Kış mevsimi, Haseke kamplarındaki mültecileri endişelendiriyor

Waşokani kampında suyun doldurulmasını bekleyen göçmenler (Şarku'l Avsat)
Waşokani kampında suyun doldurulmasını bekleyen göçmenler (Şarku'l Avsat)
TT

Kış mevsimi, Haseke kamplarındaki mültecileri endişelendiriyor

Waşokani kampında suyun doldurulmasını bekleyen göçmenler (Şarku'l Avsat)
Waşokani kampında suyun doldurulmasını bekleyen göçmenler (Şarku'l Avsat)

Üç yıldır Waşokani kampında yaşayan Suriyeli göçmen kadın Hatice el-Alavi, çadırının yıprandığından, yırtıldığından ve yeni bir çadır almak için yaptığı tüm girişimlerin başarısız olduğundan şikayet etti. 40 yaşındaki kadın, Suriye'nin kuzey doğusundaki Haseke kentinin yaklaşık 12 kilometre kuzeybatısındaki kamp yönetim ofisinin önünde kuyrukta beklerken kendini tutamadı ve gözyaşlarına boğuldu.
Hatice, yardım sağlayan uluslararası insani yardım kuruluşlarının olmaması nedeniyle artık yıpranan çadırların geri kalanına işaret ederek şunları söyledi:
"İki hafta oldu ve her gün bana yeni bir çadır vermeleri için burada bekliyorum. Geçen yılki soğuk kıştan çocuklarım hastalandı."
Yerinden edilmiş bu kadın, kendilerini aşırı yaz sıcağından ve soğuk kış havasından koruyamayan bir çadırda yaşayarak hayatın zorluklarına nasıl katlandıklarını, acı çektiklerini şöyle anlattı:
"Her konuda çaresiz hissediyoruz. Buradaki banyolar bile ortak ve kadınlara ve kızlara özel bir yer yok. Maalesef durum kışın trajik bir hal alıyor ve işlerimizi nasıl halledeceğimiz konusunda şaşıp kalıyoruz."
Kamp sakinleri, Birleşmiş Milletler (BM) desteği olmadığında elektrik kesintileri, ısınma ve akaryakıt eksikliği nedeniyle zorlu insani koşullarla karşı karşıya kaldıklarını ilettiler. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi yetkilileri tarafından sağlanan destek, yönetimin etki alanlarında 12'den fazla kamp olduğu için sınırlı olarak kalıyor.
İkinci bir çadırda, en büyüğü 6 yaşında olan dört kızıyla yaşayan Saliha, geçen yıl dağıtılan akaryakıt ödeneklerinin azlığından şikayet etti. Göçmen kadına göre, kamp yönetimi geçen yıl her aileye günde 4 litre yakıt dağıttığını belirterek, "Bu miktar sadece 4 saat ısıtacak kadar yetti. Gecenin geri kalanında ise soğuktan ölüyorduk. Dünya bizim için cehenneme döndü. Trajedimizi artıran şey, uluslararası örgütlerin yokluğu ve yeterli ödeneklerin olmamasıydı” ifadelerini kullandı.
Bu koşullarla ilgili olarak kamp yöneticisi Setira Raşk, Şarku'l Avsat'a, kamp sakinlerinin sayısıyla ilgili, Resulayn veya Kürtçe ismiyle Sere-Kaniye şehrinden ve kırsalından gelen yaklaşık 15 bin  yerinden edilmiş insan olduğunu söyledi ve "2 bin 516 aile yaşıyor" dedi Yetkili, “Yerinden edilen insan sayısındaki artışla genişleyen boşluğu doldurmak için ısıtma cihazları, gerekli yakıt tahsisleri, temel kış malzemeleri, battaniyeler ve tıbbi yardımdan yoksunuz” dedi. Setira Raşk, Haseke'nin kuzey ve batı kırsalında yer alan temas alanlarındaki çatışmaların devam etmesi sonucu her gün onlarca kişi kabul ettiklerini ifade ederek, "Her gün evlerinden kampa kaçan düzinelerce insan var ve kampı genişletmek ve tüm sakinlerinin temel ihtiyaçlarını karşılamak için çabalıyoruz” dedi.
Setira Raşk, özellikle soğuk havaların bastırmasıyla birlikte bulaşıcı hastalıkların yayılması ve bir insani felaket yaşanması konusunda uyardı ve çalışmalarının önündeki en belirgin zorluk ve engellerden birinin Haseke Valiliği tarafından bu kampların tanınmaması olduğunu açıkladı. Raşk, "Valilik, izinli olan uluslararası kuruluşlar ve insani yardım kuruluşlarının bu kamp sakinlerine yardım sağlamasını engelliyor ve bunun yasadışı olduğunu söylüyor, bu da bizim yükümüzü ve sorumluluklarımızı artırıyor” dedi.
3 yıl önce Haseke'nin kuzeyindeki memleketleri Resulayn’den kaçarken kocası öldürülen dul Sacida, Ekim 2019'da Türk ordusunun ve Suriyeli grupların bölgede kontrolü ele geçirmesinin ardından zorlu koşulların derinleştiğini söylüyor ve genç yaşına rağmen beş çocuğunun sorumluluğunu tek başına almak zorunda kaldığını belirtiyor. Sacida, 3 yıl önce yerinden edildiğinden bu yana, 30 metre büyüklüğünde bir çadırda yaşıyor ve şunları söylüyor:
"Burası bizim için zorunlu bir yuvaya dönüştü. Çocuklarımı bu halde göreceğime keşke ölseydim. Çocuklarım soğuk, hastalık ve açlıkla mücadele ediyor ve ben çaresizim."



Yardım adı altında katliam mı yapılıyor? GHF kapatılsın çağrısı

Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
TT

Yardım adı altında katliam mı yapılıyor? GHF kapatılsın çağrısı

Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)

130'dan fazla yardım ve sivil toplum kuruluşu (STK), faaliyetleri kaosa yol açan ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın (GHF) kapatılması için çağrı yaptı.

Oxfam, Save the Children ve Af Örgütü'nün de aralarında bulunduğu kuruluşların bugün yayımladığı ortak açıklamada, GHF'nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs'tan bu yana 500'den fazla Filistinlinin yardım bölgelerinde öldürüldüğüne dikkat çekiliyor.

Kuruluşlar, sivillere yönelik saldırılarda çoğunlukla çocukların öldürüldüğünü vurgulayarak, GHF'nin insani yardım çalışmalarının tüm normlarını ihlal ettiğini belirtiyor:

Gazze'deki Filistinliler imkansız bir seçimle karşı karşıya: Ya açlıktan ölecekler ya da ailelerini doyurmak için çaresizce yiyeceğe ulaşmaya çalışırken vurulacaklar.

İsrail askerlerinin erzak dağıtım bölgelerindeki Filistinli sivillere "rutin olarak" ateş açtığı, Washington ve Tel Aviv destekli vakfın Gazze'deki durumu daha da kötüleştirdiği ve faaliyetlerinin sonlandırılması gerektiği ifade ediliyor.

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki GHF'ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere "uyarı ateşi" açıldığını öne sürüyor.

İsrail gazetesi Haaretz'in cuma günkü haberinde, kimliklerinin gizli tutulmasını isteyen İsrailli askerler, erzak dağıtım noktalarında Filistinlilere ateş açma talimatı aldıklarını söylemişti. Askerler, Filistinlilerin orduya ait mevzilerden uzak tutulması için böyle bir emir verildiğini ancak "gereksiz yere ölümcül güç kullanmaktan endişe duyduklarını" belirtmişti.

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) ise iddiaları yalanlayarak "dağıtım merkezlerindekiler de dahil hiçbir sivile kasten ateş etme emri verilmediğini" savunmuştu. Başbakan Binyamin Netanyahu da gazeteyi orduya karşı dezenformasyonla suçlamıştı.

Diğer yandan İsrail ordusu, erzak dağıtım noktalarında Filistinlilerin öldürülmesine dair soruşturma başlatıldığını da duyurmuştu. Ordudan dün yapılan açıklamada, GHF'nin yardım merkezlerine giden yollara yön ve uyarı levhaları yerleştirileceğini, sahalara erişimin iyileştirileceğini bildirmişti.

Independent Türkçe, BBC, Haaretz