BM, Sahra anlaşmazlığını çözmeye yönelik siyasi sürece olan desteğini yineliyor

BM Daimi Temsilcisi Hilal, Cezayir’in yuvarlak masa toplantılarının yeniden başlatılmasına yönelik çabaları engellemeye devam ettiğini söyledi.

Fas’ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Ömer Hilal (BM)
Fas’ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Ömer Hilal (BM)
TT

BM, Sahra anlaşmazlığını çözmeye yönelik siyasi sürece olan desteğini yineliyor

Fas’ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Ömer Hilal (BM)
Fas’ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Ömer Hilal (BM)

Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, önceki gün, Sahra anlaşmazlığının çözümü için BM himayesinde yürütülen siyasi sürece desteğini yineleyen bir kararı onayladı. Söz konusu karar, Fas Sahra sorununun ‘adil, kalıcı ve karşılıklı olarak kabul edilebilir bir siyasi çözüme’ ulaştırılması için tüm tarafların BM Genel Sekreteri ve Temsilcisiyle tam olarak iş birliği yapmasını gerektiriyor.
BM Genel Kurulu bu kararda, tarafların 2006 yılından bu yana yapılan çalışmalar ve gelişmeler ışığında, 2007’den bu yana yayınlanan Güvenlik Konseyi kararlarını uygulanarak siyasi irade sergileme ve diyaloğa elverişli bir ortamda çalışmaya devam etme taahhütlerini memnuniyetle karşıladı. Kararda, Genel Kurulu’n 2007 yılından bu yana yayınlanan Güvenlik Konseyi kararlarına verilen destek dile getirildi. Söz konusu kararlar, Fas’ın özerklik girişimini güçlendiriyordu ve yönetim kurulu ve uluslararası toplum tarafından övgüyle karşılanmıştı. Ayrıca Fas Krallığı’nın egemenliği ve toprak bütünlüğü çerçevesinde, anlaşmazlığın nihai çözümü için ciddi ve inandırıcı bir girişim olarak değerlendirilmişti. Alınan son karar, 29 Ekim 2021’de onaylanan, Batı Sahra anlaşmazlığını çözmek için kriterleri belirleyen ayrıca 2440, 2468, 2494 ve 2548 sayılı kararların tavsiyeleri ile güçlendirilen 2602 sayılı kararı ile, uzlaşma ruhuna dayalı, politik, gerçekçi, pratik ve kalıcı bir çözüme ulaşılmasını gerektiriyor.   
Güvenlik Konseyi kararları, Fas tarafından güneydeki çöl eyaletlerinde insan haklarını geliştirmek ve korumak için başlatılan çalışmalara ve girişimlere övgüde bulunuyor. Ayrıca Layun ve Dakla’daki Ulusal İnsan Hakları Konseyi komitelerinin oynadığı role ve Fas’ın BM İnsan Hakları Konseyi’nin mekanizmalarıyla etkileşime de övgüde bulunuyor. Bunların yanı sıra BM yönetiminin Tindouf kamplarındaki nüfusun kayıt ve sayımına ilişkin talebi ve bu amaca ulaşmak için gerekli çabanın gösterilmesi çağrısını da yineliyor.
Fas’ın BM Daimi Temsilcisi Ömer Hilal, Polisario Cephesi’ni destekleyen Cezayir tarafından gündeme getirilen ifadelere, onları ‘efsaneler ve iddialar’ olarak nitelendirerek yanıt vermişti. Hilal Cezayirli mevkidaşına verdiği yanıtta, Cezayir temsilcinin konuşma tonunun ve önde sürdüğü şartların ‘bu anlaşmazlıkların ikili doğasını açıkça ortaya koyduğuna’ dikkat çekti. Bu bağlamda, “Cezayir sadece ama sadece Batı Sahra ile ilgileniyor. Onun tek ve nihai gündemi Fas Sahrası’ndan başka bir şey değil” ifadelerini kullandı. Hilal bunların yanı sıra, Cezayir’in bu oturumda tartışılmak üzere sunulan diğer konular ile ilgili olarak aynı talepleri sunma cesaretine sahip olup olmadığını sordu.
Fas’ın BM Daimi Temsilcisi Hilal ayrıca “Uluslararası bir ilkenin seçici olarak kullanılması, Cezayir’e silahlı bir ayrılıkçı grup oluşturma, onu kabul etme ve Fas’a yönelik silahlı saldırılarını planlama ve yürütmeleri için onlara topraklarının bir kısmını verme yetkisi veriyor mu?” diye de sordu.
Hilal, Cezayir’in eylemlerinin, bölgesel anlaşmazlık bağlamında gözlemlerini ortaya koyma iddiasıyla çeliştiğini belirterek “Cezayir’in diplomasisi, terörle yakın bağlantıları doğrulanmış olan bir grubun tanıtımının ve savunulmasının yanı sıra Fas karşıtı büyük kampanyalar yürütülmesini destekliyor. Tek amacı da Tindouf’ta çöldeki hayali bir devletin aldatmacasına inandırıcılık kazandırmak ve bu anlaşmazlığı çözmeye yönelik uluslararası siyasi süreci engellemeye dayanıyor” ifadelerini kullandı.
Hilal “Cezayir ana taraf olmadığını nasıl iddia edebilir? Cezayir, James Baker tarafından 2001 yılında önerilen çerçeve anlaşmayı reddetmedi mi? Bunu hangi sıfatla yaptı? Cezayir, Fas’ın şiddetle karşı çıktığı bir adım olarak, 2001 Kasım’da Batı Sahra’yı bölmeyi teklif etmedi mi? Cezayir, Güvenlik Konseyi’nin 2602 sayılı Kararını, Dışişleri Bakanlığı’nın resmi açıklamasıyla reddeden dünyadaki tek ülke değil miydi?” ifadelerini de dile getirdi.
Hilal “Cezayir, BM Temsilcisi’nin 2602 sayılı kararda belirtildiği üzere yuvarlak masa toplantılarını yeniden başlatılmasına yönelik çabaları engellemeye devam ediyor. Cezayir, daha önce bu masalara iki dışişleri bakanı aracılığıyla katılmış olmasına rağmen Güvenlik Konseyi’ne bir mektup yazarak bu yuvarlak masa toplantılarını reddetmedi mi?” ifadelerini kullandı.



İsrail ordusu Gazze Şeridi'nde baba-oğul iki esirin öldürüldüğünü doğruladı

İsrailli esir Hamza ez-Zeyadne'nin cenaze töreni sırasında yakınları ve arkadaşları (AFP)
İsrailli esir Hamza ez-Zeyadne'nin cenaze töreni sırasında yakınları ve arkadaşları (AFP)
TT

İsrail ordusu Gazze Şeridi'nde baba-oğul iki esirin öldürüldüğünü doğruladı

İsrailli esir Hamza ez-Zeyadne'nin cenaze töreni sırasında yakınları ve arkadaşları (AFP)
İsrailli esir Hamza ez-Zeyadne'nin cenaze töreni sırasında yakınları ve arkadaşları (AFP)

İsrail dün Gazze Şeridi'nde bulunan esir kalıntılarının, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kenti yakınlarında bir yeraltı tünelinde cesedi bulunan esir Yusuf ez-Zeyadne'nin oğlu Hamza ez-Zeyadne'ye ait olduğunu doğruladı.

İsrail güçleri dün Gazze Şeridi'ni bombalamaya devam etti. Filistinli sağlık görevlileri, Gazze'nin merkezindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda meydana gelen bir olayı takip eden Kahire merkezli Alghad TV muhabiri de dâhil olmak üzere en az 15 kişinin öldüğünü bildirdi.

İsrail ordusu saldırılarla ilgili henüz bir açıklama yapmadı. Ancak daha önce yaptığı açıklamada, adli tıp incelemelerinin ölen kişinin Hamas liderliğindeki savaşçılar tarafından babası ve iki kardeşiyle birlikte esir alınan İsrailli Bedevi Hamza ez-Zeyadne olduğunu gösterdiğini belirtmişti.

Ordu bu hafta başında, Yusuf ez-Zeyadne'nin cesedinin Hamas ya da başka bir Filistinli gruba ait silahlı muhafızların cesetlerinin yanında bulunduğunu ve Hamza'nın da öldürüldüğüne dair belirtiler olduğunu açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığı habere göre Hamas'tan herhangi bir açıklama gelmedi. Ancak örgütün silahlı kanadı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki esirlerin çoğunun İsrail'in yoğun saldırıları nedeniyle şu anda kayıp olduğunu söyledi.

Haaretz gazetesi, ordunun Hamza ve Yusuf'un bir operasyon sırasında öldürüldüğünden şüphelendiğini, çünkü cesetlerinin militanların cesetlerinin yanında bulunduğunu aktardı. Bir ordu sözcüsü bu hafta yaptığı açıklamada, Yusuf ez-Zeyadne'nin ölümünün yakın zamanda gerçekleşmiş gibi görünmediğini belirtti.

Ordu esirlerin neden öldürüldüğü konusunda yorum yapmaktan kaçındı.

Savaşı sona erdirme çabaları

Bu arada arabulucular Katar, ABD ve Mısır, ABD Başkanı seçilen Donald Trump 20 Ocak'ta göreve başlamadan önce Gazze Şeridi'ndeki çatışmaları durduracak ve kalan esirleri serbest bırakacak bir anlaşmaya varmak için çaba sarf ediyor.

ABD'nin yeni başkanı Donald Trump (Reuters)ABD'nin yeni başkanı Donald Trump (Reuters)

Esirlerin çoğunun ailelerini temsil eden Esir ve Kayıp Aileleri Forumu, İsrail hükümetine Hamas ile bir anlaşma yapması ve yakınlarını geri getirmesi çağrısını yineleyerek, daha önce bir anlaşma yapılmış olsaydı Yusuf ve Hamza'nın kurtarılabileceğini belirtti.

Ateşkes görüşmeleri iki temel konu nedeniyle bir yıldır çıkmaza girmiş durumda. Hamas, İsrail'in savaşı sona erdirmeyi ve tüm güçlerini Gazze Şeridi'nden çekmeyi kabul etmesi halinde kalan esirleri serbest bırakacağını söylerken, İsrail, Hamas ortadan kaldırılmadan ve tüm esirler serbest bırakılmadan savaşı sona erdirmeyeceğinde ısrar ediyor.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, ABD Başkanı seçilen Donald Trump göreve başlayana kadar esirlerin serbest bırakılması konusunda bir anlaşmaya varılamaması halinde, İsrail ordusuna ‘Gazze Şeridi'nde Hamas'ı tamamen yenilgiye uğratacak’ bir plan hazırlama talimatı verdiğini açıkladı.

 İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (Reuters)İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (Reuters)

Bu planın İsrail ordusunun mevcut operasyonlarından ne ölçüde farklı olabileceği belirsiz.

İsrail Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Katz'ın üst düzey ordu komutanlarına şunları söylediği belirtildi: “Esirler tünellerde kalmaya devam ederken ve yoğun acılar içinde hayatlarını tehlikeye atarken, Gazze Şeridi'nde Hamas'a karşı bir yıpratma savaşına girmemeliyiz.”

İsrail istatistiklerine göre, Hamas liderliğindeki savaşçıların 7 Ekim 2023'te sınıra yakın yerleşimlere saldırarak bin 200 kişiyi öldürmesi ve 250'den fazla kişiyi esir almasının ardından İsrail Gazze Şeridi'ne yönelik harekâtını başlattı.

Gazze Şeridi'ndeki sağlık yetkilileri, o tarihten bu yana İsrail'in Hamas'a yönelik saldırılarında 46 binden fazla Filistinlinin hayatını kaybettiğini belirtti.

Yardım kuruluşları, İsrail harekâtının Gazze Şeridi'nin büyük bir bölümünün yıkılmasına yol açtığını ve bölge sakinlerinin İsrail operasyonları nedeniyle ciddi gıda ve ilaç sıkıntısı çektiğini söylüyor.