gün ışığının mekana akmasını sağlıyor.
Ortaya çıkan iç tasarım yumuşak ve estetik bir görünüm sağlıyor. Meşe ahşabıyla çerçevelenen pencereler, gri renkle kontrast oluşturacak şekilde tasarlandı ve çevredeki binaların taş cepheleriyle uyumlu hale getirildi. Niall McLaughlin Architecture’dan yapılan açıklamada “Mevcut kaynakları akıllıca kullanarak uzun vadede inşa etmemiz istendi” denildi.

Kütüphane 2021'de açıldı.
Kuzey Amerika'daki 227 metruk bina üzerinde yapılan bir araştırmaya göre binaların çoğu değişen arazi değerleri nedeniyle çöküyor. Ayrıca birçok bina, malzeme ve inşaatla ilgili yapısal nedenlerden ziyade değişen ihtiyaçlara uyum sağlamak için inşa edilmiyor. Buna göre, 700 yıllık bir kurumdaki konumu göz önüne alındığında, bina ayakta olduğu sürece yeni kütüphanenin akıbeti güvende olabilir. Ancak, koşulların değişime daha açık olduğu, daha zorlu ortamlardaki binalar için çalışma, uzun ömürlülüğün yalnızca tasarımın başka bir kullanıma uyum sağlayacak kadar dayanıklı olması durumunda önemli olduğunu hatırlatıyor. Hatta bu kullanım 400 yıl sonra dahi etkili oluyor.



İzleyiciler Netflix'in yeni İtalyan dizisini soluksuz izliyor

Prömiyerini 3 Haziran'da yapan Sara - Gölgedeki Kadın'ın başrolündeki Teresa Saponangelo, Paolo Sorrentino imzalı Tanrı'nın Eli'yle (È stata la mano di Dio) de tanınıyor (Netflix)
Prömiyerini 3 Haziran'da yapan Sara - Gölgedeki Kadın'ın başrolündeki Teresa Saponangelo, Paolo Sorrentino imzalı Tanrı'nın Eli'yle (È stata la mano di Dio) de tanınıyor (Netflix)
TT

İzleyiciler Netflix'in yeni İtalyan dizisini soluksuz izliyor

Prömiyerini 3 Haziran'da yapan Sara - Gölgedeki Kadın'ın başrolündeki Teresa Saponangelo, Paolo Sorrentino imzalı Tanrı'nın Eli'yle (È stata la mano di Dio) de tanınıyor (Netflix)
Prömiyerini 3 Haziran'da yapan Sara - Gölgedeki Kadın'ın başrolündeki Teresa Saponangelo, Paolo Sorrentino imzalı Tanrı'nın Eli'yle (È stata la mano di Dio) de tanınıyor (Netflix)

Netflix kütüphanesine eklenen İtalyan yapımı yeni gerilim dizisi Sara - Gölgedeki Kadın (Sara: La donna nell’ombra), kısa sürede büyük ilgi gördü. Carmine Elia'nın yönetmen koltuğunda oturduğu dizide, Teresa Saponangelo ve John Wick 2'deki (John Wick: Chapter 2) Gianna D'Antonio rolüyle tanınan Claudia Gerini başrolleri paylaşıyor.

Netflix, Maurizio de Giovanni'nin polisiye roman serisinden uyarlanan dizinin konusunu şöyle özetliyor:

Eski bir gizli servis ajanı, oğlunun şüpheli ölümü üzerine tekrar göreve döner ve giderek kötüleşen bir dizi cinayeti araştırmaya başlar.

"Görünmez kadın" lakabıyla anılan ve dudak okuma dahil üstün yetenekleriyle bilinen Sara, oğlunun ölümünün ardındaki gerçeği ortaya çıkarmak için geçmişin hayaletleriyle yüzleşmek zorunda kalıyor.

Claudia Gerini dizide, Sara'ya bu zorlu soruşturmada destek olan Teresa karakterine hayat veriyor. İkilinin ekibine ise polis memuru Pardo ve fotoğrafçı Viola katılıyor.

Dizi kısa sürede platformun en çok izlenen yapımları arasına girerek dizi listesinde 7. sıraya yükseldi. İzleyiciler, dizinin sürükleyici ve karanlık atmosferine övgüler yağdırıyor.

Bir Reddit kullanıcısı, dizi için "sert ve sürükleyici bir gerilim" yorumunu yaparken, X'te TheAnchorAgent adlı kullanıcı ise şöyle dedi:

Sara - Gölgedeki Kadın finali izleyicileri hop oturup hop kaldırıyor. Sonu hem şaşırtıcı hem de zekice kurgulanmış. Sara'nın yolculuğu üzerine düşünme fırsatı da sunuyor. Polisiye-gerilim sevenler için mutlaka izlenmesi gereken bir yapım.

Ready Steady Cut ise diziyi şöyle değerlendirdi:

6 bölümlük yoğun, gerçekçi ve etkileyici bir casusluk draması. Alışılmışın dışında bir baş karakter ve alt metinlerine cesurca yaklaşan yapısıyla öne çıkıyor.

Claudia Gerini kariyerine 100'den fazla dizi ve film sığdırdı. 2023'te John Wick'te canlandırdığı Gianna D'Antonio karakteri hakkında konuşan oyuncu, çekim süreciyle ilgili şunları söylemişti:

Çekimler Roma'da yapıldı. Yönetmen Chad Stahelski'yi ve tabii Keanu Reeves'i çok seviyorum. Son derece ilginç bir çekim süreciydi. O rolü kendi çektiğim bir seçme videosuyla aldım ve kendimle gurur duydum. Çünkü bu tür çekimlerde sonucun ne olacağını asla bilemezsiniz. Yönetmen 'Beni gerçekten etkiledin' dedi. Güçlü ama kırılgan bir kadın karakteri canlandırmayı sevdim. Karakterin baskın özelliğiyle ters düşen bir yönü oynamayı tercih ediyorum. Bazen bu benim işim.

Sara - Gölgedeki Kadın, Netflix'te yayında.

Independent Türkçe, Metro, Mirror