Zelenskiy: Rusya, İran'dan yaklaşık 2 bin intihar SİHA’sı sipariş etti

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, İran'ın Ukrayna savaşında "Rusya'ya silahlı insansız hava araçları (SİHA) yardımının karşılığında Moskova'nın Tahran'ın nükleer programına destek verebileceğini" söyledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski (AP)
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski (AP)
TT

Zelenskiy: Rusya, İran'dan yaklaşık 2 bin intihar SİHA’sı sipariş etti

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski (AP)
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski (AP)

Haaretz'in düzenlediği konferansa video mesajla katılan Zelenskiy, İsrail'in Ukrayna savaşında tarafsız kalmasını eleştirdi.
Zelenskiy, Rusya'nın Ukrayna'ya yaklaşık 4 bin 500 füze attığını ve füze stoklarının azaldığını, bu nedenle "uygun fiyatlı silah arayışında" bunları İran'da bulduğunu dile getirdi.
Ukrayna istihbaratının Rusya'nın İran'dan yaklaşık 2 bin "intihar SİHA" sipariş ettiğini değerlendiğini aktaran Zelenskiy, "Rusya bunu İran'a sizce nasıl ödüyor? İran parayla mı ilgili? Muhtemelen para değil. Bu Rusya'nın İran'ın nükleer programına yardım etmesi karşılığında. İttifaklarının asıl anlamı bu. Bu (Rus-İran) ittifak, eğer ki politikacılarınız zamanında bir karar verselerdi, bizim istediğimizi sunsalardı olmayacaktı." ifadelerini kullandı.
Zelenskiy, İsrail'den talep ettikleri hava savunma sistemlerine işaret ederek "eğer ki Ukrayna'da hava sahası güvenliği sağlansaydı Rusya'nın İran'a giderek karşılığında başka bir şey sunarak yardım istemeyeceğini" savundu.
İsrail'e "Batı demokrasileriyle birlikte hareket ederek Kiev'e silah yardımı yapma" çağrısında bulunan Zelenskiy, Rusya'nın Suriye'deki varlığının Ukrayna savunması sayesinde azaldığını" fakat İsrail yapımı "Demir Kubbe" hava savunma sisteminin kendilerinde bulunmadığını kaydetti.
İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz, Ukraynalı Mevkidaşı Oleksii Reznikov ile bugün yaptığı telefon görüşmesinde, ülkesinin "operasyonel kısıtlamalar" gerekçesiyle Kiev'e silah vermeyeceğini ancak "sivillerin hayatını kurtaracak erken uyarı sistemi" sağlayabileceklerini belirtmişti.

İsrailli Bakan'dan Ukrayna'ya askeri yardım çağrısı
İsrail Diaspora Bakanı Nachman Shai geçen hafta İran'ın Rusya'ya balistik füze göndermeye başladığı haberleri üzerine sosyal medyada yaptığı paylaşımda, "İsrail'in artık bu kanlı çatışmada durması gereken yere ilişkin şüphe yok. Ukrayna'nın ABD ve NATO ülkelerinin sağladığı biçimde askeri yardım da almasının vakti geldi." ifadesini kullanmıştı.
Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev ise İsrail'in Ukrayna'ya olası silah desteğini, "pervasızca bir adım" olarak tanımlayarak, "Uluslarımız arasındaki tüm devletler arası ilişkiyi yok eder." demişti.
Bunun üzerine İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz da AB ülkelerinin büyükelçileriyle yaptığı görüşmede, ülkesinin Kiev'in talep ettiği biçimde Ukrayna'ya silah sistemleri tedarik etmeyeceğini ancak "siviller için hayat kurtarıcı erken uyarı sistemi" sağlayabileceğini söylemişti.

İsrail, Ukrayna savaşında Rusya ile Batı arasında sıkıştı
Diplomatik, güvenlik ve stratejik ortaklıklarını özellikle ABD ve Batı ülkeleri ekseninde inşa etmesine rağmen son yıllarda Rusya'yla da yakınlaşan bir görüntü çizen İsrail, Moskova ile sağladığı askeri koordinasyon sayesinde İran'a bağlı hedefler olduğu gerekçesiyle Suriye'ye iç savaş boyunca hava ve füze saldırıları gerçekleştirdi.
Ancak Ukrayna savaşının doğurduğu Rusya ve Batı arasındaki yeni kamplaşma İsrail'i zor durumda bıraktı. Rusya'nın Ukrayna saldırısı sonrası İsrail hükümeti başlangıçta Rusya'yı doğrudan hedef alan açıklamalardan kaçınarak "ateşkes ve barış" çağrılarını yineledi ve Ukrayna'ya sadece insani yardım gönderdiğine vurgu yaptı.
Bir önceki İsrail Başbakanı Naftali Bennett, Rusya'nın ismini zikretmeden Ukrayna savaşına ilişkin açıklama yaparken dönemin Dışişleri Bakanı Yair Lapid ise Rusya'yı suçlayan ve kınayan açıklamalarıyla dikkati çekti.
Tel Aviv yönetimi, Rusya'yı karşısına alma konusundaki çekincelerini, "Rusya ve Ukrayna'daki sayısı yüz binlere ulaşan Yahudi cemaati" ve "Suriye'deki Moskova ile askeri koordinasyon ve güvenlik" şeklinde sıraladı.

Ukrayna savaşı ve gidişatı dengeleri bozdu
İsrail'in Ukrayna ve Rusya'ya karşı tavır alma konusunda ABD ve Batı'daki müttefiklerinden baskı gördüğü basına da yansıdı. Bu kapsamda İsrail, nisan sonunda Kiev yönetimine çelik yelek ve askeri kask gönderme kararı aldı.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda, nisan ayında Rusya'yı, Ukrayna'ya karşı başlattığı savaş nedeniyle Cenevre merkezli İnsan Hakları Konseyi üyeliğinden çıkarmak amacıyla yapılan oylamada İsrail, Rusya aleyhine oy kullandı.
Rusya Dışişleri Bakanlığı, oylama üzerine İsrail'in, "Ukrayna'daki durumu kullanarak uluslararası toplumun dikkatini Filistin meselesinden çekmeye çalıştığını" vurguladı.
Rus yöneticilerin, Filistinli yetkililerle yaptığı telefon trafiği de bu dönemde yoğunlaştı.

Lavrov'un "Hitler Yahudi asıllıydı" açıklamalarına İsrail'den tepki
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un mayıs başında Adolf Hitler'in Yahudi asıllı olduğu yönündeki açıklamalarına İsrail'de en üst düzeyden tepkiler geldi. Rusya'nın Tel Aviv Büyükelçisi Dışişleri Bakanlığına çağrıldı.
Dönemin İsrail Başbakanı Bennett, Dışişleri Bakanı Yair Lapid ve diğer birçok üst düzey isim, Lavrov'un açıklamalarına tepki gösterdi.
İsrail hükümetinden yapılan yazılı açıklamada, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, Lavrov'un "Hitlerin Yahudi asıllı olduğu" şeklindeki ifadeleri nedeniyle Bennett'ten özür dilediği bildirildi. Ancak Kremlin'den yapılan açıklamada Putin'in özür dilediğine dair bilgi yer almadı.
Bu dönemde, Rusya Dışişleri Bakanlığı, İsrailli paralı askerlerin Ukrayna saflarında Rus birliklerine karşı savaştığını iddia etti.
Rusya Adalet Bakanlığı, Yair Lapid'in temmuzda başbakanlık koltuğuna oturmasından kısa süre sonra İsrail'in kuruluşunda da önemli rol üstlenen Yahudi Ajansı'nın Rusya temsilciliğinin kapatılması için mahkemeye başvurdu. Rus yargısı, konuya ilişkin duruşmayı birkaç kere erteledi ve henüz kararını açıklamadı.



Şam, federal sistemi reddetmeye devam ederken Kürtleri orduya katılmaya çağırdı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
TT

Şam, federal sistemi reddetmeye devam ederken Kürtleri orduya katılmaya çağırdı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayında bir araya geldiler (AFP)

Suriye hükümeti tarafından dün yapılan açıklamada federal sistemin reddedildiği bir kez daha ifade edilirken Kürt güçlerine orduya katılmaları çağrısı yapıldı. Kürt ve resmi Suriye kaynaklarına göre bu karar Cumhurbaşkanı Ahmed Şer'in Suriye Demokratik Güçleri Komutanı Mazlum Abdi ile ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın katıldığı bir toplantıda alındı.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP'den aktardığı habere göre Suriyeli bir Kürt yetkili, Şara ve Abdi, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ni (KDSÖY)Suriye devletine entegre etme çabalarını görüşmek üzere bir araya geldiğini ifade etti.

Kimliğinin gizli tutulması şartıyla konuşan yetkili, ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Barrack'ın da toplantıya katıldığını söyledi.

Toplantının, ‘KDSÖY ile Şam hükümeti arasındaki ilişkiler ile ekonomik ve askeri konuların’ görüşülmesi için düzenlendiğini de sözlerine ekledi.

Bu toplantı, Şara ve Abdi arasında henüz uygulanmayan bir ikili anlaşmanın imzalanmasından dört ay sonra gerçekleşti.

Şara’nın 10 Mart'ta ABD’nin himayesinde Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Abdi ile imzaladığı anlaşma, ‘Suriye'nin kuzeydoğusundaki tüm sivil ve askeri kurumların, sınır geçişleri, havaalanı, petrol ve gaz sahaları dahil olmak üzere Suriye devletinin yönetimi altına alınmasına’ ilişkin maddeler içeriyordu.

Ancak KDSÖY, anayasal bildirinin ardından hükümetin çeşitliliği yansıtmadığını söyleyerek yönetimi eleştirdi. Kürt güçler geçtiğimiz ay ‘merkezi olmayan demokratik’ bir devlet talebinde bulunmuş, Şam ise buna ülkede ‘bölünme girişimlerini’ reddettiğini vurgulayarak yanıt vermişti.

Suriye hükümetinden bir kaynak dün devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, “Suriye devleti, ‘tek Suriye, tek ordu, tek hükümet’ ilkesine sıkı sıkıya bağlı olduğunu yineler ve Suriye Arap Cumhuriyeti'nin egemenliği ve toprak bütünlüğüne aykırı her türlü bölünme veya federalizm biçimini kesin bir şekilde reddeder” ifadelerini kullandı.

Kaynak, “Suriye ordusu, tüm vatandaşları birleştiren ulusal bir kurumdur. Devlet, SDG'den Suriyeli savaşçıların anayasal ve yasal çerçeve içinde ordunun saflarına katılmasını memnuniyetle karşılıyor” dedi.

Kaynak ayrıca, ‘imzalanan anlaşmaların uygulanmasındaki herhangi bir gecikmenin ulusal çıkarlara hizmet etmeyeceği, aksine durumu karmaşıklaştıracağın ve Suriye'nin tüm bölgelerinde güvenlik ve istikrarın yeniden sağlanmasına yönelik çabaları engelleyeceği’ uyarısında bulundu.

Cumhurbaşkanı Şara, geçtiğimiz yıl aralık ayında İslamcı grupların ittifakının başında eski Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimini devirerek Şam'da iktidarı ele geçirdi. O tarihten bu yana Şara, Suriye'deki tüm askeri grupların lağvedilmesini savunuyor.

Ancak Suriyeli Kürtler, on binlerce erkek ve kadından oluşan askeri güçlerini korumakta ısrar ediyorlar.

Suriye'nin birliğini korumak ve ülkede güvenliği yeniden tesis etmek, yeni yetkililer için başlıca zorluklar arasında yer alıyor.

On yıllardır ötekileştirilmeye ve dışlanmaya maruz kalan Suriyeli Kürtler, bugün yeni iktidarın karar alma sürecini merkezileştirme ve geçiş döneminin yönetiminden önemli unsurları dışlama çabalarını eleştiriyorlar.

SDG lideri Abdi, mayıs ayı sonlarında bir televizyon röportajında “Şam ile yaptığımız anlaşmaya bağlıyız ve şu anda uygulama komiteleri aracılığıyla bu anlaşmayı hayata geçirmeye çalışıyoruz” dedi. Ancak ‘Suriye'nin merkezi olmayan, tüm bileşenlerinin tüm haklarına sahip olduğu ve kimsenin dışlanmadığı bir ülke olması’ konusunda kararlı olduğunu da vurguladı.

Şara, Şam’da iktidarı devralmasının ardından tüm silahlı grupların feshedileceğini açıklamasına rağmen, ABD destekli Kürtler, DEAŞ’ı 2019 yılında son kalesinden de kovana kadar mücadelede etkinliğini kanıtlamış olan organize askeri güçlerini korumakta ısrar ediyorlar.

Kürt özyönetim, Suriye'nin kuzeyinde ve doğusunda, Şam’daki kaynaklara ihtiyaç duyduğu en önemli petrol ve doğalgaz sahalarını da içeren geniş bir alanı kontrol ediyor. Aralarında binlerce yabancının da bulunduğu DEAŞ üyelerini de kamplarda ve gözaltı merkezlerinde tutuyor.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani daha önce yaptığı bir açıklamada, KDSÖY’le imzalanan anlaşmanın maddelerinin uygulanmasında ‘oyalanmanın ülkedeki kaosu uzatacağını’ söylemişti.