AB Tunus'un ithalat kısıtlamasından endişeli

Tunus Cumhurbaşkanı Said, ticaret dengesi açığını azaltmak için önlemler aldı

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)
TT

AB Tunus'un ithalat kısıtlamasından endişeli

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in 17 Ekim'de açıklanan ön ithalat kontrolü kararının yürürlüğe girmesinden bu yana sadece üç gün geçmişken, Avrupa Birliği (AB), yakın zamanda açıklanan Tunus'a yapılan ithalat kısıtlamalarından duyduğu endişeyi dile getirdi ve bu durum ticaret özgürlüğünü etkiledi. Avrupa Komisyonu, Tunus Ticaret ve İhracatı Geliştirme Bakanı Fadila er-Rabhi'ye bir mektup göndererek, “Tunus'un reform ve dışa açılma çabalarını sınırlayacağını özellikle de yabancı yatırımcıları çekeceğini” savunarak bu önlemleri askıya almaya çağırdı. Tunus'un sunduğu teknik anlaşmaya rağmen menşe kurallarına ilişkin Avrupa-Akdeniz bölgesel anlaşmasına bağlı kalmadığını vurguladı.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Avrupa Komisyonu, AB'nin ‘bu tedbire tabi ürün listesinin genişletilmesi ve 2017'den beri yürürlükte olan ithal malların değerinin yüzde 10'unu dayatarak değerini artırma planını büyük bir endişeyle izlediğini’ bildirdi. Cumhurbaşkanı’nın kararının ‘Avrupalı ​​ihracatçı şirketlere, özellikle küçük şirketlere engel teşkil ettiğini, çünkü bu artışın büyük bir nakit seferberliği gerektirdiği’ vurgulandı. Öte yandan AB, ithalatta uygulanan teknik kontrol sisteminin ‘karmaşık bir kontrol mekanizması olduğunu, çok şeffaf olmadığını ve ülkeye mal girişinin önünde büyük bir engel teşkil ettiğini’ belirtti. AB, Tunus'un Ticareti Kolaylaştırma Anlaşması kapsamında gümrük işlemlerini Dünya Ticaret Örgütü'ne bildirmediğini de açıkladı. Bu da bazı ekonomistlere göre, AB'nin Tunus'un korumacı önlemlerine karşı Dünya Ticaret Örgütü'nü resmen protesto edebileceği anlamına geliyor. Bu bağlamda, distribütörlerden geçmeden doğrudan fabrikadan ithalat yapma ve ithalat izni almak için fabrika faturasını ibraz etme zorunluluğunun ‘ekonomik ortaklar arasındaki ticari ve sözleşmesel ilişkilerin sorgulanmasını gerektirdiğini’ vurguladı.
Tunus prosedürü, devlet, kamu kurumları ve yerel makamların ithalatını, yenilenebilir enerji üretim projelerine yönelik ithalat, ekipman ve sarf malzemelerine ek olarak ham ve yarı mamul malzemeleri ve sanayicilerin faaliyetleri için gerekli olan yedek parça ekipmanlarını kapsamıyor.
Öte yandan, parfüm, kozmetik, cilt bakım ürünleri, saç ürünleri, diş macunu ve sabun gibi birçok lüks ürünün yanı sıra çok sayıda ofis eşyası, kadın ve erkek iç çamaşırı üzerindeki kontrol altında olduğu vurgulandı. Karar ayrıca makineler, klimalar, çift soğutma makineleri, ev tipi buzdolapları, ısıtma için elektrikli ekipman, ev tipi fırınlar, mutfaklar, ocaklar, pişirme masaları, ızgaralar ve ev tipi elektrikli fırınları kapsıyor. Bu bağlamda, Tunus İşadamları Derneği (CONACT), ülke yetkililerini, ithalatlarının doğrudan ihracatçı ülkedeki fabrikadan dayatılmasıyla, tüketici ürünlerinin ithalatı üzerinde ön kontrol sistemine güvenme kararını yeniden gözden geçirmeye çağırdı.



Eski rejimin kalıntıları Yeni Suriye’nin inşasını zorlaştırıyor

Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
TT

Eski rejimin kalıntıları Yeni Suriye’nin inşasını zorlaştırıyor

Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)

Suriye’deki yeni yönetim, büyük şehirlerin kalabalık sokakları ile kırılgan, yoksul kırsal kesimler ve Suriye genelindeki yaygın yıkım arasında, önceki dönemin karmaşıklığından kaynaklanan muazzam zorluklarla karşı karşıya.

Beşşar Esed rejiminin düşüşünü günlerce kutlayan mahallelerin göz alıcı görüntüsünün ardında, daha az gürültülü ve daha karmaşık başka bir mücadele sürüyor. Bir güvenlik kaynağına göre bu mücadelede DEaŞ ve göçmenler (yabancı savaşçılar) en önemli zorlukları oluşturuyor.

Ancak bazıları DEAŞ’ı ve genel olarak aşırılığı güvenlik yaklaşımıyla çözülebilecek ‘teknik bir sorun’ olarak görürken, diğerleri ‘asıl sorunun, eğitim veya aile sistemi ya da herhangi bir örgütlü yaşam biçimi olmaksızın, birkaç yıldır normal sosyal bağlamın dışında gelişen devasa bir insan kitlesini absorbe edecek planlar yapmakta yattığını’ düşünüyor.

Zorluk, yıkıma uğrayan bölgeleri yeniden inşa etmek ve geçim kaynakları yaratmak, özellikle de siyasi ve sosyal kimliklerin radikal grupların mirasıyla iç içe geçmiş olduğu ve bu yüzden potansiyel çatışmalar için verimli bir zemin oluşturan İdlib gibi kırsal bölgelerde yatıyor.

ABD, Irak'tan çekilmeden önce Sünni aşiretlerinden oluşan ve el-Kaide'ye karşı savaşan Sahva Silahlı Güçleri deneyimi, radikalizmden etkilenenleri siyasi ve güvenlik yapılarına dönüştürerek Suriye için olası bir model sunarken, militarizasyondan siyasete ve hizipçilikten devletçiliğe geçiş, yeni Suriye'nin karşı karşıya olduğu en büyük zorluk olmaya devam ediyor.


Sudanlı güçler savaşı sona erdirmek için “İlkeler Bildirgesi” imzaladı

Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
TT

Sudanlı güçler savaşı sona erdirmek için “İlkeler Bildirgesi” imzaladı

Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)

Sudan'daki Sumud İttifakı’nın siyasi ve sivil güçleri, Sudan'daki savaşı sona erdirmek ve İslamcıların rejimini siyaset sahnesinden kalıcı olarak silmek için dün Kenya'nın başkenti Nairobi'de Abdulvahid en-Nur liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi (SLM/A) ve Arap Sosyalist Baas Partisi ile ortak bir ‘İlkeler Bildirgesi’ imzaladı. Savaşa karşı çıkan Sudanlı tarafların çoğunluğunu bir araya getiren bu ilk yakınlaşma aylar süren istişarelerin ve görüşmelerin ardından gerçekleşti.

Savaşın derhal sona erdirilmesinin ‘ulusal öncelik olduğu’ vurgulanan bildirgede, savaşan taraflar olan Sudan ordusuna ve Hızlı Destek Kuvvetleri’ne (HDK) geçtiğimiz ağustos ayında Uluslararası Dörtlü (ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır) tarafından önerilen yol haritasına uymaları için daha fazla baskı uygulanmasının önemine işaret edildi.

İlkeler Bildirgesi’nde savaşan taraflara önerilen üç aylık insani ateşkesin hızla uygulanması, koşulsuz olarak derhal ateşkesin sağlanması ve bunun kalıcı bir ateşkese dönüştürülmesi için çalışılması çağrısı yer aldı.


Irak... Sadr, Basra ve Vasit'teki “Seraya es-Selam” güçlerinin faaliyetlerini askıya aldı

Iraklı Şii milliyetçi lider Mukteda el-Sadr (Arşiv- Reuters)
Iraklı Şii milliyetçi lider Mukteda el-Sadr (Arşiv- Reuters)
TT

Irak... Sadr, Basra ve Vasit'teki “Seraya es-Selam” güçlerinin faaliyetlerini askıya aldı

Iraklı Şii milliyetçi lider Mukteda el-Sadr (Arşiv- Reuters)
Iraklı Şii milliyetçi lider Mukteda el-Sadr (Arşiv- Reuters)

Irak Şii ulusal hareketinin lideri Mukteda es-Sadr, dün Seraya es-Selam'ı dondurma ve Basra ile Vasit vilayetlerindeki karargahlarını 6 aylığına kapatma kararı aldı.

Es-Sadr, “X” platformunda yaptığı bir paylaşımda, “(Seraya es-Selam'daki) mücahitlerin itibarına zarar veren tekrarlanan ihlallere bir çözüm bulunana kadar, üçüncü taraflarca yapılmış olsa bile, Basra ve Kut'taki genel merkezlerin faaliyetlerini altı aylığına dondurulmasına ve kapatılmasına karar verildi” ifadelerini kullandı.

Sadr şöyle devam etti: "Onların itibarı, benim için varlıklarından daha önemlidir. Tüm mücahitlere, disiplinli olanlara ve yozlaşmışların ve benzerlerinin ihlallerini, fitne girişimlerini ve suistimallerini bilenlere selamlarımı iletiyorum.”