Fas: Marakeş Uluslararası Film Festivali başladı

“Marakeş Film Festivali” etkinlikleri kapsamında Atlas Atölyeleri (The Atlas Workshops) beşinci oturumunda 23 film projesini seçti

Ürdün'den Emced Raşîd’in yönettiği “İnşallah doğacak” filminden bir sahne
Ürdün'den Emced Raşîd’in yönettiği “İnşallah doğacak” filminden bir sahne
TT

Fas: Marakeş Uluslararası Film Festivali başladı

Ürdün'den Emced Raşîd’in yönettiği “İnşallah doğacak” filminden bir sahne
Ürdün'den Emced Raşîd’in yönettiği “İnşallah doğacak” filminden bir sahne

Yeni nesil Faslı, Arap ve Afrikalı film yönetmenlerini, projelerini uluslararası arenada sunarak desteklemeyi amaçlayan “Marakeş Uluslararası Film Festivali” film endüstrisi platformu çerçevesinde Atlas Atölyeleri, 14-17 Kasım tarihlerindeki beşinci oturumunda, 11 ülkeden geliştirme aşamasında 16 proje ve post prodüksiyonda 6 film öneriyor. Söz konusu filmler, Afrika kıtasından ve Arap dünyasından gelen 240 başvuru arasından seçildi.
Seçilen filmler arasında, Cannes Festivali'nin kısa film kategorisinde "Altın Palmiye" ödülünün sahibi Samih Ala (Mısır) gibi yükselen sinematik yeteneklere yönelik birçok proje ve uluslararası arenada eserleri sergilenen yönetmenler yer alıyor. Örneğin, ilk uzun metrajlı filmi Sophia ile Cannes Film Festivali'ni kazanan Meryem Benmübarek (Fas), Rafiki Faryala (Orta Afrika), Biz Öğrenciyiz  ve Death of a Virgin and the Sin of Not Living filmleriyle “Berlin” festivaline katılan Georges ve Peter Berberi (Lübnan) ve "Nafi'nin Babası" adlı filmiyle Locarno Festivali'ni kazanan Mamadu Dia (Senegal). Ayrıca Faslı yönetmen Fevzi Bensaidi, "Atlas Film Gösterileri" kapsamında uluslararası festivallerin yönetmenlerine yeni filmi "Sahara"dan (صحاري) kesitler de sunacak.
11-19 Kasım tarihleri ​​arasında düzenlenecek Marakeş Film Festivali'nden bu yılki oturum vesilesiyle seçilen 23 proje ve film, senaryo, yapım, dağıtım, montaj ve müzik alanlarında uzman danışmanlardan özel destek alacak. Destek, yaklaşık 250 akredite uluslararası profesyoneli bu oturumda bir araya getiren “ortak yapım pazarına” katılmadan önce verilecek. Bu kapsamda jüri toplamda yaklaşık 106 bin Euro'ya varan finansal ödüller verecek.
Çalıştaylar, Arap dünyasındaki birkaç büyük distribütörü bir araya getiren bir toplantıya ek olarak, yönetmenlerin ve senaristlerin yöntemlerini gözden geçirerek senaryo yazımına odaklanan iki yuvarlak masa öneriyor.
Bu bağlamda profesyoneller, atölyelerin profesyonel alanı olan “Atlas platformu” çerçevesinde ses, döküm, arşiv ve prodüksiyon gibi kendi alanlarındaki uzmanlıklarını paylaşacaklar.
Marakeş Festivali'nin bu yılki oturumunun programında 7 filmin gösterilmesi bekleniyor. Bu 7 filme, daha önce geliştirme ve yapım sonrası aşamalarında "Atlas Atölyeleri" tarafından desteklenen 5 Fas filmi dahil. Bunlar; Faysal Bolifa'nın (Fas) "Al-Mahkur Ma Ki Bekiş" ve Yasmin Ben Kiran'ın (Fas) “Melikat” (Kraliçeler), Adnan Bereket’in (Fas) Cennetten Kesitler, Hişam Ayuş’un (Fas) “Abdelino”, Abdüsselam Kellai’nin (Fas) “Kırmızı Balık”, Yusuf Şabi’nin (Tunus), “Eşkal”, Eric Al-Sehiri’nin (Tunus) “Ağacın Altında” filmleri.



İsrailli aşırılık yanlıları Arapların sığınaklara girmesini bin 200 kez engelledi

TT

İsrailli aşırılık yanlıları Arapların sığınaklara girmesini bin 200 kez engelledi

İsrailli aşırılık yanlıları Arapların sığınaklara girmesini bin 200 kez engelledi

“Hayfa'da iyi bir ailenin evini temizlemek için işe geldik ama eve yaklaştığımızda sirenler çalmaya başladı. İnsanlar halk sığınağına koştu, biz de koştuk. Ancak oraya vardığımızda kapıyı kapattılar ve bu sığınağın sadece mahalle sakinlerinin kullanımı için olduğunu söyleyerek içeri girmemizi engellediler. Biz de büyük bir korku içinde dışarıda kaldık ve patlama seslerini duyduğumuzda dehşete kapıldık.” Tamra kentinden bir Arap temizlikçi dün İsrail medyasına maruz kaldıklarını bu sözlerle anlattı.

İş arkadaşı da aynı ifadeleri doğrulayarak şunları söyledi: “Uzun yıllardır büyük bir evde çalışıyoruz ve ev sahipleri bize iyi davranıyor. Ancak bu ırkçılık karşısında şok olduk. Ev sahibi polisi aradı ve ona komşularının yasaları çiğnediğini söylediler. Bu ırkçıların nasıl davrandığını anladığında şok oldu. Yasalara göre her halk sığınağının, aynı mahalleden olsun ya da olmasın, İsrail'deki her insan için bir barınma yeri olduğunu, bunun önemli olmadığını söyledi.”

Bu iki kadının bilmediği şey, maruz kaldıkları şeyin münferit bir vaka olmadığı, İran füzelerinin on gün önce düşmeye başlamasından bu yana İsrail'de bin 200'den fazla benzer olayın meydana geldiği ve polise şikâyette bulunulduğuydu.

jıop
Hayfa'da sirenler çalarken bir sığınağa sığınan İsrailliler, 16 Haziran (AFP)

İsrail merkezli insan hakları kuruluşu Sivil Haklar Derneği'ne göre, savaş sırasında yayınlanan resmi belediye verileri bu olgunun artmakta olduğunu gösteriyor.

Bu olgunun bir parçası olarak, ‘nüfusun yüzde 12'sinin Arap olduğu Hayfa kentinde 175 vaka kaydedilirken, Arap nüfusun yüzde 7 olduğu Tel Aviv-Yafa'da 178, Arap nüfusun yüzde 40 olduğu Kudüs'te ise 600'den fazla vaka kaydedildi.’

Bariz ırk ayrımcılığı

İsrail'de sığınakların inşasının, hükümetin ve çeşitli bakanlıklarının sorumlu olduğu bariz bir ırk ayrımcılığı politikası içerdiği biliniyor. En büyük Arap şehri olan ve 80 binden fazla nüfusa sahip Nasıra'da, son savaşların hepsinde füze bombardımanına maruz kalmasına rağmen, bir tane bile halk sığınağı bulunmuyor.

İran'a karşı savaşın üçüncü gününde, yedi kilogram patlayıcı taşıyan bir İran insansız hava aracı (İHA) Nasıra'da Schneller mahallesinin kalbine düştü. Mucizevi bir şekilde patlamadı.

Patlayıcı uzmanları İHA’yı kontrollü bir şekilde patlatana kadar mahalle sakinleri tahliye edildi. Bununla birlikte, hemen yanında ve arazisi üzerinde inşa edilen Yahudi kasabası Nof Hagalil'de 25 halka açık sığınak bulunuyor.

dfgthy
Tel Aviv'de sirenler çalarken bir sığınağa yönelen İsrailliler, 19 Haziran (AP)

Savaşın ikinci gününde aynı aileden dört kişinin İran füzesiyle öldürüldüğü 40 bin nüfuslu Arap şehri Tamra'da sadece bir halk sığınağı bulunurken, bin 100 Yahudi'nin yaşadığı komşu kasaba Mitzpe Aviv'in sınırları içinde 13 halk sığınağı var.

Demokratik Cephe ve Arap Değişim Hareketi lideri Knesset üyesi Eymen Avde, iki gün önce X platformunda yaptığı paylaşımda, ‘siren çalındığı sırada korunaklı bir yere girişin engellenmesini suç sayan ve para cezasıyla cezalandırılacak bir yasa tasarısı’ sunacağını söyledi.

Kan 11 televizyonu dün yayınladığı bir haberde, ‘yabancıların’ kamuya açık sığınaklara girmesinin engellenmesi olgusunu ortaya koydu. Şarku’l Avsat’ın Kan 11 televizyonundan aktardığı habere göre İsrail'de ‘yabancıların’ kamuya açık sığınaklara girmesinin engellenmesi gibi bir durum söz konusu. Bazı bölgelerde Yahudi vatandaşların da mahalle dışından geldikleri için sığınaklara girmelerine izin verilmiyor.

Bat Yam kentinde yaşayan Shuval Fuchs, komşu binada oturdukları için Yahudi vatandaşların kendisi ve beş Yahudi kadının sığınağa girmesini engellediğini anlattı. Fuchs, “Burada ulusal dayanışmadan bahsediyorlar. Bu bir yalan. Bencillik burada gelişiyor ve Araplara karşı var olan ırkçılığa katılıyor. Ben yedek kuvvetlerde askerim. Gazze Şeridi'nde görev yaptım. Ama bu bana yardımcı olmadı. Benim ve kadınların içeri girmesini engellediler ve biz de aşırı korku içinde dışarıda kaldık” şeklinde konuştu.