Dün İran’daki protestolar, ‘sonun başlangıcı’ sloganı altında birçok şehirde yayılan daha geniş bir gösteri dalgasıyla beşinci haftasına girdi. İranlılar, Mahsa Amini adlı genç kadının ölümüyle ateşlenen yetkililere yönelik protesto hareketinin başlamasından bir ay sonra yeniden sokaklarda gösteriler yaparken, güvenlik yetkilileri barışçıl protestoculara yönelik baskılarını artırarak daha çok kişiyi gözaltına aldı. Protestolar büyük bir uluslararası dayanışma uyandırdı ve 100'den fazla kişinin ölümüyle sonuçlanan bastırma hareketinin geniş çaplı bir şekilde kınanmasına yol açtı.
İnternetin geniş çapta kesilmesine ve yetkililerin Instagram ve WhatsApp gibi popüler uygulamaları engellemesine rağmen, çok sayıda İranlı, aktivistlerin gösteri çağrılarına yanıt verdi. Dün Twitter'da yayılan videolara göre protestocular ülkenin kuzeybatısındaki Erdebil şehrinin sokaklarında toplandılar. İnsan hakları ihlallerini takip eden ‘Tasvir 1500’ internet sitesine göre, Kürdistan, (kuzeybatıda) Mahabad (kuzeyde) ve Mahsa Amini'nin memleketi Sakkız şehrinde tüccarlar grev yaptı.
İran’daki Kürt haklarını savunan Norveç merkezli Hengaw Örgütü “İran'ın batısında kalan Merivan'daki Nai kasabasında kız öğrenciler sokakları ateşe verdi ve hükümet karşıtı sloganlar attı” açıklamasında bulundu. İnternette yayınlanan fotoğraflara göre gençler Tahran, İsfahan ve Kirmanşah'taki üniversitelerde de gösteri yaptı. Göstericiler, aktivistlerin rejime karşı ‘sonun başlangıcı’ sloganı altında kitlesel gösteriler yapma çağrılarına yanıt verdi. Aktivistler, İran halkını güvenlik güçlerinin olmadığı yerlerde gösteri yapmaya teşvik etti.
Öte yandan İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Tahran'a yaptırım uygulamayı planlayan Avrupa Birliği'ni (AB) Mahsa Amini'nin ölümünün ardından yaşanan protestolara ‘gerçekçi’ bir şekilde yaklaşmaya davet etti. İran Dışişleri Bakanlığı’nın dün yaptığı açıklamaya göre Abdullahiyan, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile yaptığı telefon görüşmesinde şu ifadeleri kullandı:
“Merhum Mahsa Amini'nin ölümü hepimiz için bir üzüntü sebebi oldu. Tabii ki, AB ile daha geniş bir işbirliği çerçevesi bekliyoruz. Bu nedenle Avrupalılara konuya gerçekçi bir açıdan bakmalarını tavsiye ediyoruz. İran kadife ya da renkli darbeler ülkesi değildir.”
Borrell cuma günü Twitter hesabından yaptığı paylaşımda “AB'nin, İran'daki insanların barışçıl bir şekilde protesto yapma ve temel haklarını savunma hakkı olduğuna ilişkin açık ve ortak tutumunu bir kez daha iletmek için İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile konuştum (...) Şiddetli baskı derhal durdurulmalıdır. Protestocular serbest bırakılmalıdır” ifadelerini kullanmıştı.
Dünkü gösterilere karşılık, resmi bir kurum olan İslami Kalkınma Koordinasyon Konseyi, akşam namazından sonra İranlıları camilerde ‘Allah büyüktür’ sloganlarını tekrar ederek isyan ve fitneye karşı tepkilerini göstermeye davet etti.
22 yaşındaki Kürt asıllı İranlı Mahsa Amini'nin 16 Eylül'de ölümü, petrol zengini ülkede yükselen gaz fiyatlarına karşı yapılan 2019 protestolarından bu yana İran'daki en büyük gösteri dalgasını ateşlemişti. ‘Ahlak polisi’ 13 Eylül'de Tahran'da Amini’yi, İran'daki başta başörtüsü olmak üzere katı kıyafet kurallarını ihlal ettiği için gözaltına almıştı. Daha sonra Amini hayatını kaybetmişti. İranlı yetkililer, babası tarafından reddedilen tıbbi bir rapora göre genç kadının ‘dayak’ nedeniyle değil, bir hastalıktan öldüğünü söylemişlerdi. Ancak Amini’nin kuzeni, ‘kafaya aldığı şiddetli bir darbeden’ öldüğünü söylemişti.
16 Eylül'den bu yana, genç kız öğrenciler, hükümet karşıtı sloganlar ile gösterilere öncülük ediyor. Başörtülerini yakıp güvenlik güçleriyle çatışıyorlar. Oslo merkezli İran İnsan Hakları Örgütü'ne (IHR) göre, protestolar patlak verdiğinden beri en az 108 kişi öldürüldü. Ancak aktivistler sayının 201 olduğunu söylüyor. Ayrıca Uluslararası Af Örgütü (Amnesty), yaşları 11 ile 17 arasında değişen en az 23 çocuğun 'İran güvenlik güçleri tarafından' öldürülmesinden derin üzüntü duyduğunu dile getirdi.
Batı, göstericileri desteklemeye devam ediyor. ABD Başkanı Joe Biden cuma akşamı yaptığı açıklama ile ABD'nin ‘İran'ın cesur kadınlarının yanında olduğunu’ duyurarak ‘İran'ın, sadece temel haklarını kullanan vatandaşlarına uyguladığı şiddeti sona erdirmesi gerektiğini’ vurguladı.
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, tekrar Tahran'ın baş düşmanı ABD'yi ülkesini istikrarsızlaştırmaya çalışmakla suçladı. Tahran ayrıca Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un çarşamba günü yaptığı açıklamaların ardından Fransa'yı ‘iç işlerine müdahale etmekle’ suçladı. Macron söz konusu açıklamasında, Paris'in ‘İran rejimi tarafından uygulanan baskıyı kınadığını’ söylemişti.
Sanatçıları, muhalifleri, gazetecileri ve sporcuları hedef alan gözaltı furyasının ardından İranlı film yönetmeni Mani Haghighi, protestolara verdiği destek nedeniyle ülkesindeki yetkililerin Londra Film Festivali'ne katılmak için seyahat etmesini engellediğini açıkladı. Twitter'da yayınladığı bir videoda gösterileri ‘tarihi büyük bir an’ olarak nitelendirdi. IHR’ye göre İran'ın güneydoğusundaki Sistan-Beluçistan eyaletinin yönetim merkezi Zahidan'da 30 Eylül'de bir kızın bir emniyet müdürü tarafından ‘tecavüze’ uğradığı yönündeki haberlerin ardından başlayan gösteriler sırasında çıkan olaylarda güvenlik güçleri tarafından en az 93 kişi öldürüldü. Analistler, gençlerin tespit edilmekten kaçınmak için küçük gruplar halinde belirli mahallelerde toplanması da dahil olmak üzere, hükümet karşıtı protestoların çok yönlü doğasının, yetkililerin bunları önlemesini zorlaştırdığını söylüyor.
İran’daki protestolar ‘sonun başlangıcı’ sloganıyla beşinci haftasına girdi
Abdullahiyan: Ülkemiz kadife ya da renkli darbeler ülkesi değildir.

İran protestolarına destek amacıyla dün Brüksel'de düzenlenen yürüyüşten bir kare (AFP)
İran’daki protestolar ‘sonun başlangıcı’ sloganıyla beşinci haftasına girdi

İran protestolarına destek amacıyla dün Brüksel'de düzenlenen yürüyüşten bir kare (AFP)
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة