Kanadalılar, Trudeau'nun market alışverişi için her yıl 55 bin dolar ödüyor

Trudeau, Eylül 2020'den bu yana Flow şişe kaynak suyuna 1000 dolardan fazla harcamış

AP
AP
TT

Kanadalılar, Trudeau'nun market alışverişi için her yıl 55 bin dolar ödüyor

AP
AP

Kanada Başbakanı Justin Trudeau'nun ofisi, başbakanın evi için yaptığı ve vergi mükelleflerine fatura edilen yıllık 55 bin Kanada doları (yaklaşık 750 bin TL) tutarındaki market harcamasını savundu.
Canadian Taxpayers Federation'ın (Kanada Vergi Mükellefleri Federasyonu) ele geçirdiği belgelere göre, Trudeau ve selefi Stephen Harper, standart geri ödemelerden sonra vergi mükellefine fatura edilen "çeşitli gıda giderleri" için yıllık ortalama 54 bin 494 Kanada doları (yaklaşık 743 bin TL) harcıyor.
The Independent'ın haberine göre, Başbakanlık ofisi, eski Başbakan Brian Mulroney'den kalma bir politika nedeniyle, aile giderlerinin her bir kalemin fiyatına değil, sabit bir fiyata göre hükümetin kasalarına geri ödendiğini belirtti.
Başbakanlık sözcüsü Cecely Roy, The National Post'a, "1985'ten beri yürürlükte olan uzunu süreli uygulamaya göre, başbakan gıdayla ilgili tutarları, enflasyonun hesaplandığı tüketici fiyat endeksi kullanılarak ayarlanan Statistics Canada'nın hane harcamaları verilerini esas alarak geri ödüyor" dedi.

"Başbakan, kişisel yazışmaları için yaptığı internet ve kurye masraflarını da geri ödüyor."
True North tarafından daha önce bildirildiği üzere, Trudeau'nun resmi konutu 2021'de sadece bir ayda market alışverişine, yemeğe ve butik ürünlere 12 bin Kanada dolarından (yaklaşık 164 bin TL) fazla para harcamış.
Privy Council Office (Danışma Konseyi Ofisi) tarafından yayımlanan yüzlerce makbuz ve fatura, geçen yıl marttan eylüle kadar Trudeau'nun konutunun aylık ortalama gıda maliyetinin 7 bin 861 Kanada dolarına (yaklaşık 107 bin TL) ulaştığını göstermişti.
Trudeau'nun 2015 ve Mart 2022 arasında 5 kişilik ailesi için yaptığı hane harcamaları 345 bin 230 Kanada dolarıymış (yaklaşık 4 milyon 706 bin TL). Bu, yıllık ortalamada 57 bin 538 Kanada doları (yaklaşık 784 bin TL) ediyor. Trudeau, Eylül 2020'den bu yana Flow şişe kaynak suyunaysa 1000 Kanada dolarından (yaklaşık 14 bin TL) fazla harcamış.
Canadian Taxpayers Federation federal direktörü Franco Terrazano, True North'a verdiği demeçte, "Başbakan Justin Trudeau, nasıl böylesine büyük bir fatura çıkardıklarını ve tüm bu para karşılığında vergi mükelleflerinin nasıl bir fayda kazandığını vergi mükelleflerine derhal açıklamalı" dedi.
Trudeau'nun selefinin ailesinin 2007 ila 2015 yıllarındaki net hane market faturası, vergi mükelleflerine 417 bin 745 Kanada dolarına (yaklaşık 5 milyon 695 bin TL) veya ortalama 52 bin 218 Kanada dolarına (yaklaşık 712 bin TL) mal olmuş.
National Post'un haberine göre, Harper'ın görevde olduğu sürede 2013 mali yılı için geri ödenmemiş giderler 58 bin 879 Kanada dolarını (yaklaşık 803 bin TL) aşmış.
Privy Council Office, hane giderleri kaydının 2006'dan önce tutulmadığını söyledi.
Bu haber, Kanada'daki gıda fiyatlarının geçen yıla oranla yüzde 11,4'lük bir artışla son 41 yılın en yüksek seviyesine çıktığı dönemde yayımlandı. Statistics Canada'nın son raporuna göre, bebek maması da dahil hububat fiyatları yüzde 17 artarken, çay ve kahve maliyetleri yüzde 16 arttı.



21'inci yüzyılda sınırlı savaş ve kapsamlı savaş

İHA’lar savaşta coğrafi derinliği geçersiz hale getirdi (Reuters)
İHA’lar savaşta coğrafi derinliği geçersiz hale getirdi (Reuters)
TT

21'inci yüzyılda sınırlı savaş ve kapsamlı savaş

İHA’lar savaşta coğrafi derinliği geçersiz hale getirdi (Reuters)
İHA’lar savaşta coğrafi derinliği geçersiz hale getirdi (Reuters)

Bazı uzmanlar ister sınırlı ister kapsamlı (topyekun) olsun, savaşların biçim ve türlerinin uluslararası sistemin şekli, yapısı (çok taraflı, iki taraflı veya hatta tek taraflı) ve güç dengesiyle doğrudan ilişkili olduğuna inanırken bunun yanında savaşta, askeri stratejilerin oluşturulmasında teknolojinin rolü göz ardı edilemez.

Telgraf ve demiryolu ağları 20’nci yüzyılda savaşların yapılış şeklini değiştirmedi mi? Evet, elbette değiştirdi. Demiryolları, Birinci Dünya Savaşı'nda milyonlarca askerin cepheye taşınmasına yardımcı olsa da aynı zamanda savaşın 10 milyon asker ve 7 milyon sivilin hayatına mal olan dört buçuk yıllık bir insanlık eziyetine dönüşmesine de doğrudan katkıda bulundu.

21’nci yüzyıl, bir güç çarpanı haline gelen teknolojinin yatay ve dikey olarak yayılmasıyla öne çıkıyor. Birinci Dünya Savaşı sırasında makineli tüfekler, kurbanların yüzde 20 ila 40'ının ölümüne katkıda bulundu. Peki yapay zekanın savaşlardaki rolü, özellikle de etkisi nükleer düzeye ulaşırsa ne olacak hiç düşündünüz mü? İçinde bulunduğumuz yüzyılda belki de en tehlikeli olan durum, savaşmanın maliyetinin herhangi bir devlet dışı aktörün (non state actor) savaşabileceği bir seviyeye düşmüş olmasıdır.

Soğuk Savaş sırasında, nükleer silahlar büyük güçler arasında dünya sahnesinde önemli bir caydırıcı unsur oluşturuyordu. Her zaman karşılıklı yıkım korkusu (MAD) vardı. Bundan dolayı söz konusu güçler vekalet savaşlarına (by proxy) başvurdular. Bu nedenle Soğuk Savaş döneminde sadece sınırlı (limited) savaşlar yaşandı. Sınırlı savaştan bahsederken, bu savaşın hedefleri, kullanılan araçlar ve dolaylı olarak bu savaşın süresi kastediliyor. 1950 yılındaki Kore Savaşı, İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden sonra, küresel düzeyde gerçek anlamda kapsamlı bir savaş olan ilk sınırlı savaştı.

fghyu
Geçtiğimiz haziran ayında 12 gün süren İran-İsrail savaşı sırasında ABD tarafından bombalanan Fordo Nükleer Tesisi’nin çevresinin uydu görüntüsü (Reuters)

Yazar Andrew Davidson, Soğuk Savaş sırasında süper güçlerin olası savaşlar için çeşitli senaryolar hazırladığını söylüyor. Ancak insanlığın şansına, bu savaşlar gerçekleşmedi. Zira bu senaryoların güç ölçütü, hassasiyet değil, büyüklüğe dayanıyordu. Başka bir deyişle, ölçünün temelinde büyük güçlerin sahip olduğu uçak, tank, denizaltı ve diğer askeri araçların sayısı yer alıyordu. Nükleer silahlar, geleneksel silahların en büyük koruyucusu konumundaydı.

Sınırlı savaş ile kapsamlı savaş

İsrail'in İran'a karşı başlattığı Yükselen Aslan Operasyonu, süresi (sadece 12 gün sürdü), kullanılan araçlar ve hatta hedefler açısından sınırlı bir savaş olarak nitelendirilebilir. İsrail, bu savaşta elindeki en iyi silahları kullandı, ancak sahip olduğu tüm silahları (örneğin nükleer silahlar) kullanmadı. İran ise sahip olduğu en iyi füzeler ve insansız hava araçlarıyla (İHA) karşılık verdi. Öte yandan İsrail, Gazze Şeridi'nde Arap-İsrail çatışmasının tarihindeki en uzun savaşı sürdürüyor. Savaş 21 aydır devam ediyor. İsrail bu savaşta ise sahip olduğu en iyi silahları her boyutta kullandı. Peki bu savaş kapsamlı mı yoksa sınırlı mı olarak sınıflandırılabilir? Eğer savaşlar havadan sonuçlanmıyorsa, İsrail ordusunun bu savaşı sonuçlandıramamasını nasıl açıklayabiliriz? Oysa İsrail ordusu şimdiye kadar kara, hava ve deniz kuvvetlerini kullandı. Ayrıca siber savaş yönetimini ve dolayısıyla yapay zekayı da kullandı.

Birçok uzmana göre bu sorunun cevabı şu şekilde olabilir:

21’inci yüzyılda savaşın özellikleri değişti ve bu durum, birçok ülkenin, özellikle de büyük ve güçlü ülkelerin askeri doktrinlerinde bir dönüşüme (doctrinal shift) yol açacak.

Öte yandan asimetrik savaş, 21’inci yüzyılda büyük güçler için en büyük ve en tehlikeli zorluk olarak öne çıkıyor.

Teknoloji, özellikle İHA’lar, coğrafi derinliği değersizleştirirken siber savaş ve elektronik savaş lehine büyüklük ve kitle değerini de ortadan kaldırdı.

tyu7ı8
Tayvan’ın başkenti Taipei'deki bir Patriot bataryası... Tayvan, ABD ile Çin arasında bir çatışmaya neden olabilir (EPA)

ABD’li komutan Douglas MacArthur, “Asya'da asla kara savaşı yapılmamalı” diye meşhur bir sözü vardır. Peki, özellikle Washington'ın Pekin'in önümüzdeki yıllarda Tayvan'ı kontrol altına almaya çalışacağından endişe duyduğu bir ortamda, ABD-Çin çatışması nasıl olacak? Bu çatışma nasıl gerçekleşecek, askeri mi olacak? Nerede yapılacak? Kapsamlı mı, sınırlı mı, yoksa vekiller aracılığıyla mı olacak?

Bugün bu sorular, uzmanların Çin ve ABD arasında bir savaşın kaçınılmaz olduğunu teyit etmesiyle birlikte güçlü bir şekilde gündemde yer tutuyorlar. ABD’li düşünür Graham Allison, görüşünü ‘Tukidides tuzağı’ olarak bilinen teoriye dayandırarak, dünya düzenine hakim olan güç (ABD) ile bu hegemonyayı tehdit eden yükselen güç (Çin) arasında çatışmanın kaçınılmaz olduğunu savunuyor.

Bu analizŞarku'l Avsat için bir askeri analist tarafından yapıldı