Şam ve Beyrut sınır çizgisine ilişkin ‘kafa karışıklığını’ kontrol altına almaya çalışıyor

Deniz anlaşmazlığının alanı 750 km’nin üzerinde.

Lübnan Cumhurbaşkanı Avn, Lübnan’daki görevinin sona ermesi münasebetiyle Suriye’nin Beyrut Büyükelçisi Ali’ye Ulusal Sedir Nişanı takdim etti. (Dalati ve Nahra)
Lübnan Cumhurbaşkanı Avn, Lübnan’daki görevinin sona ermesi münasebetiyle Suriye’nin Beyrut Büyükelçisi Ali’ye Ulusal Sedir Nişanı takdim etti. (Dalati ve Nahra)
TT

Şam ve Beyrut sınır çizgisine ilişkin ‘kafa karışıklığını’ kontrol altına almaya çalışıyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Avn, Lübnan’daki görevinin sona ermesi münasebetiyle Suriye’nin Beyrut Büyükelçisi Ali’ye Ulusal Sedir Nişanı takdim etti. (Dalati ve Nahra)
Lübnan Cumhurbaşkanı Avn, Lübnan’daki görevinin sona ermesi münasebetiyle Suriye’nin Beyrut Büyükelçisi Ali’ye Ulusal Sedir Nişanı takdim etti. (Dalati ve Nahra)

Lübnan ve Suriye, Lübnanlı bir heyetin Suriye ile deniz sınırı çizilmesini görüşmek üzere Şam’a yapacağı ziyaretin tarihinin ertelendiğinin açıklanmasının ardından ortaya çıkan kafa karışıklığını kontrol altına almaya çalışıyor. Bölge, yaklaşık elli yıldır Lübnan ile askıda kalmış sınır dosyalarına eklenen yeni bir anlaşmazlık başlığı olarak ön plana çıkıyor. Ayrıca İsrail ile sınır üçgeninde Lübnan’ın güneydoğusundaki Şeba Çiftlikleri ve Kafr Şuba Tepeleri’ne yönelik çatışmanın yanı sıra iç içe girmiş coğrafi noktalardaki 20’den fazla kara sınırı da tartışmalara neden oluyor.
Lübnan, bugün resmi bir heyetin Suriye’yi ziyaret edeceğini duyurmuştu. Lübnanlı bir diplomatik kaynağın geçen pazartesi günü yaptığı açıklamaya göre Suriye hükümeti, Lübnan Dışişleri Bakanlığı’na Şam’ın özür dilediğini ve önceden bağlantıların var olduğunu belirten bir mektup gönderdi.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre bu durum, Lübnan heyeti için tarih belirleme konusunda kafa karışıklığına neden oldu. Suriye’nin Beyrut Büyükelçisi Ali Abdulkerim Ali, 25 Ekim’de Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn ile bir araya gelmesinin ardından ziyaretin iptal edilmediğini ancak tarihinin daha sonra kararlaştırılacağını bildirdi. Daha önce çarşamba günü olarak belirlenen tarihte Suriye’deki programın dolu olduğunu dile getirdi. Karışıklıkların önemsiz olduğunu vurgulayan Abdulkerim Ali, “İki ülke arasında bir kardeşlik ve işbirliği anlaşması var. Suriye, her zaman kolay olması için askıda olan konularda bile bu kardeşliğe her zaman bağlı” dedi. Avn da Büyükelçi’ye Beyrut’taki diplomatik görevlerinin sona ermesi münasebetiyle kıdemli subay rütbesi ile Sedir Ulusal Nişanı’nı takdim etti.
Diğer yandan Lübnan Parlamentosu üyeleri, Şam’ın bir sınırın çizilmesini istemediğini bildirdi. Güçlü Cumhuriyet bloğu üyesi milletvekili Fadi Kerem şu açıklamada bulundu:
“Suriye rejimi, 2014’te Birleşmiş Milletler’e (BM) Lübnan’ın 2011’de kuzey deniz sınırlarının çizmesine itiraz etti. Lübnan’ın talebine cevaben Şeba Çiftlikleri’nin Lübnan’ın olduğunu teyit edecek bir belge göndermiyor. Sınırları çizmeyi reddediyor. Lübnan’ın egemenliğini tanımıyor. Kaçakçılığı durdurmuyor ve yerinden edilmişleri geri almıyor.” 
2011 yılında Lübnan münhasır ekonomik bölgesini tanımlayan ve bu bölgenin sınırlarının üç taraftan (güney, batı ve kuzey) coğrafi noktalarının koordinat listelerini içeren bir kararname yayınlandığında kuzeyde bir sınır çatışmasının belirtileri ortaya çıktı.
Lübnan, tek taraflı olarak 6 numaralı sınır noktasını belirleyerek, 2010 yılında BM’ye gönderdi. 2011 yılında 7 numaralı  noktayı tespit ederek düzeltti. Ardından bunlar, 23 numaralı güney deniz noktasının belirlenmesiyle birlikte BM’ye bildirildi. Lübnan’ın tek taraflı ve geçici olarak kuzey münhasır ekonomik bölgesinin sınırlarını çizmesinden sonra Suriye, Lübnan’a ait münhasır ekonomik bölgenin bir kısmının mülkiyeti üzerinde hak iddia ederek aynı hamleleri yapmaya devam etti. Şam, 2014 yılında BM’ye bir protesto mektubu gönderdi ve Lübnan’ın kuzeydeki münhasır ekonomik bölgesini tek taraflı sınırlamasına itiraz etti.
Konuyu yakından takip eden Lübnanlı kaynaklara göre Lübnan ile Suriye arasındaki deniz sınırı anlaşmazlığı 750 km’den fazla bir alanda yaşanıyor. Kaynaklar tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Lübnan’ın kuzeyinde Lübnanlılar sınır çizgisini tamamlarken, Suriyeliler sahilden batıya yatay olarak uzanan bir ilk sınır çizgisi çizdiler. Lübnan’ın itiraz ettiği şey de bu. Bu durum, anlaşmazlığın denizde yaklaşık bin kilometrekareye ulaşmasını sağladı.”
Suriye Petrol Bakanlığı ve Rus ‘Capital’ şirketinin ‘Suriye devletinin Rus şirketine Suriye’nin Akdeniz’de Tartus vilayeti kıyılarındaki Münhasır Ekonomik Bölgesi’nde, 1 numaralı blokta petrol arama ve geliştirme konusunda münhasır hak tanıdığı’ bir sözleşme imzaladığında sorun 2021’de daha da kötüleşti. Blok, Suriye- Lübnan deniz sınırına kadar 2 bin 250 kilometrekarelik bir alana sahip. 1 numaralı Suriye bloğu, 1 ve 2 numaralı Lübnan blokları ile çakışırken, bunun sonucunda da net bir sınır anlaşmazlığı ortaya çıkıyor.
1970’lerde kara sınırlarının çizilmesi için ortak komiteler aracılığıyla yapılan girişimlere rağmen Suriye ile sınırın çizilmesi konusu çözülmemiş bir tarihi sorun olarak kaldı. Söz konusu dönemde deniz sınırlarının çizilmesi için hiçbir girişimde bulunulmadı.
1975 - 1990 yılları arasındaki Lübnan savaşı döneminde tüm çabalar durdurulurken, savaştan sonra sınırların çizilmesi için resmi bir ortak komite oluşturulmadı. Lübnan ile Suriye arasındaki kara sınırının belirlenmesi meselesi ilk kez Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri’nin iki ülke arasındaki 357 kilometrelik ortak sınırı belirlemek için 2006 baharında parlamentoda düzenlediği diyalog masasında gündeme getirildi. Dönemin Başbakanı Saad Hariri’nin 2010 yılında Şam’ı ziyaret etmesinin ardından sınırın çizilmesi için görevlendirilen ortak bir komite kurulmasına rağmen, mesele askıya alındı.
Lübnan, söz konusu dönemde Bakan Jean Oghassabian’ın gözetiminde bir siyasi güvenlik komitesi kurmak için girişimde bulundu. Hava sahası ile ilgili olanlar da dahil olmak üzere belgeler ve haritalar sağlandı. Bunlar, iki ülke arasındaki sınırların kapsamlı bir araştırmasını içeriyordu. Ancak Şam, Lübnan Sınırların Çizilmesi Komitesi’ne ayak uyduramadı. Nihayetinde Lübnanlı yetkililer, Suriyeli yetkililerin Ürdün sınırını çizmekle meşgul olduklarını bildirdi.
Söz konusu tıkanıklık noktalarının yanı sıra İsrail işgali altındaki Şeba Çiftlikleri ve Kafr Şuba Tepeleri siyasi ve coğrafi bir ikilemi temsil ediyor. Sınır belirleme girişimlerine eşlik eden Lübnanlı yetkililer, Şam’ın Lübnan’ın 2010 yılında Lübnan’ın çiftliklerinin tespit edilmesi için harita ve belgeler sağlama talebine yanıt vermediğini belirtiyor.



Mısır, Sudan'ın birliğini korumak için ‘ortak savunma’ anlaşmasını öne sürdü

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır, Sudan'ın birliğini korumak için ‘ortak savunma’ anlaşmasını öne sürdü

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır, Sudan’daki krizle ilgili olarak ‘kırmızı çizgiler’ çizdiğini duyurdu ve bu çizgilerin aşılmasının ‘Mısır’ın ulusal güvenliğini tehdit edeceği’ uyarısında bulundu. Kahire yönetimi, iki ülke arasında imzalanan ortak savunma anlaşmasının kendisine tanıdığı tüm tedbirleri alma ihtimalini de gündeme getirdi. Uzmanlar, bu açıklamaları Sudan’da savaşın başlamasından bu yana Mısır’dan gelen ‘en sert söylem’ olarak değerlendirdi.

Mısır’ın bu tutumu, Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin dün Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan’ı kabul etmesiyle eş zamanlı olarak açıklandı. Sisi, görüşmede ‘ülkesinin, Sudan halkının mevcut hassas süreci aşma çabalarına tam destek verdiğini’ ifade etti. Ayrıca ‘Sudan’ın birliği, egemenliği, güvenliği ve istikrarını destekleyen Mısır tutumunun değişmez ilkelerine’ vurgu yaparak, bu çerçevede mümkün olan her türlü çabanın gösterilmeye hazır olunduğunu belirtti. Açıklama, Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Muhammed eş-Şenavi tarafından yapıldı.

Mısır, Burhan’ın ziyareti sırasında ayrıca, ‘Sudan’da güvenlik, istikrar ve barışın sağlanmasına yönelik ABD Başkanı Donald Trump’ın vizyonuna tam destek verdiğini’ yineledi. Bu desteğin, ‘ABD yönetiminin dünyada barışı tesis etme, gerilimi artırmaktan kaçınma ve anlaşmazlıkları çözme yönündeki yaklaşımı’ kapsamında olduğu kaydedildi.

Ortak savunma anlaşmasının yürürlüğe girmesi

Kahire yönetimi, söz konusu ilkeleri teyit ederken Sudan krizinde ilk kez ‘kırmızı çizgiler’ belirlediğini açıkladı. Mısır, bu çizgilerin aşılmasına ‘Mısır’ın ulusal güvenliğini doğrudan ilgilendirdiği ve Sudan’ın ulusal güvenliğiyle yakından bağlantılı olduğu’ gerekçesiyle izin verilemeyeceğini vurguladı. Mısır’ın uyarıları arasında ‘Sudan’ın birliğinin ve toprak bütünlüğünün korunması, Sudan halkının imkân ve kaynaklarıyla oynanmaması ve Sudan topraklarının herhangi bir bölümünün ayrılmasına izin verilmemesi’ yer aldı.

Mısır Cumhurbaşkanlığı dün yaptığı açıklamada, ‘Sudan devlet kurumlarının korunmasının ve bu kurumlara zarar verilmesinin engellenmesinin de bir diğer kırmızı çizgi olduğunu’ bildirdi.

Açıklamada ayrıca, ‘uluslararası hukukun tanıdığı tüm tedbir ve önlemleri alma konusunda tam hakka sahip olunduğu’ ifade edilerek, bu kapsamda ‘iki ülke arasındaki ortak savunma anlaşmasının devreye sokulmasının da kırmızı çizgilerin ihlal edilmesini veya aşılmasını önlemeye yönelik seçenekler arasında bulunduğu’ kaydedildi.

a
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır ile Sudan arasında Mart 2021’de, ‘eğitim, sınır güvenliğinin sağlanması ve ortak tehditlerle mücadele’ alanlarını kapsayan bir askeri iş birliği anlaşması imzalanmıştı. Bu anlaşmadan önce ise iki ülke, ‘dış tehditlere karşı’ 1976 yılında bir ortak savunma anlaşmasına taraf olmuştu.

Mısır Temsilciler Meclisi Savunma ve Ulusal Güvenlik Komisyonu üyesi Tümgeneral Yahya Kedvani, Mısır’ın ulusal güvenliğinin Sudan topraklarının birliğiyle doğrudan bağlantılı olduğunu belirterek, “Sudan’ı bölmeyi hedefleyen komploların varlığı, aşılmaması gereken kırmızı çizgilerin belirlenmesini zorunlu kılmaktadır” dedi.

Kedvani, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, ‘Sudan’ın birliği ve toprak bütünlüğünün korunmasına yönelik Mısır tutumunun sabit ve güçlü olduğunu, Kahire’nin Sudan devlet kurumlarını korumaya yönelik açıkladığı girişim ve söylemleri hayata geçirme kapasitesine sahip bulunduğunu’ ifade etti. Ortak savunma anlaşmasının gündeme getirilmesinin, ‘iki ülke arasında uluslararası meşruiyet ve daha önce imzalanmış anlaşmalar çerçevesinde ortak bir koordinasyonun bulunduğunu teyit etmeyi amaçladığını’ söyledi.

Mısır Cumhurbaşkanlığı tarafından dün yayımlanan açıklamada ise ‘Kahire’nin Sudan’da süregelen gerilimden derin endişe duyduğu’ belirtildi. Açıklamada, bu durumun ‘Sudanlı sivillere yönelik korkunç katliamlara ve insan haklarının en temel kurallarının açık ihlallerine yol açtığı’ vurgulandı. Mısır’ın, ‘Sudan’ın birliğine ve toprak bütünlüğüne zarar vereceği gerekçesiyle, herhangi bir paralel yapının kurulmasını veya tanınmasını kesin bir dille reddettiği’ kaydedildi.

Diğer yandan eski Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Salah Halime, ülkenin bölünmesine yönelik tehditlerle mücadelede Mısır-Sudan koordinasyonunun, Mısır, Sudan ve Arap dünyasının ulusal güvenliğini koruma çerçevesinde ele alındığını belirtti. Halime, iki ülkenin Kızıldeniz’e kıyısı olan devletleri bir araya getiren konseyin üyesi olduğuna işaret ederek, bu yapının temel rollerinin ‘savunma ve kalkınma’ olduğunu söyledi.

Halime, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Mısır’ın tutumunun Uluslararası Dörtlü girişimi ile Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın ABD ziyareti sırasında gündeme getirdiği inisiyatif kapsamında şekillendiğini ifade etti. Kahire’nin, ‘üç ay sürecek bir ateşkesle başlayacak, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) Sudan ordusuna entegre edilmesini ve Sudan askeri kurumunun bütünlüğünün korunmasını öngören bir yol haritasının uygulanmasını desteklediğini’ kaydetti.

Mısır Cumhurbaşkanlığı’nın açıklamasına göre Kahire, ‘insani bir ateşkese ulaşılması, bunun kalıcı bir ateşkese dönüşmesi ve Sudanlı sivillerin güvenliği ile korunmasını sağlamak amacıyla güvenli insani sığınaklar ve geçiş koridorları oluşturulması’ hedefiyle Uluslararası Dörtlü çerçevesinde çalışmayı sürdürme konusundaki kararlılığını yineledi. Bu sürecin, Sudan devlet kurumlarıyla tam koordinasyon içinde yürütüleceği belirtildi.

Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve ABD’den oluşan Uluslararası Dörtlü, ağustos ayında sunduğu yol haritasında, ‘üç aylık insani ateşkesin ardından kalıcı bir ateşkesin sağlanmasını, siyasi sürecin başlatılmasını ve dokuz ay içinde bağımsız bir sivil hükümetin kurulmasını’ öngörmüştü.

sfg
New York'ta düzenlenen Uluslararası Dörtlü toplantısından (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Burhan’ın Mısır ziyareti, geçtiğimiz pazartesi günü Suudi Arabistan’a gerçekleştirdiği ziyaretin ardından geldi. Burhan, söz konusu ziyaretin sonunda, ‘Sudan’ın barışın sağlanması ve savaşın sona erdirilmesi yönündeki çabalarda ABD Başkanı Donald Trump, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Özel Temsilci Massad Boulos ile birlikte çalışmaya istekli olduğunu’ ifade etmişti.

El-Ehram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Afrika Programı Direktörü Emani et-Tavil ise ‘Mısır’ın Sudan dosyasında ilk kez kırmızı çizgiler koyduğunu, son tutumunun savaşın başlamasından bu yana en sert duruşu yansıttığını’ belirtti. Et-Tavil, bu yaklaşımın ‘Sudan’ın birliğinin korunması, savaşın durdurulması, paralel yapıların reddedilmesi ve devlet kurumlarının muhafazası’ konularında Suudi Arabistan ve ABD’nin tutumlarıyla örtüştüğünü söyledi.

Şarku’l Avsat’a konuşan et-Tavil, ‘Sudan’ın birliği konusunda güçlü tutumlar sergilenmesi noktasında Suudi Arabistan ile Mısır arasında bir uyum bulunduğunu, bunun da ateşkes ilanı ve insani ara verilmesine yönelik bir girişimin şekillendirilmekte olduğunu gösterdiğini’ ifade etti. Ancak et-Tavil, ‘birbirini kabul etmeyen Sudanlı taraflarla yürütülecek siyasi çözümlerin en karmaşık mesele olmaya devam ettiğini’ vurguladı.

Sumud İttifakı bünyesindeki siyasi ve sivil güçler, salı günü Kenya’nın başkenti Nairobi’de, Abdulvahid en-Nur liderliğindeki Sudan Kurtuluş Ordusu Hareketi ve Arap Sosyalist Baas Partisi ile Sudan’daki savaşı durdurmaya yönelik ortak bir ilkeler bildirgesine imza attı. Bu adım, savaşa karşı olan Sudanlı tarafların büyük bölümünü bir araya getiren ilk yakınlaşma olarak değerlendirildi.

Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü dün yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile Burhan arasındaki görüşmelerde, ‘iki ülke arasındaki ilişkilerin, halkların bütünleşme ve karşılıklı kalkınma beklentilerini yansıtacak şekilde güçlendirilmesinin ele alındığını, ayrıca sahadaki gelişmelerin değerlendirildiğini’ bildirdi.


İsrailliler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep ederek sınırı geçtiler

İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)
İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)
TT

İsrailliler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep ederek sınırı geçtiler

İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)
İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)

İsrail ordusunun yasağına rağmen, dün birkaç İsrailli Gazze Şeridi'ne girdi ve eski bir yerleşim yerinde İsrail bayrağını dalgalandırarak harap olmuş Filistin topraklarının yeniden işgalini istedi.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre İsrail sağ kanadıyla bağlantılı sosyal medya hesapları, açık bir alanda İsrail bayrağının etrafında toplanmış yaklaşık 20 erkek, kadın ve çocuğu gösteren bir fotoğraf paylaştı ve fotoğrafın Kfar Darom'da çekildiğini iddia etti.

Gazze Şeridi'nin merkezindeki bu eski kibbutz, diğer 20 yerleşim yeriyle birlikte, İsrail'in 2005'teki tek taraflı çekilmesi sırasında boşaltılmıştı.

O zamandan beri, İsrail sağının bir kesimi, Gazze'de İsrail yerleşimlerinin yeniden kurulmasını savunuyor. Bu çağrı, Gazze Şeridi'ndeki savaşı başlatan 7 Ekim 2023'teki Hamas saldırısından sonra daha da yoğunlaştı.

Bunun ardından, bazı İsrailli yetkililer de Filistinlilerin Gazze'den tahliye edilmesini ve bölge üzerindeki İsrail kontrolünün yeniden kurulmasını savundu.

rty65u7
Gazze'ye yerleşmeyi destekleyen İsrailliler, ordunun kendilerine Gazze Şeridi içinde Hanuka bayramını kutlama izni vermesini talep eden bir yürüyüşe katıldı (Reuters)

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'ne girenlerin "İsrail topraklarına geri gönderildiğini" duyurdu ve "onlarca" kişinin daha başka bir sınır kapısından sızmasının engellendiğini, ancak bazılarının güvenlik bariyerlerini aşmayı başardığını belirtti.

Açıklamada ayrıca, "savaş bölgesine herhangi bir giriş yasaktır, sivilleri tehlikeye atar ve bölgedeki askeri operasyonları aksatır" denildi.

Sınır kasabası Sderot'ta düzenlenen bir mitingde, yerleşim hareketinin önde gelen isimlerinden Daniella Weis, yaklaşık 100 destekçisine şöyle seslendi: “Allah'ın izniyle, bu bayrağın yükseltilmesi yeni bir dönemin başlangıcını işaret edecek; Gazze'ye geri döneceğimiz bir dönem.”

Şöyle devam etti: “Gazze, Endonezyalılar, Türkler, Mısırlılar veya başka herhangi bir ülke tarafından yönetilmeyecek. Gazze'yi yalnızca İsrail halkı yönetecek.” Bu sözleriyle, ateşkes anlaşması kapsamında Gazze Şeridi'ne konuşlandırılması beklenen uluslararası istikrar gücüne katılması muhtemel ülkeleri kastediyordu.

Geçtiğimiz hafta, Weis'in kurucu ortaklarından olduğu aşırı milliyetçi yerleşim hareketi "Nahala", bir mesajda, Gazze'de İsrail bayrağını dalgalandırmayı organize etme niyetini açıkladı. Bu girişim, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, on diğer bakan ve Knesset'in yirmiden fazla üyesi tarafından destekleniyor.


Hamas, Miami görüşmelerinin İsrail'in "ihlallerine" son vermesini bekliyor

Gazze şehrinin Zeytun mahallesindeki yıkımdan, 27 Kasım 2025 (AP)
Gazze şehrinin Zeytun mahallesindeki yıkımdan, 27 Kasım 2025 (AP)
TT

Hamas, Miami görüşmelerinin İsrail'in "ihlallerine" son vermesini bekliyor

Gazze şehrinin Zeytun mahallesindeki yıkımdan, 27 Kasım 2025 (AP)
Gazze şehrinin Zeytun mahallesindeki yıkımdan, 27 Kasım 2025 (AP)

Hamas liderlerinden biri, Gazze ateşkesinin bir sonraki aşamasına geçmek için bugün Miami'de yapılması planlanan görüşmelerin, İsrail'in ateşkesi "ihlal etmesine" son vermesiyle sonuçlanması gerektiğini söyledi.

Hamas siyasi büro üyesi Basim Naim AFP'ye yaptığı açıklamada, "Halkımız, bu görüşmelerde bulunanların devam eden İsrail saldırganlığına son vermelerini, tüm ihlalleri ve aykırılıkları durdurmalarını ve işgalcileri Şarm el-Şeyh anlaşmasının gereklerine uymaya zorlamalarını bekliyor" ifadelerini kullandı.

Amerika Birleşik Devletleri, Florida'da bu görüşmelere ev sahipliği yapıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın özel temsilcisi Steve Wittkoff'un, ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasını ilerletmek amacıyla Katar, Mısır ve Türkiye'den üst düzey yetkililerle bir araya gelmesi bekleniyor.