Lübnan ordusunun deniz sınırlarının çizilmesi sürecinin dışında tutulması soru işaretlerine neden oldu

Güney Lübnan'ın Nakura kentine giden sahil yolunda devriye gezen iki UNIFIL aracı (AFP)
Güney Lübnan'ın Nakura kentine giden sahil yolunda devriye gezen iki UNIFIL aracı (AFP)
TT

Lübnan ordusunun deniz sınırlarının çizilmesi sürecinin dışında tutulması soru işaretlerine neden oldu

Güney Lübnan'ın Nakura kentine giden sahil yolunda devriye gezen iki UNIFIL aracı (AFP)
Güney Lübnan'ın Nakura kentine giden sahil yolunda devriye gezen iki UNIFIL aracı (AFP)

Bugün, Lübnan’dan resmi bir heyetin İsrail sınırındaki Nakura bölgesine gitmesi ve İsrail ile Lübnan arasındaki deniz sınırı anlaşmasında arabulucu konumdaki ABD'li diplomat Amos Hochstein ve Birleşmiş Milletler'e (BM), Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın deniz sınırının çizilmesine ilişkin anlaşmanın son halinin onayladığı mektubu teslim edildi. Öte yandan Lübnan ile Suriye arasındaki deniz sınırının çizilmesi meselesinde Suriye tarafının Lübnan’dan siyasetçilerin oluşturduğu bir heyetin dün Şam'a yapacağı ziyareti Lübnan'ın Şam ile önceden koordinasyon kurmadan tarih belirleyip acele ettiği gerekçesiyle iptal etmesinin ardından mevcut çıkmazda yeni bir sayfa açtı.
Diğer taraftan Lübnan ordusunun bu iki önemli gelişmenin dışında tutulması dikkati çekti. Güvenlik alanında önde gelen bir kaynak, ordunun deniz sınırının çizilmesi sürecine dahil olmayı reddettiğine dair sızdırılan bilgiler karşısında şaşkınlığını gizlemedi. Şarku'l Avsat'a konuşan kaynak, orduyu bu sürecin dışında tutanın siyasi otorite olduğunu söyledi. Siyasi otoritenin İsrail ile deniz sınırının çizilmesinde orduya müzakere görevi verdiğini hatırlatan kaynak, “Askeri heyet, 29 nolu bloku müzakere noktası olarak belirledi. Deniz sınırının, devletin ve halkın zenginliğini koruyacak şekilde Lübnan’ın egemenliğinde olduğunu kanıtlayan delilleri ve belgeleri sundu” ifadelerini kullandı.
Ancak siyasi otorite bu dosyayı ordunun elinden geri aldı ve ABD’li arabulucu Hochstein ile hiçbir gerekçe göstermeden 23 nolu blokun görüşme noktası olmasını kararlaştırdı. Hochstein ile yapılan anlaşmanın ardından siyasiler, siyasi otoritenin ordudan yardım alması konusunda, ordudaki hidrografik birliğinden bir subayın haritalara rakamlar koymakla görevlendirildiğini ve görevinin burada sona erdiğini belirttiler.
Cumhurbaşkanı Avn'ın oluşturduğu, siyasi ekibinden isimlerin ve bazı bakanların yer aldığı heyet, dün Suriye'ye gitmek üzereydi. Ancak heyette ordudan hiçbir temsilcinin bulunmaması, ordunun güney deniz sınırı müzakerelerinden dışlandığı gibi Suriye ile kuzey deniz sınırı müzakerelerinden de uzaklaştırıldığını göstermesi dikkati çekti. Şarku’l Avsat’a konuşan güvenlik kaynağı, siyasetçilerin orduya fikrini ya da Suriye ile deniz sınırının çizilmesi meselesiyle ilgili haritayı ve koordinatları sormadıklarını belirtti. Ordunun müzakerelere girmeyi reddettiği iddialarının gerçeği yansıtmadığını söyleyen kaynak, orduya böyle bir misyon vermenin mantıklı olmadığını ve ordunun da bu görevi yerine getirmekte tereddüt ettiğini kaydetti.
Ordunun sürecin dışında olması, Lübnanlıların bu kararın arka planına ilişkin endişelerini artırdı. Ancak Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki gelişmeleri yakından takip eden kaynaklar, heyette ordudan bir temsilcinin olmaması gerektiğini savundular. Nakura’ya giden heyette ordudan hiçbir subayın olamayacağının altını çizen kaynaklar, çünkü görüşmenin askeri uzmanların da hazır bulunmasını gerektiren herhangi bir teknik konu barındırmadığını vurguladılar.
Kaynaklar, Şarku'l Avsat'a, tek sorunun, sivil heyette yer alanların isimlerinin dün akşama kadar açıklanmamış olduğu değerlendirmesinde bulundular.
Öte yandan Cumhurbaşkanı'nın bugün imzaladığı mektup, BM’nin Lübnan'ın hakkını  onayladığı bir belge olmak üzere ABD’li arabulucu Amos Hochstein'a ve Nakura'da konuşlu BM Lübnan Geçici Görev Gücü’ne (UNIFIL) teslim edildi.
Lübnan ordusu, İsrail ile Lübnan arasında geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen dolaylı müzakerelerde kilit ve etkin bir rol oynamıştı. Kaynaklar, Nakura'da Lübnan tarafından imzalı herhangi bir belgenin bulunmadığını, sadece Cumhurbaşkanı'nın imzalı mektubunun, Hochstein ve UNIFIL’e teslim edildiğini vurguladılar.
Burada, Lübnan ve İsrail arasındaki ateşkes anlaşmasının Lübnan ordusundan Yarbay Tevfik Salim ve Binbaşı C. Harb tarafından 23 Mart 1949'da imzalandığı ve yine İsrail'in Lübnan'a karşı yürüttüğü ‘Gazap Üzümleri’ savaşını sona erdiren Nisan Anlaşması’nın da 26 Nisan 1996'da Lübnan adına ordu tarafından imzalandığı hatırlatılmalı.
İsrail ile dolaylı görüşmeler yapan askeri heyetin başkanı olan emekli Tuğgeneral Bessam Yasin, ne ordunun Suriye ile deniz sınırının çizilmesi görüşmelerinden ne de ABD’li arabulucu ile siyasi otorite arasındaki müzakere sürecinden dışlanmasına bir açıklama getirebildi. Şarku'l Avsat'a konuşan Tuğgeneral Yasin, “Buna yanıt verecek olan taraf, müzakereleri yürüten siyasi otoritedir, başka biri değil” dedi.
Tuğgeneral Yasin, deniz sınırının çizilmesini görüşmek üzere Suriye'ye gidecek olan Lübnan heyetine teknik ve askeri bir ekibin dahil edilmemesinin gerekçeleriyle ilgili değerlendirmesinde, siyasi heyetin doğrudan müzakerelere başlamak üzere mi yoksa müzakerelerin başlatılması için ön görüşmeler için mi gittiği konusunda bilgisinin olmadığını açıkladı. Tuğgeneral Yasin, ordunun teknik ekiplerinin harita ve koordinatları belirlediğini ve ardından siyasi otoritenin anlaşmayı sonuçlandırdığını söyledi.



İsrail'in Beyrut'a düzenlediği saldırıda DMO komutan yardımcısı öldürüldü

Nilfuruşan, Arap Körfezi açıklarındaki manevralar sırasında düzenlediği basın toplantısında (arşiv - Tesnim)
Nilfuruşan, Arap Körfezi açıklarındaki manevralar sırasında düzenlediği basın toplantısında (arşiv - Tesnim)
TT

İsrail'in Beyrut'a düzenlediği saldırıda DMO komutan yardımcısı öldürüldü

Nilfuruşan, Arap Körfezi açıklarındaki manevralar sırasında düzenlediği basın toplantısında (arşiv - Tesnim)
Nilfuruşan, Arap Körfezi açıklarındaki manevralar sırasında düzenlediği basın toplantısında (arşiv - Tesnim)

İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) medya organları, DMO Komutan Yardımcısı Tuğgeneral Abbas Nilfuruşan'ın Beyrut'un güney banliyölerinde Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın öldürüldüğü bombalı saldırıda öldüğünü doğruladı.

İran Dini Lideri Ali Hamaney’in ofisine yakınlığıyla bilinen Kayhan gazetesi ‘resmi olmayan’ kaynaklara dayandırdığı haberinde, Nilfuruşan'ın İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerinde Hizbullah'ın kalesine düzenlediği hava saldırısında öldüğünü duyurdu.

İranlı Öğrenciler Haber Ajansı (ISNA), nisan ayı başında İran konsolosluğunu hedef alan bir hava saldırısında öldürülen Tuğgeneral Muhammed Rıza Zahidi'nin yerine atanan komutanın Suriye ve Lübnan'daki rolünü ortaya koyan kısa bir hayat hikayesini yayınladı.

58 yaşındaki Nilfuruşan, 2019 yılında Zahidi'nin yerine DMO kara kuvvetleri operasyon komutan yardımcısı olarak atandı. Her iki isim de ülkenin merkezindeki İsfahan'dan geliyor.

Nilfuruşan son olarak DMO'nun Ortak Operasyonlar Odası'nın komutan yardımcısıydı. DMO güçlerini denetlemek üzere Lübnan'a gittiği ilk kez medya organları tarafından açıklandı.

Zahidi'nin memleketi İsfahan'da düzenlenen cenaze töreninde DMO Komutanı Hüseyin Selami halefinin de İsfahanlı olacağını söyledi.

Nifuruşan’ın bölgedeki direniş cephesinin güçlendirilmesinde önemli bir rolü vardı. Tahran'a sadık silahlı gruplara atıfta bulunan ISNA, Nifuruşan’ın Hizbullah'ın başını çektiği bu grupları destekleme konusundaki ‘geniş saha deneyimine’ dikkat çekti.

Onu ‘direniş güçlerinin temel direklerinden biri’ olarak tanımlayan ISNA, “Nifuruşan, bölgedeki direniş güçleri arasındaki çabaların koordine edilmesinde stratejik bir lider olarak önemli bir rol oynamıştır” dedi.

Şarku’l Avsat’ın ISNA’dan aktardığı hayat hikayesinin devamında şu ifadeler yer aldı: “Nifuruşan, İslam Cumhuriyeti'nin askeri stratejistlerinden biri olarak, Siyonist rejimin ve bölgenin diğer düşmanlarının saldırılarına karşı direniş hareketini desteklemek için her zaman ön saflarda yer aldı. Askeri ve diplomatik planlamalara aktif katılımı, direniş cephesinin Siyonist rejim ve diğer saldırgan güçlerin sürekli tehditleri karşısında kapasitesini güçlendirmesine yardımcı oldu.”

Nifuruşan 1980 yılında DMO’ya girdi ve İran-Irak savaşına katılarak İsfahan eyaletindeki birlikleri denetleyen tanınmış bir saha komutanı oldu.