Müslüman Kardeşler’in neden iki TV kanalı var?

Kahire 2013'te İhvan destekçileri ile yaşanan çatışmalara sahne oldu. (AFP)
Kahire 2013'te İhvan destekçileri ile yaşanan çatışmalara sahne oldu. (AFP)
TT

Müslüman Kardeşler’in neden iki TV kanalı var?

Kahire 2013'te İhvan destekçileri ile yaşanan çatışmalara sahne oldu. (AFP)
Kahire 2013'te İhvan destekçileri ile yaşanan çatışmalara sahne oldu. (AFP)

İhvan-ı Müslimin (Müslüman Kardeşler) örgütü içerisinde çatışan cepheler arasında yeni bir yarış başlamış gibi görünüyor. Müslüman Kardeşler Değişim Hareketi’nin ya da diğer adıyla Muhammed Kemal Grubu’nun (Kemalist Akım/ İhvan’ın liderliği mücadelesinde üçüncü taraf) Hirak 11/11 (11/ 11 Protestoları- 11/11 Protests) adlı bir televizyon kanalı kurdu. Diğer yandan hareket üyeleri, elektronik platformlarda bir araya gelerek gösteri çağrılarında bulunuyor. Yeni kanal, Örgütün eski Genel Sekreteri Mahmud Hüseyin liderliğindeki İstanbul Cephesi, Londra’dan ‘Şuub’(Al-Shoob) adlı yeni uydu kanalıyla yayına başlamasından bir günden kısa bir süre içinde kuruldu. İhvan’ın faaliyetleri konusunda bilgi sahibi bir kaynak, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, Türk hükümetinin örgütün medyadaki hareketlerine karşı tedbirlerini sıkılaştırması, Mısırlı yetkililere karşı medya söylemini azaltması ve bazı (İhvancı) kanal spikerlerinin Türkiye'den sınır dışı edilmesinin ardından örgütün başta ‘yeni üssü Londra’da olmak üzere medya sistemini güçlendirmeye doğru ilerlediğini’ aktardı. Kaynak, yeni kanalın Müslüman Kardeşler Teşkilatı liderliği konusundaki çatışmanın İhvan’ın eski Genel Sekreteri Mahmud Hüseyin liderliğindeki İstanbul Cephesi ile İhvan Rehberlik Konseyi Başkanlığı'na vekaleten atanan İbrahim Munir liderliğindeki Londra Cephesi arasında gerilimin artmasıyla ortaya çıkan, üçüncü taraf olarak da bilinen Değişim Hareketi’ne ait olduğunu belirtti.
Kaynak, 2016 yılında Mısır polisiyle girdiği çatışmada öldürülen İhvan lideri Muhammed Kemal'in yaklaşımını yeniden canlandırmak için kurulan yeni akımın, ‘Mısırlı yetkililer karşıtı söylemin yönelik söylemin artması ve rejime baskı yapmak için Mısır içinde şiddet kullanılması çağrısında bulunduğunu bildirdi. Bunun yanı sıra varlığını kanıtlamaya ve örgütün eski liderlerin mücadelesinden memnun olmayan daha fazla genci çekmeye çalıştığını’ söyledi.
Mısır Soruşturmaları ve Yargı Kararları, 2013'teki kitlesel halk protestolarının ardından eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin iktidarının devrilmesinin ardından örgütün çok sayıda öfkeli genci çeken bir grup silahlı örgüt kurduğu için İhvan'ın Rehberlik Bürosu üyesi Muhammed Kemal'i cezaya çarptırmıştı. ‘İkab es-Sevri’, ‘el-Mukavame eş-Şabiye’, ‘Ketaib Helvan’, ‘Hareketi Hasm’ ve ‘Liva es-Sevra’ gibi bu gruplar, devlet kurumlarını ve Mısır güvenlik güçlerini hedef alarak birçok suikast ve bombalama gerçekleştirmişti. Kaynak, merkezi Londra’da olacak bir İhvan medya sisteminin ve örgütün unsurlarına hareket özgürlüğü tanıyan birçok Avrupa şehrinin finansmanına açık destek’ olarak tanımladığı bir durum olduğunu kaydetti. İstanbul Cephesi tarafından kurulan Müslüman Kardeşler’e yakın olan, Mısır’da ceza davaları kapsamında aranan ve bir süre İstanbul’dan yayın ‘el-Şark’ kanalının ünlü sunucularından Moataz Matar tarafından yönetilecek olan uydu kanalının, esas olarak Mısır'ı hedef alan başka bir medya aracı olacağı düşünülüyor.
YouTube kanalları da dahil olmak üzere Londra'dan birçok dijital platform kurulduğunu belirtiliyor. Şu an Müslüman Kardeşler örgütüyle ittifak halinde olan muhalefet ve eski Mısır Cumhurbaşkanı adayı Eymen Nur, Londra'da Al Sharq Media Services adı ile Türkiye’de kapatılan kanallara alternatif olacak yeni bir medya şirketi kurdu.
Diğer yandan Mısır Temsilciler Meclisi (Parlamento Birinci Meclisi) Savunma ve Ulusal Güvenlik Komitesi Tümgeneral Yahya Kedvani, Müslüman Kardeşler Örgütü’nün attığı medya adımının önemli olmadığını söyledi. Kedvani, Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte, bu adımın örgütün geçtiğimiz yıllarda Mısırlıları kışkırtma çağrılarında herhangi bir başarı elde edememesinin ardından yaşadığı ‘siyasi umutsuzluk’ durumunu yansıttığını belirtti. Terör örgütünü destekleyen yeni kanallar açmanın ve asılsız haberler yayınlayarak gösteriye davet etmeye çalışmanın hiçbir şeyi değiştirmeyeceğine dikkat çekti. Kedvani Mısırlıların ‘tarihin çarkını geri döndürmeyi amaçlayan ve  Müslüman Kardeşler yönetiminin devrilmesinden sonra Mısır'da sağlanan siyasi, ekonomik ve sosyal istikrarı tehdit eden bu örgütün gerçekliğinin farkında olduklarına işaretle “Daha önceki gösteri çağrılarına cevap vermeyi reddeden vatandaşlar, yeni çağrıyı yeniden görmeden geleceklerdir” açıklamasında bulundu.
Müslüman Kardeşler'in mağdur oldukları iç bölünmelere rağmen bu yeni kanalların kurulmasının arkasında ‘Mısır devletinin son yıllarda başardıklarını bozmayı amaçladığı’ belirtiliyor. Kedvani, Mısır'ın uluslararası sahnedeki rolünü ve konumunu pekiştirecek Şarm eş-Şeyh'teki küresel iklim zirvesine Mısır'ın ev sahipliği yapmasını olumsuz etkilemeye çalışmak için kasım ayının özellikle seçilmiş olabileceğine işaret etti. Savunma ve Ulusal Güvenlik Komitesi'nin Üyesi, örgütün akımları arasında Mısır'ı hedef alan medya kanalları ve platformlar kurma rekabetinin ‘öncelikle her akımın sahnede varlığını kanıtlama girişimini yansıttığını, destekçilerine ve finansörlerine halen hareket etme ve etkileme yeteneğine sahip olduğuna dair bir mesaj verdiğini söyledi.
Temsilciler Meclisi üyesi, Medyacı Feride eş-Şubaşi  de Müslüman Kardeşler'in bir grup kanal ve medya platformunu aynı anda başlatma kararının ‘şaşırtıcı olmadığını’ vurguladı. Şubaşi, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Bu adımlarla içeride çöktükten sonra, örgütün varlığını parçalanmaktan ve Mısır'a düşman olan birçok ülkedeki ülkeler ve ajanslardan aldığı cömert fonları korumaya çalışıyorlar” dedi. Örgütün yıllardır medya silahını kullanmaya çalıştığına dikkat çeken Şubaşi, Mısır'da ve birçok Arap ülkesinde iktidarının devrilmesinden sonra bu adımların yoğunlaştığını ancak medya platformları aracılığıyla gösteri çağrıları ve kışkırtma araçları kullanılmasının ‘başarısız olduğunu’ vurguladı. Başarısızlığın, büyük medya seferberliğine ve unsurlarının Türkiye'de kapatılan kanallar için alternatif platformlar kullanma ve Londra'ya taşınma konusundaki isteğe rağmen yeni gösteri çağrısının kaderi olacağını belirten Şubaşi, örgütün 1928'de kurulmasına katkıda bulunduğundan bu yana İngiltere’de tarihi bir varlığa sahip olduğunu söyledi. Şubaşi, örgüte bağlı kanalların yayına giriş zamanlaması hakkında da değerlendirmelerde bulundu. Zamanlamanın, ‘Mısır'ın uluslararası varlığını geliştirmek için başarısına bahse girdiği iklim zirvesini bozmak’ da dahil olmak üzere çeşitli hedefleri olduğuna, Mısır'ın Arap arenasında medyadaki varlığını güçlendirmeyi amaçlayan bir grup haber kanalı kurarak bölgesel düzeyde Mısır medyasına karşı koyma girişiminde bulunduğuna işaret etti.



İki Devletli Çözüm Konferansı, bağımsız Filistin devletinin kurulması için bir ‘yol haritası’ belirledi

TT

İki Devletli Çözüm Konferansı, bağımsız Filistin devletinin kurulması için bir ‘yol haritası’ belirledi

İki Devletli Çözüm Konferansı, bağımsız Filistin devletinin kurulması için bir ‘yol haritası’ belirledi

Birleşmiş Milletler'in (BM) ev sahipliğinde düzenlenen ‘Filistin sorununun barışçıl çözümü ve iki devletli çözümün uygulanması’ konulu uluslararası konferansa katılan ülkeler, Filistin devletinin daha fazla ülke tarafından tanınmasını sağlamak, Gazze'deki savaşı ve insani felaketi durdurmak ve İsrail'in Batı Şeria'daki Filistin topraklarını işgaline son vermek için daha fazla diplomatik çaba sarf etmeyi amaçlayan bir ‘yol haritası’ üzerinde anlaştı.

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot tarafından temsil edilen Fransa’nın da katılımıyla Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan tarafından temsil edilen Suudi Arabistan'ın himayesinde düzenlenen iki günlük konferans sona erdi.

sdfghtyju
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, New York'ta düzenlenen İki Devletli Çözüm Konferansı’nda konuşurken (AFP)

Dün konferansın son gününde yayınlanan sonuç bildirgesinde Filistinliler ve İsrailliler arasında adil, kalıcı ve kapsamlı barışın sağlanması için bir ‘yol haritası’ açıklandı.

Sonuç bildirgesi

Konferansın sonuç bildirgesinde, BM’nin Filistin meselesinde kesintisiz sorumluluğunun altı çizildi. İsrail'in 1967'de ele geçirdiği toprakları işgaline son vermesi gerektiği belirtilen bildirgede, insancıl hukuk ve insan hakları hukuku dahil olmak üzere uluslararası hukuka saygı gösterilmesi gerektiği vurgulandı. Bildirgede Filistinli sivillerin canlarının korunması için gerekli önlemlerin alınması çağrısı yapıldı.

Filistin'i tanıyan ülkeler

İsrail'in işgal altındaki topraklardan çekilmesinin yanı sıra yerleşim faaliyetlerinin, topraklara el konulmasının, evlerin yıkılmasının ve tüm şiddet ve provokasyon eylemlerinin derhal durdurulması istenen bildirgede Filistinlilere kendi kaderlerini tayin etme ve kendi devletlerini kurma hakkı verilmesi, mülteci sorununa ‘adil bir çözüm’ bulunması talep edildi.

Öte yandan 1967 öncesi sınırlara dayalı iki devletli çözüme yönelik ‘geri dönüşü olmayan’ adımlar atılması ve Doğu Kudüs'ün ‘ortak başkent’ olması gerektiği belirtilen bildirgede ‘Filistin yönetiminin reformlarını destekleme, silahsızlanma ve demokratik seçimler yapılması’ konularına da vurgu yaptı.

cvf
BM Genel Sekreteri, New York'ta düzenlenen İki Devletli Çözüm Konferansı sırasında Fransa Dışişleri Bakanı ile tokalaşırken (AFP)

Koordineli insani yardım ve Gazze'nin yeniden inşası çağrısı yapılan bildirgede ‘2024 yılının temmuz ayında Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) İsrail işgalinin yasadışı olduğunu ilan eden danışma kararı hatırlatıldı.

Bildirge, Filistin'in tanınması, ‘devlet kurma sürecinde samimi ilerlemeyle bağlantılı bir şekilde’ bölgesel entegrasyon, Filistin yönetimi reformları ve insani yardım olmak üzere dört ana konuyu kapsayacak şekilde düzenlendi.

Konferansın kazanımlarını gerçekleştirme çağrısı

Şarku’l Avsat’a konuşan Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot’a yakın bir kaynak, konferansın iki devletli çözümün her zamankinden daha fazla tehdit altında olduğu kritik bir dönemde düzenlendiğini söyledi. Gazze'deki savaşa ve bunun siviller arasında neden olduğu yıkıma ve devam eden acılara dikkat çeken kaynak, Batı Şeria'da yerleşim faaliyetlerinin hızlandığını, fanatik yerleşimcilerin şiddetinin arttığını, İsrail'deki iktidar koalisyonu içinde iki devletli çözümü tanımamayı ve Batı Şeria'yı ilhak etmeyi savunanların sayısının arttığını ve bunun birkaç gün önce İsrail parlamentosu Knesset tarafından onaylandığını da belirtti.

Kaynak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şu anda gerekenler, geçmişte gerekenden çok daha fazlasını gerektiriyor. Bu da Suudi Arabistan'ı, iki devletli çözüme ilişkin siyasi ve diplomatik dinamizmi yeniden başlatmak için Fransa ile iş birliği yapmaya itti.”

Kaynak, mevcut ivmeyi güçlendirmeye ve konferansın kazanımlarının gerçekleştirilmesine yardımcı olmaya çağırdı.

srgthy
İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy, New York'ta düzenlenen İki Devletli Çözüm Konferansı’nda Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa'yı kucaklarken (AFP)

Kaynak konuşmasına şöyle devam etti:

“Bildirge sadece Fransa ve Suudi Arabistan tarafından değil, konferansa katılan çalışma gruplarının 27 eş başkanı tarafından da onaylandı. Bunların arasında bazı önemli Batılı ve Arap ortaklar da bulunuyor.”

Bildirgenin BM Genel Kurulu'nun herhangi bir üye ülkesine onaylanması için sunulacağını söyleyen kaynak bildirgeyi ‘son derece önemli ve benzeri görülmemiş’ olarak nitelendirildi.

Fransa Dışişleri Bakanı Barrot dün sosyal medya platformu X hesabından yaptığı açıklamada “İngiltere bugün Filistin devletini tanımak için dinamik bir girişime katıldı. Bu kararlı adım ve ortak çabalarımızla, devam eden şiddet döngüsü içinde çalışmaya devam ediyor ve bölgede barış için yeni bir perspektifle hareket ediyoruz” ifadelerini kullandı.