Ara seçimler yaklaşırken ABD’nin Ukrayna’ya yaptığı yardıma yönelik eleştiriler artıyor

ABD Başkanı Joe Biden ve eşi geçen pazartesi günü Beyaz Saray’ın arka bahçesinde (EPA)
ABD Başkanı Joe Biden ve eşi geçen pazartesi günü Beyaz Saray’ın arka bahçesinde (EPA)
TT

Ara seçimler yaklaşırken ABD’nin Ukrayna’ya yaptığı yardıma yönelik eleştiriler artıyor

ABD Başkanı Joe Biden ve eşi geçen pazartesi günü Beyaz Saray’ın arka bahçesinde (EPA)
ABD Başkanı Joe Biden ve eşi geçen pazartesi günü Beyaz Saray’ın arka bahçesinde (EPA)

Beyaz Saray’ın Ukrayna politikasına karşı ABD Kongresi’nde muhalif sesler yükseliyor. Bazı Cumhuriyetçilerin Ukrayna’daki savaş finansmanını engelleme tehdidi sonrasında, ABD Başkanını krize barışçıl bir çözüm bulmak için Rusya ile müzakere etmeye çağıran liberal Demokratlardan da şaşırtıcı bir mesaj geldi.
Mesaj, Alexandria Ocasio-Cortez, Ro Khanna ve Barbara Lee’nin yanı sıra Demokrat Pramila Jayapal liderliğindeki 30 milletvekilinin imzasını içeriyor. Milletvekilleri, mesajda Biden’a ‘çatışmaya bir an önce son vermek için Rusya ile doğrudan müzakerelere girme’ ve ‘ateşkes için gerçekçi bir takvime ulaşma çabalarıyla birlikte ABD’den Ukrayna’ya askeri ve ekonomik yardım sağlama’ çağrısı yaptı. Demokratlar, ABD yönetiminin anlaşmaya varmak için bir teşvik olarak Rusya’ya yaptırımlardan muafiyet sağlaması gerektiğini belirtti. Mesajda nükleer savaş tehlikesi konusunda bir uyarı da yer alırken, “Nükleer bir tırmanışa ilişkin felaket ihtimali, herhangi bir doğrudan askeri çatışmadan kaçınmayı gerekli kılıyor” denildi.
Milletvekilleri, Ukrayna’daki çatışmanın ABD’de gaz ve gıda fiyatlarını artırdığını, ‘son aylarda enflasyonu ve benzin fiyatlarını yükselttiğini’ söyledi. Aynı şekilde milletvekilleri, “Ekonomistler, Ukrayna’daki durumun istikrara kavuşması halinde fiyatları yukarı çeken korkuların hafifleyeceğine ve bunun küresel olarak petrol fiyatlarında düşüşe yol açacağına inanıyor” dedi.
Mesajın bu son kısmı, bazı eleştirmenlerin ‘metni imzalayan milletvekillerini, ara seçimler nedeniyle mesajı yazmakla’ suçlamasına neden oldu. Söz konusu eleştiriler, Demokratların kendileri tarafından yapılırken, Demokrat Milletvekili Jake Auchincloss da metni imzalayan milletvekillerini ‘savaşını kaybeden bir savaş suçlusuna zeytin dalı uzatmakla’ suçladı. Auchincloss ayrıca, “Kongre, Joe Biden’ın etkili stratejisinin arkasında sağlam durmalı ve daha zayıf yaptırımları değil, daha sert yaptırımları teşvik etmelidir!” dedi.
Bu eleştiriler, mesajı yazma çabalarına öncülük eden Milletvekili Jayapal’ı bir başka açıklama yapmaya itti. Öyle ki Pramila Jayapal, “Ukrayna’yı destekleme konusundaki mutlak taahhüdümüzde demokratlar olarak birleştik. Mesajımızdaki hiçbir şey bu desteğin değiştirilmesini gerekli kılmıyor. Diplomasi hayat kurtarabilecek önemli bir araç, tek araçtır” şeklinde konuştu. Jayapal ayrıca, bazıları tarafından Cumhuriyetçilerin açıklamalarına benzer şekilde yapılan yorumlar nedeniyle Biden’a gönderilen mektubun geri çekildiğini açıklayan bir açıklama daha yaptı.
Öte yandan Kevin McCarthy’nin Cumhuriyetçilerin Ukrayna’ya açık çek yazmayacaklarını belirtmesinin ardından Cumhuriyetçi Mitch McConnell da Ukrayna’ya yapılan yardıma sarsılmaz desteğini dile getirdi.



Beyaz Saray: Ortadoğu'da diplomatik çözüm mümkün ve acil

Beyaz Saray sözcüsü Karine Jean-Pierre, (Reuters)
Beyaz Saray sözcüsü Karine Jean-Pierre, (Reuters)
TT

Beyaz Saray: Ortadoğu'da diplomatik çözüm mümkün ve acil

Beyaz Saray sözcüsü Karine Jean-Pierre, (Reuters)
Beyaz Saray sözcüsü Karine Jean-Pierre, (Reuters)

Beyaz Saray dün (Perşembe) yaptığı açıklamada, Ortadoğu'da diplomatik bir çözüme ulaşmanın mümkün ve acil olduğunu belirtti.

Beyaz Saray sözcüsü Karine Jean-Pierre, Beyaz Saray'ın İsrail ile Filistin İslami Direniş Hareketi (Hamas) arasında ateşkes anlaşmasına varılmasının bölgeyi "sakinleştireceğine" inandığını söyledi.

İsrail ile Hamas arasında Gazze Şeridi'nde 7 Ekim'de başlayan savaştan bu yana, örgütün İsrail'e yönelik eşi benzeri görülmemiş saldırısının ardından, İsrail'in askeri operasyonlarının odak noktası Gazze oldu. Ancak, İbrani devleti ile Lübnan arasındaki sınır bölgesi, İsrail ordusu ile Hizbullah arasında her gün karşılıklı bombardımanlara sahne oldu. Lübnan'da çoğu Hizbullah savaşçısı olmak üzere yüzlerce, İsrail'de ise onlarca kişinin ölümüne ve her iki tarafta da on binlerce sivilin yerinden edilmesine yol açtı.